Sezaryen Doğum Sonrası Bakım
Sezaryen Ameliyat sonrası egzersiz
Birçok klinikte, daha ameliyattan sonraki ilk günün sonunda kadın normal bir koğuşa götürülür. Peridüral kateteri ve infüzyon çoğunlukla önceden çıkarılmıştır. Buna karşılık idrar kesesi kateteri, genellikle, sırttaki lokal uyuşturma girişi çıkarılıncaya kadar yerinde bırakılır. Koldaki kanül de birkaç gün daha yerinde kalır. Bunlar güvenlik içindir. Gerçi müdahalenin üstünden uzun bir süre geçtikten sonra komplikasyon çıkması çok seyrek rastlanan bir şeydir, ama olabilir de. Çoğunlukla sıvı eksikliği nedeniyle dolaşım problemleri olur, bunu tedavi etmenin en etkili ve en koruyucu yolu infuzyonla sıvı vermektir. Kanül hâlâ yerinde duruyorsa, bu tedavi elbette büyük ölçüde hızlanacaktır. Kanül nedeniyle hareketlerde meydana gelen kısıtlama da zaten çok azdır. Ancak iğnenin battığı yerin yakınında ağrı hissederseniz bakım personeline bildirin. Onlar ponksiyon yerinde enfeksiyon olmamasını sağlayacaklardır. Belki kanül oradan çıkarılıp başka bir yere yenisi yapılır. Bu konudaki karar bakımı yürüten doktora aittir.
Tromboza karşı çorap
Amboli çorabı da denen tromboz çorabı, ilaçla tedavinin yanı sıra, ameliyat sonrasında trombozu önlemenin önemli bir öğesidir. Tromboz, bir kan damarının bir kan pıhtısıyla (trombuz) tıkanmasıdır. Böyle bir damar tıkanıklığı bir ameliyattan sonra genç ve sağlıklı hastalarda da ortaya çıkabilir. Bunun temel nedenleri, dolaşım koşullarının değişmiş olması (çoğunlukla da çok düşük kan basıncı) ve hareketin kısıtlanmasına bağlı olarak uzun süreli yatak istirahatıdır. Bu ikisi de, bacak-lardaki kan damarlarında akım hızının azalmasına ve dolayısıyla bir kan pıhtısı oluşmasına yol açar, bu da büyük olasılıkla damar çeperine yapışır. Buradaki büyük tehlike, bu trombuzun ansızın yerinden kopup dolaşımla akciğere sürüklenebilmesidir. Böyle bir durumda akciğer ambolisinden söz edilir. Tromboz çorabı, elastikliği sayesinde, bacak toplar damarlarını sıkıştırarak kanın hemen hemen normal hızla akmasını sağlar. Böylece kan pıhtıları oluşma tehlikesi büyük ölçüde azalmış olur. Yatakta geçirdiğiniz süre ayakta dolaştığınız süreden daha uzun ise, bu çorapları mutlaka giymeniz gerekir. Bakım personeli bu konuda hiç kuşkusuz size yardımcı olacaktır. Trombozu önlemek için günümüzde kullanılan diğer standart önlemler, pıhtılaşmayı engelleyen ilaçlar (en başta da heparin) ile tedavi ve ameliyattan sonra erken ayağa kalkmaktır. Bütün bu önlemler, tromboz ve akciğer ambolisinin son yıllarda çok seyrelmesini sağlamıştır.
Tromboz çoraplarını birkaç gün daha giymek zorunda kalırsınız. Daha önce de değindiğimiz gibi, birçok kadın, heparin etken maddesini içeren bir ilaç da alır, bu madde tromboz (kan pıhtısı) oluşumunu engeller. Bu ilaç bir şıringayla altderi yağdokusu içine enjekte edilir ve etkisine
güvenilebilir. Enjeksiyon ağrılı olmasa da biraz sıkıntıya katlanmayı gerektirir. Ancak, karın ameliyatından sonra tromboz tehlikesi yüksek olduğundan, pıhtılaşmayı önleyecek böyle bir ilacın verilmesi zorunludur. (Hasta sezaryenden 6-8 saat sonra ayağa kaldırılıp gezdiriliyor. Bu nedenle Türkiye'de çorap veya pıhtılaşmayı önleyici ilaç çok ender gerekiyor -tıbbi redaktörün notu.)
Anne-çocuk ilişkisi ve sezeryan sonrası karın
Özellikle de müdahaleden sonraki ilk saatlerde, peridüral anestezinin avantajını daha iyi anlayacaksınız. Bir kere, ameliyattan sonra yara ağrısı olursa, ağrı kesici ilaçlar hâlâ yerinde duran peridüral kateterinden kolayca enjekte edilebilir. İkincisi—ve bu herhalde en azından şimdi sizin için daha da ilginçtir—anne kısmi narkozdan sonra her ayrıntıyı gayet iyi hatırlayabilir, oysa tam narkozdan sonra çocukla ilk temas bilinç henüz bulanıkken yaşanır, o nedenle de çoğunlukla daha sonra unutulur. İlk temasın bilinçli yaşanması, anne-çocuk bağının doğumdan hemen sonra kurulması bakımından yararlıdır.
Aile yaşamının bu ilk dakikaları, anne ve çocuk için, tabii baba için de, iz bırakan bir olaydır.
Ayılma odasından loğusa koğuşuna
Her şey yolundaysa ve artık komplikasyon beklenmiyorsa, normal loğusa koğuşuna nakledilirsiniz. Nakil ya hemen ameliyat gününde, ya da ayılma servisinde bir gece geçirdikten sonra yapılır. Bu karar, sizin sağlık durumunuza ve ameliyatın ne zaman yapıldığına bağlıdır. Birincil sezaryenler genellikle sabah yapılır, oysa ikincil sezaryenler günün ve gecenin her saatinde olabilir. Böylece yeni bir ortama gelirsiniz, burada etrafınızdaki personel de farklıdır. Cerrah vizitesini yapar ve yarayı bir kez daha gözle inceler.
O arada karnınızı eliyle yoklayarak rahmin kasılmalarını kontrol eder ve kanama şiddetine bakar. Vizite sırasında ayrıca, en son kan alımına ait güncel laboratuvar bulguları ve belgeye dökülmüş dolaşım değerleri de tartışılır. Sonunda, ek bir ilaca ya da başka bir tedaviye gerek olup olmadığına karar verilir.
Ağrılara katlanmak zorunda değilsiniz
Peridüral kateteri çıkarıldıktan sonra, yavaş yavaş ağrılar başlayabilir. Ağrı hissederseniz vakit geçirmeden bakım
personeline haber verin. Emzirme döneminde de verilebi lecek, etkisi yüksek, ama çocuğa yük bindirmeyen birçok ağrı kesici vardır. Ameliyatın üzerinden bir gün geçtikten sonra herhalde artık bir şeyler içmeye, hatta ufak tefek bir şeyler yemeye de başlayabilirsiniz. Ama bunu önce mutlaka doktorla konuşmalısınız.
Annenin ve çocuğun bakımı
Loğusa koğuşunda sizinle son derece deneyimli ve özel olarak bu alanda eğitim görmüş hemşireler ilgilenir. Bunlar ameliyattan hemen sonra en ufak hareketin bile size ne kadar zor geldiğini bilirler. Hiç kuşkusuz birçok konuda size destek olacaklardır. Sezaryenden sonra annenin ve ço cuğun bakımının nasıl organize edileceği kliniğe bağlıdır.
Bazı kliniklerde, loğusa koğuşunun yakınında, yeni doğanların bakımını üstlenen personelle birlikte özel bir alan düzenlenmiştir; bazılarında da bakım personeli aynı anda hem anne hem de çocukla ilgilenir.
Rooming-in
Her iki durumda da büyük ölçüde, rooming-in, yani anneyle çocuğun aynı mekânda barındırılması söz konusudur. Ancak henüz çocuğunuzla ilgilenecek durumda olmadığınızı hissederseniz, çocuğunuzu geçici olarak bakım personelinin korumasına verme imkânı her zaman vardır. Bunlar, acıktığında ve emzirilmesi gerektiğinde çocuğun size getirilmesini sağlarlar.
Bazı kadınlar heyecanlı günden sonra çok iyi uyurlar, buna karşılık bazılarını uyku tutmaz ve ikide bir huzursuzca ya da inanamayarak, şaşkınlıkla çocuğa bakarlar. Kimisin-de de yara yerinde çok şiddetli ağrılar olur. Bir ağrı kesici istemekten çekinmeyin, çünkü şu anda, ağrıya direnip yorgun düşmektense birkaç saat uyumanız sizin için daha önemlidir.
Günümüzde birçok klinikte gün hâlâ kalıplaşmış bir şemaya göre geçiyor. Ama en azından loğusaların ve yeni doğanların bakımında, özel durumu hesaba katma eğilimi gitgide artıyor. Ateş, tansiyon ölçmek ya da yatak düzeltmek için sabah erkenden uyandırma alışkanlığının aslında artık tarihe karışması gerekiyor ama ne yazık ki büyük çoğunlukla hâlâ devam ediyor.
Ameliyattan sonraki ilk ayağa kalkış, sezeryan sonrası dikiş
Gerçi ameliyattan sonraki ilk günlerde herhalde yara yerinde ağrı hissedeceksiniz, ancak yine de ayağa kalkmalısınız. Ama lütfen ilk denemeye yalnızken kalkışmayın. Kendinizi "turp gibi" hissetseniz bile, bakım personelinden birisinin size yardımcı olmasını isteyin. İlk ayağa kalkışta kan basıncı birden hızla düşebilir, "gözleriniz kararabilir". Sonuç olarak bir kollaps geçirebilir, bu sırada da bir yerinizi yaralayabilirsiniz. En iyisi kan dolaşımının yüklenmeye yavaş yavaş alışmasıdır. İkinci ya da üçüncü denemede kendinizi çok daha güvende hissedeceksiniz. Ayrıca bakım personeli, bir karın ameliyatından sonraki ilk ayağa kalkışı hasta için olabildiğince ağrısız hale getirmenin püf noktalarını çok iyi bilir.
Ameliyattan sonra ayağa kalkmak
Tromboz çoraplarının ayağınızda ve doğru giyilmiş olduğundan emin olun.
Ayağa kalkarken yatakta doğrulup dik oturmaktan kaçının, bu sırada karın kasları gerilerek ağrı yapar. Yatağın kenarına doğru kayın. Yavaş yavaş yan dönün. Bacaklarınızı yatağın dışına kaydırın. Gövdenizi bir kolunuzla destekleyerek bükülmüş durumda oturun. Şimdi bir mola verin ki kan dolaşımı vücut sıvısının
yer değiştirmesine tepki gösterebilsin. Birkaç kez bilinçli bir şekilde derin nefes alın. Başınız dönecek olursa ayağa kalkma denemesini kesip tekrar yan konumda kendinizi yatağa bırakın. Ayaklarınızı yere değdirmeye çalışın. Bazı kliniklerde yüksekliği ayarlanabilen yataklar vardır: Bakım personelinin yatağı uygun yüksekliğe getirmesini sağlayın. Yere bastığınızda bacaklarınızı gerin ve yatağın kenarına tutunarak gövdenizi destekleyin. Ayağa kalktığınızda tekrar derin ve bilinçli nefes alın.
Kahramanlık yapmaya kalkışmayın! Başınız dönerse ya da ağrı hissederseniz ayağa kalkmaktan vazgeçin, bırakın
personel size yardımcı olsun. İlk ayağa kalkma denemesin-deki baş dönmesi kan basıncının ansızın düşmesinden kaynaklandığı için, genel olarak çok sıvı almanız gerekir.
Erken ayağa kalkmanın önleyici anlamda yararları
Müdahaleden sonra olabildiğince erken ayağa kalkmak, bir karın ameliyatından sonra ortaya çıkabilecek bir başka komplikasyona karşı da son derece etkili bir önlemdir: Akciğer iltihabı (pnömoni, zatürree). Hasta ameliyattan sonra ağırlıklı olarak yatakta kaldığı için, akciğerin bütün bölgelerinin hava alamaması söz konusu olabilir. Ayrıca birçok kadın korumacı nefes diye bir şey geliştirir. Ağrının ortaya çıkmasını engellemek için sadece hafif hafif nefes alırlar. Böylece bir süre sonra akciğerlerin çeşitli bölgelerinde akciğer salgısı (balgam -ç.n.) birikir. Eğer bu birikimler sözgelimi öksürükle çıkarılmazsa, akciğer dokusu iltihap yapabilir. Ağır durumlarda bu çok ciddi problemler doğurabilir. Ancak sezaryenden sonra pnömoni çok seyrek olur, çünkü kadınlar karın ameliyatının kendisi dışında hemen hemen başka hiç risk faktörü taşımaz. Sezeryan sonrası gebelik.
Akciğer iltihabını önlemenin yolları
Ameliyattan sonra olabildiğince erken bilinçli olarak derin derin nefes alın.
Gıcık olduğunda, öksürerek balgam çıkarın!
Yara ağrı yaparsa, bir yastık isteyip dizlerinizin altına koyun ("diz rulosu"). Bu konumdayken karın örtüsü gevşer. Böylece ağrı azalır ve daha iyi nefes alabilirsiniz.
Olabildiğince erken ayağa kalkın.
Yeterince su için.
Hatta artık duş bile alabilirsiniz. Cerrahi açıdan bunun pek sakıncası yoktur. Çok daha önemlisi, dolaşım sisteminin şimdiden böyle bir yüklenmeyi kaldırıp kaldıramayacağıdır. Ama sakın sıcak suyla duş yapmayın, yoksa vücuttaki kan damarları genişler ve genellikle zaten düşük olan kan basıncı daha da düşer. Normalleşmeye doğru bu ilk adımları da asla yalnız atmayın! Hastabakıcılara haber verirseniz belki kocanız duşta da size eşlik edebilir.
İdrar kesesi ve bağırsak faaliyeti ne zaman normale döner?
Muhtemelen ameliyattan sonraki birinci gün içinde idrar kesesi kateteri de çıkarılır. Hızlı ve zararsız bir işlemdir bu. Yalnız idrar kesesinin bundan sonraki ilk boşaltılması biraz sıkıntılı olur, ama bu ille de ağrılı olacak anlamına gelmez. Daha çok size biraz yadırgatıcı gelir. Bazen ilk işeme idrar yolları iltihaplanmasındaki gibi de hissedilir. Ama bunun nedeni çoğunlukla gerçek bir iltihaplanma değil, kateterin idrar kesesinin ve idrar borularının sümükderisinde küçük tahrişler yapmış olmasıdır. Ama ağrıyacak korkusuyla tuvalete gitmeyi ertelemeyin. İdrar kesesinin şimdi çok dolu olmaması gerekir, çünkü bu, boşaltma mekanizmasına önemli zararlar verebilir.
Bir karın ameliyatından sonra en geç üçüncü günde bağırsak faaliyeti de tekrar yoluna girmiş olmalıdır. Bu konuda da yine aynı şey geçerlidir, yol sizi yoracak ya da ağrı olacak korkusuyla tuvalete gitmeyi ertelememelisiniz. Gebelikten kalma hafif bir kabızlık çoğu kez zaten vardır ve daha fazla geciktirmekle ciddi bir probleme dönüşebilir. Dışkılama ya da idrara çıkma problemleriniz olursa, bakım personeline ya da ebeye sorun. Onlar hiç kuşkusuz problemi biliyorlardır ve bu konuda da tavsiyeleriyle yanınızda olurlar.
Sezeryan Ameliyatı
Sonunda bütün bürokratik işleri tamamladınız. Size bir hastane gömleği, trombozu önleyici çoraplar bir de ameliyat salonunda sorun çıkarmasın diye saçlarınız için bone verildi. Ebe idrar kesesine kateter taktı ve kardiyotokogram da yolunda. Öyleyse artık başlayabilir... Sizi ameliyat İşte Başlıyor salonuna götürüyorlar. En geç şu anda üstünüzdeki bütün takıları çıkarmış olmalısınız. Hareketli bir takma diş kullanıyorsanız, onu da çıkarmalısınız. (Sonda operasyon salonunda, hasta narkozu aldıktan sonra da takılabilir/Son zamanlardaki uygulama genellikle bu şekildedir. Lavman ise genellikle operasyondan önce yapılır -tıbbi redaktörün notu.)
Sezaryen Ameliyatı hemen öncesi
Genellikle ameliyat salonunun hemen yanında bir hazırlık odası vardır, anestezi ve ameliyat için gereken bütün ön Çalışmalar burada yapılır. Edep yeri kıllarının tıraş edilmesi de bunlar arasındadır. Tüylerin ne ölçüde uzaklaştırılacağı klinikten kliniğe değişir. Bazılarında tamamı tıraş edilir, bazılarında sadece küçük bir şerit kesilir.
Ameliyat kısmı narkoz altında yapılacaksa, PDA ya da CSE kateteri daha hazırlık odasındayken takılır. Ayrıca hastaya kalıcı bir toplardamar kanülü de takılır, çünkü
PDA yadaa CSE'den önce organizmaya yeterince sıvı verilmesi gerekir.
Kısmi narkozdan önce sıvı takviyesi
Lokal anestezinin etkisi başladıktan sonra, çoğu kez, istenmeyen bir tansiyon düşmesi olur, çünkü kan damarlarında sıvı dağılımı değişir. Kan, deyim yerindeyse, vücudun enjeksiyon yerinin aşağısında kalan bölgesine "çöker." Bu olayı önceden dengelemenin yolu, omurilik yanı anestezisinin etkisiyle geçici olarak eksilen sıvı ne kadarsa, aşağı yukarı o miktarda sıvıyı dolaşım sistemine vermektir.
Bunun için, lokal uyuşturmada ek olarak nötr bir sıvı damardan damla damla infüzyonla vücuda verilir. Bu sıvı ilaç içermez; yalnızca tuz, potasyum gibi çok çeşitli minerallerle karıştırılmıştır. Yoğunluğu ve bileşimi hemen hemen vücut suyu gibidir. Bu yolla, gereken miktarda sıvı hızla dolaşıma sokulmuş olur. Buna fizyolojik sıvı takviyesi de denir. Bu işlem—toplardamar kanülünün yerleştirilmesi hariç—kesinlikle acısızdır. Toplardamara infüzyon iğnesiyle yapılması gereken ponksiyon ise normal kan alımıyla karşılaştırılabilecek bir acı verir.
"Önce güvenlik": Gözetim gerekir
Bu işler yapılırken bir yandan da müdahale sırasında kan dolaşımının sürekli gözetimi için hazırlıklar yapılır. Yaşam belirtilerinin kontrolünde en önemli ölçüm parametreleri kalp frekansının, kan basıncının ve kanın oksijen doygunluğunun gözlenmesidir.
Kalp etkinliği Kalp etkinliğini gözlemek için hastanın göğsüne üç yapışkan elektrot konur. Böylece anestezist bunlara bağlı bir monitörden hastanın kalp etkinliğini her an izleyebilir (EKG).
Tansiyon ve ilk sezaryen ameliyatı
Kan basıncı kontrolü için üst kola bildik bir tansiyon kolluğu takılır. Bu kolluk genellikle bir alete bağlıdır ve böylece kan basıncı bir iki dakikalık aralıklarla otomatik olarak ölçülür. Ölçümler yalnızca kolluğun sık sık tekrarlayan şişmelerinden hissedilebilir. Yalnız ilk ölçümde kolluk biraz fazla gerilebilir; bu, aletin mevcut basınç koşullarına uyum sağlayabilmesi içindir, ikinci ya da üçüncü ölçümden sonra artık hiçbir şey hissedilmez hale gelir. Anestezist kan basıncı değerlerini de monitörden okuyabilir.
Oksijen iletimi
Ameliyat sırasında kana oksijen iletimi de, yine anestezist-in düzenli olarak incelediği önemli bir değerdir. Bunun için, hastanın parmaklarından birine çamaşır mandalına benzeyen özel bir alıcı tutturulur. Bütün bu ölçümler "invazif olmayan" bir biçimde gerçekleştirilir, yani hastanın
vücudunun içine ölçüm sondası sokulmaz. Elektrotlar, sondalar ve kolluklar yalnızca deri üstüne yapıştırılır, konur ya da tutturulur. Ölçülen değerler aynı zamanda monitörde görünür ve böylece anestezist kanın oksijen doygunluğunu sürekli gözleyebilir. Bu üç ölçüm parametresi sayesinde, anestezistler hastanın kan dolaşımı hakkında her an bilgi sahibi olur ve değişiklikleri anında fark ederek gerektiğinde hemen müdahale ederler.
Bir yerlerden bip sesi gelirse korkmayın
Böyle bir "yanlış alarm" kolayca fark edilir ve düzeltilir. Hazırlık odasında ve ameliyat salonunda geçen tüm süre boyunca ikide bir alışılmadık sesler çıkar ya da ilk bakışta anlaşılmaz gelen şeyler olur. Merak ettiğinizde, açıkça ne olduğunu sorun. Böylece olup bitenleri öğrenirsiniz ve endişelenmenize gerek kalmaz. Anestezi ve ameliyat personeli hiç kuşkusuz size her şeyi seve seve açıklayacaktır!
Ayrıca: Hayatınızdaki belki de "en güvenli" anları bir anestezistin gözetimi altındayken geçirirsiniz.
Kısmi narkoz veriliyor
Asıl lokal anestezi için aşağıdaki pozisyonu almanız gerekir: Yan yatıp bacaklarınızı kendinize çekersiniz. Bazı anestezistler de kadından oturup biraz öne eğilmesini is-terler. Sırtın kedi kamburu denen şekilde bükülmesi ponksiyonu çok kolaylaştırır, çünkü bu pozisyonda omurlar
arasındaki açıklık büyür. Ayrıca ayağa kalkarken düşmemeniz için size yardımcı da olur. Şimdi, sırtta ponksiyon yapılacak yer dezenfekte edilir ve yerel uyuşturma yapılır. Bu etkisini gösterince, asıl lokal anesteziyi yapmak üzere kateter yerleştirilebilir. Narkoz doktoru, bir iğne ya da sivri uçlu ahşap bir nesneyle deriye dokunarak anestezinin etkisini gösterip göstermediğini inceler. Bu teste dayanarak narkoz doktoru uyuşmanın şimdiden ne kadar şiddette olduğunu anlayabilir. Hasta önce hafif, daha sonra kuvvetli iğne batışlarını hissetmez hale geldiğinde, narkoz etkisini yeterince göstermiştir ve doktor hastayı asıl ameliyat odasına taşıtır.
Ameliyat salonunda
Ameliyat salonuna geldiğinizde, herhalde buranın çok sıcak olduğu dikkatinizi çekecektir. Bu, çocuğun doğumdan hemen sonra birdenbire soğukta kalmaması içindir. Ama galiba burada edineceğiniz tek hoş izlenim de budur. Onun dışında ortalıkta ruhsuz bir iş atmosferi egemendir ve mekân hemen her zaman işlevsel bir şekilde döşenmiştir.
Ebenizi tanıdınız mı?
Burada sizi cerrahlar, aletlerle ilgilenen personel, anestezistler, anestezi bakıcıları ya da hemşireleri, ebe ve büyük olasılıkla bir de çocuk doktoru bekliyor olacak. Yani şimdi etrafınız tamamen tıp personeliyle çevrili ve hepsi sadece sizinle çocuğunuz için orada bulunuyor. Şu anda herhangi bir probleminiz ya da soracağınız bir soru varsa, birisine söylemekten çekinmeyin. Şimdi hepsi bone ve ağız maskesi takmış olduğundan "ebenizi" ya da "cerrahınızı" tanımanız kolay olmayabilir. Bu sizi şaşırtmasın, oradaki insanların hepsi sorularınızı yanıtlayabilir ya da güvendiğiniz kişiyi yanınıza getirebilir.
Alışılmadık bir durum
Yine de her şeye rağmen birçok kadın bu durumdan rahatsız olur ve korku duyar. Bunun nedeni herhalde, içinde bulundukları durumda kendilerini eli kolu bağlı hissetmeleridir: Anesteziyle hareket yeteneğini yitirmiş, öznel anlamda çaresiz... Eşin orada bulunması bu duyguyu büyük ölçüde hafifletebilir. Tıp personeli arasında güven duyulan bir kişinin olması da aynı etkiyi yaparak korku duygusunu yatıştırır. Hele hastanın cerrahla önceden tanışmış olması korkuları iyice azaltır.Herkes sadece sizin için orada
Bazen her şeyin çok hızlı gelişmesi gerekir, doğum sırasında yanınızda ne eşiniz ne de güvendiğiniz ebe bulunamayabilir, doktorlar da tanıdığınız kişiler olmayabilir; ama bu durumda bile belki işe yarayacak bir şey vardır. Şunu düşünün: Etrafınızdaki herkes sadece size ve çocuğunuza yardım etmek için orada bulunuyor. Hepsi sizin korkularınızı anlıyor ve çocuğunuzun doğumunun sizin için korkusuz, ağrısız geçmesini sağlamak istiyor.
Ameliyat masasında
Ameliyat salonunda gerekli her şey hazırlandıktan sonra, kadın asıl ameliyat masasına yatırılır. Bacaklarınız, jinekolojik muayene koltuğundakine benzer bir duruşla sabitlenir. Bu zorunludur, böylelikle cerrah, olabilecek bir vajinal kanamayı zamanında fark edebilir, ya da—sadece çok ender durumlarda gerekebilecek bir şey—zorunlu vajinal müdahaleler için yeterince yeri olur. (Türkiye'de pek nadiren böyle yatırılıyor. Genelde dümdüz, bacaklar da bitişik olarak yatırılıyor -tıbbi redaktörün notu.) Kadın ameliyat masasına çıplak yatmaz. Sadece hastane gömleği karın açıkta kalacak şekilde yukarı çekilir. Bunun ardından karın derisi bir dezenfeksiyon ilacıyla yıkanır.
Dezenfeksiyon ilacı kuruduktan sonra, operasyon bölgesi bezlerle steril bir biçimde kapatılır. Hastanın göğsünün önünde bulunan metal bir askının üstüne de yine bir ameliyat bezi örtülür. Böylelikle ameliyat bölgesini görmeniz engellenmiş olur. O arada ameliyat hemşireleri gerekli aletleri hazırlamışlar, cerrahlar da ellerini dezenfekte etmeyi bitirmişlerdir. Artık ameliyat gömleklerini giye-
bilirler.
APGAR skoru
APGAR şeması, adını Amerikalı doktor Virginia Ap-gar'dan almıştır. Yeni doğan çocukları standartlaştırıl-mış bir nokta şemasına göre değerlendirme sistemidir. 1952'de ortaya atıldıktan sonra tüm dünyada kabul edilmiştir. APGAR şeması yeni doğmuş bir çocuğun sağlık durumuna ilişkin belirleyici beş kriterin güvenilir biçimde incelenebilmesi gibi paha biçilmez bir yarar sağlar. Bu kriterlerin ilk harfleri "APGAR" adını verir. Bunun bulucusunun adıyla da aynı olması tümüyle rasdantıdır ve şemanın ortaya atılışında akılda kolay kalmasını sağlayan bir araç olmuştur:
A = Activity (kas tonüsü, iskelet kaslarının gerginliği)
P = Puls (kalp atımları)
G = Grimace (refleks etkinliği, ayak tabanındaki refleksler, ağlama)
A = Appearance (ten rengi)
R = Respiration (solunum)
Sezeryan Öncesi ve Sezaryene hazırlık
Daha önce de değindiğimiz gibi, sezaryenin doğumdan önce planlanıp yapılmasıyla, doğum devam ederken sezaryen gerekmesi arasında ayırım yapmak gerekir. Birincil sezaryen elbette ki ikincil kesiye göre çok daha ayrıntılı planlanabilir. Ayrıca gebe kadına, sezaryene her yönüyle hazırlanacak zaman kalır. Yine de, çocuğunun sezaryenle doğacağını öğrenmek her anne için heyecanlandırıcı, hatta korku da uyandıran bir durumdur. Bu stres ve korku tepkisi çok anlaşılır bir şeydir: Sonuçta söz konusu olan, çocuğun esenliği ve kadının kendi sağlığıdır.
Aydınlatma konuşmasını yapan kişiler—çoğu durumda da bunlar doktorlardır—bu stres ve korku tepkisinden haberli olmalıdırlar. O nedenle de, gebe kadının korkusunu daha bilgilendirme sırasında ortadan kaldırmak için, aydınlatma konuşması için kendilerine ve müstakbel anneye yeterince zaman ayırmalıdırlar. Böyle bir konuşma ne kadar erken yapılırsa, verilen yığınla bilgiyi özümsemek o ka-dar kolay olur.
Olabildiğince erken aydınlatma
Erken aydınlatma zaten hukuki nedenlerle de zorunludur, planlanmış bir sezaryende aydınlatma konuşması mümkünse en geç, planlanan ameliyatın bir gün öncesinde yapılmalıdır. Yine de, belirlenen ameliyat tarihiyle ameliyata ilişkin aydınlatma arasında birkaç gün olması çok daha iyidir. Çünkü, müstakbel anne babanın bir kere de kendi aralarında konuşabilmeleri tüm katılımcılar için çok yararlıdır. Çoğu kez, tekrar düşününce yeni sorular ya da belirsizlik-
ortaya çıkar, bunlarsa doktorun kadının eşinin de katıldığı bir bilgilendirme konuşması daha yapmasını gerektirir. Böyle ikili bir konuşmaya hazırlanmak isterseniz, henüz yanıtsız kalan soruları bir kâğıda not edin. Böylece konuşma sırasında sorularınızı unutmazsınız.
Sezaryen kararı ne kadar erken alınırsa, size bakacak ebeyle bağlantıya geçmek için o kadar çok zamanınız kalır; ayrıca daha vakit varken doğum kliniğini arayarak oradaki ameliyat koşulları hakkında bir fikir de edinebilirsiniz. Daha önceden bir ebeyle ilişki kurmuşsanız, doğumun sezaryenle yapılacağı konusunda onu da hemen bilgilendirmelisiniz. Böylece çoğu durumda ebeyle gebe kadın bir araya gelerek yeni durumu etraflıca konuşurlar.
Kendimi sezaryene nasıl hazırlayayım?
Sezaryen kararı alındı ve ameliyata onay verdiniz. Şimdi, karar sonrası, ameliyat öncesi evrede bulunuyorsunuz. Zaman aralığı çeşitli uzunluklarda olabilir. Bazı kadınlar müdahaleden haftalar hatta aylar önce durumdan haberdar olurken, bazıları sezaryen zorunluluğunu doğumdan birkaç gün, hatta birkaç saat önce öğrenir. Şimdi hiç kuşkusuz birçok şeyi kendinize dert edeceksiniz. İyi bir aydınlatma konuşmasından sonra heyecanın daha da büyümesi anlaşılır bir şeydir. Fakat heyecan, korkuya dönüşmediği sürece çok normaldir, ayrıca iyidir de. Bir ameliyat karşısında heyecanlanmak, gerilimli "sezaryenle doğum" olayıyla duygusal bakımdan hesaplaşmanızda size yardımcı olur.
Müstakbel baba, aile ve arkadaş çevresi
Bu dönemde en önemli noktada herhalde herkesten önce müstakbel baba yer alır. Bir yandan siz ondan destek ve güç beklersiniz, heyecan ve endişelerinizi anlamasını, bunları büyük ölçüde hafifletmesini istersiniz. Öte yandan hiç kuşkusuz eşiniz de heyecan bakımdan tedirgin ve gergindir. Çünkü sonuçta söz konusu olan, kendi karısı ya da kız arkadaşı ve henüz doğmamış ortak çocuktur. Eşin bu heyecan gerginliği çoğu kez küçümsenir.
Elbette geri kalan aile çevresi ve en yakın arkadaşlar da yapılacak ameliyatla ilgili birtakım bilgiler edinmiş olacaklardır. Başkalarının bu yönelişine hiçbir şey söylenemez. Yalnız size çeşitli deneyimlerden söz etmeleri işi zorlaştırır ve daha çok güvensizliğe düşmenize yol açar. Böyle bir durumda konuşulacak en uygun kişi ebedir. (Sezeryan pdf)
Sezaryen öncesinde ebenin danışmanlığı yasal ve özel sigortalarca hiçbir problem çıkmadan ödenmektedir. Ebe klinikte bir ameliyatın nasıl yürüdüğünü size ayrıntısıyla anlatabilir ve ameliyattan önceki zor dönemde size eşlik eder. (Bu uygulama Türkiye'de yoktur. Anne adayına gereken bilgileri kendi doktoru verir; bu doktor sevk belgesi diye bir şey vermez. Özel doktor sezaryen gününün randevularını hastaneden alır, hastaneye doktor ve hasta birlikte karar verirler. Devlet hastanelerinde de gebenin dokuz ay kayıt olması gibi bir takip yoktur; hasta poliklinik kontrolleri sırasında kendisine verilen bilgileri uygular. Önceden günü saptanan bir sezaryen durumu olursa da verilen günde gelip hastaneye yatar, -tıbbi redaktörün notu.)
Kâğıtlar ve diğer önemli hazırlıklar
Heyecansal ve kişisel konuların yanı sıra, ameliyat öncesinde bürokratik işlerin de halledilmesi ve bazı kâğıtların sağlanması gerekir:
Ameliyattan önce halletmeniz gereken işler
Doktorun sevk belgesi
Sigortanın masrafları üstlendiğine dair açıklaması Bakımın özel bir sigorta tarafından karşılanması Klinik aramak
Eş ya da erkek arkadaş için izin talep etmek Gerekiyorsa çocuk bakıcısı ayarlamak Gerekiyorsa ev işleri için yardımcı talep etmek Ameliyattan sonraki ilk dönem için yüklenmelerin önünü kesmek
Sezaryene karar verildikten sonra, çoğu durumda, tedaviyi yürüten doktor hastaneye sevk belgesi düzenler. İç çevrede "kırmızı kâğıt" diye anılan bu belgeyle, ilgili sağlık sigortasından (Ülkemizde böyle bir belge yoktur -tıbbi redaktörün notu) masrafları üstleneceğine dair açıklamayı talep edersiniz. Böylece, sigortanın ameliyat masraflarını ödemesini garantiye almış olursunuz. Özel sigortası olan kadınlarda bu adım düşer, onların genellikle sevk belgesi almaları da gerekmez. Yine de, özel bir sigortaya bağlıysanız, bir an önce temsilcinizle görüşüp sigortanızın hangi seçmeli hizmetleri kapsadığını açıklığa kavuşturmalısınız, örneğin tek ya da iki yataklı oda mümkün mü, sigortanız seçmeli doktor hizmetini ödüyor mu (şef doktor ya da yardımcısı tarafından tedavi edilme).
Klinik seçimi
Klinik kolay ulaşılır bir yerde mi? Tüm hazırlık önlemlerine rağmen, aceleyle gitmeniz gerekirse kliniğe ulaşmak için çok kısa bir yol kat edecek olmanız paha biçilmez bir avantajdır. Klinikte kaç doğum odası ve kaç ameliyat salonu var? Şöyle düşünün: Tek gebe siz değilsiniz! O nedenle kliniğin donanımı hakkında bilgi edinin. Ebe tarafından bakım nasıl düzenleniyor? (Bu uygulama Türkiye'de yoktur -tıbbi redaktörün notu.)
Bir ebeye ortalama kaç gebe düşüyor? (Devlet hastanelerinde doğumu ebeler de yaptırabiliyorlar -tıbbi redaktörün notu.)
Hastanede her zaman bir uzman doktor bulunuyor mu?
Anlaşmalı hekim sisteminin işlediği kliniklerde acil durumlarda gereksiz gecikmeler olabilir. Hastanede her zaman bir anestezist bulunuyor mu? Ameliyat günü belirlense de belki bebeğiniz bunu beklemek istemeyecektir. O nedenle klinikte hemen müdahale mümkün olmalıdır.
Hastanede yeni doğanlar için yoğun bakım bölümü var mı?
Çok erken bir doğumdan kuşkulanıldığında ya da çocukta sağlık problemleri beklendiğinde, bu çok
önemlidir.
Hastanede her zaman bir çocuk doktoru bulunuyor mu?
Erken doğum beklentisi varsa ya da çocukta sağlık problemlerinden kuşkulanmıyorsa, bu mutlaka gereklidir.
Klinikte rooming-in (anneyle çocuğun aynı mekânda barındırılması -ç.n.) imkânı var mı? Ameliyattan sonra siz henüz yeterince iyileşmemişken yeni doğanın bakımı nasıl düzenleniyor?
Kliniğin ziyaret saatleri ne?
Klinikte gebeler için bilgilendirme seminerleri yapılıyor mu?
Ameliyat gününden önce odaları görmenize izin veriyorlar mı?
Müstakbel baba ameliyat salonuna alınacak mı? Loğusa koğuşunda konaklama nasıl oluyor? Burada tek, iki ya da üç yataklı odalar var mı? Yeni doğanlar koğuşuyla loğusa koğuşu arasında ne kadar mesafe var?
Bu sorulan eşinizle enine boyuna konuşun ve sizin için hangi noktaların özellikle önemli olduğuna karar verin. Risk beklentisi olan doğumlarda güvenlik kaygısı her zaman ön planda olmalıdır. Belki tanıdık çevrenizdeki annelerden de klinik seçimi için bir iki tavsiye alabilirsiniz.
Ayrıca: Parlak broşürler ve diğer reklam araçları—başka konularda da olduğu gibi—ille de kliniğin kalitesini göstermez!
Bu formaliteleri tamamladıktan sonra, ameliyatın yapılacağı kliniği ziyaret etmeniz yerinde olur. Birçok jinekoloji kurumunda gebe danışmanlığı ya da doğum öncesi danışmanlık yapılan, gebelere ait bir bölüm vardır. Bu konuşmalarda gerek önünüzdeki ameliyat, gerekse de klinik"te işlerin yürüyüşü konusunda ayrıntılı olarak bilgi edinebilir, ayrıca henüz yanıtlanmamış sorularınızı sorabilirsiniz. Eğer mümkünse, doğum odasını ve loğusa koğuşunu ziyaret etme fırsatını kaçırmayın. En iyi durumda, doğum kliniğiyle bu ilk ilişkinizde size tuttuğunuz ebe eşlik eder. (Türkiye'de bu uygulama yoktur -tıbbi redaktörün notu.)
Müstakbel baba için doğum izni
Bu konuda hiç kuşkunuz olmasın, kocanızın ya da erkek arkadaşınızın size klinikte eşlik etmek ya da—birlikte öyle karar vermişseniz—ameliyatta bulunmak için yeterli zamanı olacaktır. Neyse ki birçok patron kısa bir süreliğine izin istendiğinde, anlayış gösteriyor. Çünkü müstakbel babanın gerek doğumda gerekse de ameliyatta karısına eşlik etmesi şu sıralar çok doğal bir şey olarak görülüyor. Onun için de birçok işveren, çalışanlarına bir iki günlük izin bile veriyor. Yine de, böyle bir iznin yıllık izinden düşülüp düşülmeyeceğim işverene sormak yanlış olmaz. (Türkiye'de yasal olarak babalık izni vardır -tıbbi redaktörün notu.)
Çocuk bakıcısını unutmayın!
İnanılmaz gibi gelebilir ama, hazırlığın aslında çok doğal olan bir bölümü o heyecan içinde bazen düpedüz unutulabiliyor: Annenin hastanede kaldığı süre içinde evdeki öteki çocuklarla kim ilgilenecek? Demek ki bu zaman dilimi için önceden ayarlama yapmalı, güvenilir bir çocuk bakıcısı bulmalısınız.
Gevşeme zamanı
Bütün hazırlıkları tamamladıysanız, artık her tür stresten kaçının ve huzur verici şeylerle ilgilenin. Doğumun ya da ameliyatın hemen öncesinde, sizi fazlaca zorlayacak karmaşık işleri halletmeye kesinlikle kalkışmayın. Şimdi gevşemek çok önemlidir, böylelikle, sezaryen kararına rağmen, doğacak çocuğunuz için duyduğunuz sevinç gerektiği gibi serpilip gelişebilir. (sezeryan ppt)
Beslenmeyle ilgili sorular
Ön hazırlık konuşmalarında sık sık sorulan bir soru, gebenin sezaryen ameliyatının birkaç gün öncesinden beslenme tarzını değiştirmesinin gerekip gerekmediğidir. Gerçi ameliyatın hemen öncesinde hiçbir şey yenmemeli ve hiçbir şey içilmemelidir. Ancak ameliyattan önceki günlerde ve hatta haftalarda, eskisi gibi beslenmeye devam edebilirsiniz. Gene de bu, sağlıklı ve dengeli bir beslenme olmalıdır. Ağır, sindirimi zor, çok yağlı ve gaz yapıcı yiyeceklerden uzak durmalısınız.
"Hastane çantası"
Klinikle belli bir ameliyat günü kararlaştırmış olsanız da, "hastane çantanızı" birkaç gün öncesinden hazırlamanızı öneririz. Böylece telaş ve stresten kurtulmuş olursunuz, çünkü bazen işler çok hızlı gelişir ve planlara uymaz.
Çantaya mutlaka koymam gereken şeyler ne?
Göğüs kısmında uzun bir düğmeli açıklık olan gecelikler ya da bol tişörtler: Emzirme açısından çok pratiktir. Tercihen topuksuz, rahat ev terlikleri: Sezaryenden sonra ayağa kalkmanızı kolaylaştırır.
Bornoz
Emzirme sutyeni ve emzirme yastığı. Kaynatılmaya gelen çok sayıda külot ya da bir kere kullanılıp atılacak külotlar: Loğusa akıntısı için çok pratiktir. Bir kere kullanılıp atılacak türden temizlenme bezleri: Loğusa akıntısı ve hijyen açısından önemli. Normal temizlik malzemesi
Yanımda hangi belgeler bulunmalı?
Kimlik belgesi.
Annelik pasaportu.
Evlilik cüzdanı ve doğum belgesi. Aile soyağacı (varsa).
Sevk belgesi, sigortanın masrafları üstlendiğine dair açıklaması. (Çalışan annelerin işyerlerinden aldıkları vizite kâğıtları aynı işlevi görmektedir-tıbbi redaktörün notu.) Sağlık karnesi. Biraz bozuk para. Çünkü birçok klinikte özel telefon kartları ve televizyon kartları yalnızca ücret karşılığı alınabiliyor
Ameliyattan önceki aydınlatma görüşmesi
Sezaryen, başka her ameliyat gibi aydınlatma ve onay da gerektirir. Gebe kadın—yaşamsal tehlike taşıyan acil durumlar dışında—böyle bir müdahaleye onay vermelidir, yoksa ameliyat yapılamaz. Doktorun tavsiyesine rağmen hastanın sezaryeni reddetmesi çoğunlukla konuşmadaki eksikliklerden kaynaklanır. Belki aydınlatma konuşması sırasında yanlış anlamalar olmuş ya da olası riskler çok sert anlatılmıştır. Ama bazen de sadece müdahalenin gerekliliği yeterince açıklanmamış olabilir. Çeşitli nedenlerle sırf cerraha güvenmediği için ameliyatı reddeden gebeler de yok değildir. Böyle çatışma durumları varsa, mutlaka ikinci hatta üçüncü bir görüş almak gerekir. Başka doktor ya da ebelerle konuşmak, durumun daha açık ortaya konmasını sağlayabilir ve gebe kadın, uzmanların görüşü temelinde, izlemek istediği en doğru yolun hangisi olduğuna en sonunda kendisi karar verebilir. İsteğe bağlı sezeryan
Ameliyat hakkında aydınlatma
Salt hukuki açıdan bakıldığında, her ameliyat bedene zarar verme eylemidir. Elde hastanın yasal olarak geçerli bir onay açıklamasının bulunduğu vakalar ya da yaşamsal tehlike taşıyan durumlar bunun dışındadır. Akut bir yaşamsal tehlike varsa ve hasta konuşamayacak durumdaysa, hukuki içtihat "muhtemel muvafakat"e dayandırılır.
Muvafakat (onama, kabul etme, rıza gösterme) açıklaması için koşul, her zaman, hastanın müdahale hakkında yeterince bilgilendirilmesidir. Hastanın aydınlatılmasına şu konular girer:
Ameliyatın anlamı.
Ameliyatın olası riskleri.
Seçilen ameliyat yöntemi ve olası alternatifler.
Doktor, aydınlatma konuşmasında hastayı ameliyatın akışı ve özel riskleri konusunda ayrıntılı bir biçimde bilgilendirmekle yükümlüdür. Bu arada, hastanın bu açıklamaları doğru anladığından da emin olmalıdır. Ameliyattan sonra, doktorun bu konuyu önemsemediği kanıtlarıyla ortaya konabilirse—müdahalenin gerekliliği çok açık olsa ve hiçbir komplikasyon çıkmasa bile—ameliyat hukuka aykırı olarak yapılmış sayılır. Doktorlar bu konuda, hukuki gerekliliklerle hastanın korkuları arasındaki ince sınırda hareket etmek zorundadırlar.
Sezaryen Doğum Riskleri ve Zararları
Belli riskler ve komplikasyon olasılıkları ilkesel olarak her ameliyatta vardır. Gebenin ya da müstakbel anne babanın, sezaryenle doğumun olası riskleri konusunda uyarılmaları gerekir. Bu kuralın tek istisnası, anneyle çocuğun hayatının çok ciddi biçimde tehlikeye girdiği durumlar olabilir; bu durumlarda açıklama yapmak zaman kaybı anlamına gelecektir ve bu da yaşamsal tehlike getiren bir gecikmeye neden olabilir. Aşağıdaki bölümde, ameliyata ilişkin olarak bilmeniz gereken her şey ayrıntısıyla anlatılıyor.
Komplikasyon olarak her sezaryen ameliyatında kanama, iltihaplanma (enfeksiyon) ya da vücutta kan pıhtıları olabilir. Ancak bunlar her ameliyatta olan risklerdir.
Sezaryene özgü riskler ve yan etkileri
Sezaryene özgü bir risk komşu organların zarar görmesidir. En çok da idrar kesesi, bağırsaklar, kan damarları ve sinir lifleri tehlike altındadır. Çok ender durumlarda rahmin çıkarılması da zorunlu olabilir. Neyse ki günümüzde bu pek olmuyor. Histerektomi (dölyatağının çıkarılması ) için bir neden, ameliyat sırasında yaşamsal tehlike oluşturan ve artık kontrol altına alınamayan kanamalar olabilir. Ama, çocuk doğduktan sonra plasentanın dölya-yatağından sökülememesi ya da dölyatağı kasının tekrar kapatılamaması (rahmin kasılmaması nedeniyle kanamaların durmaması durumu da eklenebilir -tıbbi redaktörün notu) da en kötü durumda histerektomiyi gerekli kılabilir. Neyse ki bu komplikasyonların hepsi gerçekten çok seyrek ortaya çıkar, ama elbette aydınlatma konuşması sırasında müstakbel anneyi çok korkutur. Yine de kadınların bu riskler konusunda bilgilendirilmesi zorunlu ve önemlidir.
Hamile bir kadın olarak sezaryen ameliyatına onay vermekle ne kadar düşük de olsa hangi riskleri üstlendiğinizi bilmeniz gerekir. O nedenle, huzursuz olmayın; tam tersine bilgilenin: Sezaryen ameliyatı sırasında ortaya çıkabilecek komplikasyonların çoğu çok iyi bir şekilde ve kolayca kontrol altına alınabilir.