Şok Şok Geçirme Bilinç Kaybı

Şok Hali, Şok Geçirme, Şok ve Bilinç Kaybı

Şok ya da bayılma hali, damarlardaki ka­nın bazen azalması, bazen de damarlara in­tibak etmekte güçlük çekmesinden kaynak­lanan bir kan dolaşımı bozukluğudur.

Bu tür bayılmanın ciddi olup olmadığını siz bilemezsiniz. Bunu ancak bir doktor söy­leyebilir. Ancak basit bir bayılma olayında bi­le ne yapılması gerektiğini bilemezseniz, bu bile felaketle sonuçlanabilir.

Şok Belirtileri

Had bir zedelenme, şiddetli bir ağrı, bir kanama ya da ciddi hastalıklardan sonra, kan damarlarının çevresindeki kaslar ya tam ola­rak gevşer veya aksine aşırı gerilir: Bayılmayla sonuçlanan şoklara, bu sebep olur.

Kişinin yüzü solar, soğuk ter atar. Bilin­cini kaybetmese bile, normal halinde değildir. Kuşkulu, telaşlı, tutarsızdır. Ölçülmesi de zor­laşır. Parmak uçlan soğur. Üşümekten ve su­samaktan şikâyet eder.

Şok Geçirme Durumunda Tedavisi ve Yapılması gereken

Derhal doktordan yardım isteyin. Bu arada bayılan kişinin sıcak kalmasını sağ­layın. Kendisini sırt üstü yatırıp, gerekti­ğinde ayaklarını biraz daha yukarı kaldı­rın. Böylece beynine daha çok kan ulaş­masını sağlayabilirsiniz.

Özellikle onu ayakta ya da oturur du­rumda bırakmayın. Beyni kanla gerekti­ği kadar beslenmediğinden, bayılıp düşebilir.

Bayılma ya da şok durumundaki biri­nin kan dolaşımı, yarı boş bir şişeye ben­zetilebilir, içerdeki sıvının bütün şişeye yetmesi isteniyorsa, hastayı sırt üstü ya­tırmak gerekir.

Beyninin kanla beslenmesi gereken kişi sırt üstü yere yatırıldıktan sonra, tıbbi yardım beklemek gerekir.

Nabız Nasil Ölçülür

Nabız nasıl ölçülür?

Nabız Nedir
Kalbin doğru atıp atmadığını his­setmek ve atışlarını ölçebilmek için k[şinin nabzını yakalamak ve saniyeleri gösteren bir saate bakmak yeterlidir. Nabız, doktor için önemli bir göstergedir. İşte nabız ölçme­nin iki yöntemi. Çalışın!

Nabız Atışı, Nabzın boyundan ölçülmesi

Nabız Yüksekliği ve Düşüklüğü
Elin ortadaki üç büyük parmağını yatay olarak boyun kenarına, boyun damarını ezmeden bastırın. Atışları hissederek, dakikadaki atışı sayabilirsiniz.

Nabzın bilekten ölçülmesi

Nabzını ölçtüğünüz kişinin başparmağı hizasındaki oluğa, elinizin ortadaki üç büyük parmağını bastırın. Kolaylıkla hissedeceğiniz nabız atışlarını sayabilir­siniz.

Kan Dolaşımı Bozuklukları

Kan dolaşımı bozuklukları

Kan Dolaşımı Nedir
Kan dolaşımının durduğu anda, oksijenin akciğerden hücreye taşınması da sona erer. Bu durma da çok kısa bir anda gerçekleşir. Kan dolaşımı bozukluğu, şu hallerde meyda­na gelebilir:

— Kan ve alyuvar kaybı (kanama, ciddi kansızlık)
— Kan damarlarının uyumsuzluğu ya da tıkanması halinde (şok hali)
— Kanın pompalanma gücünün durması ya da yetersizliği (kalp durması).
Eğer basit önleme, kurtarma, yardım ve tıbbi reanimasyon yöntemleri çok kısa süre­de uygulanmazsa, kan dolaşımı bozuklukları birkaç dakikada ölümü getirebilir.
llerki sayfalarda kan dolaşımı bozukluklarının belirtilerini öğrenecek ve doktor yar­dımı gelene dek, yapılması gerekenleri anlayacaksınız.

Kalp ve Kan dolaşımı nasıl olur

Kan dolaşımı, solunumun ikinci aşama­sıdır. Soluma hareketleriyle oksijen, akciğer­lere kadar taşınmıştır.

Akciğer petekleri düzeyinde zarı geçen ok­sijen, kana ve alyuvarlara karışır. Buna kar­şılık, karbonik gaz ters yönü izleyerek, solu­numla dışarı atılır.

Demek ki kan, akciğerlerdeki petekleri kuşatan çok ince kılcal damarlarda temizlen­mektedir.

Küçük kan dolaşımı

Kalbin sağında iki büyük akciğer kan da-marıyla gelen mavi renkli kan, oksijensizdir. Aynı kan bu kez kalbin sol bölümüne döne­cektir. Böylece yeniden kırmızı rengine kavu­şacak, yani oksijen yüklenecektir.
İşte kanın kalp içinde, akciğerlerde, son­ra yeniden kalpte dolaşmasına, "küçük kan dolaşımı" denir.

Büyük kan dolaşımı

Oksijen yüklü kanın şimdi de nasıl dolaş­tığını izleyelim. Kırmızı, yani temiz kan, kal­bin sol bölümüne geldikten sonra, büyük bir basınçla büyük atardamara pompalanır. Da­ha sonra da bedendeki bütün damarlara. Gi­derek incelen bu kan damarları, sonunda kıl­cal damarlarla biter.
Oksijen bu sayede hücrelere kadar ulaşır. Bu aşamada kan yeniden oksijenini yitirip, kırmızıdan maviye dönüşür. Hücrelerin sal­dığı karbonik gazı yüklenir.
Toplardamarlar da aynı şekilde küçükten büyüğe doğru gider. Sonra kalbin sağına va­rır. Kalbin bu bölümü de kirli kanı akciğer­lere temizlenmek üzere yeniden pompalaya­cak ve yeni bir işlem başlayacaktır. İşte ka­nın kalbin sol kesiminden kılcal damarlara, sonra toplardamarlara ve yeniden kalbin sağ kesimine pompalanmasına, büyük kan dola­şımı denir.

Tansiyon ve nabız

Kanın damarlarda dolaşımı, kalp kasının sağladığı kasılmalarla sağlanır (dakikada 80 defa). Bileğinizdeki nabzınızı ölçerek, bu ba­sıncı hissedebilirsiniz. Basınç düşerse, nabız atışlan güç işitilir. Nabzın ölçüleceğini bilme­niz gerekir.

Damarlardaki kan basıncı ya da kısa de­yimiyle tansiyon, ancak doktor tarafından öl­çülür ve yalnız o rakamları değerlendirebilir. Atar ve toplardamarlar, sürekli gerilim altın­daki kaslarla kuşatılmıştır. Buna damar gü­cü denir. Tansiyon yüksekliği, işte bu gücün abartılması halidir. Bu abartma, kan dolaşı­mında bozukluklara sebep olabilir. Şok ha­li, budur. Bu durumda kanın hacmi, damar­ların alabilme imkânına uyum sağlayamaz.

Alyuvarlar


Kan dolaşımının amacı, oksijeni hücrelere kadar taşımaktır. Kanın oksijen taşıma gü­cünü artırmak için, alyuvarlar özellikle görev­lidir. İçerdikleri "hemoglobin" sayesinde, bu hücrelere bir "oksijen otobüsü" gözüyle bakılabilir.

Kandaki alyuvarların sayısı, doktor için önemli bir veridir. Bu sayı çok düşükse, kan­sızlık söz konusudur. Oksijenin taşınmasın­da da bir sorun olduğu ortaya çıkar. Kanamalarda kan kaydı, dolayısıyla hemoglobin kaybı olduğundan, aynı durum söz konusu­dur.

Bazıları kalıtsal olan hastalıklarda ve ze­hirlenmelerde (karbon oksidi), alyuvarların hemoglobinleri, oksijen alma yeteneklerini yi­tirir.

Kan dolaşımı bozukluğu belirlileri, Kan dolaşımı Hastalıkları


Vücutta Kan dolaşımı bozukluklarının ilk belirti­leri, öncelikle kanın kanla iyi beslenememesiyle ortaya çıkar. Bunlar, baş dönmeleri,sı­kıntı, görme ve unutkanlık sorunlarıdır. Sı­kıntılar, özellikle hastanın ayakta olduğu za­manlarda daha belirginleşir. Çünkü kan, ken­di ağırlığı ile yer çekimi yüzünden beyinden uzaklaşır. Bu nedenle hastayı hemen sırt üs­tü yere yatırmak, beyninin yeniden kanla bes­lenmesini sağlamak
gerekir.

Hayat Öpücüğü Nasıl Uygulanır

Hayat öpücüğü Nasıl Uygulanır?

Hayat öpücüğü adı verilen yöntem, çok acil durumlarda ve hiçbir alet olmadan başvuru­lacak suni bir solutmadır. Bu çok basit yöntemi herkes becerebilir, süratle ve nerede olur­sa olsun uygulanabilir. Ancak hastanın sırt üstü uzanmış olması ve ağzı ile burnunun görülebilecek-kadar yüzünün ezilmemiş olması şarttır. Dikkat! Hayat öpücüğünü toksik buhar yutmuş bir kazazedeye uyguluyorsanız, hava verme sırasında, zehirlenen kişinin çıkarttı­ğı toksik havayı içinize çekmemek için belli şekilde uzaklasın.

Ağzı açmak

Sırt üstü yatan kazazedenin yanı­na geçin. Boynunu ve kravatını açın. Bir elinizle alnına, bir eliniz­le de çenesine bastırarak ağzını açın.

Ağız boşluğu temizliği

Bir parmağınızı çengel gibi büküp, mendille sarın, ağzını tıkayan ya­bancı cisimleri (takma diş, yemek artıkları vb.) temizleyip atın.

Burnun tıkanması ve üflemeye hazırlık

Alnına dayayacağınız elinizin iki parmağı ile kazazedenin burnunu iyice sıkın. Böylece üflemeye baş­ladığınızda, burundan kaçağı ön­leyebilirsiniz. Öbür elinizle kazaze­denin başını ensesinden tutarak arkaya kaydırın.

ilk aşama: Üfleme

Kazazedenin başını arkada tuta­rak, ağzınızı ağzına yapıştırın ve olanca gücünüzle ciğerlerine üfle­yin. Bu, göğüs kafesini kaldıracak­tır.

ikinci aşama: Edilgin soluk verme


Çekilip, üflediğiniz havanın çıkar­tıldığını, göğüs kafesinin şişinin indiğine bakarak doğrulayın. Bu, edilgin bir soluk vermenin başlan­gıcıdır.

ikinci dönem: Bir daha üflemek

Bir daha hava üfleyin ve edilgin soluk vermenin devam ettiğini gözlemleyin. Yardım gelene dek, hayat öpücüğünü sürdürün. Yetiş­kin biri için dakikada 15-20 arası üfleme, en iyisidir.

Doktor ne yapar?

Hayat öpücüğü, tıbbi yardım gelene kadar beklemeyi sağlayan bir yöntemdir. Dok­tor yetiştikten sonra, hemen sizin yerinizi alır. Kazazedeye hava üflemede bir mas­ke ve kauçuk bir balon kullanılır. Daha sonra kazazedenin gırtlağına sonda soku­lur ve bu da oksijen tüplerine bağlı otomatik bir aygıta bağlanır.

Akciğer Solunum Tikanıklığı

Akciğerler hava almıyorsa, Akciğer Hastalıkları

Solunum Tıkanıklığı
Beyin soğanının solu­numu sağlayan sinir mer­kezlerinin tahribi ya da sı­kışması: Dolaysız, yani doğrudan zedelenme, kana­malar, İlaç zehirlenmeleri, uyku hapları, uyuşturucu­lar, vb...

Göğüs kafesinin hareket­siz kalması ya da tahribi: Çok sayıda kaburga kemi­ğinin kırılması, hava alıp vermede yerel ya da tam bir aksamaya sebep olabi­lir. Göğüs kafesinin de ezilmesi, elbette aynı etki­leri yaratır.

Kasın, toksik bir madde ya da bir kas hastalığı ile da­mara uğraması: Mizasteni, Güney Amerika Kızılderili-terinin okları ucunda kul­landıkları çok şiddetli za­hirin etkisine benzer belir­tileri olan bir hastalıktır.

Omuriliğin boyundaki uzantısında sinir yolu has­talığı: Bu da bir kırılma so­nucu bir bölgenin zarar görerek ensedeki omur kemiklerinin kaymasıyla ya da bir hastalığın sonu­cu olarak (çocuk felci gibi) ortaya çıkar.

Solunum yolları Akciğer Hastalığı Tedavisi ve Yapılması Gereken

Önce hastanın soluyup solumadığını kontrol edin Eğer hava alıp veremiyorsa, bir dakika bi­le kaybetmeden solumayı sağlamak ge­rekir. Bunun çeşitli yöntemleri vardır: Gö­ğüs kafesi sıkıştırılabilir (harici yöntem­ler). Ancak bunun etkisi sınırlıdır ve bil­meyenler için uygulaması güçtür. Doktor­lar genelde iç yöntemlere başvurup, su­ni havalandırma için solunum yollarına üfler (hayat busesi). En iyi ve etkili yön­temin bu olduğu kuşkusuzdur