Dogum Kontrol Diyafram Korunma

Doğum Kontrol Diyafram Korunma

Diyaframla korunma her ne kadar en parlak dönemini 50'li yıllarda yaşamış ve hormonla korunma yöntemlerinin geliştirilmesiyle unutulmaya yüz tutmuş olsa da, bu lastik başlık hiç de "eski hikâye" değildir. Birçok kadın hâlâ di­yaframından vazgeçmiyor ve böylece görece güvenli bir korunma sağlıyor.

Diyaframın kullanılışı

Hazırlık: Diyaframı yalnızca sperm öldürücü bir ilaçla birlikte kul­lanın. Başlığın kubbeli kısmına bolca (bir çay kaşığı kadar) krem ve­ya jel sürülür. Önceleri kenarına da sürülmesi tavsiye ediliyordu ama bu yerleştirmeyi zorlaştırıyor ve korunma güvenliğini artırmıyor.

Yerleştirme: Diyaframı cinsel ilişkiden en çok iki saat önce takabi­lirsiniz, ama daha erken olmasın, yoksa dölyolundaki salgılar spermisitli kremi sulandırıp etkisiz hale getirir. Diyaframın kenarını baş­parmak ve işaret parmağı arasında sıkıştırıp, vajinanın arka duvarı boyunca itebildiğiniz kadar içeri itin. Bunun için en rahat pozisyo­nu tampon yerleştirirken zaten biliyor olmalısınız, bilmiyorsanız oturmuş, çömelmiş ya da yatmış durumda da deneyebilirsiniz. Par­maklarınızı bırakınca diyafram açılır. Orta ve işaret parmağınızla di­yaframı ön ucundan kasık kemiğinin arkasına doğru itin. Şimdi di­yaframın doğru oturup oturmadığını yoklayabilirsiniz: Diyafram üzerinden rahim ağzına dokunabiliyorsanuz doğru oturmuş demek­tir. Cinsel birleşme sırasında siz ve partneriniz diyaframı hissetme­yeceksiniz.

Cinsel ilişkiden sonra diyafram en az sekiz saat dölyolunda kalma­lıdır. Spermlerin hepsini öldürmek için spermisitli kremin bu zama­na ihtiyacı vardır. Bu arada tekrar sevişmek isterseniz, yine krem sürmeniz (bu iş için özel aletler var) ve son birleşmeden sonra sekiz saat beklemeniz gerekecektir. Bu süre içinde dölyoluna su kaçıp kremi sulandırmaması için, dolu küvete girmeyin veya yüzmeye git­meyin. Dölyolunda aşırı salgı birikmemesi ve kötü kokan akıntıya yol açmaması için, diyaframı 24 saatten fazla içerde tutmayın. Döl­yolunda unutulan diyaframlar, son derece ender rastlanan bir komplikasyona, bakteriyel toksinlerin (zehir) yol açtığı ağır bir has­talık olan toksik şok sendromuna sebep olur.

Çıkarmak: Son cinsel birleşmeden sekiz saat sonra diyafram dölyolundan çıkarılmalıdır. Bunun için, işaret parmağınızla ön kenarın ar­ka tarafından tutup dikkatle aşağıya doğru çekin. Tırnaklarınızı taktırmamaya özen gösterin. Diyafram prezervatif kadar ince değildir ama hassastır.

Bakım: Diyaframı sıcak sudan geçirip yumuşak bir bezle kurulayın. Normalde dezenfekte etmeniz gerekmez. Ama dölyolunda mantar ya da başka bir enfeksiyon söz konusuysa, diyaframı 15-20 dakika yüzde 70 izopropil alkolde (eczaneden alabilirsiniz) tutmalısınız.


Nişasta pudrasıyla (talk pudrasıyla değil!) pudralamak yararlı olur ve son nem kalıntılarını da alır. Diyaframı kutusunda saklayın. Belirli aralarla kontrol edip, çatlak ve gözenek oluşup oluşmadığını yoklayın. İyi bakım yapılırsa diyafram yıllarca dayanır. Ancak lateksın bir-iki yıl sonra rengi atar ve yıpranmış bir görünüm alır. Dikkat Dölyolu enfeksiyonu olduysa ve mantar enfeksiyonuna karşı, krem kullanıyorsanız, diyafram (ve prezervatif) ile korunmayın. Çünkü bu tür kremler çoğunlukla yağ bazında üretilmiştir ve latekse zarar verir.

Diyafram lateksten yapılma, kubbe biçimli yumuşak bir başlıktır ve cinsel ilişkiden önce dölyoluna yerleştirilir. Dölyatağının önünde koruyucu bir duvar gibi dursa da sı­kı sıkıya kapatmaz. Diyaframın kenarına modeline göre esnek bir sarmal yay ya da düz metal yay yerleştirilmiştir ve bu, lastik başlı­ğa esneklik ve aynı zamanda dayanıklılık kazandırır.

Dölyatağına yönelen spermlerin önünde mekanik bir engel oluştursa da, diyaframın yeterince güvenli koruma sağlaması için bir spermisit jelle birlikte kullanılması gere­kir, bu konuda büyük yüzeyli bir taşıyıcı gibi işlev görür.

Doğru yerleştirilen diyafram, dölyolunun arka kubbesi ile kasık kemiğinin arkasındaki yuvanın arasına oturur. İyi oturması için, ölçüsünün doktor tarafından ayarlanması ge­rekir. Uygun büyüklük (çapı 60-95 mm arasında değişir; genellikle 70, 75 ya da 80 mm) rahim ağzı ile kasık kemi­ği arasındaki mesafe ölçülerek belirlenir ve ölçüm halkaları oturtularak sınanır. Doğum, kürtaj ya da ameliyat sonrasın­da ölçü değişebilir. O zaman yeniden ölçü almak gerekir.

Diyaframın doğru olarak kullanılışım, takılmasını, kontrol edilmesini ve çıkarılmasını da doktorunuz ya da danışma merkezindeki bir uzman size gösterecektir. Hap ya da spiralden diyaframa geçmeyi planlıyorsanız, bu yeni korunma aracına bir öğrenme süresi tanıyın, böylece ek korunma devam ederken diyaframı kullanmayı iyice öğ­renmiş olursunuz.

Portio Basligi Dogum Kontrolu

Portio Başlığı ve Doğum Kontrolü

Portio başlığı dış görünüş bakımından diyaframın küçük kardeşidir, ancak işleyişi çok farklıdır. Diyafram dölyolu duvarlarına tutunur ve başta gelen işlevi spermisit jele ta­şıyıcılık yapmaktır, buna karşılık portio başlığı doğrudan rahim ağzına oturur ve oraya vantuz gibi tutunur. Bu ne­denle ona oklüzif (kapatıcı) peser de denir. Portio başlığı diyaframa kıyasla daha sıkı bir mekanik bariyer oluştursa da gene yalnızca bir spermisitle birlikte kullanılması tavsi­ye edilir. Doktor mevcut iki model arasından sizin için uy­gun olanı seçip belirleyecektir:

Prentif model, kenarları çıkıntılı bir yüksüğü andırır. Doğrudan rahim ağzına vantuz gibi yapışır ve yalnızca ra­him ağzı yüzeyi pürüzsüzse uygundur. En çok kullanılan
model budur.

Vimula modeli, geniş kenarlarıyla dölyolu duvarına tu­tunduğundan, rahim ağzı yüzeyi düzgün olmadığında da kullanılabilir.

FemCap, silikondan yapılma yeni tür bir portio başlığı­dır, yumuşak kenarıyla rahim ağzına kolayca oturur. 22, 26 ve 30 cm çaplarda üç boy FemCap vardır. Biçim olarak deniz eri şapkasına benzer, kusursuz bir tasarımı vardır. Si­likon malzemesi deyim yerindeyse sonsuza dek dayanıklı­dır. Enfeksiyon durumunda FemCap suda kaynatılarak sterilize edilebilir.

Eskiden portio başlığını doktor takar ve ancak bir son­raki âdet öncesinde yine o çıkarırdı. Böyle sık sık doktora gitmeyi gerektirmesi yüzünden portio başlığı pek sevilmiyordu. Bugün kadınlar doktorları tarafından ayrıntılı bir biçimde bilgilendiriliyor ve doktora gitmeye gerek kalma­dan başlığı kendileri takıp çıkarabiliyorlar.

Portio başlığının kullanışı

Portio başlığı da diyafram gibi kullanılır, kullanılışını doktorunuz­dan mutlaka etraflıca öğrenin. Diyaframdan farklı olarak portio baş­lığı, rahim ağzına sıkıca yapışabilmesi için ilişkiden en az 30 daki­ka önce takılmalıdır.

Portio başlığı son sevişmeden ancak altı-sekiz saat sonra çıkarılabi­lir. Eski uygulamanın aksine, dölyolunda 24 saatten daha fazla kalmamalıdır.

Yan etkileri ve kontraendikasyonları

Portio başlığı âdet sırasında kullanılmamalıdır. Üreme organlarında iltihaplanma geçirmiş ya da halen enfeksiyonu olan kadınlar, başka korunma yöntemlerine başvurmalıdır. Portio başlığı rahim ağzına sı­kıca oturduğu için, bazen orada berelenme ya da ezikler olur. Ko­runmada başarısız kalmasının en sık rastlanan nedeni cinsel ilişki sı­rasında başlığın kaymasıdır.

Kadin Prezervatifi Femidom Nedir

Femidom Nedir, Kadın prezervatifi

Prezervatif, AİDS gibi cinsel yoldan bulaşan hastalıklara karşı da büyük ölçüde koruma sağlayan tek araçtır. Kadın­ların çantasında epeydir yerini almış olmasına karşın, enfek­siyonların önlenmesi hâlâ (yeni) partnerin işbirliğine bağlı­dır. Kadın prezervatifleri ise kadınlara partnerinden bağım­sız olarak korunma ve güvenli seks yapma olanağı verir.

Femidom, yırtılmaya karşı son derece dayanıklı plastik bir madde olan poliüretandan yapılmış, yumuşak, hortu­mu andıran bir kılıftır ve ikinci bir deriymiş gibi dölyoluna yerleştirilir.
Büyüklüğünün doktor tarafından belirlen­mesi şart değildir, 17 santimetrelik (erkek prezervatifi uzunluğunda) tek boy femidom her kadına uyar. Femido­mun kapalı ucunda oynak, esnek bir iç halka vardır (65 mm çapında), prezervatif dölyoluna verilirken buna bastı­rılır ve halka femidomun ucunu bir diyafram gibi rahim ağzına sabitler. Açık ucu ise daha büyükçe bir halka döl-yolunun dışında tutar. Bu halka iç vulva dudaklarını tama­men, dış dudakları da kısmen sararak femidomun dölyolu­na kaymasını önler.

Kadın prezervatif nasıl kullanılır?

Femidomun yerleştirilmesi: Femidomu üst (kapalı) ucundan tutun. İç halkayı sıkıştırın ve femidomu dölyoluna itebildiğiniz kadar itin. Bunun için size en rahat gelen pozisyonu bulun: Bir bacağınızı bir sandalyenin veya yatağın üzerine kaldırmış durumda, otururken ya da çömelmiş durumda. Tampon yerleştirmekten daha zor değildir. Prezervatifi parmağınızla bir kere daha itin, şimdi iç halkanın kasık kemiğinin arkasında olduğunu hissedebilirsiniz. Açık uçtaki halka dölyolunun dışında, vulva dudaklarının hemen önünde kalır. Pre­zervatif döndürülmemelidir. Dilerseniz femidomun içine bir kay-; ganlaştırıcı verebilirsiniz.

Femidom kullanımında terslik: Çok ender rastlansa da, bazen pe­nisin femidomun yanından kayıp dölyoluna girdiği olur. Bu durum­da erkek prezervatifiyle korunmadaki gibi yapılır: "Ertesi sabah ha­pı" bu tersliği sonuçsuz bırakır.

Kadın prezervatifinin çıkarılması: Cinsel birleşmeden sonra, he­nüz ayağa kalkmadan femidomu çekerek çıkarın. Bunun en kolay yolu, alt halkayı sağa ya da sola doğru bir devir çevirmek (böylece hortumu kapatmış olursunuz) ve vajinadan yavaşça çekip çıkarmak­tır. Sonra da tuvalete değil, çöpe atın.

Femidom da bir kerelik kullanım içindir! Kadın Prezervatifleri

Kadın prezervatifi Avusturya'da ve İsviçre'de eczanelerde satılır, Al­manya'da ise şimdilik eczanelerden ya da internet üzerinden sipa­riş etmeniz gerekiyor. Ne yazık ki pek ucuz değil: Bir tanesi 3 Euro kadar tutuyor.

Kadın prezervatifi Femidom adı altında (female condom'dan geliyor) şimdilik yalnızca ABD, İngiltere ve İs­viçre'de satılıyor. Almanya'da uluslararası eczanelerden si­pariş edilebilir. İnternet üzerinden de bazı şirketlere sipa­riş verilebilir.

Cinsel ilişki sırasında poliüretana özgü "hışırtı" ek kayganlaştırıcı kullanılarak önlenebilir.
Diğer mekanik bariyer yöntemlerinden farklı olarak fe­midom dölyolu derisini tümüyle kaplar ve böylelikle cinsel birleşme sırasında geçebilecek mikroplara karşı etkili bir korunma sağlar.

Prezervatif İle Korunma

Prezervatif Korunma

Son yıllarda hemen hiçbir korunma aracı prezervatif kadar popülerlik kazanmadı. Prezervatif hâlâ, erkeklerin kullana­bileceği ve geri dönüşü de olan tek korunma aracıdır. Ama günümüzde ön planda gebelikten koruyucu niteliği değil, cinsel yoldan bulaşan hastalıklara karşı koruyucu işlevi yer alıyor, hiç kuşkusuz en başta da AİDS geliyor. Ama pre­zervatif genital uçuk, frengi, bel soğukluğu, bedsonia, tri-komonas ve genital siğile karşı da yüzde 100'lük olmasa da "güvenli seks" anlamında koruma sağlar. Doğru kulla­nıldığı zaman prezervatif cinsel yoldan bulaşan hastalıkla­rın yayılmasını önlemek için en etkili yöntemlerden biridir. Gebelikten korunmadaki güvenilirliği belki hapınki kadar yüksek değildir, ama hakkında söylenenler kadar kötü de değildir. Güvenilirlik elbette doğru kullanılmaya bağlıdır. Doğru kullanma becerisi ise deneyimle kazanılır.

Prezervatifin gebeliği önlemedeki başarısızlık oranı, kullananların yaşına ve deneyimine göre çok büyük farklı­lıklar gösterir. Bir istatistiğe göre, 24 aylık prezervatif kul­lanma deneyimine sahip 25-34 yaş arası erkekler grubunda Pearl endeksi 6,0'dır. Deneyimi yine 24 ay olan 35 ya­şın üstündeki erkeklerde 1,3 gibi bir orana ulaşılmaktadır. Bu yaş grubundan olup deneyimi 49 ayı bulanlarda ise Pe­arl endeksi 0,7 olmaktadır.

Prezervatif: hassas ve ince, Prezervatif Koruma

Prezervatifin neye benzediğini tarif etmek aslında gerek­siz. Her yetişkin, hayatında bir kez olsun prezervatif gör­müştür herhalde. Bununla birlikte, prezervatifin doğru kullanılması çoğu kez kapalı bir kutu olduğu için, burada kullanılışının açıklanması gerekiyor.

Günümüzde çeşitli biçim, renk ve büyüklükte prezer­vatifler var. Aslında prezervatif, doğal lastikten (lateks) ya­pılma, saydam, pürüzsüz, ince ve son derece esnek bir hortumdur. Üst ucunda döl atımı için öngörülmüş, küla­hı andıran bir depo, alt ucunda ise ince ve esnek bir halka vardır. Prezervatifin yüzeyi kaygan bir maddeyle işlenmiş­tir. Kullanılmadan önce prezervatif toplanmış haldedir ve kenarlı, ufacık bir şapkaya benzer.

Kuru ya da hafifçe pudralanmış türlere artık çok ender rastlanıyor. Özel boyda prezervatifler büyük bir yaygınlık kazanıyor: İyice sıkı modeller, tıpatıp oturanlar ya da aşırı bol modeller. EN 600 kalite damgası taşıyan renkli prezer­vatifler ya da farklı zevklere hitap eden kondomlar, yüzey yapısı çok hafif olan modeller gerçek korunma araçlarıdır. Fun kondomları denen, yüzeyleri düğümlerle ya da başka şekillerle bezenmiş prezervatifler, güvenliğe değil, yalnız­ca yatak oyunlarına hizmet eder.
Latekse duyarlı erkekler için, kadın prezervatifîninkine (femidom) benzer bir malzemeden, poliüretandan üretil­miş prezervatifler vardır (Avanti kondomları). Prezervati­fin malzemesi 0,04-0,08 mm kalınlığıyla insan derisinden daha ince, son derece esnek ve gergin, ama delici ve kesi­ci etkilere karşı aşırı duyarlıdır. Prezervatif kullanımında bu özellik çok büyük rol oynar. İkinci bir cilt gibi hissedil­mesi istenen şeye elbette özenli davranılmalıdır. Prezerva­tifin zevkle kullanılması romantik bir ön sevişme içinde hazırlanabilir.

Prezervatif dün olduğu gibi bugün de, hem istenme­yen gebelikten, hem de cinsel ilişkiyle bulaşan enfeksiyon­lardan korunmayı sağlayan tek araçtır!

Prezervatifin kullanılışı

Paketin açılması: Daha paketi açarken bile hata yapabilirsiniz. Pa­keti yalnızca işaretli yerinden açın. Belki benzer durumlarda zaman zaman yaptığınız gibi dişlerinizi devreye sokmayın. Prezervatifi tır­naklarınızdan ve takılarınızdan koruyun. Yüzükler prezervatifin baş düşmanıdır.

Prezervatifin takılması: Fazla beklemeyin! Çünkü cinsel ilişkiden önce de biraz meni akabilir ve bu sperm içerebilir. Sertleşmiş peni­sin sünnet derisini geriye doğru çekin ve prezervatifi yuvarlak çıkın­tısı dışa bakacak şekilde penisin baş kısmına koyun. Ardından, de­poyu bir elinizin başparmağı ile işaret parmağı arasına alarak için­deki havayı çıkarın. Prezervatifin ucundaki depo, meni için boş kal­malıdır. Şimdi öteki elinizle prezervatifi bütün penisin üstünde göv­deye kadar açın. Artık zevkli bir sevişmenin önünde hiçbir engel kalmamıştır.

Kayganlaştırıcı: Bazı prezervatifler önceden kayganlaştırma işle­minden geçirilmiştir. Bu yetersiz kalırsa yalnızca su bazlı kayganlaş-tırıcılar kullanabilirsiniz (eczanede satılır). Vazelin, krem, vücut los­yonu gibi "ev araçları" her prezervatifi birkaç dakika içinde mahve­decek yağlar içerir. Biraz önce elinize sürdüğünüz krem bile lastiğe ağır zararlar verebilir.

Ya sonra? Orgazmdan sonra penis pörsür. Bu yüzden penisi dölyo-lundan çıkaracağınız zaman prezervatifi ağız kısmından elle bastı­rarak tutun. Böylece istenmeden aşağıya kayması engellenir. Prezer­vatifi penisten çıkarırken meninin dışarı akmamasına dikkat edin. Kullanılmış prezervatifi tuvalete değil, çöpe atın!
Çok açık bir şey ama ne kadar tekrarlansa yeri var: Bir prezervatif elbette ki yalnızca bir kere kullanılır!

Kalite: Yalnız Avrupa normu EN 600 damgalı prezervatif kullanın ve son kullanma tarihine dikkat edin.
Her durumda şunu tavsiye ederiz: Deneyin, deneyin, deneyin.
Belki de erkek ilk deneyimlerini yalnızken, kendi kendini tatmin sı­rasında edinmek isteyecek, prezervatifi sevgilisiyle aşk oyunları yapmak için ondan sonra kullanmayı yeğleyecektir. Biraz beceri ka­zandıktan sonra, prezervatif takmak korkutucu, sıkıntı veren, acemi­ce bir iş olmaktan çıkıp, zevkli bir ön sevişmenin doğal bir parçası haline gelecektir.

Prezervatif ve Femidom İle Korunma

Bariyer Yöntemleri

Bariyer ile Doğum Kontrolü

Eğer gebeliğe elverişli günlerde spermlerin döllenmeye hazır yumurta ile temasını önleyen güvenilir korunma araçları olmasaydı, önceki bölümlerde sizlere tanıttığımız doğurganlığı saptama yöntemleri çoğu çiftin aşk hayatını fena halde kısıtlardı.

Bariyer yöntemleri denen bu araçlar yalnızca acil du­rumda kullanmak için uygundur. Adından da belli oldu­ğu gibi, bu yöntemler dölyatağına giden yolda spermlerin (bazı durumlarda hastalık kaynaklarının da) önüne bariyer kurar, set çeker.

Bariyer kimyasal nitelikli olabilir; spermleri öldüren ya da hareketsiz hale getiren etken maddeler içerebilir. Ama spermlerin yolu mekanik bir setle de kesilebilir. Her iki yöntemin ortak yanı, kadın tarafından ne kadar doğru ve dikkatli kullanılırsa o kadar güvenli korunma sağlamaları, en yüksek korunma güvenilirliğine birlikte uygulandıkları zaman ulaşmalarıdır.

Kimyasal Bariyer Yöntemleri (Spermisitler)

"Kimyasal korunma yöntemi" kavramı kulağa çok modern geliyor. Oysa Mısırlı kadınlar bundan ta 4000 yıl önce, ço­ğunlukla da bitkisel maddelerden yapılma vajina tampon­ları kullanarak bunların etken maddeleriyle erkeğin to­humlarını etkisiz hale getiriyorlardı. Halk tıbbında evde yapılmış böyle korunma araçları öteden beri bilinir. Bun­ların çoğu da, bugün artık bilindiği gibi, her şeyden önce spermlerin hareket yeteneğini engelleyen organik asitler içerir.

Limon suyuna ya da sirkeye batırılmış minik süngerler bugün bile birçok ülkede geleneksel korunma aracı olarak kullanılır. Bugün piyasada bulunan spermisitli korunma araçlarının modern olan yanı, yalnız spermleri değil, aynı zamanda cinsel yoldan bulaşan birçok hastalık virüsünü de öldürebilen etken maddeleridir.

Bariyer yöntemleri

Hormonlar ve spiraller sizin için tabu mu? Bunlardan usandığınız için mi, yoksa sağlı­ğınız mı elvermiyor? Ya da belki cinsel ya­şamınız sürekli korunmayı gerekli kılacak kadar aktif değil.

Yalnızca zaman zaman korunmak zorunda olanlar bariyer yöntemlerine başvurmalıdır. Diyafram ya da portio başlığı, "kadın" için bir spermisit kremiyle ve/veya "erkek" için prezervatifle kombine edildiğinde, gebeliği güvenli bir şekilde önlemenin yanı sıra, en­feksiyonlardan da korur. Partneriniz prezervatif kullanmaktan hoş­lanmıyorsa, kendiniz kadın prezervatifiyle (femidom) korunabilirsiniz. Bu biraz alışma­yı gerektirir, ama sizi partnerinizden bağım­sız olarak AİDS gibi enfeksiyon hastalıkla­rından koruyacak tek olanaktır. Bütün bariyer yöntemleri için şu ilke geçer­lidir: Öğrenerek usta olunur. Kullanma alış­kanlığınız arttıkça, korunma güvenliğiniz de artar.

Avantaj ve dezavantajları

Kimyasal bariyer yöntemleri (spermisitler)


Spermleri öldüren ya da hareket yete­neklerini yok eden bir etken madde içe­ren krem, jel, fitil ve bant
Tek başına pek güvenilir değildir, diyaf­ram ya da portio başlığı ile kombine edi­lince daha güvenlidir
Cinsel ilişkiden en az 10 dakika önce uy­gulanmalıdır
Hoş olmayan bir yanma yapabilir

Prezervatif

Gebeliği ve cinsel yoldan enfeksiyon bu­laşmasını önler
Kolay bulunur ve her an kullanılabilir
Doğru kullanılması için biraz pratik ge­rekir
tatekse duyarlılığı olanlar plastik prezer­vatif kullanmaktan kaçınmalıdır

Kadın prezervatifi (femidom)

Partnerden bağımsız olarak gebeliğe ve enfeksiyona karşı koruma sağlar
Şimdilik sadece eczanelerden alınabilir, tüm kadınlar için tek boydur
Kullanımı alışmayı gerektirir, ama kolay öğrenilir

Diyafram

Spermisitlerle kombine edildiğinde ye­terli korunma güvenliği sağlar
Ölçüsü doktor tarafından ayarlanmalıdır
Cinsel ilişkiden iki saat önce yerleştiril­meli, ilişkiden sonra sekiz saat dölyolun-da kalmalıdır

Portio başlığı

Yalnızca spermisitlerle kombine edildi­ğinde yeterli korunma sağlar
Ölçüsü doktor tarafından ayarlanmalıdır
Cinsel ilişkiden en az 30 dakika önce yerleştirilmelidir, ilişkiden en az sekiz saat sonra çıkarılabilir
Âdet sırasında kullanılmamalıdır

Lea contraceptivum

Diyafram ve portio başlığının avantajla­rına sahip, silikondan yapılma yeni bir bariyer yöntemidir
Doktor tarafından ayarlanması şart değil­dir, kullanımı danışma merkezlerinde öğrenilebilir
Spermisitlerle kombine edilmesi tavsiye edilir
Hafta sonu ilişkileri için çok uygundur, 48 saat vücutta kalabilir

Korunma süngeri


Tampon gibi yerleştirilir
Kullanılması kolaydır ama pek güvenli değildir

Ladycomp ve Babycomp Nedir

Ladycomp ve Babycomp

Bütün doğal aile planlaması yöntemleri, genelde hem ge­belikten korunmak için, hem de istenen bir çocuğu plan­lamak amacıyla kullanılabilir. Ladycomp ile Babycompun üreticisi olan şirket, bu durumu hesaba katarak, yapısı ve işleyiş ilkesi aynı (sıcaklık yöntemi), ama donanımı biraz farklı olan bu iki bilgisayarı piyasaya sürmüştür.

Babycomp özel olarak gebeliği planlamak amacıyla kul­lanılabilir, çünkü bir sonraki optimum doğurganlık tarihi­ni hesaplar. Cinsel ilişkinin gerçekleşme zamanı bilgisaya­ra girilirse, eğer "her şey yolunda" ise, Babycomp çocu­ğun doğum tarihini hesaplayabilir. Ne kadar ciddiye alına­bilir belli değil ama, bilgisayar eğer istenirse, cinsel birleş­menin zamanından yola çıkarak, doğacak çocuğun cinsiyetiyle ilgili tahmin de yürütüyormuş.

Ladycomp, ölçülen sıcaklıklardan yola çıkarak, döllen­meye elverişsiz, elverişli ve en elverişli günleri hesaplayan bir "korunma bilgisayarıdır." Bilgisayara yerleştirilmiş olan çalar saat, programlanmış ölçüm zamanını hatırlatır (bir önceki güne göre +/- 6 saatlik sapma mümkündür). Öl­çüm sıcaklık kalemiyle ağızdan yapılmalıdır. Bilgisayarın üzerindeki ampul, ışığın rengindeki değişim aracılığıyla doğurganlık durumunu gösterir.

Ladycompun üreticisi, bu aletin süregiden çevrimdeki döllenmeye elverişli ve elverişsiz günleri altı gün önceden hesaplayabildiğini iddia ediyor. Ancak bu konuda dikkatli olmak gerekir. Çünkü herhangi bir faktör çevrimi kolayca altüst edebilir ve yumurtlamanın daha erken olmasına yol açabilir. Eğer günün birinde korunma yerine çocuk isteği ön plana geçerse, Ladycomp Babycompa dönüşecek şekil­de donatılabilir. PRO FAMILIA'nın değerlendirmelerine göre, doğal aile planlamasında kullanılan en gelişmiş (ama ne vazık ki aynı zamanda en pahalı) küçük bilgisayar, sı­caklık bilgisayarı Ladycomptur.

Bioself plus

Bioself plus, gözlük kılıfı büyüklüğünde bej rengi bir göv­de ile koruyucu bir kapak altında gövdeye sabit olarak bağlanmış ölçüm kaleminden ibarettir. Kullanıcı, ölçümü ağızdan (oral), dölyolundan (vajinal) ya da bağırsaktan (rektal) yapma seçeneklerine sahiptir. İki dakikalık ölçüm süresinden sonra, alet virgülden sonra bir basamakla vücut sıcaklığını ve o anki doğurganlık durumunu gösterir. Kla­sik sıcaklık yöntemi gibi Bioself de dakiklik gerektirir: Günlük ölçüm zamanlan en çok iki saat sapma gösterebi­lir. Biyoself in kullanıldığı ilk çevrimde korunma uygulan­malıdır, üreticinin verdiği bilgilere göre, ikinci çevrimden itibaren bilgisayarın programı döllenmeye elverişli ve elve­rişsiz günleri daha güvenli bir şekilde hesaplayacaktır.

Cyclotest EASY

Cyclotest EASY, sıcaklık bilgisayarlarının en basit modeli­dir. Alet vücut sıcaklığını sabah yataktan kalkmadan önce dil altından ölçer. Ölçüm tarihi ve vücut sıcaklığı, bilgisa­yarın üstündeki büyük ekranda yazılı olarak görülür. Veri­leri grafik kâğıdına kaydetme ve değerlendirme işi kullanı­cıya düşer. Ancak bunun için acele etmesine gerek yoktur, çünkü bilgisayar, ilgili çevrim ve takvim günleriyle birlikte 99 ölçümü belleğine kaydeder. Bilgisayarla birlikte, doğal aile planlamasıyla ilgili bir de broşür verilir.

Cyclotest 2 plus

İster bebek için ister bebeğe karşı çifte kontrol

Cyclotest 2 plus, Almanya'da en yaygın kullanılan kombi­ne bilgisayardır. Üstünde sarı tuşlar ve pembe kenarlı ek­ran bulunan beyaz bir gövde ile, yeterli uzunlukta bir kab­loyla bu gövdeye bağlanmış ölçüm kaleminden oluşur, içindeki çalar saat, zamanında yapılması gereken oral sı­caklık ölçümlerini hatırlatır (ölçüm saatinde izin verilen en büyük sapma iki saat).

Alışılması gereken birkaç şey vardır: Bilgisayar sıcaklık değerini doğrudan ekrana yansıtmak yerine, kişisel ortala­ma değerden sapmayı yazar (örneğin, TEMP +0.10, ölçü­len değerin kişinin ortalama sıcaklığından 0,1 derece yük­sek olduğu anlamına gelir). Yüksek ateş ya da diğer sıcaklık dalgalanmaları hesaplamada dikkate alınmaz. Bir çev­rimde ölçümün bir iki gün kaçırılmasına tolerans gösteri­lir. Bir çevrim süresince birden fazla düzensizlik olduğun­da, bilgisayar doğurganlık evresini her ihtimale karşı daha uzun gösterir. Kullanımın ilk altı ayında, bilgisayar hafıza­sına yeterince ölçüm verisi kaydedinceye kadar, çevrimin altıncı gününden itibaren doğurganlık gösterir, daha son­ra doğurganlık evresini gitgide daralür.

Bilgisayara rahim boynu mukozasının özellikleri de gi­rilerek korunma güvenliği artırılabilir. Eğer Cyclotest 2 plus bir gebeliği planlamak için kullanılmak istenirse, özel bir test çubuğu yardımıyla, idrarda yumurtlama hormonu LH (lutein yapıcı hormon) saptanabilir. Bilgisayar ekran­dan idrar testi yapılmasını ister ve ölçülen sıcaklıkla girilen LH değerine dayanarak, yumurtlamadan önce, döllenme­ye en elverişli evreyi hesaplar. Hormon testi çubuğu mas­rafı, Cyclotest 2 plus yalnızca bir gebelik planlamak ama­cıyla kullanıldığı zaman ortaya çıkar.

Gebe kalınmışsa bilgisayar bunu döllenmeden 18 gün kadar sonra gösterir ve muhtemel doğum tarihini de he­saplar.

Mini Sophia

Mini Sophia, birçok ek parametreyi de işleyebilen sempto-termal yöntem bilgisayarıdır. İsviçre ürünü bu araç büyük bir dijital termometreyi andırır, ölçümler özel ölçüm kale­miyle ağızdan yapılır. İçindeki çalar saat ölçüm zamanını hatırlatır (programlanmış ölçüm saatlerinden +/-2 saat sapma olabilir).
Mini Sophia'nın farklılığı, yalnız mukoza özelliklerinin değil, altı değişik ek bilginin de girilebilmesidir (âdet, san­cı, cinsel ilişki, ilaç alımı, yüksek ateş). 37,5 °C'ın üstün­deki sıcaklık değerleri değerlendirme dışı bırakılır.

Dogum Kontrol Takvim Yontemi

Knaus-Ogino Takvim Yöntemi

Doğum Kontrol Takvim Yöntemi


Doktor Knaus ile Doktor Ogino'nun 30'lu yıllarda geliş­tirdikleri takvim yöntemi, belirli aralarla cinsel perhize da­yalı en eski korunma yöntemlerinden biridir. Hiç güveni­lir olmamasına ve tavsiye edilmemesine karşın bu yöntem hâlâ uygulanır ve "doğal" korunma uyguladıklarını söyle­yen kadınlar genellikle bunu kastederler.

Doğum Kontrol Gün Sayma

Knaus ve Ogino, yaptıkları muayenelerde yumurtlama­nın bir sonraki âdet öncesindeki 16. ve 12. gün arasında meydana geldiğini saptadılar. Spermlerin en çok üç gün­lük ömrü olduğu (bugün spermlerin ömrünün kimi koşul­larda sekiz günü bulduğu biliniyor) ve çevrimin 28 gün sürdüğü kabulünden hareket ederek, üretken evrenin çev­rimin 19. ve 12. günleri arasındaki zaman dilimini kapsa­dığını hesapladılar. Çevrimin 28 gün olduğunu düşün­dükleri için, iki âdet arasında 10-17 kadar üretken gün bu­lunduğu görüşüne vardılar. Doğal yöntemlerle korunmak isteyen çiftler, bugün hiç
güvenli olmayan takvim yöntemine muhtaç değildir. Tercih edilmesi gereken, sıcaklık yöntemi ya da ondan da güvenli olan semptotermal yöntemdir.

"İleri Teknoloji Yöntemleriyle" Doğurganlığın Saptanması

Bu arada medyada yürütülen ve eczanelerde yapılan rek­lamlarla, doğal aile planlamasının yalnızca modern tekni­ğin desteğiyle etkili olabileceği kanısı oluşuyor. İleri tek­noloji ürünü korunma bilgisayarları yüksek bir güvenilirlik vaat ediyor ve korunma işini (ya da sorumluluğunu) üze­rine alıyor. Aslında bunlara "korunma bilgisayarı" demek bile yanıkladır. Bu araçlarla elbette ki korunma yapıla­maz. Söz konusu olan sadece, kullanıcının çevrim içinde döllenmeye elverişli olan ve olmayan günlerini saptamak için yararlandığı bir test aracıdır.

Çevrimi test eden araçlar, gerek korunma gerekse de gebeliği planlamak için uygundur. Amaç gebelikten ko-runmaksa, döllenmeye elverişli günlerde korunma uygula­nır; çocuk isteniyorsa, döllenmeye elverişli günler bilinçli olarak cinsel birleşme için planlanır. Hiç kuşkusuz bu araç­lardan bazıları işi kolaylaştırır, örneğin bazal sıcaklığı kay­dedip otomatik olarak değerlendiriyorsa. Ama bazıları da kullanıcıların yanlış bir şekilde kendilerini güvende sanma­larına ve termometre, grafik kâğıdı ve kalemle doğru bir şekilde uygulanan semptotermal yöntemlerin küçümsen­mesine yol açar.


Doğurganlığı saptama yöntemleriyle korunmak iste­yen, ama sıcaklık ya da mukoza değerlerini kaydetme ve değerlendirme işinden kaçınan ve bu işi bilgisayara yaptır­mayı tercih eden kadınlar ya da çiftler, eğer gebelikten ko­runmada belirli bir güvenilmezliği göze alabiliyorlarsa, çevrim testi için kullanılan bu modern araçlardan memnun kalacaklardır.

En Etkili Dogum Kontrol

En Etkili Doğum Kontrol

Semptotermal Yöntem


Doğurganlığı saptama yöntemleriyle uygulanan korunma­nın güvenilirliği, sıcaklık yöntemiyle mukoza yapısı yönte­mi birleştirilince önemli ölçüde artar. Bu yönteme semp­totermal (semptom: burada mukozadaki belirti kastedili­yor; termal: sıcaklıkla ilgili) yöntem ya da kombine yön­tem denir.
Kadın, doğurgan günlerini saptamak için serviks muko­zasını gözlemlemenin yanı sıra ya da bunun yerine, rahim ağzının konumunu ve özelliğini de değerlendirip hesaba katabilir.

Semptotermal yöntemin temel kuralı

Çevrimin döllenmeye elverişsiz evresi ya sıcaklığın yüksek olduğu üçüncü günün akşamı, ya da mukoza zirvesinden sonraki üçüncü günün akşamı başlar.

Sıcaklık yönteminin iki istisna kuralından birinin uygu­lanması söz konusu olduğunda, yüksek sıcaklıklı dördün­cü günü beklemek gerekir. Sonucu belirleyen daima, iki belirtiden son ortaya çıkanıdır!

Yumurtlamadan Önceki Döllenmeye Elverişsiz Günlerin Hesapla Belirlenmesi

Burada tanıtılan doğurganlık saptama yöntemleriyle, yu­murtlamadan sonraki döllenmeye elverişsiz günleri belli bir güvenilirlikle belirlemek mümkündür. Tamamen emin olmak isterseniz, korunmasız cinsel ilişkide bulunmak için ayda yalnızca birkaç gün kalır. Diğer günlerde ya cinsel ilişkiden vazgeçmek, ya da bariyer yöntemleriyle korun­mak gerekir. Bu, cinselliğin kendiliğindenliğine gölge dü­şürebilir. O nedenle bazı kadınlar, yumurtlama öncesinde­ki henüz "tehlikesiz" olması muhtemel günleri de hesaba katarlar. Biz burada size temel kuralları veriyoruz, ama do­ğal aile planlaması yöntemlerinin yalnızca semptotermal yöntemin sıkı bir biçimde uygulanması halinde en büyük güvenilirliği sağladığına da dikkat çekmek istiyoruz. Çün­kü yalnızca hesaplama kuralına bel bağlamak, istenmeyen gebelik riskini artırır. Vücudunuzu gözlemlediğiniz ilk üç çevrimde kesinlikle korunmasız cinsel ilişkide bulunma­malısınız.

Temel kural şöyledir:

Kaydedilen bütün çevrimlerdeki en erken ilk yüksek sı­caklık ölçümü eksi 8 (spermlerin maksimum ömrü), yu­murtlama öncesindeki döllenmeye elverişsiz son günü verir.
Pratikte bu, şu anlama gelir:

İkinci çevrimden itibaren ilk beş gün muhtemelen döl­lenmeye elverişli değildir, yeter ki ilk çevrimde ilk yüksek sıcaklık değeri 13. günden önce alınmış olmasın.

En az on iki çevrimde ölçüm yapılmışsa, sıcaklığın en erken yükseldiği çevrim seçilir ve bu en erken yüksek öl­çüm gününden sekiz çıkarılır.

Açıklamak için bir örnek verelim: Son on iki çevrimde en erken sıcaklık yükselmesi 15. günde olsun. Bundan sekiz günü düşersek yedi kalır, şu halde çevrim başındaki yedi gün muhtemelen henüz döllenmeye elverişli değildir.

Dikkat: Hesaplama kuralının henüz döllenmeye elverişsiz olarak verdiği günleri mukoza belirtisi döllenmeye elveriş­li olarak gösteriyorsa, emin olmak için bu günleri "döllen­meye elverişli" olarak kabul etmek gerekir.

Dogum Kontrol Adet

Doğum Kontrol Adet

Kendi Kendine Rahim Ağzı Kontrolü


Rahim ağzı (tıp dilinde: portio) da çevrim süresince hor­monların etkisiyle değişikliğe uğrar. Bu değişiklikler par­makla yoklayarak saptanabilir. Bunun için bir ya da iki par­mağınızı dölyoluna sokun ve rahim boynunun dölyoluna açılan kısmına dokunarak elinize nasıl geldiğinizi hissedin: Sert ve kıkırdaklı mı, yoksa yumuşak ve hafifçe açık mı? Bunu size en rahat gelen konumdayken deneyin: bacakla­rınız bükülmüş olarak, çömelmiş durumda ya da tuvalette.

Rahim ağzındaki elle yoklanabilen değişiklikler üç evreye ayrılabilir:

Çevrimin başlangıcındaki döllenmeye elverişsiz günler­de rahim ağzı sert ve kapalı olur. Bu evrede burun ucuna ya da bir kiraza dokunuluyormuş hissi verir. Rahim ağzı açıklığı ya hiç hissedilmez, ya da olsa olsa minik bir çukur olarak hissedilir.

Yumurtlamadan birkaç gün önce rahim ağzı yumuşar ve biraz da açılır. Şimdi dudak kıvamındadır ve açıklığı bir yarık şeklinde hissedilir. Bu dönemde rahim ağzı konumu­nu da değiştirir: Şimdi rahme doğru 2-3 santimetre geriye çekilmiştir. Bu geri çekilmiş durumdayken, bazı kadınlar için rahim ağzını parmakla yoklamak çok zor, hatta im­kânsız olur.

Yumurtlamadan bir-iki gün sonra bütün bu değişiklik­ler kaybolur: Rahim ağzı tekrar aşağı iner ve parmakla do­kunulduğunda yine sert ve kapalı hissedilir. Bu evre ço­ğunlukla vücut sıcaklığının yükseldiği zamana rastlar.

Döllenmeye elverişsiz (infertil) dönem, rahim ağzının sert ve kapalı olduğu üçüncü günün akşamı başlar.

Dogum Kontrol Kullanimi

Doğum Kontrol Yöntemi; Mukoza Yapısı Yöntemi

Çevrim süresince değişikliğe uğrayarak doğurganlık konu­sunda bilgi veren ikincil belirtilerin ikincisi rahim boynu kanalındaki mukoza pıhtısının niteliğidir (tıptaki adı ser-viks mukozası).

Mukoza yapısını etkileyen, östrojen hormonudur. Çev­rimin başında, âdetten sonra mukoza rahim boynunda ko­yu bir pıhtı oluşturur ve ağsı bir yapıya sahiptir, böylece spermlerin içeriye geçmesini neredeyse imkânsız hale geti­rir. Yumurtlama zamanı yaklaştıkça pıhtı da gitgide gevşer; artık saydam değildir, beyazımsı ya da sarımsı renktedir, ama pintiliğini ve koyuluğunu hâlâ korur. Östrojen deri­şikliği yükseldikçe mukoza üretimi artar ve gitgide daha sulu ve akışkan hale gelir, artık yumurta akı gibi camsıdır. Şimdi yapısı spermlerin kolayca geçebileceği şekildedir. Böylece doğa döllenme ihtimalini bu yolla da artırmış olur. Kadın bu sulu mukozayı dölyolu ağzında ıslaklık his­si olarak kolayca fark edebilir. Tamamında olmasa bile ka­dınların çoğunda yumurtlama evresinde mukoza iki parmak arasında iplik gibi uzayabilir. Buna mukozanın "iplik-siliği" denir, ilgili zaman dilimine de mukoza zirvesi adı verilir.

Çeşitli faktörler mukozanın niteliğini etkileyebilir: İç cinsel organlarda iltihaplanma, cinsel uyarılma, cinsel ilişki sonrasında meni sıvısı ya da alınan mukoza çözücü ilaçlar (soğuk algınlığına karşı). Kimyasal korunma araçları kul­lanmak ya da aşırıya kaçan cinsel organ hijyeni de (dölyo­lu içini yıkamak, sprey) mukozaya bakarak doğurganlık hakkında karara varabilmeyi imkânsız hale getirebilir. El­bette âdet sırasında da mukozaya göre yorum yapılamaz.

Mukozadaki belirtileri doğru değerlendirebilmeniz için belki de birkaç çevrim geçmesi gerekecektir. Sıcaklık yön­teminde olduğu gibi, mukozadaki değişiklikleri her gün (hatta emin oluncaya kadar günde birkaç kez) kontrol edip grafik kâğıdına kaydetmelisiniz.

Mukoza belirtileri nasıl kontrol edilir?

Rahim boynu mukozasını ele almak kimi kadınlar için alı­şılmadık bir şeydir, burada söz konusu olan da kelimenin tam anlamıyla "eline alma," ellemedir:

Dölyolu girişinde ne hissettiğinize dikkat edin. Kuru mu, nemli mi, yoksa ıslak mı?
Dölyolu girişini parmakla (ya da bundan hoşlanmıyor­sanız tuvalet kağıdıyla) yoklayın. Mukozayı mı hissedi­yorsunuz, yoksa dölyolu kuru mu?

Parmağınızdaki (ya da tuvalet kâğıdındaki) mukozaya bakın: Sarımsı ya da beyazımsı mı, sert mi yoksa esnek ve camsı mı?

Her tuvalete gidişinizde mukozayı kısaca kontrol eder­seniz, çok geçmeden değerlendirmek size daha kolay gelir ve çevrimin hangi aşamasında bulunduğunuzu ha­tasız anlayabilirsiniz. Değerlendirmenizi her akşam gra­fik kâğıdına kaydedin. Bu formları eczanelerden ya da bir doğal aile planlaması merkezinden edinebilir veya PRO FAMILIA'dan internet çıktısıyla ücretsiz sağlaya­bilirsiniz.

Mukoza belirtilerinin değerlendirilmesi, doğum kontrol kullanımı

Mukozayla ilgili gözlemlerinizi her gün grafik kâğıdına iş­leyip sonra bu noktalan birleştirirseniz, çevrim boyunca hafifçe bombeli bir eğri ortaya çıkar. Gebelikten korun­mak için, mukoza işaretinin ne zaman zirveye ulaştığını saptayabilmek önemlidir. Bu ancak olayın ardından, yani ertesi günlerde zayıflamaya başladığı ve sonunda tamamen kaybolduğu zaman belirlenebilir.

Yumurtlama, mukoza zirvesinin üç gün öncesi ile üç gün sonrası arasındaki zaman diliminde olur. Yumurta hücresinin yaklaşık bir günlük ömrü de buna eklenirse, mukoza zirvesinden ancak dört gün sonra, döllenmeye el­verişsiz günlerin başladığı belli bir güvenle söylenebilir. O zaman dölyolu ağzında kuruluk hissi olmalı ve mukoza görülebilir ya da hissedilir olmamalıdır.

Dogum Kontrol Yontemler

En Sağlıklı Doğum Kontrol Yöntemleri

Sıcaklık Yöntemi


Bir kadının vücut sıcaklığı her çevrimde kesin olarak belli bir ritim izler; bu ritim sarı cisim hormonu progesterona bağlıdır. Progesteron, yumurtlama sırasında olgunlaşmış bir yumurta hücresi yumurtalığı terk ederken oluşur. Eski yumurta kılıfı (folikül) sarı cisme dönüşür ve progesteron hormonunu üretir. Progesteron, başka yerlerin yanı sıra beyindeki sıcaklık merkezini de etkiler: Yumurtlama­dan sonra vücut sıcaklığı birkaç dizyem (onda bir derece - ç.n.) yükselir.

Üretken günleri saptamak için bu mekanizmadan ya­rarlanmak istiyorsanız, her gün bazal sıcaklığınızı ölçmeli-siniz. Bazal sıcaklık, herhangi bir aktivite göstermeden ön­ce, yani sabah yataktan kalkmadan, tuvalete gitmeden ya da kahvaltı etmeden önce, her defasında aynı yerden, ör­neğin ağızdan (oral), dölyolundan (vajinal) ya da bağırsak­tan (anal) ölçülen vücut sıcaklığı demektir. Ölçülen sıcak­lıklar bu iş için özel olarak hazırlanmış bir grafik kâğıdına kaydedilir. Bu kâğıtları doktorunuzdan alabilirsiniz. Ayrıca doğal aile planlaması merkezlerinden edinebilir veya in­ternetten bedava indirebilirsiniz (örneğin,
http://www. profamilia-online.de sayfasından).

Sıcaklık eğrisinin değerlendirilmesi

Sıcaklık eğrisini değerlendirmek ne yazık İd her zaman ko­lay olmaz, çünkü bazı kadınların vücut sıcaklığı yumurtla­madan sonra "talimata göre" yükselmez. Çeşitli etkenlere duyarlılık gösterir. Değişken çalışma saatleri, hastalıklar, stres, geceyi uykusuz geçirme, gece geç saatlere kadar si­gara ve içki kullanımı sıcaklık eğrisini altüst edebilir. O ne­denle, böyle sıradışı durumlar mutlaka eğriye kaydedilme­lidir ki "kaçak değerler" gerektiğinde sınıflandırılabilsin. (Doğum Konturol)

Temel kural

En basit durumda sıcaklık eğrisi şu temel kurala göre de­ğerlendirilir:
Eğer düşük sıcaklıklı altı günün ardından vücut sıcaklığı en az 0,2 °C yükselmiş, sonraki iki gün daha aynı yüksek değer korunmuşsa ve üçüncü yüksek değer düşük sıcaklık­lı altı günün en yüksek değerinden en az 0,2 °C yüksekse, bu artık döllenebilecek bir yumurtanız yok ve bir sonraki âdete kadar gebe kalamazsınız demektir.

Bu önce karmaşık görünür, ama uygulamada öyle değildir.

Sıcaklığın az yükselmesi durumunda istisna kural

Bazı kadınlarda yumurtlamadan sonra vücut sıcaklığı yalnızca 1-1,5 dizyem yükselir. Bu durumda yüksek sıcaklık­la dört gün beklemeniz gerekir, burada da sıcaklık daima düşük değerli önceki altı günün en yüksek değerinin üs­tünde olmalıdır.

Sıcaklığın kademeli yükselmesi durumunda istisna kural

Bazı kadınlarda vücut sıcaklığındaki yükselme sürekli de­ğil, kademeli ya da zikzaklar şeklinde olur. Örneğin sıcak­lık önce yükselir, ama ertesi gün önceki düşük değerlerden en yükseğinin altına iner, ardından tekrar yükselir. Bu du­rumda düşük değer dikkate alınmaz, ama ardından gelen yüksek değerlerin, düşük değerlerden en yükseğinin en az 0,2 °C üstünde olması gerekir.

Sıcaklık ölçümü için tavsiyeler

Sabah sıcaklığı için doğru ve karşılaştırabilir değerler elde edebil­mek için, birkaç önemli ilkeye dikkat etmelisiniz:
Sıcaklık her gün sabah kalkmadan önce ölçülmelidir (âdet sıra­sında da);

Gün boyunca vücut sıcaklığında belirgin bir yükselme olur. De­ğerleri karşılaştırabilmek için ölçümleri her gün mümkün oldu­ğunca aynı saatte yapın ve saati grafik kâğıdına kaydedin. Çoğu kadında bir iki saatlik bir farkın pek önemi yoktur, kimileri ise alışılagelen ölçüm saatinden en küçük sapmaya bile duyarlılık gösterir. Sizin için hangi durumun geçerli olduğunu saptayın.
Sıcaklık her zaman aynı yerden, yani ağızdan (oral), dölyolun-dan (vajinal) ya da bağırsaktan (anal) ölçülmelidir. Koltukaltın-dan ölçüm yapmayın, bu çok yanlış olur.

Bir çevrim boyunca hep aynı termometreyi kullanın. Bu ölçüm­ler için normal termometreler ve 36-38 °C bölgesinde ayrı taksi­matı olan cıvalı hızlı ölçüm termometreleri uygundur. Normal termometreyle ölçüm, bağırsaktan üç dakika, ağızdan ve dölyolundan beş dakika sürer.

Dikkat! Ölçüm içi n kulak termometresi ve dijital termometre kul­lanmak doğru olmaz. Dijital termometreler çip eskimesi yüzünden 0,2 derece kadar sapma yapar ve o yüzden uygun değildir.

Ölçmeyi unutup yataktan kalktıysanız

Bir anda oluverir: Ölçüm yapmayı unutup yataktan kalkar­sınız! Bu durumda iki seçeneğiniz vardır: Ya o günkü öl­çüm değerini boş bırakırsınız, ya da tekrar yatıp yarım sa­at yatakta kaldıktan sonra ölçüm yaparsınız. Değeri grafik kâğıdına geçirirken bir de not düşersiniz, bu, değer biraz yüksekse onu doğru değerlendirebilmenizi sağlar.

Sıcaklık yöntemiyle çevrimin gözlenmesi

Genellikle 28 günlük bir çevrim varsayılır. Ancak bu norm, kural olmaktan çok istisnadır. Çünkü aylık çevrim, hormonlarca denetlenen bütün diğer süreçler gibi kolayca bozulabilir. Yaşam ritmindeki değişiklikler de çevrimi ruh­sal yüklenmeler ve hastalıklar kadar etkiler. Bireye bağlı olarak normdan sürekli sapmalar da olur, bunların tıbbi açıdan mutlaka önemli olması gerekmez, ama korunmak için doğurganlığı saptama yöntemleri kullanılırken önem­lidir. Bazal sıcaklığın düzenli ölçülmesiyle, çevrimsel deği-şikliklerdeki sapmalar ortaya çıkarılabilir, bunlar, gebelik­ten korunmaya kıyasla, çocuk istendiğinde daha da çok önem kazanır.

İşte birkaç örnek:

Yumurtanın olgunlaşma evresi uzun olan çevrim
Yumurtlamadan sonraki sarı cisim evresi normalde hep 12, en çok 16 gün sürer. Ancak, yumurtlama öncesinde yu­murtanın olgunlaşma evresi, bedensel ya da ruhsal stres sonucunda uzayabilir.
Bir örnek: Devam eden bir çevrimdeki sıcaklık ölçüm­leri, yumurtlama işareti olarak ancak 22. günde sıcaklık yükselişi veriyor. Bu çevrimde sarı cisim evresi 15 gün sür­se, kanama ancak 37. günde olur.

Yumurtlamasız çevrim

Tek başına aybaşı kanaması yumurtlamanın kanıtı değildir. Yumurtlama hiç olmayabilir; küçük kızlarda, çevrim henüz tam anlamıyla yerine oturmamışken böyledir. Ama uzun süreli hap kullanımından sonra da bir süre için düzenli yu­murtlama olmayabilir. Yaklaşan yaşdönümü ya da ağır yüklenmeler de yumurtlamayı bastırabilir. Zayıflama ta­kıntısı gibi yeme bozuklukları da unutulmamalı. Bir çev­rimde yumurtlama olmazsa, sıcaklık yükselişi de olmaz. Böyle çevrimlerde gebe kalınmaz.

Sarı cisim evresi kısa olan çevrim

Yumurtlamadan sonraki sarı cisim evresinde de bozukluk olabilir. Sarı cisim ya çok az progesteron üretir ya da hiç üretemez. Siz bunu hafif ön kanamalar ya da âdetin beklenenden önce başlaması şeklinde hissederseniz. Örneğin kanama sıcaklık yükselmesinin daha dördüncü gününde başlamışsa bu çevrimde gebe kalmak söz konusu olamaz, Çünkü döllenen yumurta hücresinin rahimde yuvalanması için yedi gün gerekir.

Dogal Aile Planlamasi Yontemleri

Doğal Aile Planlaması Yöntemleri

Hap ya da spiral gibi doktorlarca yönlendirilen korun­ma araçlarını reddeden kadın sayısı gitgide artıyor. Çünkü bu kadınlar cinselliklerinin ve aile planlamasının tıbbi problem olarak ele alınmasını istemiyorlar. (Artık) hormon yutmak istemiyor, vücutlarında yabancı cisim ol­masını kabul etmiyorlar. Çoğu kez de bedeni konusunda bilinçli olan ve bedeninin verdiği işaretleri her gün disip­linli bir şekilde izlemekten kaçınmayan bu kadınlar için en uygunu, doğal aile planlaması yöntemleridir. Aile planla­ması teriminden de anlaşılacağı gibi, bu yöntemler hem is­tenmeyen bir gebelikten korunmayı, hem de tersi durum­da çocuk istendiğinde gebe kalmayı sağlayabilir.

Kadının kendi doğurganlığıyla her gün ilgilenmesi sa­yesinde cinsellik de başka bir önem kazanır. Birçok çift için bu, aile planlaması konusunu (tekrar) birlikte ele alma şansıdır. Doğal aile planlaması bir süreçtir ve bunun başa­rısı eşlerin uyumlu bir işbirliği içinde olmasına bağlıdır.

Doğal aile planlaması yöntemleriyle korunmak isteyen­ler, duruma göre her gün, korunma ile çocuk isteği arasın­da bocalama yaşar. İki partnerden sadece biri korunmada ısrar edip diğeri çocuk istiyorsa, döllenmeye elverişsiz gün­lerin "yanlış" hesaplanma ya da döllenmeye elverişli gün­lerde korunmanın "unutulma" tehlikesi, her iki eşin de ko­runmadan yana olmasına kıyasla elbette daha büyük olur.
Son olarak, dini inançları korunma araçlarını yasaklayan kadınlar ve çiftler için de istenmeyen gebelikleri önleme­nin tek yolu doğal aile planlaması yöntemleridir.

Doğal aile planlaması yöntemleri korunma yöntemi de­ğildir. Bunlar yalnızca, bir çevrim içinde döllenmeye elve­rişli (üretken, fertil) ve döllenmeye elverişsiz (üretken ol­mayan, infertil) günleri saptama olanağını sağlar. Asıl ko­runma yöntemi, üretken günlerde cinsel ilişkide bulunma­maktan ya da başka bir korunma aracı kullanmaktan iba­rettir (prezervatif, diyafram ve portio başlığı).

Doğal korunma yöntemleri

Size göre cinsellik, yalnızca sizinle partneri­niz arasındaki mahremiyetin içinde olup bi­ten, dünyanın en doğal şeylerinden biri. Ai­le planlamasını da bizzat ele alıyorsunuz. Bu alanda doktor tavsiyesini ya da kontrolü­nü reddediyorsunuz. Gerçi korunmak isti­yorsunuz ama bedensel süreçlere müdahale edilmesine karşısınız. O nedenle, er ya da geç beklenmedik bir anda gebe kalma ola­sılığını göze alıyorsunuz.

Belki de yıllarca "doktorlarca yönlendirilen korunma araçlarıyla" (hap ya da spiral gibi) korundunuz, şu anda ise içtenliğe ve güve­ne dayalı bir ilişki yaşıyorsunuz ve bu, ge­belikten korunmayı da birlikteliğin bir par­çası haline getiriyor, o nedenle de korun­maya rağmen bir bebek olursa onu sevinçle karşılarsınız.

Ya da belki dinsel inançlarınız, hangi yön­temle olursa olsun gebeliği önlemeyi yasak­lıyor.
Bu söylenenlere uyan kadınlar için hormon ya da spiral söz konusu değildir, onlar doğal aile planlaması (kısaca DAP) yöntemlerini benimsemelidir.

Vücut sıcaklığını ölçme, rahim boynu mu­kozasının durumunu belirleme ve rahim ağ­zını yoklama yoluyla, âdet çevrimi sırasın­daki döllenmeye elverişli olan ve olmayan günler saptanabilir. Üretken günlerde cinsel ilişkiden tamamen uzak mı duracağınız, yoksa prezervatif ve/veya diyafram mı kulla­nacağınız size kalmış bir şeydir.

Daha sonra siz ve eşiniz çocuk isterseniz, döllenmeye en elverişli zamanı saptamak için aynı yöntemleri kullanabilirsiniz.

Tüm DAP yöntemleri ilkesel olarak her yaştaki her ka­dın tarafından uygulanabilir. Yeter ki âdet çevrimi düzgün olsun, kadın her gün doğurganlığıyla ilgilenme disiplinini göstersin, çevrimin birkaç gününde cinsel ilişkiden vaz­geçmeye, başka cinsel ifade biçimleri seçmeye ya da bari-yer yöntemleriyle korunmaya hazır olsun.


DAP'ın İlkeleri

Dişinin doğurganlığını cinsiyet hormonlarındaki çevrimsel değişiklikler yönlendirir. Hormon derişikliğindeki değişik­likler bedenin açık seçik işaretler vermesine yol açar. Bun­ların en göze çarpanı, bir çevrimin sona erdiğini ve bir ye­nisinin başladığını gösteren aybaşı kanamasıdır. Daha az göze çarpan, ama ölçülebilen ya da öznel olarak yorumlanabilen işaretler, ikincil doğurganlık belirtileri denen vü­cut sıcaklığı, rahim boynunda mukoza pıhtısı yapısı, rahim ağzının konumu ve sıkılığıdır. Bu işaretlerden biri veya birkaçı her gün saptanıp kaydedildiğinde, üretken olan ve olmayan günleri gösteren bir eğri ortaya çıkar.

Bu bölümde size DAP'ın ilkelerini tanıtmak istiyoruz. Teoride bunlardan bazıları insana çok karmaşık ve kafa ka­rıştırıcı gelir. Ancak doğal aile planlaması sabır ve disiplin ister. Bu yalnızca "yaparak öğrenilen," yani sürekli alıştır­ma gerektiren bir yöntemdir. O nedenle, doğal korunma isteyen her kadına, bu konuda bir kadın doktorundan ay­rıntılı bilgi almasını ya da bir doğal aile planlaması merke­zine başvurmasını öneririz, en iyisi de bu başvuruyu eşiyle birlikte yapmasıdır.

Dogal Aile Planlaması Anasayfa

Doğal Aile Planlaması Yöntemleri

Sıcaklık Yöntemi

Mukoza Yapısı Yöntemi

Kendi Kendine Rahim Ağzı Kontrolü

Semptotermal Yöntem

Knaus-Ogino Takvim Yöntemi

Ladycomp ve Babycomp