Yabanci Cisim Aspirasyonu

Yabancı Cisim Aspirasyonu



Trakeobronşiyal sisteme yabancı cisim aspirasyonu, çocukluk döneminde ortaya çıkan respiratuar problemlerin sık karşılaşılan bir nedenidir. En sık 1-3 yaş arasında görülür. 1–3 yaş arası çocuklarda yabancı cisim aspirasyonlarının ölümcül kazalar arasında %7 oranında olduğu belirtilmiştir. Ciddi komplikasyonları önlemek açısından erken tanı ve tedavi çok önemlidir. Hava yollarında yerleşen yabancı cisimler, hava yolunun tam obstrüksiyonu sonucu ölüme neden olabilirler.


Yabancı cisim aspirasyonlarının 6 ay-3 yaş arasındaki çocuklarda yüksek insidansta görülmesi, çocukların objeleri ağızlarına götürme eğilimleri, oyun oynarken, koşarken, ağlarken ağızlarında obje bulunması, yutma ve havayolunu temizlemede immatür nöromusküler mekanizmalara sahip olmaları, diş ve çene gelişimlerinin tam olmaması, larinks ve epiglottisin anatomik olarak erişkin şeklini almamış olması nedeniyledir.



Aspire edilen materyal çocuklarda genelde bitkiseldir ve kimyasal pnömoni ile erken bulgu verir. Metalik cisimler fazla reaksiyona yol açmadıklarından tanı gecikebilir. Okul çağındaki çocuklarda aspirasyon materyalleri plastik boncuklar, silgi parçaları, bilye, plastik oyuncak parçaları olabilir.


Kaynak: zehirlenme.blogspot.com


Trakeobronsiyal Sistem Anatomisi

Trakeobronşiyal Sistemin Anatomisi



Solunum yollarının amacı solunan havayı alveoler düzeye taşımaktır. Solunum sistemi taşıyıcı zon, geçiş zonu , respiruator zon olarak üç bölümde incelenir.



1.Taşıyıcı zon: Bu zonda trakea duvarlarında kartilaj bulunan bronkuslar, kartilajsız ve alveolsüz bronşioller bulunur. Gaz değişiminin bulunmadığı bu zondaki hava yolları trakeadan itibaren 16 defa dallanma gösterir. Bu zondaki son eleman terminal bronşiollerdir.



Trakea; larenks devamı olarak 6. servikal vertebra hizasından, krikoid kıkırdak alt sınırından başlar ve 5. torakal vertebra üst sınırı seviyesinde karinada ikiye ayrılarak sonlanır. Erişkinlerde ortalama 11cm uzunluğunda , 2 cm genişliğinde elastik ve frajil tubuler bir organdır. 16-20 adet C şeklinde hyalen kartilajdan oluşur. Bu kıkırdakların açık uçları özafagusa komşu arka yüzde kalın bir düz kas bandı ile birleşir. İki minör indentasyon dışında duvarları paraleldir (Solda aortik ark ve sağda azigos veni tarafından oluşturulmuş indentasyon). Kıkırdak halkalar fibroelastik bağ dokusu ile birbirine bağlanmışlardır.



Arteriel beslenmesi inferior tiroid arter ve arteria torasika interna aracılığıyla, venöz drenajı inferior tiroidal pleksusla, lenfatik drenajı trakea boyunca yerleşmiş lenf düğümleriyle olur. İnnervasyonu N. vagus ve sempatik zincirdendir.



Bronşlar; Trakea toraks giriminden 6 cm sonra karinada ikiye ayrılarak sağ ve sol ana bronşları verir. Sağ ana bronş daha diktir ve aspire edilen yabancı cisimlerin çoğu bu bronşa kaçar. Çapı ortalama 15.3 mm dir. Karinadan 22 mm sonra üst lob bronşunu verir ve bronkus intermedius adıyla devam eder. Sağ üst lob bronşu ayrımdan 10 mm sonra üç segmenter bronşa ayrılır. Bronkus intermedius üst lob bronşu ayrımından 30-40 mm sonra ikiye ayrılarak orta ve alt lob bronşlarını verir. Aynı seviyeden alt lobun superior segment bronşu da ayrılır. Sol ana bronşun ortalama çapı 13 mm olup karinadan 50 mm sonra üst ve alt lob bronşlarına ayrılır. Sol üst lob bronşu 10 mm sonra ikiye bazen de üçe ayrılır. Üst kol hemen ikiye ayrılarak apiko-posterior ve anterior bronşlarını verir. Alt kol ise linguler bronştur ve sağdaki orta lob bronşunun karşılığıdır. Bazen üst lob bronşu üçe ayrılarak apikal anterior, posterior ve lingular bronşları aynı seviyeden verir. Linguler bronş 20-30 mm sonra süperior ve inferior segment bronşlarına ayrılır. Sol alt lob segmenter dağılım sağ alt lob gibidir, tek fark anterior ve medial bazal segmentler tek bronşta birleşmiştir .


Bronşioller; 12-16 dallanma sonrasında bronşioller bulunur. Çapları 0.5-0.18 mm arasındadır. Kartilaj içermezler.



2. Geçiş zonu; burada hem taşıma hem gaz transferi işlevi vardır. Respiratuar bronşioller alveolar kanallar ve saklar havayı daha ilerideki alveollere iletirler.



3. Respiratuar zon; alveollerden ibarettir ve solunan hava ile kan arasındaki gaz transferi yapılır



Trakeobronşiyel sistemde darlığa yol açan nedenler:



Bronşial daralma genellikle bronşial tümörler yabancı cisim aspirasyonları mukus tıkacı ile olmakta ise de bazen inflamatuar veya post-travmatik bronşial lezyonlar (bronş rüptürü), bronkolitiazis, dıştan bası yapan lenfadenopati (LAP), ekstrabronşial tümör, aortik anevrizma gibi patolojilere bağlı olabilir.



Bronkolitiazis; trakeobronşial ağaç lümeninde kalsifiye veya ossifiye materyalin bulunmasıdır. Üç nedenden oluşabilir:


1. Aspire edilen materyale kireç tuzlarının çökmesi.


2. Kalsifiye ya da ossifiye bronş duvarının erozyonu nedeniyle lümenin tıkanması.


3. Peribronşial alandaki kalsifiye nekrotik lenf bezlerinin bronş duvarında erozyona neden olması. Bu olgularda mantar enfeksiyonları ve tbc sorumludur, nonenfeksiyöz neden ise silikozisdir.



Mukoid impaksiyonlar; sekresyonlar genellikle obstrüksiyonun distalinde yerleşir. Primer ya da sekonder metastatik karsinomlarda, bronş adenomu, tbc, bronşial stenoz, bronkolitiazis, bronşial atrezi, bronşial kist, sekestrasyon, yabancı cisim veya dıştan bası gibi durumlarda görülür.



Bronşial primer benign ve malign tümörler: Bronşial benign tümörler arasında en sık bronşial adenom, karsinoid tümörler, hamartomlar, papillomlar sayılabilir.


Bronşial adenom; bronş mukozasından köken alan lezyonlardır. Adenoma benign bir epitelyal lezyonu tanımlasa da bronşial adenomların az da olsa malignite riski vardır. Bunların %80‟ni büyük bronşlara yerleşen iyi sınırlı submukozal tümörlerdir. Bronşial mukoza genelikle sağlamdır, lümene doğru nodüler ya da polipoid bir yapı olarak görülür. Histopatolojik olarak karsinoid adenoma, silindiriloma, mukoepidermoid karsinoma tipleri vardır. Karsinoid tümörler, bronşial adenomların büyük bir yüzdesini oluşturur. Nöroendokrin tümörler olarak da sınıflandırılırlar. Lokal invazyon ve metastaz yaparlar (bölgesel lenf nodları, kemik, karaciğer). Yaklaşık % 90‟ı santral havayollarını tutan endobronşial tümörlerdir ve obstrüksiyon yapabilirler. Yaklaşık %10‟u akciğer parankimini tutar. Endobronşial karsinomlar sıklıkla hava yolu obtrüksiyonuna neden olup, hava hapsi, bronşektazi, mukoid impaksiyon ve pnömoniye neden olabilir.



Pulmoner hamartom; birçok hastada soliter pulmoner nodül şeklinde ortaya çıkar, sıklıkla periferal yerleşimlidirler. % 10‟u endobronşial yerleşimlidir. Atelektazi ve postobstrüktif pnömoniye neden olabilir. Direkt grafide kalsifikasyon ve „popcorn‟ görünümü tipiktir.



Papillomlar; çocuklarda larenks ve trakeada sık görülmesine karşın erişkinlerde trakeada seyrektir, tek ya da birden fazla olabilir, bronşial ağaçta distale doğru uzanabilir. Obstrüksiyon bulgusu verebilir.



Bronşial karsinom; Erişkinlerde kanserlere bağlı ölümler arasında istatistiksel olarak en sık görülen tümördür. Santral trakeobronşial sistemin en çok görülen tümörüdür. 5 yıllık survi % 8-15 olup, diğer kanserlerle karşılaştırıldıklarında (kolorektal kanser % 62-meme kanseri % 85) sürvinin düşük olduğu görülür. Aktif sigara içiciliği bronşial kanser riskini 10 kat arttırıp, pasif içicilik 2 kat arttırır. Histolojik sınıflama 1999‟da revize edilmiştir



http://zehirlenme.blogspot.com


Trakeobronsiyal Sistem Nedir

Trakeobronşit Nedir, Trakeobronsiyal Sistemin Embriyolojisi



Solunum sistemi diğer vücut yapılarından farklı olarak canlının ilk solunumu ile fonksiyona başlayan bir sistemdir. İntrauterin hayatta akciğerler sıvı ile dolu ve kısmen kollabedir. Alt solunum sisteminin intrauterin gelişimi dört periyodda incelenir.



1. Embriyonik periyod: Embriyo yaklasik 4 haftalıkken, solunum sisteminin ilk taslağı ön barsağın (foregut) ventral duvarından bir çıkıntı halinde (solunum divertikülü) belirir. Bu divertikül trakea ve akciğer tomurcuklarına ayrılır. Solunum taslağı laringeal orifis yolu ile farinksle ilişkisini devam ettirir. 5. Haftanin sonunda trakea, ana bronşlar ve lob bronşları ortaya çımıştır.



2. Glandüler periyod : 6-16 gebelik haftaları arasındaki zamandır. 34-36 günler arasında segmenter bronşlar, 38-40 günler arasında ise subsegmenter bronşlar ortaya çıkmıştır.



3. Kanaliküler periyod : 17-24 haftalar arasındadır. Asinuslar öncesi hava yolları yani terminal bronşiollerde dahil olmak üzere dallanma 17. haftanın sonunda tamamlanmıştır. Bu arada respiratuar bronşiollere komşu olan akciğer dokusunda kapiller seviyeye kadar vaskülarizasyon da tamamlanır.



4. Alveolar periyod : 24. Haftadan doğuma kadar geçen zamandır. Bu devrede tüm asiner yol yassı epitel ile kaplanır ve gaz değişimine izin veren kan-gaz bariyeri oluşur.



Akciğer tomurcukları kaudal ve lateral yönde büyümeye devam ederek çölom boşluğuna penetre olurlar. Çölomik kavite gelişim sürecinde plevra, perikard ve periton boşluklarını oluşturur. Solunum tüpü ile sürüklenerek gelen mezenkim plevranın visseral yaprağını, plevral çölomik kavitenin iç yüzü ise parietal plevrayı oluşturur.


Doğumdan sonraki akciger gelişimi alveol boyutlarındaki artşıtan ziyade, doğrudan bronşiol ve alveol sayısının artmasina baglıdır. Postnatal yaşamın ilk 10 yılı boyunca yeni alveol oluşumu devam eder.