Hasta Odası Nasıl Olmalıdır, Hasta Odası Bilgileri
Mümkün olduğu takdirde hasta, ayrı bir odada yatırılmalıdır. Bulaşıcı hastalıklarda bu, kaçınılmaz bir zorunluktur. Hasta odası aydınlık, havadar ve derli toplu olmalıdır. Odanın normal ısısı 16-18 derece dolayında bulunmalı, hastanın ateşi yükseldiğinde bu ısı düşürülmelidir. Pencere açık tutularak, odanın sürekli havalanması sağlanmalıdır. Yaz aylarında odaya güneşin aşırı derecede girmesi önlenmelidir. Hasta odasının mümkün olduğu kadar gürültüden uzak seçilmesine dikkat edilmeli ve odaya sinek girmesini önlemek için pencereye sineklik takılmalıdır.
Hasta yatağı
Hastanın yattığı yatağın her iki tarafı da serbest olmalıdır. Işığın arkadan gelmesine dikkat etmeli, eğer yatağın bir tarafı duvara dayanıyorsa, soğuğun geçişi önlenmelidir. Temizlik kolaylığı nedeniyle, madenden yapılmış karyola tercih edilmelidir. Hasta çocukların korkuluklu koryolada yatması uygundur. Ayrıca, bakıcının hareket kolaylığı yönünden, yatağın çok alçak olmamasına dikkat edilmelidir. Yatak fazla yumuşak ve çukur olmamalı ve çarşafın altına serilecek bir muşambayla yatağın ıslanması önlenmelidir. Yatak çarşafı çok temiz olmalı ve yatağın üzerine gergin bir şekilde serilmelidir. Çarşafın üstüne ikinci bir muşamba ve onun üstüne de bir örtü serilecek olursa, çarşafın kirlenmesi önlenmiş olur. Yastık sık sık düzeltilerek hasta rahatlatılmalıdır. Ayrıca, yorgan, hastaya fazla ağırlık vermeyecek şekilde ince ve hafif olmalıdır. Hastanın rahatça yatabilmesini sağlamak için ensesine ve dizlerinin altına yastık konabilir. Solunum güçlüğü çeken hastanın baş tarafı yüksekçe olmalı, baygın ya da ameliyattan yeni çıkmış hasta düz olarak yatırılmalıdır.
Sırtı yüksek olarak yatan hastanın kaymasını önlemek için ayaklarının ucuna bir yastık ya da durulmuş bir battaniye konmalıdır. Yaralı hastanın altına lastik simit, hava yastığı veya termofor konulabilir. Ayrıca, hastanın yatış şekli sık sık değiştirilmelidir.
Hasta odasındaki diğer eşyalar, Hasta Ürünleri
Hasta Malzemeleri. Hasta odasında ikinci bir yatağın ya da bir sedirin bulunması hasta yatağının düzeltilmesi sırasında hastayı yatırmak için bakıcıya kolaylık sağlayacağı gibi, sürekli kontrol altında tutulması gereken hastanın yanında yatılmasına da olanak sağlar. Oturabilecek hasta için odada bir koltuk bulundurulmalıdır. Yatağın başucuna konulacak küçük bir komodinin üstünde gece lambası, saat, hastanın ilaçları ve su gibi öteberi bulundurulabilir. Bundan başka, komodinin gözlerinden de yararlanılarak hastaya gerekli olabilecek şeyler konabilir. Karyolanın ayakucuna bir ateş çizelgesi aşılmalı ve düzgün olarak saptanacak ateş durumu kaydedilmelidir. Eğer komodin dolaplıysa, sürgü ve idrar şişeleri bu dolapta saklanabilir.
Doktor ve ziyaretçiler için de odada birkaç sandalye ve bir masa bulundurulması yararlı olabilir. Hasta odasında bulunabilecek çiçeklerin suyu sık sık değiştirilmeli ve çiçek geceleri odadan çıkarılmalıdır. Yiyecek ve kirli eşyaların hastanın odasında yeri yoktur.
Hasta odasının temizliği ve dezenfeksiyonu
Birçok hastalığın başlıca nedeni pisliktir. Temizlik, vücudu hastalıklardan korur ya da hastalığın ilerlemesini önler. Her ev kadınının evini temiz tutması, her gün temizlemesi olağandır. Ne var ki, hastalıklarda yalnız evin temizliği yeterli olmaz. Evin ayrıca, dezenfektan maddelerle dezenfeksiyonu gereklidir. Böylece, hastalık mikroplarının üremesi ve yaygınlaşması önlenmiş ölür.
Temizlik sırasında kesinlikle toz kaldırılmamalıdır. Bu nedenle temizlik için en uygun araç, elektrik süpürgesidir. Elektrik süpürgesi bulunmadığı takdirde, yerlerin ıslak bir bezle silinmesi gerekir. Toz alırken, kullanılan toz bezi odanın dışında bir yerde sık sık silkelenmelidir. Hasta odasının penceresinden silkelendiği takdirde, kalkacak toz odaya yine girer. Yerdeki halı ve kilimler toz kaldırılmadan toplanmalı ve başka bir yerde silkelenip temizlenmelidir. Temizlik sırasında oda pencerelerinin açılması gereklidir.
Bulaşıcı olmayan hastalıklarda, doktor ya da bakıcının hastanın yanma girmeden önce ellerini yıkaması yeterli olabilir. Bulaşıcı hastalıklarda ellerin yıkanacağı suya dezenfektan bir madde karıştırılmalıdır. Bulaşıcı hastalık durumlarında, hastanın kullandığı bütün giyecek eşyası ve tabak çanak gibi şeyler odadan çıkartılmadan önce dezenfekte edilmelidir. Bu durumlarda, doktor ve bakıcıların temiz, beyaz önlük giymeleri uygundur.
Hastanın manevi yönden tedavisi
Bir hastanın her zaman karamsar olduğu gerçektir. Hasta, canının tehlikede olduğu duygusuna kolaylıkla kapılabilir. Korku, hastayı hiç yalnız bırakmaz. Doktorun bulgusu ne olacak? Muayene sırasında canım yanacak mı? Acaba, bu hastalığı atlatabilecek miyim? gibi sorular daima hastanın kafasını kurcalayıp durur. Korku ve umutsuzluk hastanın direncini yitiren başlıca faktörlerdir. Bu nedenle hastalar, doktor ve bakıcıların yüzündeki ifadelerden anlam çıkarmaya çalışırlar. Doktor, hastaya güven ve umut verici, iyimser bir tutum içinde bulunmalı, umutsuz bir hastanın bile iyileşebileceğinden umut kesmemelidir. Çünkü, hiç beklenmedik bir şekilde hastalık seyri değişebilir.
Bütün bu sayılan nedenlerden ötürü, hastanın morali yüksek tutulmalı, hastaya güven verilmeli ve hasta manevi yönden desteklenmelidir.
İyileşmesi olanaksız hastalar
İyileşmesi olanaksız hastalara, gerektiğinden aşırı sevgi ve özen gösterilmelidir. Kronik hastalıklar her ne kadar sürekli bir bakım, hastaya bakan kişi için, insan üstü bir dayanma ve çaba gerektiriyorsa da, hastanın bakımı ve kontrolü hiçbir şekilde küçümsenmemelidir. Hastanın acılarını dindirici, etkinliği önceden saptanmamış tedavi yöntemleri doktordan sorulmalıdır. Ağır hastalar da yaşamak için çaba gösterirler ve yaşamak isterler. Ama ne var ki, hastalık ilerledikçe hastanın yaşama umudu azalır. Bu nedenle, hastalık ne kadar ciddi olursa olsun, hastalığın gidişi ve önemi hastadan gizlenmelidir.
Ölmek üzere olan hastanın bakımı
Ölmek üzere olan bir hastanın, diğer hastalardan ayrımı yoktur. Bu faktör göz önünde tutularak, ölmek üzere olan hastaya da etkin ve gerekli tedavi yöntemleri uygulanmalı, hastanın bakımına önem göstermeli, aile bireyleri hastanın yanında üzüntülerini belirtecek konuşma yapmaktan kaçınmalıdırlar. Hasta, gözleri kapalı, bilinçsiz yatıyor olsa dahi, yanında ölümünün yakınlığından söz etmemelidir; çünkü hasta bilinçsiz olduğu halde bir an için bile olsa bilinçlenip bu sözleri duyabilir. Hastanın bilinçsiz ya da bilinçli ölmesi, yakalanmış bulunduğu hastalığa bağlıdır. Eğer hasta ağrı çekiyorsa, ağrı din-dirici ilaçlar mutlaka verilmelidir. Hasta ölmeden önce kendisini bitkin ve yorgun hisseder, nabız zayıflar, solunum ağırlaşır ve sonunda durur.
Ölen Hasta, Ölen Hastaya Yapılacaklar, Ölü Hasta
Ölüm nedeni doktor tarafından saptanarak ölüm raporu hazırlanır. Ölünün 48 ilâ 72 saat arasında toprağa verilmesi gereklidir. Ölüm nedeninin kesinlikle saptanamadığı hallerde, bir otopsi yapılması gerekiyorsa, otopsi yapılması için ölünün ailesinden izin alınmalıdır. Ölüme neden olabilecek bulaşıcı bir hastalıksa, ailenin izni olmasa bile, mahkeme kararı ile otopsi yapılabilir.
Aile İçindeki Hasta, Hasta Bakım Planı, Hasta Bakımında
Hasta, yardıma gereksinme duyan bir kişidir. Bu nedenle, hastaya bakacak olan aile bireyinin ya da bireylerinin belirli konularda bilgili olması gereklidir. Üstelik, hastayı tedavisine alan doktor da hastasının iyi, gerektiği gibi bakılmasını ve bir doktor olarak, isteklerinin eksiksiz ve kusursuz yerine getirilmesini ister. İşte bu nedenlerle, doktorun isteklerinin aile bireyleri tarafından normalin üstünde bir anlayış ve özenle yerine getirilmesi gerekir. Hasta, nasıl evini ve ailesini bırakıp bir hastaneye gitmek istemezse, aile bireyleri de hastasını hastaneye yatırmak istemez, çünkü bu, her iki taraf için de gerçekten üzücü olur.
Hastanelerde her hasta için ayrı özel bir bakıcı bulunamayacağından, kurtulması olanaksız bir hasta en güç dönemlerini aile ortamında çok daha kolay geçirir. Ancak, hastanın, evde bakılması olanak dışıysa, bir hastaneye yatırılması salık verilir.
Ailede hastaya bakacak kişi, Hasta Bakım Tekniği
Hasta bakımı, üzerindeki bilgileri yetersiz bile olsa, aile bireyleri hastanın asıl bakıcıları niteliğindedir. Duygusal yetenekleri nedeniyle, kadınlar, bir hastanın bakımına erkeklerden çok daha yatkındırlar. Özellikle, bir anne dayanıklılığı, titizliği ve karşısındakine vereceği güven nedeniyle, aile bireyleri arasında hastanın bakımını yükümlenecek en uygun kişidir. Tabii, aile bireyleri de hasta bakıcılığı niteliğine bürünen anneye yardımcı olacaklardır. Bir hasta bakımı için biraz pratik bilgi sahibi olmak ve alınacak gerekli önlemleri bilmek yeterlidir. Bu bölümde, hastaların durumlarına açıklık kazandıracak gerekli ve yeterli bilgiler verilecektir.
Doktor
Hasta, doktordan yardım ve öğüt bekler. Hasta, doktor tedavisi aracılığıyla tekrar eski sağlığına kavuşmak ister. Hastanın tekrar eski sağlığına kavuşması, doktorla hasta arasındaki karşılıklı güven ve iyi ilişkilere bağlıdır. Başarılı bir doktor, iyi bir sosyal eğitim görmüş kişidir. Doktor, yaşamının büyük bir bölümünü hastalarına ayırır, onların acılarını ve duygularını paylaşır. Buna karşılık bir doktor, hastasının iyileşmesi için, isteklerinin ve önerilerinin kusursuz yerine getirileceğinden kuşku duymamalıdır. Doktor, hastasından neler isteyebileceğini ve istemek zorunluğunda bulunduğunu çok iyi bilir. Bu yönden, hastaya bakacak kişinin de doktora yardımcı olması gereklidir. Bunun için de doktorla bakıcı arasındaki ilişkiler iyi ve olumlu olmalıdır. Doktor, hastası üzerindeki genel bilgileri, hastanın bakıcısından öğrenir. Uzun tedavi gerektiren hastalıklarda, hastanın ateşli durumunu gösterecek bir çizelgenin hazırlanması gerekir. Eğer doktor özel bir muayene ya da pansuman yapacaksa, doktor için gerekli olan hazırlıklar önceden yapılmalıdır. Oda, ışık yönünden zengin olmalı ve temizlik yönünden, doktorun ellerini yıkama olanağı sağlanmalıdır.
Hemşire ya da hastabakıcı, Yatalak Hasta bakımı
Hemşire ya da hastabakıcılar, öğrenim yapmış ve bu konularda sınav vermiş kişilerdir. Doktorlar gibi hemşireler ya da hastabakıcılar da meslek sırrını saklamak zorundadırlar. Meslek edinilmiş bakıcılık, yüksek ahlak, ruhsal, vücutsal dikkat ve özen gerektirir. Hemşire ya da hastabakıcılar, aile bireylerinden ayrımlı olarak, kendilerine tamamen yabancı olan hastalara ölçüsüz şefkat göstermeli ve hastaları için fedakâr olmalıdırlar. Bıkmadan, yorulmadan hastalara bakmak, onların isteklerini, dileklerini yerine getirmek ve onlara her yönden yardımcı olmak, onları rahatlatmak yükümlüğündedirler. Hastaların güvenini kazanarak onların en güç dönemlerinde sakinleşip rahatlamalarını sağlayabilmelidirler.
Bakım, önlemlerin zamanında alınması, doktorun isteklerinin kusursuz ve eksiksiz yerine getirilmesi, hastaların düzenli kontrolları hemşire ya da hastabakıcıların görevleri arasındadır. Hastaların bu konularda çok daha titiz olabileceklerini göz önüne alarak, hemşire ya da hastabakıcıların giyim ve kuşamlarına, temizliklerine önem vermeleri gereklidir. Başladıkları işi ara vermeden bitirmeleri, sakin olmaları ve yüksek sesle konuşmamaları aranan niteliklerdendir.
Bakım, hastayı rahatsız etmemelidir. Özellikle, yaşlı hastaların bakımında, onlara acı vermekten kaçınmalı ve onları rahat ettirmek için özel bir çaba harcanmalıdır. Her şeyden önce hastanın morali yüksek tutulmalı ve hastanın verdiği yaşam çabasında ona yardımcı olunmalıdır.
Hemşire ya da hastabakıcıların çoğunluğu hastane ve resmi kuruluşlarda görevlidir; ama özel olarak çalışanlar da bulunabilmektedir.
Evde Hasta Bakımı Genel Bilgileri
Hastaya Bakacak Kişi; Doktor, Hemşire, Bakıcı, Aile Bireyi
İyileşmesi İmkansız veya Ölen Hastanın Bakımı
Hasta Odası, Hasta Yatağı ve Hasta Malzemeleri
Hastanın Temizliği, Hasta Vücud Bakımı
Hastanın Kontrolü; Nabız, Solunum, Yara, Çarşaf Kontrolü
Hasta Yemekleri; Hasta Yemeği, Oruç Kürü
Hastaya Evde İlaç Tedavisi Uygulanması
Hastalarda Evde Lavman Uygulama
İnhalasyon, Sonda Nedir Tedavisi
Hastaya Sürgü ve Ördek Uygulaması
Etiketler: Hasta ve Yaşlı Bakımı (Evde)
Evde Hasta bakım için genel bilgiler, Evde Hasta Bakımı
Hastane kavramının yerleşmesinden ve hastanelerin kurulmasından çok önce hastalar kendi evlerinde tedavi edilirdi. Eski dönemlerde hastane, yalnız askeri örgütlere ve kuruluşlara özgüydü. Ancak ortaçağların başlarında hastane kavramı yerleşti ve hastaneler yaygınlaşıp çoğalmaya başladı.
Moral çöküklüğü içinde bulunan ve terkedilmiş olduğu gibi yanlış bir kanıya kapılan hasta, hastanede tedavi edilmek ister, ama her hastalık bir hastane tedavisini gerektirmez. Günümüzde hastanelerin yetersiz oluşu nedeniyle, ameliyat ya da özel bakımı gerektiren ve hastane tedavisini zorunlu kılan vakalar dışında, bir hastanın bakımı evde yapılabilir.
Eğer evde hastaya bakabilecek bireyler varsa, hastalığın niteliği veya ağırlığı bir hastane tedavisini gerektirmiyorsa, hastanın evde tedavi edilip bakılmaması için ortada hiçbir neden yoktur. Hatta, gerekli araç ve gereç sağlanabildiği takdirde, sağlıklı bir kadın rahatlıkla evinde doğum bile yapabilir. Aynı sözleri, ölüm yatağında olan bir hasta için de söyleyebiliriz, çünkü ölüm halinde olan bir hasta son soluğunu sevdiği kişilerin arasında vermek ister.