İnhalasyon Anestezikleri

İnhalasyon Anestezikleri

İnhalasyon anestezikleri, genel anes­tezi uygulamasında en sık kullanılan ilaçlardır. Solunum yolu ile gaz şeklin­de verilirler. Oda ısısındaki durumlarına göre iki gruba ayrılırlar:

1. Gaz şeklinde olanlar: Dietil eter, trikloretilen, kloroform, siklopropan, N20, ksenon bu grupta yer alırlar.

2. Sıvı şeklinde olanlar: Bu grupta yer alan anesteziklere volatil anestezik-ler de denmektedir. Belli ısı ve basınç altında özel buharlaştırıcılar (vaporiza-tör) ile buhar haline getirildikten sonra uygulanırlar. Halotan, enfluran, metok-sifluran, izofluran, sevofluran ve desflu-ran bu grupta yer alırlar. Halotan dışın­dakilerin tümü yapısında eter bağı taşı­maktadır.

İnhalasyon anesteziklerinin etkinliği ve dozu minimum alveoler konsantras­yon (MAC) ile ifade edilmektedir. 1 MAC, 1 atmosfer basınç altında hayvan Veya insanların %50'sinde ağrılı bîr uyarana karşı hareket şeklindeki bir yanilı engellemek için gerekli olan ınhaIasyon anestezik konsantrasyonudur. Gazın, oksijen içindeki % volümünü gösterir (Tablo 1). Klinik uygulamada, olguların en az %95'inde yanıtı baskıla­yan konsantrasyonların yani MAC de­ğerinin 1,2-1,3 katının kullanılması ge­reklidir.

İnhalasyon anestezikleri bir buhar basıncı oluşturarak alveollere, daha sonra kana ve esas hedef organ olan beyne ulaşır. Beyinde belli bir parsiyel basınca ulaştığında ise anestezik etki ortaya çıkar. Parsiyel alveoler basınç (PA), inhalasyon anesteziğinin vücuda alınımı, dolayısıyla anestezi indüksiyo-nunun hızını ve anestezi derinliğini be­lirleyen en önemli parametredir ve be­yindeki parsiyel basınç ile denge halin­dedir. Parsiyel alveolar basıncın aneste-zist için bir diğer önemli özelliği ise hastanın ekspire ettiği gazlarla ölçüle-bilmesidir. Böylece anestezi derinliği­nin istenilen düzeyde sürdürülmesine olanak sağlar.

İnhalasyon Anestezisi

Parsiyel alveolar basıncı belirleyen faktörler,
İnspire edilen gaz konsantras­yonu
Alveoler ventilasyon
Fonksiyonel rezidüel kapasite
Anesteziğin alveollerden kana ve daha sonra dokuya geçişidir.

İnhalasyon Tedavisi

İnhalasyon anesteziğinin alveolden kana geçiş hızını belirleyen kan:gaz partisyon katsayıdır. Bu katsayı her iki kompartmandaki parsiyel anestezik ba­sıncının eşit olduğu yoğunlukların oranıdır. Kan:gaz partisyon katsayısının küçük olması, kanda erirliğin az oldu­ğunu ve iki kompartman arasındaki dengenin hızlı sağlandığını gösterir. Ka­na geçen anesteziğin dokulara dağılı­mında ise organ perfüzyonu, doku:kan partisyon katsayısı ve parsiyel basınç gradiyenti etkili olmaktadır.

Vücuttan büyük oranda akciğer yo­luyla atılmaktadırlar. Kan:gaz partisyon katsayısının küçük olması, inhalasyon yoluyla atılımın hızlı olduğunu gösterir. Düşük oranda (karaciğerde sitokrom P-450 sistemi ile) metabolize olurlarken, az miktarda cilt yoluyla da atılmaktadır­lar.

Genel Anestezikler

Genel Anestezikler

Genel anestezi uygulamasında kulla­nılan ilaçlar inhalasyon anestezikleri ve intravenöz anestezikler olarak iki ana gruba ayrılmaktadır. Tarihçeye bakıldı­ğında ilk anestezi uygulamalarının azot protoksit (N20), eter ve kloroform gibi inhalasyon anestezikleri ile gerçekleşti­rildiği görülmektedir. İntravenöz anes-teziklerin kullanıma girmesi ise 20. yüzyılda olmuştur.

İdeal bir anestezik ilaçta aranan özellikler irdelenecek olursa;

1. Kimyasal olarak stabil ve saf ol­malı,
2. Etkisi santral sinir sisteminde (SSS) hızlı başlamalı, kısa sürede ve tam olarak sonlanmalı,
3. İntravenöz uygulanıyorsa enjeksi­yon yerinde ağrıya, histamin salınımına neden olmamalı, inhalasyon yoluyla uy­gulanıyorsa keskin kokulu ve solunum yollarına irritan etkili olmamalı,
4. Yanıcı ve patlayıcı özellikte ve toksik etkili olmamalı,
5. Yaşamsal fonksiyonları (kardiyo-vasküler, solunum) minimum düzeyde etkilemeli,
6. Serebral kan akımı ve metaboliz­mayı azaltmalı,
7. Analjezik etki, kas gevşemesi sağlamalı,
8. İntravenöz uygulanıyorsa inaktif metabolitlere dönüşmeli, inhalasyon yoluyla uygulanıyorsa metabolize ol­mamalı,
9. İstenmeyen postoperatif etkileri (bulantı-kusma gibi) olmamalı,
10. Çalışanlar üzerinde olumsuz et­kileri olmamalı,
11. Elde edilmesi kolay ve ucuz ol­malıdır.


Günümüze kadar ideal özellikleri ta­şıyan anesteziği elde edebilmek için çok sayıda araştırma yapılmış ve anes­tezik özelliği gösteren birçok ilaç klinik uygulamaya girmiştir. Ancak, toksik veya önemli yan etkileri nedeniyle bazı­larının kullanımları terk edilmiştir. Ör­neğin, inhalasyon anesteziklerinden die-til eter yanıcı-patlayıcı olması ve indük-siyon ve ayılmanın yavaş olması, siklo­propan ve fluroksen yanıcı özellikleri, metoksifluran nefrotoksik olması, klo­roform ve fluroksen de hepatotoksisite-leri nedeni ile günümüzde kullanılma­maktadır. İntravenöz anesteziklerden steroid yapıya sahip hidroksidion, alte-zin, minoksolon veya aromatik bileşik olan propanidid de bunlara örnek olarak gösterilebilir.