Atardamar Anevrizmaları
Anevrizma Nedir, atardamar duvarının zayıflamış yerlerinden genişleyerek balonlaşmasıdır.
Anevrizma Nedenleri
Anevrizmalar doğumsal ya da sonradan edinilmiş olabilir. Doğumsal olanlar daha çok beyin damarlarında ortaya çıkar ve böbreklerde çok sayıda kist bulunması (polikist), aort yayı darlığı gibi başka doğumsal bozukluklar ile birlikte görülür.
Edinilmiş anevrizmalar farklı nedenlerden kaynaklanır:
• Travmaya bağlı anevrizmalar. Atardamarı yırtmayan, ama bir noktada genişletecek kadar kuvvetli darbeler sonu cu ortaya çıkar.
• Enfeksiyona bağlı anevrizmalar.
Anevrizmaya en sık yol açan enfeksiyon hastalığı frengidir. Frengiye bağlı anevrizmalar genellikle aortun çıkan dalında ve aort yayında oluşur. Bu enfeksiyon öteki atardamarlarda da anevrizmaya yol açabilir. Hastalığın etkeni olan spiroketler, atardamar duvarının iç katmanına yerleşerek enfeksiyonu başlatır. Daha sonra spiroketler atardamar duvarının orta katmanına ulaşarak damara esnekliğini kazandıran yapılan yıkıma uğratır.
• Damar sertliğine (arteriyoskleroz) bağlı anevrizmalar. 50 yaş üzerinde-kilerde daha çok aortun karın bölümünde ve böğür atardamarlarında görülür.
Atardamar Anevrizması Oluşumu
Anevrizma oluşumu için ilk koşul atardamar duvarının bir noktada zayıflamasıdır. Her kalp atımında bu noktaya yüksek basınçla çarpan kan giderek damar duvarını dışa doğru genişleterek anevrizmaya yol açar. Anevrizma damar dışı direncin az olduğu yönlerde gelişir. Örneğin karın aortu anevrizmaları sert bir engel oluşturan omurganın bulunduğu arkaya doğru değil, itilebilecek yumuşak ve hareketli organların bulunduğu öne doğru büyür. Öte yandan kemiklerde aşınmaya yol açan anevrizma olguları da bilinmektedir. Omurgaya dayanmış karın aortu anevrizmalarında ve göğüs kemiğine komşu aort yayı anevrizmalarında söz konusu kemik aşınmalarına rastlanır.
Anevrizma Çeşitleri
Cerrahi açıdan iki tip anevrizma vardır: Kese ve mekik biçiminde anevrizmalar. Kese biçiminde anevrizmalarda atardamar duvarının yalnız bir yanı genişler. Oluşan kese atardamar iç boşluğuna dar bir boğazla bağlıdır. Mekik biçimindeki anevrizmalarda ise atardamar duvarı her yöne doğru genişler.
Anevrizma Belirtileri
Küçük boyutlarda kalıp çevre organlara baskı yapmayan anevrizma genellikle belirti vermez. Büyüdükçe ilk belirtiler ortaya çıkar. Göğüsteki anevrizmalar nefes darlığı, yineleyen akut bronşit ve atelektaziye (akciğer sönmesi) yol açar. Akciğerlerden kaynaklanan belirtilerin nedeni anevrizma baskısıyla solunumun yetersiz kalması ve atelektazide olduğu gibi bütünüyle durmasıdır.
Bu belirtilere ek olarak, sırta vuran göğüs ağrısı ve yemek borusun
a baskı sonucu yutmanın güçleştiği görülür. Gırtlak sinirlerinin baskı altında kalması nedeniyle ses kısıklığı ortaya çıkabilir.
Karın aortu anevrizmalannda ritmik biçimde nabız veren şişlik gözle görülebilir. Hasta ayrıca halsizlik, karın ağrısı ve sindirim bozukluklarından şikâyet eder. Bu arada bacaklarda dolaşım yetmezliğine bağlı belirtiler de ortaya çıkabilir.
Anevrizma Tanısı
Karın aortu anevrizmalarında şişliğin ele gelecek boyutlara ulaşması kesin tanıyı koymayı büyük ölçüde kolaylaştı-nr. Sert ve belirgin olan bu şişliğin en tipik özelliği kalp atımlarıyla eşzamanlı nabız vermesidir. Anevrizma kütlesi kendine yumuşak dokularda yol açarak genişler.
Şişlik stetoskop ile dinlendiğinde kalp atımıyla kanın anevrizma boşluğundaki hareketine bağlı üfürüm duyulur. Kesin tam ise arteriyografi sonucuna göre konur. Arteriyografi damar içine sonda ile verilen kontrast madde sayesinde damarlan görünür kılan radyolojik bir yöntemdir.
Göğüs aortu anevrizmalarında kesin tam radyolojik incelemeye bağlıdır. Standart radyolojik incelemede mediyasten (akciğerler arasındaki bölge) gölgesi artmış, kalp gölgesi üst bölümde genişlemiştir. Bu görüntü anevrizmanın yol açtığı genişlemeden kaynaklanır.
Bu aşamada anevrizma tanısı hemen hemen kesin olsa da anjiyokardiyografi sonucunda bütün kuşkular giderilir. X ışınlarını geçirmeyen bir sıvının damar içine verilmesinden sonra dolaşım sisteminde izlediği yol art arda çekilen filmlerle saptanır. Bu madde doldurduğu anevrizmayı açıkça görülür hale getirir.
Anjiyokardiyografi yalnız kesin tanıyı değil, uygulanacak cerrahi girişim tekniğinin seçiminde gerekli bilgileri de sağlar. Bu yöntemle anevrizmanın yeri, tipi ve büyüklüğü açık biçimde ortaya çıkar.
Anevrizma Tedavisi
Kesin tedavi yöntemi cerrahidir. Hasta bütün fiziksel zorlanmalardan uzak sakin bir yaşam sürmelidir. Bu önleme karşın anevrizmanın büyümesi ve önemli belirtilerin ortaya çıkması cerrahi girişimi zorunlu kılar. Anevrizmanın en korkulan komplikasyonu olan yırtılma ortaya çıkmadan tedavinin yapılması büyük önem taşır.
Anevrizmanın yırtılacağı önceden bilinebilir mi? Ön belirtileri nelerdir?
Birçok olguda hasta anevrizması olduğunu bilmez ve bunun yırtılacağına ilişkin hiçbir belirti görülmez.
Genellikle yırtılma öncesi "çatlama" oluşur ve kan aort duvarı katlan arasına yayılır. Hasta birden başlayan geçici ya da sürekli bir ağrı duyar. Ağrı daha çok karında ya da sırttadır. Yırtılma öncesi belirtiler birkaç saat ya da birkaç gün sürebilir. Karın zan (periton) yırtılması, kısa sürede ölümle sonuçlanan iç kanamaya yol açar. Karın zan arkasına doğru anevrizma yırtılmalarında karın zannın koruyucu etkisiyle yaşam süresi birkaç saat daha uzar. Her iki durumda da hasta kanama şokuna girer: Deri solgunlaşır, terleme karın duvarında kasılmalar, karın ve sırt ağrıları görülür.