Ulser Ameliyat ve Sonrasi Tedavisi

Ulser Ameliyatı Süreci, Ülser Tedavisinde Ameliyat

Ülser Ameliyat Öncesi

Çoğu kimse için ameliyat olmak üzere hastane­ye yatmak yeni ve sıkıntılı bir olaydır. Hastane yaşa­mı bir program çerçevesinde yapılan birçok işten (ru­tin) oluştuğundan, önceden bunlar hakkında fikir sa­hibi olmakta yarar vardır. Cerrahlar, servis hemşire­leri ve hastaneler çeşit çeşit olsa da temel yaklaşım aynıdır.


Hastaneye yatmanızdan sonra ilk yapılan rutin, "anamnez" adı verilen bir dizi sorgulamadır. Hasta­neye geliş şikâyetiniz; şikâyetlerinizin öyküsü, yani ne zaman ve nasıl başladığı, nasıl geliştiği; daha ön­ce geçirmiş olduğunuz hastalık, kaza ve ameliyatlar; alışkanlıklarınız; medeni ve ekonomik durumunuz; anne-baba ve kardeşlerinizin sağlık durumu gibi so­ruları yanıtlarsınız. Bu sorgulamayı bitiren asistan doktor, sonra tüm fiziksel muayenenizi yapar.

Ameliyattan önce kan testleri yapılması normal­dir. Kan testlerinin kapsamına alyuvar ve akyuvar sayımıyla birlikte karaciğer ve böbrek çalışmasının de­ğerlendirildiği "fonksiyon testleri" de girer. Bunlar­da çoğu kere beklenmeyen sonuçlara rastlanmaz. Cerrah ve anestezist, ameliyattan önce olabildiğin­ce fazla bilgi edinmek isterler. Akciğerlerde hafif bir enfeksiyon ya da kalpte çok az bir anormallik anestezistin hastaya yaklaşımını değiştirecektir. Bu ne­denle, göğsünüzün röntgen filmi ve kalp elektronuz (EKG) da çekilir.
Çoğunlukla cerrah, konan tanıyı kontrol etmek için, ameliyattan önce bir kere daha ülserin varlığını ortaya koymak ister. Bunun için endoskopi ya cerra­hın ekibinden ya da başka bir doktor tarafından tek­rar yapılabilir. Kronik solunum yolları şikâyeti olan, sigara içen hastaların bir fizyoterapist yardımıyla akciğerleri temizlenmelidir ama bu işlem genellikle ameliyat sonrasına kalır.
Tamamen boş bir mide üzerinde ameliyat yapmak daha güvenli olduğundan, ameliyattan bir gün önce­ki akşam yemeğinde katı ve sıvı gıda almanıza izin verilmez. Cerrahınız, bunu kesinlikle sağlamak için mide içindekileri "nazo-gastrik tüpü" ile emer. Bu tüp lastikten yapılmış olup, ince ve esnektir. Burun deliklerinizden birinden sokulur ve ösofagus yoluyla mi­denize uzatılır. Tüp bir gece boyunca yerinde bırakı­lır ve solunuma hiç engel olmaz. Ameliyat için temiz bir deri alanı gerektiğinden, ameliyatın yapılacağı deri bölgesindeki tüm kıllar traş edilmelidir.

Son olarak, ameliyatı kabul ettiğinize ilişkin bir belge imzalarsınız.
Bazı hastanelerde anestezist, ameliyattan önce serviste yatan hastayı ziyaret eder. Bu daha çok, kul­lanılacak anestezi (narkoz) maddesinin seçimini etkileyecek tıbbi bir durumunuz olduğu zaman söz ko­nusudur. Diğer hastanelerde, anestezisti ameliyatha­neye girdiğinizde görürsünüz. Anestezist, sizi uyut­mak için iğne yapar ve gerekirse, ameliyat süresi bo­yunca daha başka enjeksiyonlar uygular veya kan ya da serum verebilir. Bunun için, kolunuzdaki veya eli­nizdeki bir toplardamar içine "angio-cut" (anjio-kat) adı verilen ince bir tüp takılır.

Ameliyat sonrası

Uyandığınızda ilk izlenimleriniz karma karışıktır
ve uyutulduğunuz anı az önce olmuş gibi hisseder­siniz. Uyanma süreci çok değişkendir; kendinizi topar­lamanız birkaç saat sürerken, tam anlamıyla zihin açıklığına kavuşmanız birkaç gün sürebilir. Uyandı­ğınızda nazo-gastrik tüpü yerinde bulursunuz. Angio-cut'dan kan ya da tuzlu veya şekerli serum damlamak-tadır ve çoğu kez de karın boşluğunuza sokulmuş bir boru aracılığıyla yatağınızın yanındaki bir şişeye sı­vı boşalmaktadır.

Derece derece uyanırken zamanı tam olarak belirleyemeseniz de, doktor ve hemşirelerin vizitleriyle, akraba ve arkadaşlarınızın gelip gidişini farkedersiniz. Siz yatağınızda hareketsiz yatarken akciğerle­rinizin hava yollarında biriken mukus salgısının te­mizlenmesi gerekir. Buralarda biriken mukus enfek­siyon odağı olabilir. Öksürmek ve derin soluk almak, özellikle ameliyat yarasının olduğu bölgede ağrıya ne­den olur. Bu sorunu önlemek için, mukus temizleme işleminden önce ağrı kesici alınmalıdır.

Ameliyattan sonra ağrı çekmenin hiçbir anlamı yoktur; bu nedenle, ameliyat sonrası tedavide ağrı ke­sici iğnelerin önemli yeri vardır. Çok çeşidi olan bu ilaçların da yan etkileri olduğundan, bir şey hisseder­seniz hemşireye ya da doktora haber vermelisiniz.

İlk birkaç günden sonra, mideniz ye diğer batın (karın) organlarınız çalışmaya başlar. İlk belirtisi de bağırsak hareketlerinizin başlamasıdır. Bundan sonra ağızdan sıvı alabilirsiniz. Birkaç gün içinde iştahınız yerine gelir ve sindirim kanalınız işlemeye başlar.

Ameliyattan sonra da, çok kan kaybedip etmedi­ğinizi anlamak ve verilen kan veya sıvı miktarının ye­terli olup olmadığını saptamak için kan sayımı yapı­lır. Kan sayımı, taburcu olmadan önce bir kere daha tekrarlanabilir. Üç dört gün sonra karın boşluğunuzu drene eden (boşaltan) borudan sıvı birikinti gel­memeye başlar ve daha önce çıkartılmış olan nazo-gastrik tûp ve angio-cut'dan sonra bu boru da çıkar­tılır. Yaklaşık bir hafta sonra yara yeri iyileşmiş ol­duğundan dikişleriniz ya da pensleriniz alınır. Artık eve dönme zamanı gelmiştir!

Normal yaşama dönmeden önce, evde birkaç haf­talık bir nekahat dönemi geçirilirse de, artık ülser ağ­rısından kurtulmuşsunuzdur. Hastane polikliniğinde-ki bir check-up (çek-ap)'dan sonra normal yaşama ge­çiş zamanınız aile hekiminizin kararına kalmıştır.