Mukoepidermoid Karsinom

Parotis Bezi Malign Tümörleri



Mukoepidermoid Karsinom Nedir



Mukoepidermoid karsinom parotis bezinin en sık karşılaşılan malign tümörüdür.



Malign tükrük bezi tümörlerinin %30’unu oluşturur. Kanal epitelinden kaynaklanan bu tümöre her yaş grubunda rastlanabilmekle birlikte en fazla 35-65 yaş arasında görülmektedir. Erkek/kadın oranı eşittir. Radyasyonun tümör gelişimi üzerinde etkisi olduğu bilinmektedir. Hasta genelde bir kaç senedir varolan ağrısız kitle şikayetiyle başvurmaktadır. Ağrılı kitle ve hızlı büyüme yüksek gradeli tümörlerde izlenmektedir.



Bu tümörler hem histopatolojileri hem de klinik gidişatı nedeniyle düşük, orta ve yüksek gradeli olarak sınıflandırılır. Düşük gradeliler, iyi diferansiye hücrelerin oluşturduğu, düzgün kenarlı kitleler olup USG, BT ve MRG’de benign görünümlüdürler. Tümör ortalama 2-4cm boyutunda, iyi sınırlı ama enkapsüledir.



Tüm yüksek gradeli tümörler az diferansiye hücrelerden gelişen agresif tümörlerdir. Bu tümörlerde lokal nüks oranı yüksek (%78) olup, prognoz kötüdür. Tüm mukoepidermoid karsinomlar metastaz yapabilir ama genelde yüksek gradeli tümörler metastaz yapar.



Özellikle düşük dereceli tümörler radyolojik olarak benign görünümdedir. Ultrasonda hipoekoik, çoğu zaman iyi sınırlı kitleler olarak izlenirler. BT’de düşük dansiteli kistik alanlar ve nadiren de fokal kalsifikasyon izlenir. MRG'de T1 ağırlıklı görüntülerde izointens ve hipointens, T2 ağırlıklı görüntülerde hiperintensdir. Hem BT hem de MRG’de kontrastlanmaları, homojen ve orta derecededir. Kenarları düzensizlik, belirsizlik ve çevreye infiltrasyon açısından iyi incelenmelidir. Yüksek gradeli mukoepidermoid kan­serlerde kötü sınırlılık yanında nekroz da saptanabilir.


Asinik Hücreli Karsinom



Asinik hücreli karsinom parotis bezinin ikinci en cok rastlanan malign tümörüdür. Bu tümör multifokal ve %3 bilateral yerleşimli olabilir. Agresif davranış gösterip metastaz yapabilir. Ancak genel olarak düşük gradeli tümör sayılır. Büyük çoğunluğu orta yaşlı hastalarda rastlanmakla beraber pediatrik tükrük bezi tümörleri içinde de ikinci sıklıkta yer almaktadır. Hastalar genellikle kitle şikayeti ile başvururlar. Nadir olarak kitle çok hızlı büyüyerek fasiyal siniri tutar ve ağrı şikayeti oluşturur. Asinik hücreli karsinom çoğu kez ankapsüle şişlik şeklinde gelişir. Yıllar sonrası nüks edebilir.



BT ve MRG’de genellikle iyi sınırlı görülmekle birlikte, kötü sınır ve infiltratif karakter de gösterebilir.



Adenoid Kistik Karsinom (silindiroma)



Adenoid kistik karsinom en sık submandibular ve sublingual tükrük bezlerinde ortaya çıkar. Tüm parotis tümörlerinin %3’ünü oluşturur. Genelde 40-60 yaş arasında rastlanmaktadır.



Tümörün büyüme hızı oldukça yavaştır. Ağrısız ve yavaş büyüyen kitlenin olması klinikte hekimi yanıltabilir. Yaygın yerel invazyon, kemik harabiyeti, skip metastaz, sıklıkla maksiller, mandibular ve fasiyal sinirler boyunca perinöral tümör yayılımı gösterir.



Parotis lokalizasyonlu tümörlerde saptanacak periferik fasiyal paralizi adenoid kistik karsinom lehine yorumlanabilir.



BT ve MRG'de dansite ve intensite özellikleri diğer tümörlerden farklı değildir. Kaba kalsifıkasyonlar içerebilir. T2 ağırlıklı görüntülerde hiperintens lezyonlar prognozu daha iyi düşük sellüleriteyi ve hipointens lezyonlar prognozu kötü yoğun sellüleriteyi ifade eder. Adenoid kistik karsinomlar yöresel ve bölgesel olarak fazla agresif değildir. Ancak nükslerden sonra aşırı agresivite kazanarak hızla kan yoluyla metastaz yapabilir. Uzak metastaz %20-60 oranında gelişir.


Adenokarsinom



Adenokarsinom, tükrük bezlerinin prognozu en kötü olan infiltratif tümörüdür. Bu tümörlerin %50’den fazlası parotiste izlenir. Genellikle 50 yaşın üzerinde ve kadınlarda sık görülür. Adenokarsinomlar diğer yüksek gradeli tümörler gibi agresif özelliktedir. Perinöral invazyon nedeniyle periferik fasiyal paralizi saptanabilir.


Diğer malignitelerden ayırımını sağlayacak farklı bir radyolojik görünümü bulunmamaktadır. Kaba kalsifikasyonlar içeren infiltratif tümörlerde adenokarsinom da akla getirilmelidir.

Sjogren Sendromu Nedir

Sjögren Sendromu Nedir



Tükrük bezlerinde ve lakrimal bezlerde enflamasyon ve destrüksiyon ile seyirli otoimmun bir hastalıktır. Ağız ve göz kuruluğu major semptomlarıdır. Hemen daima bilateral parotiste şişlik ve hastalığın son evresinde bezlerde atrofi izlenir.



USG’de bez mukus dolu duktusların oluşturduğu hiperekojeniteler ve sıvı dolu ektazik duktusların oluşturduğu hipoekojeniteler nedeniyle heterojen görülür. BT ve MRG’de bezlerde büyüme, BT’de artmış dansite ve yer yer kıvrımlı geniş tübüler özellikte hipodens alanlar izlenir. MRG’de nodüler görünüm asıldır. T2 ağırlıklı görüntülerde bezde artmış ve azalmış intensiteler ‘’bal peteği’’ görünümüne neden olur. Düşük sinyalli odaklar lenfosit birikimi ve artmış fibröz dokuya; yüksek sinyalli alanlar bez içi kanal genişlemelerine aittir. İleri evrede kanallarda harabiyet ve genişlemeler ile bezde atrofi görüntülenir.



Sjögren zemininde lenfoma gelişme olasılığı nedeniyle MRG takibi önem taşır.


Kaynak: http://zehirlenme.blogspot.com