Kemik Yogunlugu Olcum Yontemleri

Kemik Yoğunluk Ölçüm Yöntemlerinde Kullanılan Terimler


Dansitometre


Radyasyonla çalışan cihazlardır; bir taraftan verilen ışın, kemiği geçtikten sonra karşı taraftaki dedektörle (sintilatör) kaydedilir. Işının absorbsiyonuna göre kemik yoğunluğu hesaplanır. Tüm absorbsiyometrik tetkikler istenilen bölgeye(Region of Interest: ROI) penetre olan gama veya X ışını fotonlarının burada yayılıp taranması sonucu ortaya çıkan enerjideki azalmaya bağlıdır. Belirli tarama mesafelerindeki değişiklik veya azalmaya dayanan software algoritmleriyle kemik kenarları saptanır.


BMC (Bone Mineral Content)


Tek enerji metodlarında sonuçlar, aksiyal yönde kemik uzunluğu başına düşen kemik mineral içeriği(g/cm) olarak verilir, çünkü kemiğin sadece küçük bir transvers kesiti taranır. Çift enerji metodlarında sonuçlar, anatomik bölge (örneğin vertebra, tüm vucut) başına kemik kütlesi olarak verilir. Burada da, BMC cinsindendir, ancak tek enerjili ölçümden farklı olarak birimi gram cinsindendir(30,33,34).


BMD( Bone Mineral Density)


Bölgesel yoğunluk ölçümüdür(g/cm2) ve tek enerjili metodlarda BMC(g/cm)’nin taranan kemiğin genişliğine bölünmesiyle, cift enerji metodlarında ise BMC (g)’nın taranan alana bölünmesiyle ortaya çıkar. Diğer bir ifadeyle ölçümü yapılan kemiğin birim alanının yoğunluğudur(g/cm2), kemiğin bir yüzeyinden karşı yüzeyine uzanan 1 cm2 alanında bir kesittir. İri yapılı şahıslarda BMD bu yüzden daha yüksektir. Kemik çapı kalın olduğundan iki yüzey arasındaki mesafe büyür; daha fazla kemik dokusu ölçüme girerek daha yüksek yoğunluk elde edilir.


BMD, kemik riskini tahminde ve osteoporozlu ile normal şahısların ayrımını yapmada en değerli göstergedir. Kemik kenarlarının saptanması ya da ufak hareketler hem BMC’yi hem de kemik genişliğini eşit derecede etkilemesi nedeniyle ölçüme daha düşük hata payı söz konusudur. BMC’den daha yüksek hassasiyeti vardır ve özellikle longitudinal çalışmalar için olumlu bir özelliktir. BMD’de meydana gelen her 1 SD’lik(Standart dağılım) düşüş kırık riskini 2 kat arttırır. BMD ve genç erişkin ortalaması dikkate alınarak osteoporoz riski ve fraktür riski belirlenir. Ön-arka omurga BMD’si 1 g/cm2 ’nin altında ise ya da femur BMD’si 0,8 g/cm2 ’nin altında ise, hasta ‘kırık riski’ grubundadır (Fraktür eşiği). BMD değeri, genç erişkin ortalamasının 2 SD’den fazla altında ise ‘osteoporoz risk’grubundadır. Femur BMD değerinin 0,6 g/cm2’nin altına düşmesi ise ‘yüksek fraktür riski’dir, minimal travma ile fraktür olabilir.


Genç Erişkin Yüzdesi (Young Adult %)


Hasta BMD’sinin aynı ırk ve cinsiyetten olan 20-40 yaşları arasındaki kişilerin beklenen ortalama doruk kemik kütlesine göre durumunu gösterir. Ortalama değer; çekimi yapılan kişinin kırık riskinin belirlenmesinde çok değerli bir referans olarak kullanılır. Buna göre 1 SD’lik azalmaya karşılık fraktür riski 2 katına cıkar.


http://zehirlenme.blogspot.com