Kabızlık Kudret Helvası ve Nari
Kudret helvası bazı dişbudak çeşitlerinin, özellikle Fraxinus ornus cinsinin suyudur. Bu bitki ilk çağlardan beri hafif yumuşatıcı özelliğiyle tanınmakta ve doğu Akdeniz yöresinde sahilde oturan halk tarafından özellikle kabızlık çeken çocuklara yedirilmektedir. Kudret helvası yazın dişbudak gövdesi çizilip yarılarak beyaz ve şekerli bir sıvı şeklinde elde edilir. Şeker gibi veya onun yerine özellikle kabız çocuklara verilmek üzere içeceklere konarak kullanılır.
Bu bitki Kuzey-Batı ve Batı Anadolu'da yaygın olarak bulunmasına karşılık, kudret helvası memleketimizde elde edilmemekte, aktarlarda Avrupa'dan (Sicilya) getirilerek satılmaktadır. Bileşiminde %30-80 mannitol, glukoz, levüloz gibi diğer şekerler ve rezin bulunmaktadır.
Doğu Anadolu (Erzurum, Diyarbakır ve Siirt bölgeleri) da yetişen bazı meşe (Quercus Libani Olivier, Q.Persica Jaub. ve Spach.Q.vallonea Kotschy ve diğerleri) türlerinin yapraklan üzerinde oluşan usarenin toplanmasıyla elde edilen sakkaroz ve glukoz içeren meşe kudret helvası (Manna Quercina) orta çağdan beri tanınan tad verici ve zararsız bir yumuşatıcı ve söktürücüdür
Evliya Çelebi Malatya bölgesinde elde edilen kudret helvası için şöyle yazmaktadır:
"Dağlarında Grengu denilen kudret helvası olur. Allah'ın emriyle gökten yağıp meşe ve pelit ağaçlarının yapraklarında olan bir müshil helvadır."
Türk kudret helvası Diyarbakır kudret helvası veya Gezengevi isimleriyle tanınır.
Kudret Narı Faydaları
Vatanı Hindistan olmakla beraber, bütün tropikal Asya ve Afrika'da bulunur. Türkiye'de bilhassa Güney sahillerinde bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir;
10-15 cm uzunlukta iğ biçiminde üzeri pürtüklü, önce yeşil ve sonra parlak sarı veya turuncu renkli bir meyvedir. Bileşiminde rezin, yumuşatıcı etkiye sahip bir bileşik (momordicin) bulunmaktadır.
Kudret narı macunu
Olgun meyvenin bal ile ezilmesiyle elde edilen macun mide ve bağırsak ülserleri ve kabızlık için yumuşatıcı veya iç sürdürücü olarak kullanılır.
Hünnap Meyvesi
Batı ve Güney Anadolu'da yetişen Zizyphus jujuba türü dikenli bir ağacın meyvesi (fructus jujubae) olup 1İ4-3 cm uzunlukta, olgunlukta koyu kırmızı veya siyahımtırak renkli ve tatlı lezzetlidir. Hünnap meyvesi şekerler, müsilaj, C vitamini ve pektin içerir. Evliya Çelebi Karabiga toprağının özelliklerinden bahsederken, bu bölgede yetişen hünnap ağacından da bahsetmiştir
İçerdiği pektin ve müsilaj nedeni ile kabızlığa iyi gelmektedir.
Ağar Ağar
Ağar ağar deniz yosunu olup kurutulmuş toz halinde satılır. Yoğurt ve çorbalara konarak ya da salatalara serpilerek yenilir.
Ağar ağar su çekme özelliği sayesinde etki eden hafif, fakat mükemmel bir yumuşatıcı ve helme (müsilaj)dir. Bir sünger gibi bağırsaklardaki suyu emerek şişer ve böylece dışkıyı sulandırıp hacmini arttırır. Hemen hemen kepekle aynı etkiye sahip bu kurutulmuş deniz yosunu bağırsak geçişini hızlandırır, bağırsak mukozasını nemlendirerek kaypak hale getirir. Günde 3 gr (3 defa 1 kahve kaşığı) bol su ile alınmalıdır. Ağar ağar pektin gibi doğal bir pelteleştirici olduğu için reçellerde ve özellikle jölelerin yapımında kullanılır.
Bal ve ballı kudret narı
Balın bağırsaklardaki yumuşatıcı özelliği halkımız tarafından iyi bilinmektedir. Bu yumuşatıcı özelliği çok hafif olmakla beraber, bal bilhassa yaşlı ve çocuk kabızlıklarında diğer kabızlık düzeltici yiyeceklerle birlikte kullanılır.
Balın ayrıca bağırsaklardaki mayalanmayı önleyici ve onu düzeltici etkisi de vardır. Bütün bal çeşitleri yumuşatıcı olmakla beraber, genelde biberiyeli bal, süreğen spastik (kasıntılı) kabızlıklarda portakallı veya ıhlamurlu, atonik (gerimsiz) kabızlıkta ise lavantalı, okaliptuslu veya kekikli bal önerilir.
Amele bal arıları (Apis mellifera L-Apidae) tarafından çiçeklerden alınan nektarda bulunan şekerler, arının bal torbasında, arınm tükürüğünde bulunan invertaz etkileriyle evirtik şeker haline geçer. Bileşiminde %70-75 glukoz ve le-vüloz, %2-3 sakkaroz, dekstin ve vitaminler bulunur. Bu bileşim elde edilen bölgeye göre değişiklik gösterir. Yumuşatıcı olarak bir defada 50-100 gr yenilmelidir.
Taze Sebzeler
Dengeli bir beslenmede, kabızlığın yok edilmesine etkili olarak sürdürmek için günde 400-500 gr sebze yemelidir. Sebzeler düşük enerji değerleri nedeniyle büyük üstünlük sağlarlar. Bu nedenle kilo alma tehlikesi olmaksızın sebzeleri oldukça fazla miktarlarda yeme olasıdır.
Kalori değerlerine göre sebzeler üç sınıf altında toplanabilir:
İlk grup 100 gramında 30 k kaloriden daha az enerji veren, bu nedenle miktar kısıtlaması gerekmeksizin yenebilen sebzelerdir. Bunlar organizmaya gerekli olan vitamin, madensel tuzlar, lifler gibi üç unsuru da içerirler. Bu sebzeler:
Kuşkonmaz, patlıcan, kereviz, mantar, hindibağ yaprağı, beyaz ve karala-hana, karmbahar, balkabağı, hıyar, kabak, ıspanak, rezene, yeşil fasulye, marul, şalgam, kuzu kulağı, dolmalık biber, turp ve domatestir.
İkinci grup sebzeler de onların enerji değerleri bilinerek sorun yaratılmaksızın yenebilir (100 gramında 30-60 k kalori):
Pancar, havuç, kereviz, Brüksel lahanası, kırmızı lahana, hurma, palmiye göbeği, soğan ve pırasadır.
Daha yüksek enerji veren sebzeler üçüncü gruba girerler (100 gramında 60 kalorinin
üstünde):
Enginar, bezelye, patates ve teke sakalıdır.
Bu besinleri yüksek kalorili diye beslenmemizden çıkarmak yerine, bilakis fazla yememeye dikkat edilmelidir.
Gerçekten bu sebzeler diğerlerine nazaran biraz daha fazla enerji verirlerse de mönülerde giderek daha sık kullanılan şeker ve yağa göre çok daha az kalorileri vardır. Örneğin patatesi ele alalım:
Patates, maalesef özellikle ince ve zayıf kalmak isteyen kadınlar tarafından pek sık yenmez. Bu sebzenin bileşimi hakkında biraz bilgi vermek bize ilginç görünmektedir.
Önce biraz tarihçesinden bahsedelim. Patates, ancak XVIII. yüzyılın sonuna doğru Türklerin beslenmesine girmiştir. Bileşimi patatesinkine oldukça yakın olan kestanenin tüketimi giderek azaldığı halde, XIX. yüzyılda patates çok fazla tüketilmiştir. Güncel olarak patates, ekmekten sonra Türklerin beslenmesinde başlıca nişasta kaynağıdır. Oldukça yüksek su içeriği nedeniyle (%77) zannedildiğinin aksine kaloriden çok zengin değildir. (100 gramında 70 k kalori). Ayrıca, gerçekten hiç yağ içermez (%0,1). İçeriğinde diğer bitkisel proteinlerin aksine, beslenmede iyi bir denge unsuru olan %2 protein ve %15 nişasta vardır. Sudan oldukça zengin bir gıda için nisbeten yüksek (%3.5) lif içerir.
Böylece patates mükemmel bir sebzedir. Fakat besleyici nitelikleri pişirme usullerine göre ziyan edilmektedir. Kızartma patates çok yağ çeker ve beslenme dengesinin bozulmasında önemli bir etken olmaktadır. Bu suretle yağda kızarmış patates, kızarmamış patatese nazaran 5-6 defa daha fazla enerji vermektedir. (100 gramında 400 kalori). Gerçek yağdan bir plak olan cips için bu rakam daha da yüksektir (100 gramında 550 kalori). Yani kızarmamış patatesin enerji değerinden 7 defa daha fazladır. Böylece bu çeşit yağlı gıdalar hiç bir zaman önerilmez. Patatesleri suda veya daha iyisi de sebzedeki vitaminleri koruyan düdüklü tencerede pişirmek tercih edilmelidir. Bu şekilde pişmiş patates beyaz peynirli sos veya biraz tereyağlı yenirse mükemmel olur.
Son bir öneri, eğer sakınca görülmüyorsa pişmiş patatesi kabuklarıyla da yenilebilir. Zira kabuk kısmı özellikle liften zengindir.
Bütün sebzeler iyi bir bağırsak geçişi sağlamak için beslenmemizde önemli bir yer tutmalıdır. Şişmanlamak için hiçbir endişe olmamalıdır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)