Artrit ve Gevşeme terapisi
Gevşemeyi öğrenmenin stresle başa çıkmada kendi kendinize yardımcı olmanın iyi bir yolu olduğunu 4. Bölüm'de okumuştunuz. Bütün ihtiyacınız olan yirmi dakikalık hareketsizlik ve sessizlik ile yere uzanabileceğiniz, tercihen kendinize ait bir odadır.
Bu yöntemin tekniği bütün olumsuz düşünceleri zihninizden çıkarmak, sakin bir manzaranın güzel görüntülerini ve bu manzarayı destekleyecek doğa seslerini hayal etmek ve manzarayı zihninizde canlandırmaktır.
Zihninizde huzur ve sakinlik oluşturmak için bu manzarayı kurduktan sonra her defasında bir grubu ele alarak bütün kaslarınızı gevşetmeye başlayın. Ayak parmaklarınız ve ayaklarınızla başlayıp el parmaklarınız ve ellerinizle devam edin. Her kas grubunu önce kasın, sonra da gevşetin. Böylece sonunda bütün organlarınız ağırlaşacak ve hareket-sizleşecektir. Birisi kolunuzu kaldırıp bıraksa kolunuz tekrar yere düşecektir.
Kaşlarınız ve alnınızdakilere kadar vücudunuzdaki kasların tümünü kasıp gevşetmeyi sürdürün. Tamamen gevşediğinizde sanki yere gömülüyormuş gibi hissederek bir süre daha yatmayı sürdürün. Sonra da acele etmeden, usulca gerçeğe geri dönün.
Gevşeme çalışmasını sojunum egzersizleriyle birleştirebilirsiniz. Bu size her türlü gerilimden kurtulmada yardımcı olacaktır. Stres altında olduğunuzda solunumunuz genellikle hızlı ve yüzeysel olarak yalnızca göğsünüzün üst kısmında gerçekleşir. Bu da akciğerlerinize yeterli havanın girmemesi, ya da, atık maddelerin ciğerlerden düzgün bir şekilde atılmaması demektir. Aktörler ve şarkıcıların yaptıkları gibi diyaframdan solumayı öğrenmelisiniz.
Böylece akciğerlerinizi tam kapasitesine kadar genişletebilir ve kalbinizin daha güçlü atması ve gerekli olan oksijeni sağlamak için yeterli olan havayı alabilirsiniz.
Diyafram göğüs ve mide boşluklarını birbirinden ayıran güçlü bir kas bandıdır. Soluk alıp verirken genişlemesini ve sonra da büzülmesini elinizle hissedebilirsiniz. Onu kontrol etmeyi öğrendiğiniz taktirde soluduğunuz hava akciğerlerinizin en alt bölümüne kadar ulaşır ve göğüs kafesinizin alt bölümünün genişlediğini hissedebilirsiniz. Aynı şekilde, soluk verirken diyaframınızı kasınca akciğerleriniz mümkün olan en büyük miktardaki havayı dışarı atar ve atık maddelerden kurtulur.
Diyafram solunumunu kontrol etme çalışmasını şu uygulamayı gerçekleştirene kadar sürdürmelisiniz: Soluk alırken üçe kadar sayın ve üçe kadar sayarak soluğunuzu tutun, sonra da üçe kadar sayarak soluk verin ve yine üçe kadar sayarak soluğunuzu tutun. Omuz kaslarınızı gevşetin, kamburlaşmasına, ya da, gerilmesine izin vermeyin. Bu egzersizleri yapmak için yardıma ihtiyaç duyarsanız bir fizik tedavi uzmanına danışmalısınız. Gevşeme teknikleri ve solunum egzersizlerinin her ikisinde de ustalık kazandıktan sonra ne kadar sakin olup kendinizi ne kadar çok kontrol edebildiğinize şaşıracaksınız. Ağrılarınızın da azaldığını göreceksiniz.
Aklınız ve duygularınızın tedavisi
Artrit için psikolojik terapiler
Romatoit artrit, ya da, osteoartritin teşhisi kronik ağrıyı ifade eden bir cümleyle konulabilir. Artrit Bakımı adlı İngiliz bir kuruluşu tarafından 1989 yılında yayımlanan Artrit: Ağrılı Mücadele başlıklı raporunda bir hastanın şöyle bir ifadesi vardır: 'Hiçbir zaman tek başınıza kalamazsınız ... Her zaman ağrınız size eşlik eder.' Kontrol edilemediği taktirde kronik ağrı büyük strese neden olur. Stresin romatoit artrit krizlerini başlatıcı özelliği yüzünden de bir kısır döngü oluşabilir.
Bu nedenle doğal psikolojik terapilerin artritteki hedefi ağrının neden olduğu stresi ve iltihaplı artritin aniden alevlenmesine neden olabilecek her çeşit stresi azaltmak olmalıdır. Böylece ağrı da azalır. Ağrı ve stres kısır döngüsünü kırmaya yardımcı olabilecek doğal terapiler otojeniks, gevşeme teknikleri, hipnoterapi ve biyo-geribeslemedir. Medi-tasyon da yararlı olabilir.
Otojeniks
'Otojenik' sözcüğü kişinin kendisinden kaynaklanan anlamına gelir. Doğal terapi bağlamındaysa bunun anlamı vücudun sağlığını yeniden kazanması için zihin egzersizleri yapmaktır. Yoga ve meditasyonla benzerlikleri vardır.
Otojenik terapisi amacı stresi gidermek ve iyileşme sürecini başlatmak olan altı basit zihinsel egzersize dayanır. Egzersizlerin tanıdık yer ve durumlarda (örneğin, işte, trende, ya da, yatarken) yapılabilmesi için başlıca üç pozisyon benimsenmelidir. Bunlar basit oturma pozisyonu, koltuk pozisyonu ve uzanma pozisyonudur.
Altı zihinsel egzersiz, ağırlaşma (bir organın ağırlaştığını düşünme), ısınma, kalp atışı, solunum, midede ısınma ve alnın soğuması üzerinde yoğunlaşır. Bir terapist önce gruplar halinde öğreterek hastalarından egzersizleri evde yapmalarını ister. Böylece sonunda hastalar uygun olan her zaman bunları yapabilecek hale gelirler.
Otojenik terapisi 1920'lerin sonlarında Almanya'da ortaya çıkmıştır. Berlin'de hastalarının tedavisinde hipnotizmayı kullanan Dr. Johannes Schulz tarafından geliştirilmiştir. Hastalarının hipnotik gevşemeden ne kadar çok yararlandıklarını gören Dr. Schulz aynı etkiyi yapacak bir dizi zihinsel egzersiz geliştirmiştir. Bunların büyük başarı göstermesi üzerine sistem Avrupa'nın geri kalanına, Kuzey Amerika ve Japonya'ya yayılmıştır. İngiltere bu yöntemle 1970'lerde tanışmıştır.