Mantar hastalığı Nedir, Deri Mantar Hastalığı Hakkında
Bu hastalık doğrudan temasla geçtiği ve bulaşıcı olduğu için okullar, yüzme havuzları ve hamamlar hastalığın kolaylıkla kapılabileceği yerlerdir. Genellikle başta, ayak parmakları arasında, erişkin gençlerin apış aralarında, sığırla uğraşanların sakal bölgesinde sıklıkla rastlanabilir.
Mantar Hastalığı Belirtileri
Eğer hastalık baş bölgesindeyse, önce çevresi kırmızı, ortası beyaz, yuvarlak bir alan belirir, sonra bu alan genişleyerek yayılır. Ayak parmaklarında, kaşıntı ve rahatsızlık hissiyle birlikte, parmak aralarında ıslak, beyaz, ölü deri parçaları görülür.
Mantar Hastalığı Süreci
Başta, yerleşen mantar saçların köklerine kadar ilerleyip saç tellerinin matlaşmasına, zayıflayıp kırılmasına neden olur. Bu bölgelerde saçlar diğer bölgelere göre daha seyrektir. Ayak parmaklarındaki hastalık tedavi edilmediği takdirde ağır bir egzama vakasına neden olarak hastayı yatırabilir.
Mantar Hastalığı Tedavisi
Mantar Hastalığı İçin, Başa krem halinde undesilenik asit bileşiği sürülür ve ağızdan da griseofulvin verilir. Ayak parmaklarında egzama ya da iltihaplı bir durum varsa, önce bu tedavi edilmelidir. Ayak parmaklarını enfekte eden mantarı tamamen yok etmek hemen hemen olanaksızdır. Ancak, mantar öldürücü ilaçlarla etkilenebilir. Ayrıca, sık sık çorap değiştirmek, ayakları en az günde iki kez yıkamak ve serin tutmak hastalığı kontrol altına alır.
Tırnak Mantarı, Tırnakta mantar Enfeksiyonu
Çoğunlukla ayak başparmağında görülür.
Tırnak Mantarları Belirtileri
Tırnaklarda renk ve şekil bozukluğu yanında kalınlaşma da görülür. Kalınlaşma tırnağın serbest kenarından dibine doğru ilerler.
Tırnak Mantarı Hastalığı Tedavisi
İltihaplanan tırnak yenilenene kadar griseofulvin adlı antibiyotik kullanılır.
Dolama Hastalığı Nedir, Parmak Dolama
Tırnak diplerinde oluşan bir iltihaptır ve çok sık rastlanır. Özellikle, manikür sonucu oluştuğu sıklıkla görülür.
Tırnak Dolama Belirtileri: Tırnak dibinde kırmızı bir şişlik görülür. Parmakta hafif ateş ve yanma vardır.
Dolama Önceleri ağrılı olan şişkinlik, sonraları içi beyaz iltihaplı bir oluşuma (apse) dönüşür. Tedavi edilmediği takdirde tırnak düşer.
Dolama Tedavisi
İlaç tedavisidir. Gerektiği takdirde apsenin yarılarak açılması ve iltihabın temizlenmesi gerekir.
Ayakta mantar en sık karşılaşılan yüzeysel mantar hastalıklarından biridir.
Ayakların sık sık yıkanarak kurulamaya özen gösterilmemesi, lastik ayakkabılar, meslekî sebeple su ile ayakların fazla teması sürekli terleme ayaklarda mantar gelişimini kolaylaştırır. Ayakkabı terlik, çorap gibi malzemelerin paylaşılması başlıca »bulaşma kaynağı olup bu yüzden yatılı okullar, yurtlar ve kışlalarda oldukça yaygın olarak görülebilir. Aile bireyleri arasında da bulaşma yapabilir.
Ayak mantarı çok çeşitli belirtilerle kendini gösterebilir, kızarıklık, kuruluk, çatlamalar, sulantı, sivilceli yaralar gözlenir. Ayak mantarı olanlarda ellerde de mantar görülebilir.
Ayak mantarı hastalarda hafif bir kaşıntı dışında şikayet yapmayabilir. Bu yüzden genellikle hekime geç başvurulur. Halbuki başka rahatsızlıklara yol açabileceğinden gecikmemeliler.
Ayak mantarının teşekkülünü önlemek için kolaylaştırıcı faktörlerin ortadan kaldırılması (ıslak-terli ortam, şeker hastalığı, lastik giysiler) ve ayağa giyilen eşyaların ortak kullanılmamasına özen gösterilmesi gerekir.
Tedaviden sonra ayakkabı ve terliklerde mantarlar aylarca barınabileceğinden nüksten korunmak için bu eşyaların da hekimin tavsiye edeceği şekilde temizliği gerekir.
Uyuz Nedir, Uyuz Hastalığı
Hastalık etkeni, sarcoptes scabiei adı verilen bir asalaktır. Halk dilinde uyuz böceği olan bu asalak doğrudan temasla geçer.
Uyuz Hastalığı Belirtileri
Şiddetli kaşıntıdır.
Uyuz Hastalığı Süreci
Uyuz böceği, deride yarım santim boyunda tüneller açar ve tünellerin deri ucunda oluşturduğu minik sivilcelerin içine yerleşir. Dişi uyuz böceği yumurtalarını bu tünellerin içine bırakır. Yumurtaların patlaması, uyuz böceğinin dışarı çıkması ve olgunlaşması bir hafta sürer. Böcekler ısındıkları zaman deri yüzeyine çıkarak dolaşırlar ve özellikle deri ısındığı zaman şiddetli bir kaşıntıya neden olurlar. Bu kaşıntı nedeniyle, hastanın el bilekleri, dirsekleri, beli, koltuk altları, üreme organları ve sırtında kırmızı kaşıntı izleri görülür.
Uyuz Hastalığı Tedavisi
Hasta ayrılmalı ve hastayla temas edenler de tedavi edilmelidir. Hasta önce ılık banyoda yıkanmalı, sonra vücuduna benzil benzoat bileşiği sürülmeli ve bir gün bırakılmalıdır. Ertesi gün aynı tedavi tekrarlanmalıdır.
Yatak Yarası Nedir (Decubitus), Yatak Yaraları
Yatış durumlarını sık ve düzgün olarak değiştiremeyen yatalak hastalarda oluşan deri yaralarıdır. Özellikle, kuyruksokumu ve topuk bölgesinde beliren bu yaraların nedeni, bu bölgelerde deriye olan basıncın kan akımını engellemesi ve dokunun ölümüne yol açmasıdır.
Yatak Yarası Belirtileri ve Süreci
Etkilenen bölge önce morarır, sonra yara açılır. Açılan yaranın üzerindeki siyah ölü deri dokusu soyulur ve yerinde büyüme eğilimi gösteren açık bir yara bırakır.
Yatak Yarası Tedavisi ve Korunma Yolları
En iyi tedavi yöntemi korunmaktır. Her iki saatte bir yatan hastanın yatış durumunu değiştirmek, deriyi kuru tutmak gerekir. Deri günde en az bir kez yıkanmalı, kurulanmalı, alkolle ovulduktan sonra pudralanmalıdır. Deri bölgesinde görülecek morarmış bölge hemen pamuk tabakasıyla örtülmeli ve simit biçiminde yastık kullanılmalıdır. Eğer yara yerleşmişse, tedavisi cerrahidir.
Kaşıntı Hastalığı Nedir, Ciltte ve Deride Kaşıntı Nedenleri
Kaşıntının birçok nedeni olabilir. Şeker hastalığı, lösemi, sinir bozuklukları, hormon dengesizlikleri, karaciğer bozuklukları, alkol, kahve, tütün vb. kaşıntıya yol açarlar. Hatta, böcek sokmaları ve ihtiyarlık bile kaşıntı nedeni olabilir. Gıda alerjileri de kaşıntı yapabilir.
Kaşıntı Tedavisi
Her şeyden önce kaşıntı etkeni bulup ortadan kaldırılmalıdır. Basit vakalarda kalamin losyonu etkilidir. Daha ciddi vakalarda ağızdan alman ya da merhem halinde uygulanan kortikosteroidler yararlıdır. Genellikle, yatıştırıcı ve uyuşturucu nitelikteki antihistaminik maddeler verilebilir, ancak bu maddeler hastada aşırı duyarlık oluşturabileceğinden deriye uygulanamaz.
Saç Dökülmesi Nedir, Saçlar Neden Dökülür
Akut ateşli hastalıklar sonrası, tiroit hastalığında, ikinci devre frengide ya da tüberkülozda saç dökülmesi ve kellik görülebilir, ancak etken hastalık geçtikten sonra saçlar yeniden çıkar. İleri yaşlarda görülen saç dökülmesi kalıtım ve hormon dengesiyle ilgilidir. Şoklar ve sinirsel bozukluklar çok ender olarak saç dökülmesine neden olabilir.
Saç Dökülmesi Belirtileri
Saçların her taranışta dökülmesidir.
Saç Dökülmesinin Tedavisi
Şimdiye kadar saç dökülmesinin önlenebildiği görülmemiştir. Saç dökülmesi önlenemez, ama seyrekleştirilebilir. Dıştan sürülen ilaçların hiçbir etkisi yoktur. Eğer saç dökülmesi hastalık nedeniyle olmuşsa tedavisi mümkündür. Yarım litre sirke ve yarım litre suyun karışımıyla elde edilen bileşimle günde beş dakika süreyle saçlara masaj yapılması olumlu sonuçlar verebilir. A ve B6 vitamini de saçların beslenmesine yardımcı olabilir.
Ter Nedir, Terleme Hastalığı
Ter, vücut yüzeyine dağılmış olan ter bezlerinin salgısı olan ve içinde metabolizma artıkları ile tuz bulunan bir sıvıdır.
Ter bezlerinin çalışmasını sempatik sinir sistemi denetler. Terlemenin merkezsel kontrolü, beyin tabanında bulunan hipotalamustadır. Terlemenin birçok nedenleri olabilir. Çünkü birçok hastalık sırasında aşırı terleme görülebilir. Ayrıca, terleme bazı hastalıkların bir göstergesi de olabilir.
Aşırı terleme sonucu vücutta tuz kaybı olacağı için, suyla birlikte tuz tabletleri alınarak tuz tamamlaması yapılabilir, çünkü terleme sonucu oluşan yorgunluğun nedeni terlemeyle birlikte olan tuz kaybıdır. Ter, genellikle pis kokar ve kişinin çevresindekileri rahatsız eder. Kokuların önlenmesi için yıkanmak en iyi yöntemdir.
Kan Çıbanları, Kan Çıbanı Nedir
Kan çıbanı, derideki ter ya da kıl bezlerinin bakteriler tarafından iltihaplanması sonucu oluşur. Hatalı beslenme (yağlı besinler) ya da metabolizma hastalıkları (şişmanlık, şeker hastalığı) gibi durumlarda çıbanlara karşı vücudun korunma gücü oldukça zayıftır. Kabızlık ve aşırı terleme gibi durumlar kan çıbanlarının çoğalmasına neden olur.
Kan Çıbanı Belirtileri
Çevresi kırmızı, çoğu zaman ortasında kıl çıkmış, küçük' ve başsız bir sivilce şeklinde belirir.
Kan Çibani Seyri
Sivilce yerinde şişme, yanma ve ağrı başlar. Bir süre sonra hafif bir ateş yapar ve ilgili lenf bezinin iltihaplandığı görülür. Sonunda ucu beyaz renkli iri bir sivilce oluşur. Sivilcenin ucundaki beyazlık bir süre sonra patlar ve dışarıya iltihaplı bir sıvı akar. İltihap aktıktan sonra, çıbanın dibinde sertçe sarı bir oluşum göze çarpar ve halk dilinde çıbanın özü olarak adlandırılır. Çıbanlar vücudun her yerinde çıkabilir.
Yüzdeki çıbanlar çok tehlikelidir, çünkü sonunda hem menenjit hastalığına neden olabilirler hem de septisemiye yol açabilirler. Kan çıbanı, iltihabın bulaşması sonucu birbirine çok yakın olarak çoğalabilir. Çıbanların göründükten sonra kaybolması haftalarca, hatta aylarca sürebilir.
Kan Çıbanı Tedavisi
Kan çıbanının büyümesi, ilk devresinde üzerine tentürdiyot sürülerek, arap sabunu ile yıkanıp temizlenerek ya da güneş banyosuyla durdurulabilir. Kan çıbanını sıkarak temizlemeye çalışmak çok hatalı bir davranış olur. Yüzdeki çıbanlar mutlaka bir doktora gösterilmelidir. İlk tedavi olarak bitkisel besinler, temizlik ve güneş banyosu şarttır. Bazı durumlarda çıbanın yarılarak iltihabının boşaltılması gereklidir.
Çıban Hastalığı, Çıban Tedavisi İçin Bilgiler
Çıban Nedir, genellikle kıl kökü iltihabı olarak başlayan içi irin dolu, lokalize, yumuşak ve kırmızı şişliklerdir.
Sebebi: Kıl kökünün bakterilerce enfekte olmasıdır. Kaşıntı, ağrı, sivilce oluşması ve kabuk tutması şeklinde seyreder.
Deriyi kaşımak, kopartmak doğru değildir. Baş oluşmamış sivilceler sıkılmamalıdır. Siyah noktalar belirdiğinde hafifçe sıkarak yok edilmelidir. Baş oluşması için çıbanın üzerine sıcak tuzlu su kompresi koymalıdır (bir bardak ılık suya bir çay kaşığı tuz koyun, bir parça temiz tülbenti buna batırın). Baş oluşunca, steril (mikroptan arınmış) bir iğne veya bıçakla deriyi çizin ve irini akıtın. Çıban büyükse, doktorunuza danışın.
Tıbbi tedavi: Günde 3, 4 defa uygulanan bakteriye özgü antibiyotik krem ve pansuman. Yeniden çıkarsa, banyo suyuna katılacak antiseptik kullanılabilir veya antiseptik ihtiva eden özel bir sabun gerekebilir.
Akne (Sivilce), Sivilce Lekeleri, Akne İzleri
Genellikle, ergenlik sivilcesi adını alan akne, erinlik çağındaki gençlerde görülür. Akne, yüz, omuzlar, sırt ve göğüsteki yağ bezleriyle ilgili kronik bir deri hastalığıdır. Akne oluşumu gençlerin en duyarlı dönemlerine rastladığı için psikolojik yönden rahatsızlıklara yol açar. Akne, yağ bezlerinin tıkanması sonucu oluşur. Tıkanmaya neden olan tıkacın ucu sertleşerek siyahlaşır ve bu siyah noktalara tıp dilinde «komedon» adı verilir.
Sivilce Belirtileri
Yüz, omuzlar, sırt ve göğüs bölgelerinde sertçe, siyah noktaların oluşumudur. Bu oluşumlar genellikle yüzde olur.
Seyri: Yağlı bir tıkaç olan komedonda çok sayıda akne basili vardır. Tepesi siyah noktacıklı olan bu komedonlarm sıkılması sonucu, akne basillerine diğer basiller de katılır ve aknenin bulunduğu yerde iltihaplı bir oluşum belirir.
Akne Sivilce Tedavisi
Saçlar ve yüz sık sık ilaçlı sabunla yıkanıp temizlenmelidir. Aknelerin borakslı suyla temizlenmesi iyi sonuçlar verir. Diyetteki şekerli gıdaları mümkün olduğu kadar azaltmakta yarar vardır. Erinlik çağındaki akneler genellikle kendiliğinden iyileşmektedir. Bu nedenle, aknelerin bulunduğu bölgelerin temiz tutulması yeterli bir tedavi yöntemidir. İnatçı vakalarda bir doktor tedavisi öngörülmelidir.
Sedef hastalığı Nedir (Psoriasis), Sedef Hastalıkları
Nedeni bilinmemekle birlikte kalıtsal bir yönü olduğu sanılmaktadır. Çok sık rastlanan ve genellikle erişkin çağlarda ortaya çıkan tehlikesiz bir hastalıktır. Pek çok türleri vardır.
Sedef Cilt Hastalığı Belirtileri
Özellikle diz ve dirseklerde ayrıca vücudun diğer bölümlerinde simetrik olarak kırmızı, pullanan deri bölgeleri görülür.
Sedef Hastalığı Süreci
Görünümü bozan, az kaşıntılı ve zaman zaman kaybolarak tekrar belirebilen bir seyir izler.
Sedef Hastalığı Tedavisi
Dıştan katran, şahsilik asit esaslı merhemler kullanılır. Çinko ve şahsilik asit merhemleri de aynı etkiyi yapar. Hastalığın iyileşmesi oldukça yavaş olduğundan bu tür merhemlerin aşırı dozda kullanımları sakıncalıdır. Güneş banyoları yarar sağlar.
Ürtiker Hastalığı Nedir (Kurdeşen), Kronik Ürtiker
Ürtiker, alerjik hastalıklar arasında da sayılabilir. Ürtikerin oluşumundaki nedenler, iç ve dış etkenler, ilaçlar, besinler, metabolizma bozukluklarıdır. Dış etkenler, alerjiye neden olan maddeler (Ürtiker Alerji), soğuk ya da sıcak, güneş ışınlarıdır.
Ürtiker Belirtileri
Birdenbire yerel, çok ender olarak da tüm vücudu kaplayan küçük kabarcıklar görülür. Bu kabarcıkların büyüklükleri çok değişiktir ve kimi zaman döküntü halinde görülebilir. Renkleri beyaz ya da kırmızımsı olur. Kenarları kesin hatlıdır ve oldukça çok kaşıntılıdır. Kaşındıkça deri yüzeyinde bir yanma duyusu belirir. Yorgunluk, kusma ve ishal de ek belirtiler olarak ortaya çıkabilir.
Akut Ürtiker Süreci
Tek kabarcık pek önemli sayılmaz, çünkü birkaç saat içinde kendiliğinden kaybolur. Fakat bunlar kronik bir şekil alarak aylarca, hatta kimi zaman yıllarca sık sık tekrarlayabilir.
Ürtiker Tedavisi
Alerjiye karşı ilaçlardır. Alerjinin nedeni olan etkenler ortadan kaldırılmalıdır. Diyetten baharat, sirke gibi maddeler kaldırılmalıdır. Deri üstüne sirkeli suyla hazırlanmış kompresler uygulanabilir. Hastalık sırasında kalsiyum alınması oldukça yararlıdır.
Deri İltihabı, Deri İltihap ve Egzama
Dermatit (deri iltihabına) ile egzama arasındaki ayrım tam olarak belirtilemez. Bu nedenle dermatit ile egzama aynı anlamda kullanılmaktadır. Hastalığın nedenlerini iki grupta toplamak mümkündür:
Fiziksel etkenler: Yakıcı maddeler, yağlar, sabunlar ve antiseptik maddeler, sert cisimlerle yaralanmalar vb.
Alerjik etkenler: Penisilin, çiçek ve tozları, kozmetik maddeler (ruj, pudra, rimel vb.), astım hormon bozuklukları, ilaçlar vb.
Deride İltihap Belirtileri
Etkilenmiş deri bölgesinde kızarıklık, çatlak, kaşıntı ve hafif ateş görülür.
Seyri: Etkili deri bölgesi genellikle kaşıntılı olduğu için ikincil iltihapların belirme olasılığı vardır.
Deri iltihabı Tedavisi
Etkenin saptanıp ortadan kaldırılmasına yöneliktir. İkincil iltihaplara karşı antibiyotikler kullanılır. Kaşıntının kesilmesi için deri yüzeyine kaşıntı giderici ve yumuşatıcı merhemler sürülmelidir. Genellikle hasta dinlenmeli, alkol almamalı ve ruhsal bir gerilim varsa, bir yatıştırıcı ya da antihistamin kullanılmalıdır.
Deri Hastalıkları Hakkında Genel Bilgiler
Deri İltihabı, Deri Altı İltihabı ve Egzama
Ürtiker (Kurdeşen) Hastalığı
Sedef Hastalığı (Psoriasis)
Akne (Sivilce) Hastalığı
Kan Çıbanı Hastalığı
Ter Nedir, Terleme Hastalığı
Saç Dökülmesi Belirtileri ve Tedavisi
Kaşıntı Hastalığı, Ciltte ve Deride Kaşıntı
Yatak Yarası (Decubitus) Hastalığı
Uyuz Nedir, Uyuz Hastalığı
Mantar Hastalığı, Deride Mantar Hastalığı
Vücutta, Ciltte Kaşıntı Nedenleri
Kepek Nedir, Kepek Sorununa Karşı Tedavi
Saç Dökülmesi ve Kellik Sorunu
Siğil Nedir, Siğil Hastalığı Tedavisi
Tırnak Kırılması, Tırnak Batması Nedenleri
Siyah Noktalar, Siyah Noktaların Temizlenmesi
Güneş Yanıkları, Cilt Yanıkları Hakkında
Ter Nedir, Terleme ve Ter Kokusu
Deri Hastalıklarında Bulgu ve Semptomlar
Derinin Çevresel Etkenlerden Hasar
Deri Enfeksiyonları
Enfestasyon, Uyuz, Bitlenme, Böcek Isırması....
Bebeklerde ve Yaşlılarda Deri Hastalıkları
Gebelikte Deri Hastalıkları
Saç ve Tırnak Hastalıkları
Deri Hastalıkları Tedavisi
İmmünolojik Deri Hastalıkları
Egzema (Dermatit)
Pigmentasyon Bozuklukları
Retikülohistiyositik Proliferatif Hastalıklar
Yara İyileşmesi
Deride Malign Hastalıkları
Keratinizasyon Hastalıkları
Etiketler: Deri ve Cilt Hastalıkları
Deri Hastalıkları, Deri Hastalıklar
Deri ve derinin bölümlerini (saç, tırnak, ter bezleri) oluşturan bölgelerde görülen hastalıklar, asalak ve mikroorganizmaların neden olduğu bulaşıcı hastalıklar (mantar, uyuz vb.) ve parazitlerin neden olmadığı, aynı zamanda bulaşıcı olmayan hastalıklar (egzama, kurdeşen vb.) olmak üzere ikiye ayrılırlar. Asalakların neden olduğu hastalıklara karşı, ilaçlar ve dezenfeksiyon yoluyla çabuk güvenilir bir sonuç sağlamak mümkündür. Bulaşıcı olmayan cilt hastalıklarında ise durum daha değişiktir. Bu hastalıklara metabolizma bozukluklarının neden olduğu kanısı çok yaygındır. Hastalıkların oluşumunu kolaylaştıran etkenler olarak hatalı beslenme, alkol, sigara ve kahve, bazı giysiler ve sağlık koşulları uygun olmayan yerlerde yaşamak sayılabilir. Bunların yanı sıra, kalıtsal etkenler ve alerjik durumlar da unutulmamalıdır. Birçok durumlarda deri hastalıklarını teşhis etmek çok güç olmaktadır. Bu nedenle de tedavi şeklinin saptanması birtakım güçlükler yaratmaktadır. Deri, yaklaşık 16,000 santimetre karelik bir yüzeyi kaplayan en geniş yüzeyli bir organdır. Deri vücudu dış etkenlerden korur ve aynı zamanda organizmanın dış dünya ile bağlantısını sağlamakla görevlidir. Derinin kalınlığı 1-4 milimetre arasında değişmektedir.
Deriye dokunma duyusu
Deri, üst ve altderi olmak üzere iki tabakadır. Üstderi de ikiye ayrılır. Havayla temas eden ve birçok ölü hücreden oluşan birinci tabaka, boynuzsu tabakadır (koruntabaka). Üstderinin ikinci tabakası, içinde boya tanecikleri (pigmentler) bulunan ve altderinin iç yüzeyine doğru birtakım çıkıntılar veren malpighi tabakasıdır.
Altderi, bağdokusundan yapılmıştır. Altderinin dış yüzeyinden üstderinin malpighi tabakasına doğru uzanan, içinde duyu oluşumlarıyla kılcal damarlar bulunan birçok çıkıntılar vardır. Altderi tabakasında ter bezleri, kıl kökleri, yağ bezleri, damarlar, sinirler bulunur. Altderinin altında, darbelerin etkisini azaltan, ısının vücuttan kaçmasını engelleyen ve vücut için yedek besin maddesini oluşturan bir yağ tabakası vardır. Bu yağ tabakası, altderiyi daha altta bulunan organlara, özellikle kaslara bağlar.
Kıl, saç ve tırnaklar boynuz maddesinden (korun maddesi) yapılmıştır. Bir kıl incelendiği zaman, bir bölümünün gevşek bir özle dolu bulunan uzun ve dar bir borudan yapılmış olduğu ve kıl kökü ile deriye girmiş olduğu görülür.
Deride birçok küçük bez bulunur. Bunlar ter bezleri ve kıl dibi bezleridir. Kıl dibi bezleri, sebum adı verilen deri yağı salgısını yaparlar. Bu yağ, erimiş durumda olduğundan, hem kılları yağlar hem de deri yüzeyinde yayılarak derinin yumuşak durmasını sağlar. Dar ve uzun kanallar olan ter bezleri altderinin içinde yumak halinde durur. Ter bezleri, gözenek adı verilen delikçiklerle dışarıya açılır. Ter, içinde su ye metabolizma artıkları, özellikle tuz bulunan oluşumdur. Deri, aynı zamanda, dış uyartıları içinde bulunan özel sinirler aracılığıyla alan bir dokunma organıdır. Deride, dokunma olaylarıyla ilgili yapılar vardır. Bu yapıların arasında en önemlisi, dokunum cisimcikleri adı verilen yapıdır. Dokunum cisimcikleri aracılığıyla bir cismin ağırlığını (basınç duyusu), sıcaklığını (ısı duyusu) ve sertliğini (dokunma duyusu) anlayabiliriz.