Fonolojik Bozukluk
Bozukluk daha önce gelişimsel söylem (artikülasyon) bozukluğu olarak isimlendirilirken artık fonolojik bozukluk olarak isimlendiril-mektedir. Bozukluğun temel özelliği kişinin yaşına, lehçesine ve gelişim dönemine uygun olarak konuşmasında beklenen düzgünlüğün ve ses uyumunun olmamasıdır.
Tipik olarak dört yaşlarında belirginleşir. Yaygındır, okul-çağı çocuklarında % 2 oranındadır, okul öncesinde ise sıklığı % 3-15 arasındadır. Bozukluğa, sıklıkla işitme bozukluğu, başta ağız olmak üzere konuşma düzeneklerindeki yapısal bozukluklar (örn. yarık damak), nörolojik durumlar (örn. serebral palsi), bilişsel sınırlamalar (örn. zekâ geriliği) ya da psikolojik sorunlar eşlik edebilir.
Bu çocuklar, çıkartması beklenen konuşma seslerini çıkaramazlar. Sesin uyumsuz çıkması ve kullanımı, yanlış vurgulama ve seçmeler ya da düzenlemelerdeki bozukluklar ile belirlidir. Konuşma seslerinin doğru çıkartılmasındaki bu üretim hatalarının yanında bilişsel ve dilbilgisi düzenlenmesindeki eksiklikler de bulunmaktadır. Bozukluğun şiddeti konuşmadaki küçük ya da önemsiz aksaklıklardan, tümüyle anlaşılmayan konuşmaya kadar değişir. Söylenmesinde en sık yanlışlıkların yapıldığı sesler ise yaşla düzelmesi beklenen seslerdir (1, r, s, z, t, ç), ancak daha küçük yaşta ya da daha ağır derecede etkilenenlerde erken dönemde öğrenilmesi gereken ünlü ve ünsüzlerde de yanlışlıklar yapılabilir. Peltek konuşma (örn. ıslıklı harflerin söylem bozukluğu) özellikle sıktır. Fonolojik bozukluk aynı zamanda heceler ve sözcükler içindeki seslerin sıralanma ve seçilme hatalarını da içerir. Zekâda, işitmede ya da dilde organik bir bozukluk yoktur.
Fonolojik Bozukluklar
Konuşma bozuklukları zekâ geriliği, bir işitme bozukluğu ya da başka bir duyusal bozukluk, konuşma ile ilgili-motor bir bozukluk ya da ağır çevre yoksunluğu ile birlikte olabilirler. Bu sorunların varlığı zekâ testi, odyometrik test, nörolojik testler ve öykü ile belirlenebilir. Konuşma bozukluğunun çevre yoksunlusuna bağlı olduğu çocuklarda çevre sorunları düzeltildikten sonra hızlı bir düzelme görülebilir.
Ağır dereceli bozuklukta çocuğun konuşması aile üyeleri tarafından bile anlaşılmayabilir. Bozukluğun daha hafif dereceleri ise okul öncesi ya da okul ortamına kadar tanınmayabilir, ancak aile üyelerinin dışındakiler tarafından anlaşıtabilir. Hastalığın gidişi, eşlik eden nedenlere ve şiddetine göre değişir. Nedenin bilinmediği hafif derecelerde kendiliğinden iyileşmelere sıklıkla rastlanır.