Kan ve Kan Ürünleri, Transfüzyon ve Komplikasyonları
Kan, diğer bütün organları perfüze eden hareketli bir organ olarak kabul edilmektedir. Kan;
a. Eritrositlerle oksijen (02) taşınmasını, lökositlerle korunma mekanizmasını ve trombositlerle hemostatik dengeyi sağlar.
b. Sıvı kısmı ile gaz transportuna yardımcı olur. Besleyici maddeler, hormonlar, pıhtılaşma faktörleri, antikorlar ve yıkım ürünlerinin dokulara veya eli-minasyon yerlerine taşınmasını sağlar.
İlk kan transfiizyonu 1667'de JB. Deniş ve Emerez tarafından bir çocuğa koyun kanı verilerek yapılmış, ancak eritrositlerin erken ya da gecikmiş ag-lütinasyonu ve hemolizi ile ölümle sonuçlanmıştır. Daha sonra farklı tür ve bireylerin kanlarının farklı immünolojik ve antijenik özelliklerinin olduğu bulunmuş ve 1900'de Landsteiner ABO grup tanımlamasını yaparak güvenli ve etkili transfüzyonun temelini atmıştır.
İnsanda kan hücreleri membranların-da, genetik olarak denetlenen, genellikle glikolipid ve protein yapıda, her biri antijen-antikor etkileşimlerine yol açabilen, sık bulunan en az 30 çeşit ve daha az sıklıkla gözlenen çok daha fazla sayıda başka antijenler saptanmıştır. (Kan Ürünü)
Bugüne kadar saptanan antijenlerden klinik uygulama ve transfüzyon açısından en önemli olanları ABO ve Rhesus (Rh) grupları olup daha sıklıkla transfüzyon reaksiyonlarına neden olurlar. ABO sisteminde bireylerin kan grupları içerdikleri antijenlere (eritrositlerin aglütinasyonuna neden oldukları için aglütinojen de denir) göre dört ana grupta incelenir.
Kan ve kan ürünleri transfüzyonu
A grubu A, veya A2, AB grubu A,B veya A2B şeklinde olabilir. A,B grubu kişilerin serumunda doğal antikor yoktur. A2B grubu kişilerde ise %25 oranında Anti-A, bulunabilir. Uygun olmayan kan transfiizyonu sırasında anti-A veya anti-B plazma aglütininleri A ya da B aglütinojeni içeren eritrositler ile karşılaştıkları zaman aglütininler üzerlerindeki (IgG tipinde 2, IgM tipinde 10 adet olan) bağlanma bölgelerinden çok sayıda eritrositlere bağlanarak aglütinasyo-na yol açarlar ve küçük kan damarları tıkanır. Bunu izleyen birkaç saat ya da gün içinde hücrelerdeki fiziksel bozukluk ya da fagositik hücrelerin aktivas-yonu sonucu çökmüş eritrositlerde he-moliz oluşur. Bazı durumlarda ise antikorların kompleman sistemini aktive etmesi sonucu proteolitik enzimlerin (li-tik kompleks) devreye girmesiyle eritrositlerin membranları parçalanır ve ani intravasküler hemoliz gelişir.
Kan transfüzyonunda önem taşıyan diğer bir sistem de Rh sistemidir. Transfüzyon reaksiyonlarına neden olan aglü-tininler ABO sisteminde spontan olarak gelişmesine karşın, Rh sisteminde spontan aglütinin gelişmez. Ciddi reaksiyon yapacak kadar aglütinin oluşumu için kişi ya kan transfüzyonu ile ya da Rh(-) bir kadının Rh(+) bir bebeğe gebeliği sırasında olduğu gibi yüksek dozda Rh antijeni ile karşılaşmalıdır.
Uyum testleri ve kan transfüzyon
Kan grubunun belirlenmesi, çapraz karşılaştırma ve antikor taraması (Co-ombs testi), in vivo antijen-antikor reaksiyonlarını önlemek için kullanılan in vitro testlerdir. Kan grubu belirlenirken; eritrositler plazmalarından ayrılarak serum fizyolojik ile sulandırılır ve bir kısmı anti-A, bir kısmı anti-B aglütinin ile karşılaştırılır. Birkaç dakika sonra mikroskop altında aglütinasyon olup olmadığı (+ veya -) değerlendirilir .
Kan grubu belirlendikten sonra aynı gruptan olan vericinin eritrositleri alıcının serumu ile (majör) ve alıcının eritrositleri vericinin serumu ile (minör) karşılaştırılarak verilecek kanın ABO, Rh ve diğer sistemler açısından uygunluğu test edilir. Tam çapraz karşılaştırma 3 aşamalıdır ve en geç 60 dk'da tamamlanır, (ğ) aşamada ABO ve Rh sistemi saptanır ve 5 dk sürer.(j2. aşamada diğer sistemlere karşı antikor olup olmadığı, ğj aşamada ise düşük titras-yonlu veya normal koşullarda aglütinasyon yapmayan antikorlar aranır. Son iki aşama 45 dk sürer.
Antikor taraması iki şekilde yapılır. Direkt antikor taraması ile (direkt Co-ombs testi) eritrosit yüzeyindeki, indi-rekt antikor taraması ile (indirekt Co-ombs testi) serumdaki inkomplet antikorlar taranır. Alıcı serumu antijen içeriği bilinen eritrositlerle karşılaştırılır ve eğer inkomplet antikorlar varsa bunlar eritrosit membranına yapışır. Daha sonra bunlara antikor eklenmesiyle aglütinasyon izlenir. Antikor taraması her verici için rutin olarak, her alıcı için de çapraz karşılaştırma yerine yapılır.
Kan grubu belirlenmesi ve negatif antikor tarama testinden sonra çapraz karşılaştırma yapılmadan ABO ve Rh uygun transfüzyonlarından sonra hemoliz riski % 1 olarak bildirilmiştir. Çapraz karşılaştırma antikor tarama testiyle belirlenemeyen nadir antikorların da belirlenmesini sağladığından tam güvenilirdir. Ancak zaman aldığından günümüzde elektif, transfüzyon olasılığı yüksek girişimlerde uygulanmaktadır.