Migren Patofizyolojisi

Migren Patofizyolojisi

Patofizyolojisi tam olarak aydınlatılmamıştır; çeşitli teoriler mevcuttur.
Vasküler Teori: En eski teoridir. İntrakranyel arterlerin vazokontrüksiyonu sonucunda kan akımı azalır ve aura semptomları oluşur. Bunu ekstrakranyel arterlerin vazodilatasyonu ve hiperemi takip eder. Bu sırada baş ağrısı olur (32). İki evreyi birbirinden kesin sınırlarla ayırmak mümkün değildir; fakat baş ağrısı başladığı halde hipoperfüzyon devam ettiği için baş ağrısının hiperemi ile tetiklendiği görüşü desteklenmemiştir
Nöronal Teori: Eski bir teoridir. İç ve dış uyaranlarla monoaminerjik nöron aktivite artışı veya dalgalanmayı izleyerek sempatik sinir sistemi aktivitesinde artış olmasıdır. 5–HT ve katekolamin etkisi sonucu intrakranyel ve ekstrakranyel damar yapılarında değişiklik, 5– HT1c ve/veya 5–HT2 ve 5–HT3 reseptörlerinin aktive olmasıyla steril enflamatuvar yanıt oluşmasıdır
Nörovasküler Teori: Genetik yatkınlık, ataklar dışındaki fizyolojik ve biyokimyasal anormallikler, atakları başlatan iç ve dış faktörler sonucu trigeminal vasküler sistemin uyarılması ve ağrının algılanmasıdır. Patofizyolojiyi en iyi açıklayan teoridir (24). Trigeminal sinir oftalmik dalı aracılığı ile pia, araknoid ve dura materdeki damarları, intrakranyel damarların proksimalini innerve etmektedir. Trigeminal aksonların ve ağrı duyusunu taşıyan reseptörlerin damar çevresindeki yerleşimi nedeniyle meninksler ve büyük damarlar ağrıya duyarlı iken trigeminal innervasyondan yoksun beyin parankiminde ağrı duyusu bulunmamaktadır. Trigeminal sinirin periferik aksonlarının aktivasyonu ile ağrı duyusu trigeminal gangliona ve santral aksonları aracılığı ile 2. nöronlarını oluşturan C2den bulbusa dek uzanan trigeminal nucleus kaudalise’ (TNC) iletilir. Periferik trigeminal aksonların aktivasyonuyla antidromik nöropeptidlerin (CGRP, substance P, nörokinin A) perivasküler alana salınması ile vazodilatasyon, kan akımı artışı, protein ekstravazasyonu yani nörojenik inflamasyon olur. Bu vazodilatasyon ve ödem perivasküler trigeminal aksonların daha fazla uyarılmasına, beyin sapındaki trigeminal nukleusta cfos ekspresyonunun artmasına yol açarak daha fazla ağrıya yol açmaktadır (32). TNCden ön beyin bölgelerine iletilmesi sırasında süperior salivator nukleus uyarılmakta, pterigopalatin ve otik ganglia aracılığı ile parasempatik aktivasyona  (NO   ve  VIP  salınımı),  bu   yolla  da   vazodilatasyona   neden  olmaktadır
(32, 34). Ağrı duyusu TNCden çıkarak beyin sapında orta hattı çaprazlayıp trigeminal lemniskusu oluşturarak talamusta sonlanır, daha sonra birincil somatosensoriyel korteks ve singulat kortekse ulaşır. Parabrakial nukleus ise, talamusun intralaminar nukleusu, amigdala ve insuler korteksi içine alan farklı bir yolağın aktivasyonu ile ağrıya eşlik eden afektif ve emosyonel durumdan sorumludur. Beyin sapı yapılarının migren atakları sırasında aktive olduğu pozitron emisyon tomografi (PET) ve fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRG) çalışmalarıyla gösterilmiş, buna dayanarak beyin sapının migren jeneratörü olabileceği de öne sürülmüştür. Görüntüleme yöntemleri ile saptanan beyin sapı aktivasyonu ağrının modülasyonu ile ilişkilidir
Trigeminal sinirin hem ‘locus ceruleus’, hem de ‘raphe’ çekirdekleri üzerinden veya doğrudan uyarılması sonucu refleks olarak gelişen ekstrakranyel vazodilatasyon reaksiyonuna trigeminovasküler refleks adı verilmektedir. Bu refleks migren patofizyolojisinde giderek önem kazanmaktadır.
Kortikal Yayılan Depresyon: Auralı migrende ekstrasellüler iyonların hücre içine girmesiyle oksipital korteksten başlayarak öne doğru yayılan nöronal uyarımda azalma (kortikal depresyon) ve kan akımında azalma (oligemi) olur. Kortikal depresyonun yayılması sonrası korteks oligemi fazındayken, trigeminal sinir uyarılmasıyla duramaterde kan akımı artışı ile nörojenik inflamasyon gelişir. Bununla birlikte beyin sapında ağrıya duyarlı çekirdeklerin de uyarıldığı gösterilmiştir
Nitrik Oksit Etkisi: Nitrik oksit (NO) endotelden salınır, vasküler tonus ve sistemik kan basıncının düzenlenmesinde rolü vardır. Güçlü antiagregan ve kas gevşetici özellikte, hem merkezi hem de periferik sinir sisteminde nöronal mesajcı olarak görev yapan, serbest radikal özelliğinde endojen bir moleküldür. En çok serebellum ve bulbus olfaktorius olmak üzere, hipokampus, korteks, korpus striatum, beyin sapı, bulbusta bulunur. NOin kan damarlarından, perivasküler sinir sonlanmalarından     veya     beyin     dokusundan     salınarak     spontan     migren     ağrısını tetiklediği;    perivasküler     nosiseptörlerde     migren    atağı    dönemindeki     serum    NO değerinin yükseldiği saptanmıştır
Adrenomedullin Etkisi: Adrenomedullin (AM) ve reseptörleri; MSS (merkezi sinir sistemi) hücrelerinde özellikle serebral korteks, pons, medulla oblangata, koroid pleksus, talamus, hipotalamus ve hipofizde mevcuttur. Migren hastalarında atak döneminde serum AM düzeyi kontrol grubuna göre ve ataklar arası döneme göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde düşük bulunmuştur. Buna göre özellikle vasküler tonusu korumakta görevli AM eksikliğinin migren patogenezinde rol oynayabileceği düşünülmüştür