İmpotans Nedir

İmpotans Nedir, İmpotans Tanısı

Erektil fonksiyon bozukluğu tanısındaki ilk ve en önemli tanı yöntemi ayrıntılı bir anamnezle başlar. Kişinin psikoseksüel gelişimi, ilk cinsel deneyimleri, özellikle çocukluk dönemindeki bir cinsel travma, aile yapısı, sosyo-kültürel düzeyi, partneriyle olan uyumu, önceden geçirilmiş hastalıklar, ameliyatlar, sürekli kullandığı ilaçlar, alkol ve madde bağımlılı­ğı soruşturulması, mümkünse eşleri birlikte dinleyerek değerlendirilmeli­dir. Bu değerlendirme olguların % 50 sinde organik veya psikojenik nedeni belirlemede yeterli olabilmektedir.
Sistemik fizik muayene, özellikle de vasküler, nörolojik, endokri-nolojik ve genitoüriner sistem muayenesi gereklidir. Rutin kan ve idrar tet­kikleri dışında özellikle kan şekeri değerlendirmesi (açlık kan şekeri, HbA[C, OGTT), testosteron, prolaktin, üre, elektrolitler, kreatinin değer­leri, prostat sekretinin incelenmesi yapılması gereken laboratuar tetkikler­dir.

Papaverin testi: Vasoaktiv ajanlardan papaverinin intrakavernöz enjeksiyonu impotans tanısında kullanılması bu alanda bir çığır açmış-tır(19). Papaverin hidroklorür, özellikle düz kaslara etkili bir kas gevşetici-sidir. Oksidatif fosforilasyon inhibisyonu ve siklik adenosin monofosfat fos-fodiesteraz blokajıyla ve kas kontraksiyonu sırasında kalsiyumla olan etki-leşimiyle, kas gevşetici özelliğini gösterir. 30-60 mg'lık dozlarda uygulanan intrakavernöz papaverin enjeksiyonu sonucu yaklaşık 5-15 dakika içinde oluşan ve 30 dakika kadar süren bir ereksiyon, arteryal ve venöz bir patolo­jinin olmadığını kanıtlar. Negatif bir cevap teşhis için yeterli değildir. İleri tetkikler gerektirir. Papaverin testi bazen psikolojik nedenlerle yanıltıcı da olabilir

Kavernosometri, Kavernosografi: Ereksiyonun çok çabuk kaybol­ması (detümesans) veya yetersiz ereksiyon, venöz sistemin blokajında bir patolojiyi, venöz kaçağı düşündürür. Venöz kaçağı belirlemek amacıyla 30-60 mg. papaverin enjeksiyonu sonrası, basınç monitörü kontrolünde intrakavernöz serum infüzyonu yapılır ve ereksiyon oluşturulur. Bu infüzyo-nu sağlayan indüksiyon akım hızı ve akım kesildikten sonra ereksiyonu sür­dürecek en düşük akım hızı (maintanence flovv), ölçülerek değerlendirilir (Farmakokavernosometri). Venöz kaçak şüphesi olan olgularda daha sonra kontrast madde verilerek serum infüzyonu yapılır ve skopi altında değer­lendirilerek alınan grafilerle de venöz kaçak araştırması yapılır (Farmako-kavernosografi).

Nokturnal penil tümesans: (NPT) Erişkin bir erkekte normalde uykunun REM fazında 3-5 kez oluşan, 10-30 dk. süren periodik ereksiyon-lar olur. Bu ereksiyonları belirlemede kullanılan NPT, organik ve psikoje-nik kaynaklı impotans tanısında önemli bir kriterdir. Karacan tarafından ortaya konan bu yöntem(21), daha sonra EEG, EMG ve EKG ile kombine olarak değerlendirilerek geliştirilmiştir(22). Rijiditeyi ölçen Rigiscan test yöntemi de uyku testi olarak kullanılan değerli bir kriterdir

Arteriografi: Özellikle arteriel hastalığı olduğunda şüphe edilen genç hastalarda veya pelvik travma geçirmiş selektif olgularda vasküloje-nik impotans tanısını koymak amacıyla internal iliak veya internal puden-dal arteriografi yapılabilir.
Penil Brakial İndeks (PBI): Penisteki arteriel basınçla brakial sis-tolik basınç oranı olarak tanımlanır. Arteriel bir patolojiyi saptamak ama­cıyla kullanılmaktayken son yıllarda anlamını ve önemini oldukça yitirmiş­tir.

Psikogram: Psikojenik impotans düşünülen olgularda MMPI, Rorschach gibi testlerle kişilik, davranış ve psikoseksüel bozukluklar tespit edilerek değerlendirilmektedir.

Renkli Doppler Penil Ultrasonografi: Vaskülojenik impotansın değerlendirilmesinde penil duplex ultrasonografinin Lue ve ark. tarafından kullanılması ile bu alanda büyük bir aşama kaydedilmiştir(24,25). Ancak bu yöntemle kavernöz arterleri belirlemek ve görüntülemek oldukça zor olduğundan renkli doppler kullanımı gerekliliği ortaya çıkmıştır. Dopp-ler'in açı düzelten kursörü yardımı ile hem damarı hem de kan akımını incelemek oldukça kolaylaşmıştır(26,36). Renkli doppler ultrasonografi ile kavernöz arterlerin papaverin injeksiyonu öncesi ve sonrasındaki çapları, maksimal sistolik akım hızları ve akselerasyonları ile arteriojenik impotan-sı, diastol sonu (end-diastolik) akım hızı ile de venojenik impotansı belirle­mek mümkün olmuştur. Bazen korpora kavernosadaki skar dokusu ve fibro-tik alanlar da bu yöntemle belirlenebilir. Non-invaziv, kolay uygulana­bilir bir tanı yöntemi olarak günümüzde impotans araştırmasında kullanı­lan çok değerli bir araçtır.