Enerji Gereksinimi
Her bir organizmanın içinde bulunduğu ortama göre harcaması gereken enerji oranı farklılık göstermektedir. Koşan bir kişinin ihtiyacı fazla olduğu gibi, büyümek, kilo almak ve gelişmek için enerjiye gereksinimi olan erken doğmuş prematüre bebeğe de yüksek oranda enerji temin edici gıda verilmelidir. Aşağıda yetişkin normal kişiler için örnekler verilmiştir.
Cinsiyet, kilo ve yaşları ortalama olarak alındığında:
Erkek 20-39 yaş 65 Kg
Kadın 20-39 yaş 55 Kg
Yapılan iş durumuna günlük gereken toplam kilokalori miktarlarıdır:
Hafif iş: Erkek: 2700 Kalori Kadın: 2000 Kalori
Orta iş: Erkek: 3000 Kalori Kadın: 2200 Kalori
Ağır iş: Erkek: 4000 Kalori Kadın: 3000 Kalori
Bir örnek verecek olursak; bazal metabolizma için 1000 Kalori gerekiyorsa, yatakta dinlenme, oturarak çalışma ve ayakta durma işleminde 1000-2000 Kalori, ayakta iş yapma ve yürümede 2000-3000 Kalori, ayak ve kolla yapılan orta ağırlıktaki işler için 3000-4000 Kalori, ayak ve kolla yapılan kaldırma, fabrika işçiliği ve tarım işleri için 4000-5000 Kalori gerektirmektedir.
Yapım için enerji: Vücudumuz ağırlık kazanabilmek için de enerjiye gereksinimi vardır. Bu nedenle bebeklere kilo başına daha yüksek kalori sağlayacak besin verilir.
Yukarıda belirtilen kalori oranlarında 40 yaşından sonra belirli bir oranda azaltılmaya başlamalıdır. 40 yaşından sonra her 10 yaş için %5, 60 yaşından sonra takiben her 10 yaş için %10 azaltma yapılmalıdır. 70 yaşındaki bir insana yukarıda belirtilen oranın %30 azı önerilmelidir.
Ancak her alınan besinin %100'ü kullanılmaz. Normalde, %5-10 oranında dışkı ile atılır. Bu alınan, ancak sindirilmeyen besin oranı yeni doğmuş bebeklerde %15 oranındadır. Ayrıca hastalıklarda, özellikle ishalde, alınan besin sindirilmeye uygun değilse, sıvı, maden (elektrolit) kaybını arttıracak, enerji ve besin gereksinimini büyük boyutlara çıkaracaktır. Eğer gerekli enerjiyi alamazsak, kendi yağ depolarımızı ve takiben yapı taşları olan adale, kısaca proteinlerimizi enerji temininde kullanırız. Vücudumuzdaki kas dokusu, hücrelerimizdeki proteinler yeterli enerji olmadığı durumda yıkıma gitmektedir. Vücudumuzda enerjiyi glikojen dediğimiz kendi vücudumuzun glikozdan sentezlediği bileşik karbonhidratlardan, depo ettiğimiz yağlardan ve daha sonra da yapı taşı olan proteinlerden karşılamaktayız.