Gonartroz Tedavisi

Gonartroz Tedavisi



Osteoartritte tedavinin temel amaçları şunlardır:



Ağrının ve diğer belirtilerin kontrolü ile hayat kalitesinin arttırılması


Eklem fonksiyonlarının korunması ve iyileştirilmesi


Kas kuvvetinin korunması ve mobilizasyonun sağlanması


Sakatlıkların önlenmesi ve/veya düzeltilmesi


Eşlik eden hastalıkların tespit edilerek tedavi edilmesi ve tedavinin bireyselleştirilmesi


Tedaviye bağlı komplikasyonların önlenmesi ve/veya tedavisi


Hastanın ve ailesinin eğitimi (Sarıdoğan, 2003).



Koruyucu Önlemler



Ağır yarış sporlarından, etkilenmiş eklemin aşırı kullanılmasından sakınılmalıdır (Aytekin, 2005). Hasta obezse kilo vermelidir. Mümkün olduğunca çömelme ve diz çökmeden kaçınılmalıdır. Akut alevlenmelerde dizin istirahati gereklidir. Ağrı ve effüzyon azalıncaya kadar geçici olarak elastik bandaj, elevasyon ve buz tatbiki önerilir. Yaşlılara ve devamlı ağrısı olanlara sürekli baston kullanmaları önerilmelidir (Oğuz, 1992).



Farmakolojik Tedavi



Osteoarritte tam kür sağlayacak farmakolojik bir ajan bulunmamaktadır. Gonartrozda farmakolojik tedavinin amacı ağrı ve tutukluk başta olmak üzere yakınmaları azaltmak, eklemin işlev kaybını engellemek ve ileride oluşacak eklem hasarını önlemektir (Hochberg ve Dougados, 2001). Farmakolojik tedavi diğer tedavi yöntemleri ile paralel yürütülmelidir. Gonartrozda farmakolojik ve farmakolojik olmayan tedavi yöntemleri birlikte kullanıldığında ağrı tedavisinde başarı artmaktadır (Tandoğan ve ark., 2003).



Parasetamolden yeterli yanıt alınamayan hastalara nonsteroidal anti-inflamatuar ilaçlar (NSAİİ) tavsiye edilir. Osteoartriti olan hastalarda, parasetamol ve NSAİİ’leri karşılaştıran çalışmaların meta analizinde, istirahatte olan veya hareketle ortaya çıkan ağrıda NSAİİ’lerin parasetamolden daha etkili olduğu bildirilmiştir. Ayrıca yeni yayınlanan diklofenak ve plasebo ile parasetamolü karşılaştıran kontrollü klinik araştırmada, parasetamol gonartroz tedavisinde etkisiz bulunmuştur (Tandoğan ve ark., 2003).



http://zehirlenme.blogspot.com

Gonartrozda Klinik Bulgular Nelerdir

Gonartrozda Klinik Bulgular Nelerdir



Osteoartrit özellikle yaşlı nüfusu etkileyen, en sık görülen eklem hastalığıdır. Başlangıçta uzun süre sessiz seyir gösteren osteoartrit, ileri evrelerde devamlı ağrı, gece ağrısı, fonksiyon kaybı ile kişiyi eve hapseden bir duruma gelir (Tandoğan ve ark., 2003).


Ağrı: Eklem kıkırdağı kaybı ile eklem yapısının bozulmaya başlaması, stabilitesini kaybetmesi, osteofit oluşumu, sinir sonlanmaları açısından zengin tendon, bağ ve kapsül gibi yapıların kronik zorlanmasına neden olur. Sonuçta fonksiyonla ağrı ortaya çıkar (Tandoğan ve ark., 2003). Genellikle eklem aktivitesinden hemen sonra ortaya çıkar. Tipik olarak hareketle artan, dinlenmekle azalan bir ağrıdır (Sarıdoğan, 2003). Hastalığın ileri evrelerinde ağrı istirahatle geçmez ve olguların % 30’unda gece ağrısı da tanımlanmaya başlanır. Ağrıya eklem duyarlılığı da eşlik eder. Bazı hastalar gece uyurken dizlerinin temasından, özellikle yan yatarken üst üste değmesinden çok rahatsız olduklarını ifade ederler. Ağrı diz çevresinde lokalize kalabileceği gibi uyluk-kalça, bacak-ayak bileğine doğru da yayılabilir (Tandoğan ve ark., 2003).



Hareket Kısıtlılığı: Hareket kısıtlılığında birçok faktör rol oynar. Bunlar arasında, ağrı, osteofit oluşumu, kontraktürler, kas atrofisi ve koruyucu kas spazmı en belirgin nedenlerdir.Diz ekleminde ekstansiyon kaybı en erken bulgulardan biridir. Ağrı, quadriseps atrofisi ve hamstring spazmı nedeniyledir. Erken fark edilmesi durumunda ciddi bir rehabilitasyonla özellikle patello-femoral eklem kökenli ağrının giderilmesi sağlanır. Bu semptomatik iyilik hastada önemli bir iyimserlik oluşturur. Ancak ileri evrelerde aktif-pasif ekstansiyon eksikliği osteofit oluşumu nedeniyledir. Eklemin hareket genişliği dikkatle değerlendirilmelidir. Özellikle gonartroz nedeniyle yapılan total diz artroplastisi sonrası elde edilecek eklem hareketi genişliği ile ameliyat öncesi eklem hareket genişliği arasında yakın bağıntı vardır (Davis ve ark., 1998).



Krepitasyon: Eklem kenarında osteofitler palpe edilebilir ve genelde ağrılıdır. Diğer yandan osteoartritli eklemin hareketi sırasında sıklıkla kaba krepitasyon duyulur. Bu seslerin nedeni eklem yüzeyindeki kabalaşmanın ve kenarlardaki kemiksi çıkıntıların eklem yüzleri arasındaki yumuşak hareketi bozması ile ilişkilidir (Sarıdoğan, 2003).



İnstabilite ve Atrofi: Patello-femoral eklemde kuadriseps atrofisi, tibio-femoral eklemde de gelişen varum-valgum deformiteleri sonucu, zaman içinde ön çapraz bağda önce uzama ve yetersizlik gelişir. Artrozun ileri evresinde çoğu zaman ön çapraz bağ kaybolmuştur. Zaman zaman hasta bunu emniyetsizlik hissi ve boşalma olarak algılar. Zorlama testleri ile de instabilite ortaya konabilir. Kas atrofisi, belirgin ve birincil olarak quadricepste gelişir. Ancak buna ikincil olarak bacak (gastrosoleus) kaslarının atrofisi de eşlik eder (Tandoğan ve ark., 2003).


http://zehirlenme.blogspot.com

Gonartroz Risk Faktorleri

Gonartrozun Risk Faktörleri



Yaş: Osteoartritle kuvvetli ilişkisi olan bir risk faktörüdür. Osteoartrit 25-35 yaş arası % 0.1 oranında görülürken, 65 yaş sonrasında bu oran %80’lerin üzerine çıkmaktadır (Sarıdoğan, 2003).


TDA için 55 yaş altındaki ve 75 yaş üstündeki hastalar riskli gruptadır. 55 yaş altında protez kararı romatoid artrit, hemofili ve travmatik artrit gibi endikasyonlarda konabilir. Daha önceki yıllarda, erken gevşeme ve sement kullanımına bağlı olarak osteolizis gelişimi riskleri nedeniyle 55 yaş altı grupta artroplasti önerilmemekteydi. Ancak bu grupta yapılan en az beş yıllık takip sonuçlarını değerlendiren çalışmalarda başarılı sonuçlar gözlenmektedir. 75 yaş üstündeki hastalar ise postoperatif mortalite ve morbiditesi yüksek hastalardır. Bu nedenle bu grubun preoperatif değerlendirmesinde daha dikkatli olunmalıdır (Dinler, 2008).



Cinsiyet: Kadınlar erkeklere göre daha fazla osteoartrit riski taşırlar. Kadınların yaklaşık olarak 2.6 kat daha fazla osteoartrit riski taşıdıkları saptanmıştır. Bunun nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte hormonlar, genetik yapı ya da diğer nedenler etkili olabilir (Sarıdoğan, 2003). Özellikle orta yaş ve yaşlı, postmenapozal dönemdeki kadınlarda görülme sıklığı artmaktadır (Dinler, 2008).



Obezite: Çeşitli araştırmalarda, osteoartroz ile obezite arasındaki ilişki incelenmiş, bunlardan kalça ve diz osteoartrozu ile obezite arasında ilişki olduğu bildirilmiştir (Onel ve Sarı, 1998). Ancak halen tartışmalıdır. Obezitenin dejeneratif eklem hastalığının oluşumunda veya ağırlaşmasında tek başına faktör olmadığı, değişik çalışmalarda gösterilmiştir. Goldin ve arkadaşları, yaşları 25-34 arasında olan ileri derecede şişmanlığı bulunan kişilerde kalça ve diz osteoartrozunun prevalansının artmadığını tesbit etmişlerdir. Dequecker ve arkadaşları, osteoartroz ile osteoporoz arasındaki antropometrik farklılıkları saptamaya çalışmışlardır. Osteoporozlu kadınların kısa, ince yapılı, az yağ ve kas dokulu ve daha az kas kuvvetine sahip olduklarını bulmuşlardır. Buna karşılık, osteoartrozlu kadınların obez yapılı daha çok kas ve yağ dokulu ve daha fazla kas kuvvetine sahip olduklarını tesbit etmişlerdir (Dinler, 2008). Gonartroz ile osteoporoz arasında negatif korelasyon vardır.Kemik kitlesi yüksek olan kişilerde diz osteoartritinin daha sık görüldüğü bildirilmiştir (Felson ve ark., 2000).


Diyabet: Osteoartrit ve diyabet gibi sık görülen hastalıklar arasında bir ilişki saptamak güçtür; fakat birçok çalışma ikisi arasında pozitif bir ilişki ortaya koymuştur. Birçok araştırmacı genç ve orta yaş diyabetik hastalarda osteoartrit prevalansının daha fazla olduğunu ve eklem harabiyetinin daha erken yaşta başladığını, kontrol grubuna göre daha şiddetli olduğunu öne sürmüştür. Tip 2 diabette insülin rezistansı ile hiperinsülineminin kemik büyümesini stimüle ettiği düşünülebilir. İnsülinin kıkırdak büyümesini ve proteoglikan biosentezini stimüle ettiği gösterilmiştir (Dinler, 2008).



Mesleki zorlanmalar: Mekanizma tam olarak bilinmemekle birlikte eklemlerin aşırı yüklenmesi ve zaman içinde tekrarlayan travmalar osteoartrite yol açabilir (Sarıdoğan, 2003). En sık görülen meslek çiftçilik olmasına karşın, büyük oranlarda eğitici ve öğretmenlerde de gonartroza rastlanmıştır. Bu da, daha hafif meslekte olanların da gonartroza yakalanabileceğini düşündürmüştür (Chitnavis ve ark., 2000).



Spor aktiviteleri: Bazı sporların bazı eklemlerde osteoartrit gelişimini hızlandırdığı ileri sürülmektedir (Güreşte servikal vertebra, diz ve dirsek, futbolda diz, ayak bileği, ayak, boksta karpometakarpal eklemler gibi) (Sarıdoğan, 2003).



Hormonların etkisi: Postmenopozal osteoartritli hastalarda büyüme hormonu yüksek bulunmuştur. Ayrıca akromegalili hastalarda saptanan aşırı büyüme hormonunun kıkırdaktaki kalınlaşma, marjinal kemik kalınlaşması, eklem hareket kaybı ve ikincil erozyondan sorumlu olduğu düşünülmektedir. Kadınlar özellikle menopozdan sonra osteoartrit gelişimi açısından erkeklerden daha fazla risk taşırlar. Seks hormonlarının kıkırdak metabolizması üzerindeki etkileri son derece karmaşıktır ve in-vitro ve in-vivo hayvan çalışmalarının sonuçları çelişkilidir. Birçok epidemiyolojik çalışmanın sonuçları hormon replesman tedavisinin diz ve kalça osteoartriti gelişiminde koruyucu bir etkisi olduğunu düşündürmektedir. Seks hormonlarının kıkırdak üzerindeki etkisi menopozal durum ve osteoartritin evresine göre değişiklik göstermektedir (Burr, 1998).


Eklemdeki bozukluklar ve daha önceki hasarlar: Kalça ekleminde epifiz kayması ve Perthes hastalığının osteoartrit için predispozisyon oluşturduğu bilinmektedir. Ligaman ya da menisküslerde daha önceden oluşmuş hasarların ve geçirilmiş menisektomi operasyonlarının gonartroz riskini arttırdığı gösterilmiştir (Sarıdoğan, 2003).



Genetik faktörler: Osteoartrit genetik olarak karmaşık bir hastalıktır. Özellikle Heberden nodülleriyle birlikte olan yaygın osteoartritteki kalıtımsal temel, uzun yıllardan beri bilinmektedir. Son yapılan bir çalışmada diz ve kalça osteoartritinin radyolojik görünümlerinin önemli oranda genetik komponent taşıdığı gösterilmiştir. Tip II kollajen (COL2A1) genindeki mutasyonların hafif kondrodisplaziyle birlikte erken başlangıçlı poliartiküler osteoartrite yol açtığı gösterilmiştir. Ancak kıkırdağın yapısal komponentlerindeki tek bir genin osteoartritteki genetik yapıyı bütünüyle açıklayamayacağı açıktır. Osteoartrit genetik (intrensek) faktörlerle, çevresel faktörlerin (ekstrensek) etkileşiminden kaynaklanan dinamik bir hastalık süreci olarak da düşünülebilir (Karaaslan, 2000).



Kas güçsüzlüğü: Kuadriseps kasında zayıflık osteoartrit’li hastalarda oldukça sık görülür. Buradan yola çıkılarak yapılan çalışmalarda kuadriseps kasındaki zayıflığın bazı hastalarda gonartrozun başlamasında ve hızlanmasında etkili olduğu saptanmıştır (Sarıdoğan, 2003).



http://zehirlenme.blogspot.com

Gonartroz Nedir

Gonartroz Nedir



Osteoartrit (OA); eklem kıkırdağında başlayan, gittikçe kemik ve yumuşak dokularda patolojik değişikliklere yol açan, ileri yaşlarda daha sık görülen ilerleyici dejeneratif bir hastalıktır (Kaan, 2010). American College of Rheumatology (ACR) tarafından osteoartrit; eklem kıkırdağının bozulmuş yapısı nedeniyle eklem semptomlarına yol açan, ilave olarak ekleme yakın kemik yapıda değişiklikler yaratan durumların heterojen bir grubu olarak tanımlanmaktadır (Cooper, 1997). Diz eklemi, osteoartritin en sık görüldüğü eklemdir ve “gonartroz” olarak isimlendirilir (Kaan, 2010).



Gonartrozun Epidemiyolojik Özellikleri



Toplumun yaş ortalamasının arttığı günümüzde osteoartritler, özellikle de gonartroz, beraberinde getirdiği sosyo-ekonomik sorunların yanında, bireylerin günlük yaşam işlevlerini etkilemesi açısından önemli bir sorun haline gelmiştir. Gonartroz, yaşlı insanlarda ağrı ve sakatlığa yol açan en önemli nedenlerden biridir (Cooper ve ark., 2000; Tandoğan ve ark., 2003).



Son çalışmalarda yaşamın 7 ve 8. dekadlarında erkeklerin %60’ında, kadınların da %70’inde kıkırdak erozyonları, subkondral reaksiyon ve osteofit tespit edildiği bildirilmektedir (Cooper, 1997; Tandoğan ve ark., 2003). Osteoartrit prevalansı yaşla birlikte artan bir hastalıktır. Elli yaşından önce birçok eklemde osteoartrit prevalansı, erkeklerde kadınlardan daha yüksektir. Elli yaşından sonra ise el, ayak ve özellikle diz osteoartriti kadınlarda erkeklerden daha sık görülür (Felson ve ark., 2000).


Osteoartrit Sınıflandırması



Eklem Tutulumuna Göre Sınıflandırma



1. Monoartiküler, oligoartiküler veya poliartiküler (yaygın)


2. Belli bir eklem ve eklemin belli bir bölgesinin tutulması


a) Kalça (süperior, medial veya konsantrik)


b) Diz (medial, lateral, patellofemoral kompartmanlar)


c) El (interfalangial eklemler, başparmak karpometakarpal eklemi)


d) Vertebra (apofizyal eklemler veya intervertebral disk hastalığı)


e) Diğerleri (Sarıdoğan, 2003).


Etiyolojiye Göre Sınıflama Primer Osteoartrit


Osteoartrit genelde bilinmeyen bir nedene bağlı olarak ortaya çıkar (birincil veya idiopatik osteoartrit). Gonartroz vakalarının çoğu idiopatiktir. 65 yaşın üzerindeki kişilerin % 60-90’ında osteoartritin bulgularına rastlamak mümkündür. Yaşlanma ve osteoartrit arasındaki bu güçlü beraberliğe ve osteoartritin 65 yaşın üzerindeki kişilerde eklemin normal aşınmasına bağlı olarak geliştiği şeklindeki yaygın görüşe rağmen yaşlanma, eklem kullanımı ve osteoartrit arasındaki ilişkiler tam olarak anlaşılmış değildir. Ayrıca yaşlılarda eklem kıkırdağındaki değişiklikler, osteoartritteki kıkırdak değişikliklerinden oldukça farklıdır ve normal eklem kullanımının dejenerasyona yol açtığı gösterilememiştir (Tandoğan ve ark., 2003).


Sekonder Osteoartrit



Eklemi ilgilendiren bir patolojiye veya sistemik bir hastalığa ikincil olarak ortaya çıkan eklem hasarıdır. Sekonder osteoartrit sebepleri altı ana başlıkta incelenebilir. Bunlar:



1. Post-travmatik: Eklemi ilgilendiren kırıklar, menisküs ve bağ yaralanmaları, geçirilmiş cerrahiler, tekrarlayan çıkıklar gibi sebepler.


2. Avasküler nekroz: İdiopatik veya sekonder (kortizon kullanımı gibi).


3. İnflamatuar hastalıklar:Ankilozan spondilit ve sero-negatif spondiloartropatiler gibi.


4. İnfeksiyöz hastalıklar: Septik artritler (spesifik ve non-spesifik infeksiyonlar sonrası).


5. Metabolik hastalıklar: Gut, okronozis, hemakromatozis, kalsiyum kristal depolanması gibi.


6. Hematolojik hastalıklar: Hemofili tipleri.


7. Anatomik sorunlar: Femoral epifiz kayması, epifizyal displaziler, Blount hastalığı,



Legg-Calve-Perthes hastalığı, gelişimsel kalça displazisi, bacak boyu eşitsizliği, hipermobilite sendromları (Mesut, 2000).


Primer osteoartritin aksine, sekonder osteoartritte hastalığın başlangıç yaşı altta yatan nedene göre değişir. Çocuklarda, gençlerde ve yaşlılarda ikincil osteoartrit gelişebilir (Tandoğan ve ark., 2003).



Spesifik Özelliğin Varlığına Göre Sınıflandırma


1.İnflamatuar OA; Osteoartritli eklemde belirgin inflamasyon ve çok sayıda eklem tutulumu varlığında kullanılan terimdir.


2. Erozif OA; Belirgin erozyonlarla seyreden osteoartrit tipidir.


3. Atrofik veya destrüktif OA


4. Kondrokalsinoz ile birlikte görülen OA


5. Diğerleri (Sarıdoğan, 2003).


http://zehirlenme.blogspot.com