Kan Basinci Olcumu Nasil Yapilir

Kan Basıncı Ölçerken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Kan Basıncı Ölçümü

Ölçümden önceki 15 dakikada sigara, bir saat içinde çay, kah­ve içilmemiş olmalı.

Ölçümden önce adrenerjik stimulanlar alınmamış olmalı (bu­run spreyleri gibi).

Ölçüm yapılan ortam sakin olmalı, soğuk olmamalı.

Kişi en az 5-10 dakika dinlenmiş olmalı, oturur durumda kol kalp hizasındayken ölçüm yapılmalı.

Diyabetikler, yaşlılar veya antihipertansif ilaç almakta olanlar­da, kan başmandaki pozisyonel değişmeleri değerlendirmek için ayağa kalkınca ve 2 dakika ayakta durduktan sonra da öl­çüm yapılmalı.

Ölçüm cihazları düzenli olarak kontrol edilmeli, civalı mano­metrelerin en güvenli ölçümü sağladığı unutulmamalı.

Kola sarılan kısmın (manşon) eni, kolun 2/3'ünü kaplayacak genişlikte olmalıdır. Standart ebat olan 12x23 mm'lik boyutlar genellikle yeterli olmakla beraber, obezler için 18x36 veya 18x50 mm'lik boyutlardaki manşonlara ihtiyaç duyulabilir.

Kola sarılmış olan manşon bilekteki nabızın kaybolduğu değe­rin 20-30 mmHg üstünde şişirilir. Manşonun söndürülme hızı 2-3 mm/sn'den fazla olmamalıdır.-

Kan Basıncı Nasıl, Kan Basıncı Ölçme

Korotkoff sesinin (kulaktan duyulan ses) duyulduğu an sistolik basınç, Korotkoff sesinin kesildiği an (faz 5) diyastolik basınç olarak kabul edilir. Gençlerde ve hamilelerde basınç sıfıra inin­ceye kadar ses duyulabilir. Bu durumda Korotkoff sesinin ha­fiflemeye başladığı an (faz 4) diyastolik basınç olarak kabul edilebilir. Ölçülen basıncın son rakamı sıfır veya beş rakamına yuvarlanmamak 2 mmHg'lik hassasiyetle kaydedilmelidir.

Birkaç dakika aralıkla en az iki ölçüm yapılmalıdır. Ölçümler arasındaki fark 5 mmHg'dan fazla ise, yakın iki değer elde edi­linceye kadar ölçümler tekrarlanmalıdır.

Tanı için 3-5 gün aralıklarla bu ölçüm tekrarlanmalıdır.

Ölçüm her iki koldan yapılmalıdır. Ancak takip döneminde basınç yüksek olan kolda ölçüm yeterlidir.

Özellikle genç hastalarda bacaktan da kan basıncı ölçülmelidir.

Hastanın Durumunu ve Geleceğini Etkileyen Faktörler

Kişide tansiyon yükselmesini tetikleyen risk faktörleri aşağıdaki gibidir:

Kalp ve damar hastalığı risk faktörleri
Küçük ve büyük kan basıncı düzeyleri,
Erkek > 55 yaş,
Kadın > 65 yaş,
Sigara,
Kolesterol yüksekliği,
Ailede erken görülen kalp hastalığı,
Karın ve bel çevresindeki yağlanma.

Hedef-organ hasarı
Sol ventrikül hipertrofisi (kalpte sol karıncık büyümesi),
Ultrasonla damar duvar kalınlaşmasının gösterilmesi,
Serum kreatininde hafif yükselme (kalp kası hasar gördüğünde yükselen bir tür kas enzimi),
Mikroalbuminüri (idrarda az miktarda protein çıkması).

Şeker hastalığı

Açlık kan şekeri >126 mg/dl,
Tokluk kan şekeri > 198 mg/dl.

Eşlik eden hastalıklar
Serebrovasküler (beyin damar) hastalık: İskemik (beyin da­marlarının tıkanması) sonucu oluşan inme,
Kalp hastalığı: Kalp krizi, nefes darlığı,
Böbrek hastalığı,
Periferik (bacak ve kol) damar hastalığı,
İlerlemiş retinopati (göz dibindeki damarların hastalığı).

Hipertansiyon Merkezleri

Hipertansiyon Merkezleri ve Çalışmalar

Bu konuda çok sayıda bilim insanı çalışıyor, çabalı­yor. Bağımsız çok sayıda merkez var. Dünyada ve Türki­ye'de hipertansiyon konusunda uzmanlaşmış hastaneler veya klinikler hangileri?

Hem dünyada hem de Türkiye'de birçok üniversite, devlet veya özel kurumda hipertansiyon üniteleri var. Buralarda sadece hipertansiyon hastalarına bakılır, kayıt­ları tutulur ve takip edilir. Burada herhangi bir yerin adı­nı vermem doğru olmaz. Ancak mesela İskoçya'da yıllar­dır hipertansiyon araştırmalarının yapıldığı bir üniversite hastanesini söyleyebilirim. Tabii ki hipertansiyon konu­sunda uzmanlaşmış kuruluşlar önemlidir, ama en önem­lisi bu konuda uzman bir hekimin kontrolüne girip taki­binde kalmaktır.

Yüksek tansiyon tedavi kalitesi ve etkinliği Türki­ye'nin her yerinde, her ilinde ve bölgesinde aynı stan­dartta mi

Bunu söylemek ve değerlendirmek çok zor. Türki­ye'nin her yerinde aynı standartta olması için büyük ça­ba sarf ediliyor. Burada en önemli nokta, doktorun ve hastanın bilinç düzeyleri, bilgileri ve tedaviye uyumları­dır.

Dünyada tansiyon konusunda en fazla araştırma ya­pan ve para harcayan ülkeler hangileri? Son yapılan ça­lışmalar hakkında neler söyleyeceksiniz?

Tabii ki Amerika Birleşik Devletleri başı çekiyor. Son­ra italya ve İskandinav ülkeleri geliyor. Son bir yılda ya­pılan çalışmalar, TROPHY, Dublin Outcome Study, AA-SI, ASCOT, CAFE, ALLHAT gibi bazı özel gruplardaki sonuçlar. Bu kısaltmalar araştırmaların isimlerinden tü­retilmiştir kolaylık olsun diye. Ancak o kadar çok çalış­ma var ki karıştırmamak çok zor. Hatta bu yüzden çalış­maların bir araya getirildiği kitaplar basılıyor.

Klinik çalışmaların bu hastalığın tedavi başarısındaki önemi nedir?


Tedavi stratejilerimiz bu çalışmaların sonuçlarına gö­re düzenleniyor. Bu çalışmalarda başarılı bulunan ve önemli sonuçları görülen ilaç veya ilaç kombinasyonları bizleri etkiliyor. Daha sonra aynı tip çalışmaların tümü­nün değerlendirilmesiyle daha uygun sonuçlara varılıyor ve uygulamaya geçiyor. Ancak unutulmaması gereken önemli nokta şu: Her hastanın özel olarak ele alınıp te­davi edilmesi gerekiyor.

Tansiyonun ilaçsız tedavisi var mı?

Kan basıncının belli bir seviyenin üzerine çıktığı ve hele yanında risk faktörleri veya hedef-organ hasarları olduğu durumlarda mutlaka ilaç verilmesi gerekiyor. An­cak çok hafif hipertansiyonda yaşam tarzı değişiklikle­riyle yani tuz kısıtlaması, kilo kaybı, alkol kısıtlaması ve egzersizle kan basıncı kontrol altına alınabilir. Bunlar za­ten hayat boyu dikkat edilmesi gereken, uyulması gere­ken tedbirlerdir

Yuksek Tansiyon ve Cinsellik

Yüksek Tansiyon ve Cinsellik

Hipertansiyonu olan hastalarda cinsel sorunlar olur mu?
Evet. Hipertansif hastalarda, en erken bulgulardan biri cinsel fonksiyon bozukluklarıdır. Hem erkekte, hem ka­dında görülür. Hastaların utanma nedeniyle söylememele­ri, doktorun da çoğu zaman önemsememesiyle farkına varılmaz ve tedavi şansı da kaybolur. Hipertansif erkeklerin yüzde 35-68'inde kadınların ise yüzde 42'sinde görülür.

Erkeklerde, cinsel aktivite sıklığında azalma, penisin sert­leşmesinde ve sertleşmenin sürdürülmesinde sorunlar, boşal­ma sorunları olabilir. Kadınlarda ise orgazm sorunları, libido (cinsel istek) azalması ve vajinada kuruluk ortaya çıkar.
Şüphesiz bu şikayetlerin hipertansiyon dışı nedenlerle de olabileceği unutulmamalıdır.

Hipertansiyonda bu cinsel sorunları oluşturan meka­nizmalar nelerdir?

Temel mekanizma hipertansiyon hastalığında endotelin bozulmasıdır. Endotel bütün damarlarımızın iç yüzünü kaplayan, damarların kasılmasını ve gevşemesini sağlayan, damarda pıhtılaşmayı önleyen, kan akımını düzenleyen çok önemli bir yapıdır. Penis damar açısından zengindir ve arterlerinde endotel ve düz kas hücreleri çok yoğundur. Penisteki hipertansiyona bağlı erken damar bozukluğu cinsel bozukluğa yol açar. Kadınlarda da benzer bozuk­luklar pelvik (kadının yukarı genital organları) arterler ve vajinal arterlerde, klitorisin düz kas hücrelerinde oluşur.

Tansiyon düşürücü ilaçların bazılarının prospektüsle-rinde cinsel yetersizlik yapabileceği yazıyor. Bu açıklama mutlaka olacağı anlamına mı geliyor? Bu sorunun genel olarak cevabı hayırdır. Cinsel istek­sizlik, penis sertleşmesinde yetersizlik gibi ikaz edici ilaç bilgileri, her zaman o ilaca ait, tipik yan etkiler değildir. Bunlar ilaçla ilişkisine bakılmaksızın bildirilen istenmeyen etkiler olabilir. Doğru olanı, bunu doktorunuza sormanız-dır. Doktora danışılmadan, sadece ilaç prospektüsüne ba­kılarak değerlendirmek, psikolojik olarak da cinsel sorun­lara yol açabilir.

Hipertansiyon ilaçları cinsel yetersizlik yapar mı?

Hipertansiyon ilaçlan arasındaki beta bloker grubu, bu soruna yol açabilir. Detaylı bilgi için doktorunuza danış­maksınız. Bu ilaçları kullanan 1.000 hastadan 5'inde cinsel yetersizlik olmaktadır. Bu durum kadın ve erkek için ben­zerdir. Bir diğer hipertansiyon ilaç grubu olan diüretikler'in yüksek dozları cinsel fonksiyon bozukluğu yapmaktadır.


Diğer hipertansiyon ilaçları için neler söyleyeceksiniz?

Hipertansiyonun iyi tedavi edilmesi erkek ve kadında cinsel bozuklukları düzeltecektir. ACEI (anjiyotensin dö­nüştürücü enzim inhibitörleri) ve kalsiyum kanal blokerh olan ilaçlar cinsel yetersizliğe yol açmazlar. Anjiyotensin reseptör blokefı olan ilaçlar ise olumlu etki gösterirler.


Böyle bir sorunda başka nelere dikkat edilmesini öne-riyorsunuz?
Hipertansif hastalarda, şeker hastalığı, kan yağlarının yüksekliği, sigara" kullanma birlikte sık görülmektedir. Bun­lar cinsel yetersizliğe sebep olurlar. Bir diğer neden de, "kro­nik alkolizm" dir. Damar sertliği de önemli bir nedendir.
Cinsel fonksiyon bozukluğunda mutlaka tetkik yaptır­mak gerekli midir?
Doktorunuz buna karar vermelidir. En sık kullanılan yöntem, ultrasonla damarların incelenmesidir. Başka özel tetkikler de yapılabilir.

Tansiyon düşürücülerle, piyasada mutluluk hapları di­ye bilinen sildenafil etken maddeli ilaçlar kullanılabilir mi?

Doktorunuza danışmak kaydıyla, evet. Bu ilaçların hi­pertansiyon ilaçlarıyla kötü etkileşimi yoktur. Ancak nitrit grubu kalp ilaçlarıyla kesinlikle kullanılmamalıdır.