Pediatrik Tıbbi Aciller ve Pediatrik Acil Durumlar
Çocuk acil bölümlerinde çalışanlar diğer bölümlerde çalışanlara göre genellikle daha yoğun anksiyete yaşarlar. Çocuğun hastaneye apar topar getirilişinden başlayarak acil bölüm ortamında aciliyet ve faaliyet artar. Bu endişenin en önemli nedenlerinden biri küçük çocuklara karşı olan genel ilgidir. Diğer nedenler ise çocukların özel boyutlardaki aletlere, ilaç dozlarına, sıvı uygulama protokollerine gereksinim duymalarıdır. Ayrıca çocuğun bakımı yaş gruplanna özgü hastalık ve yaralanma bilgisine sahip acil bakım elemanlarını gerektirir.
"Çocuklar küçük yetişkinler değildir" ifadesi çocuk hastaların bakımında endişeyi artırabilir.
Tedavinin bazı aşamalarında farklılık olmakla birlikte temel prensipler genellikle çocuk ve yetişkinler için aynıdır. Yetişkinlerde olduğu gibi, çocuklarda da hava yolunu etkileyen hastalıklar, solunum, dolaşım ile ilgili sorunlar ve çocuğun nörolojik durumu birinci derecede önemlidir.
Yetişkin ve çocuklarda solunum, kardiyovasküler veya mental durumda bir bozukluk varsa hızlı tamlama ve erken girişim, çok önemlidir. Çocuk hastalıklarının yaş gruplanna göre belirtileri, bulguları ve tedavisine yönelik genel bilginin varlığı çocuk bakımının kalitesini arttırır. Çocuklarda acil bakım ve değerlendirmeye yönelik olan sorunlar bu bölümde tartışılmıştır.
Solunum sistemi acilleri ve pediatrik acil
Çocuklarda solunum yetmezliği genellikle kalp yetmezliğinin erken belirtisi olduğu için solunum sıkıntısı ve yetmezliğini tanılamak önemlidir. Solunumla ilgili acil vaka tanımlandıktan hemen sonra, erken girişimde bulunulursa solunum yetmezliği, şok, kalp durması ve ölüme doğru gidebilecek kaçınılmaz ilerleme durdurulabilir.
Tanılamayı kolaylaştırmak için, acil solunum vakaları, kabaca üst ve alt solunum yolu sorunları olanlar şeklinde ayrılabilirler. Aynı zamanda solunum sorunlarına benzer belirti ve bulguları içeren ancak solunum sistemi ile ilgili olmayan durumlar da vardır.
Tanılama ve pediatrik aciller ppt
Çocuklarda Solunum Sıkıntısının
(Respiratuvar Distres) Belirtileri
Genel Görünüş
Sağlıklı çocuk uyanık(alert) ve aktiftir. Ağlıyorsa kolaylıkla yatıştırılır ve deri rengi normaldir. Döküntü yoktur. Sorunu olan çocuklar ise hasta görünürler. Çocuğun pozisyonu gözlemlenir. Solunum yollarında sorunu olan çocuk vücudunu ön tarafa biraz eğerek sanki çiçek kokluyormuş gibi başını koklama pozisyonunda tutduğu zaman rahatlık hisseder. Bu pozisyon solunum yollarında açıklığı sağlayarak çocuğu rahatlatır.
Solunum Hızı ve Şekli
Çocukların solunum kasları iyi gelişmemiş olduğundan diyafram solunumda önemli rol oynar. Küçük çocuklarda solunum oranını değerlendirmenin en iyi yöntemi steteskopla göğsün dinlenmesi ve karnın inip çıkışının gözlemlenmesidir. Solunum hızı genellikle düzensizdir, bu nedenle dikkatle bir dakika da değerlendirilmelidir.
Yaşa göre normal solunum oranları değişir. Yenidoğan bebek dakikada 30-40 normal solunum hızına sahiptir. Çocuk büyüdükçe bu oran düşer. Solunum sorunu ile beraber solunum oranı başlangıçta artar. Yaş göz önünde bulundurulmaksızın dakikada 60'dan daha hızlı solunum çocukta solunum sıkıntısının belirtisi olarak düşünülmelidir. Solunum yetmezliği arttıkça çocuk asi-doza doğru kayar ve şuur değişiklikleri gözlemlenir. Solunum oranı yavaşlar. Pediatrik hastalarda bu nedenle bradipne ciddi bir belirtidir. Yetişkin solunum oranı preadölesan bir çocuk için genellikle düşük bir orandır.
Cheyne-stokes (derinliği git gide artan ve daha sonra azalan), dağınık apne periyodlu solunumlar veya kussmal solunum (hızlı, derin ve sıklıkla diyabetik ketoasidozda görülen solunum) gibi anormal solunum şekilleri yetişkinlerde olduğu gibi çocuklarda da kritik hastalık ve yaralanma belirtileri olarak görülür.
Solunum Güçlüğü
Solunum sıkıntısı olan çocuklar solunum güçlüğü çekerler ve soluk almak için accessory kaslarını (interkostal, substernal, extensor ve boyun kasları) kullanırlar. Soluk alma çabası arttıkça interkostal, substernal ve subraklavikular kasılmalar gözükür.
Soluk almak göğsü genişletmek için kasların kullanıldığı aktif bir süreçtir. Soluk vermek ise, akciğer ve göğüs duvarı esnekliğine dayanan pasif bir süreçtir. Normal şartlar altında bu iki süreç dengelenir. Soluk verme aşağı yukarı soluk alma ile aynı zamanı alır(so-luk alma/verme oranı=l: 1). Hava yolu enflamasyon ve tıkanma ile daraldığında soluk alma zamanı aynı kalır fakat soluk verme zamanı uzar. (Nefes alma/verme oram=l:2 veya 1:3).
Solunum Kalitesi
Solunum kalitesi solunum derinliği ve sesini içerir. Çocuğun göğsü simetrik olarak genişlemelidir. Yetişkinlerde olduğu gibi asimetri veya yetersiz genişleme pnomotoraks veya hemotoraks ya da yabancı cisim aspirasyonu gibi ciddi sorunları gösterir. Çocuğun göğsünü steteskopla dinlerken, steteskopu anterior aksiller hat üzerine, her iki tarafdaki ikinci interkostal bölge düzeyine koymak gerekir. Bu herhangi bir anormal solunum sesinin yerinin belirlenmesine yardımcı olur. Çocuk göğsünün küçük hacmi ve göğüs duvarının inceliği göğüsün her iki tarafından sesin toraksa aktarılmasına neden olur (hatta karına). Bu yüzden göğüsün iç ve dış yüzeylerini dinlemek yetişkinlerde olduğu gibi tanılama için yararlı olmayabilir.
Şuur Durumu
Çocuğun şuurunu tanılamada uyanıklık, bakıcılarla ilişki ve oyun oynama isteği önemli gözlemlerdir. Sinirlilik genellikle hipok-si işaretidir. Fakat giderek sakinleşen huzursuz çocuklarda bu rahatlığın düzelen oksijenasyonun sağladığı rahatlıkdan dolayı mı olduğunu belirlemek için dikkatle değerlendirilir.
İzleme
Arteriyel kan gazlan analizi hastanın solunum durumunu açıkça gösterir. Pediatrik hastalar için doğru ölçümlerin ne kadar değerli olduğu göz Önüne alınmalıdır. Çünkü bu prosedürün neden olduğu ek stres çocuğun durumunda kötüleşmeye neden olabilir.
Nabız oksimetresi oksijen saturasyonunu ölçmek için sürekli ve yararlı bir araçtır ve arteriyel kan gazı ölçümü ile karşılaştırmada iyi uyum sağlar. %90 ile %93'lük oksijen saturasyonu çocuklarda kabul edilebilir en düşük orandır. Nabız oksimetresinin en büyük sınırlılığı karbondioksit ve asit baz dengesine yönelik herhangi bir işaret vermemesidir. Nabız oksimetir hemoglobin renginin analizi üzerine temellendiği için, travmadan dolayı ekstremite perfüzyonu ortadan kalktığında, vücut ısısı düştüpnde .vazopresör kullanıldığında veya anemide eritrosit sayısı azaldığında yararlı olmayabilir.
Üst Solunum Yollarına Ait Acil Durumlar
Üst havayollan trakea, larenks, glottik açıklık, epiglot, farenks, burun ve ağız boşluklarını içerir. Çocuklarda üst solunum yolları sorunları yabancı cisim aspirasyonu, krup (laringotrakeabronşit) enfeksiyonlar, epiglotitis (supraglotitis), retrofaranjiyal veya peri-tonsiller abse ve anaflaktik reaksiyonlar gibi enflamasyon sürecinin sonucu olarak üst havayolu yapısındaki ödemden kaynaklanabilir. Üst solunum yolları tıkanıklığı; burun tıkanıklığı, hırlama, kaba ses, horlama, stridoru içerir.
Krup
Larenks, trakea ve ana bronşun enflamasyonudur. Krup kızlardan çok erkek çocukları etkiler. 6 ay-3 yaş arasındaki çocuklarda ve viral bir üst solunum, yolu enfeksiyonundan sonra görülür. Genellikle sonbahar ve kış mevsimlerinde ortaya çıkar. Çocuk ailesi tarafından acil bölüme getirilir ve bir kaç gündür ateşi ve üşütmesi olduğu, soluk almakta zorluk çektiği söylenir. Hastayı muayene ederken hava hareketinin yeterliliğini belirlemek için göğsü steteskopla dinlemek ve şuurunu dikkatlice izlemek gerekir. Kruplu çocukta hafif bir üst solunum yolu enfeksiyonunun ardından genellikle gece olmak üzere, aniden boğulur biçimde öksürük stridor ve solunum sıkıntısı başlar. Solunum kaslarında ret-raksiyon, takipne ve siyanoz gelişebilir. Vücut ısısı normal ya da hafif yüksektir. Öksürük dışndaki belirtiler bir kaç saat sonra yatışır. Öykü, fizik muayene, radyolojik değerlendirmelerle tanı konur. Kruplu çocukta dinlenme halinde sitridor varsa, yiyecek alamıyorsa ve ailesi ev bakımını sağlayamayacak kadar ciddi krup rahatsızlığı varsa çocuk gözlem ve destekleyici tedavi için hastaneye yatırılır. Serin buhar verilir. Obstriksiyonu azaltmak için buharla epinefrin, larenks ödemi için tek doz steroid verilebilir. Ciddi krup rahatsızlığı olan çocuk dinlenir ve uyurken hırıltı, "derin göğüs kafesi reaksiyonları, huzursuzluk ve siyanoz vardır. Yiyecek alamayan ve aileleri yeterli ev bakımını sağlayamayan ciddi krupu olan çocukların hastanede kalmaları gerekir. Krup genellikle buğu tedavisine cevap verir ve çocuklar eve gidebilecek kadar iyileşirler. Taburcu edilmeden önce aileye krupla ilgili evde bakım kuralları anlatılmalıdır.
Epiglotit (supraglotit)
Epiglotun (yutkunma sırasında larinks açıklığını kapatan , yutkunmayı takiben yükselerek larins açıklığını sürdüren kapak doku) enflamasyonudur. Soluk borusunu tıkayabilen nadir bir hastalıktır. Epiglotit terimi yerine supraglotit terimide kullanılır. Çünkü ses telleri (glotis) üzerindeki bölgenin herhangi bir oranda şişmesini içerir. Supraglotit 6 yaşından küçük olan çocuklarda ve genellikle bakteriyel bir üst solunum yolu enfeksiyonunu izleyerek gelişir. Çocuk AB'e solunum sıkıntısı, hasta görünüş ve yutkunma sorunu ile geldiği zaman bu hastalık olasılığı düşünülmelidir. Aileler, yüksek ateşle (>39.4°C) hastalığın ani başlangıcını ifade ederler.
Çocuğun anne-babasının veya bakıcının kucağında rahat bir şekilde yatması sağlanır, oksijen verilir(maskeyi istemezse, blow by yöntemi ile üfleyerek) ve endotrakeal entübasyon veya diğer tıbbi malzemeler gerekli olabilir. Yüksek derecede tıkanıklığı olan pediat-rik hastalara bu donanımla iyi ventilasyon yapılabilir. Hasta geldiğinde uzman bir hekim derhal çağınlmalıdır. Eğer entübasyon gerekli olursa, en deneyimli personel tarafından yapılmalıdır ve anestezi gerekebilir. IV yol bulunamıyorsa işlem ertelenir. Çünkü hastanın moralini bozarak soluk borusunu tıkama riski büyüktür. Epiglo-titi belirlemek için lateral boyun radyografisi çekilir. Supraglotitin neden olduğu ciddi solunum sıkıntısı olan hastalar genellikle doğrudan doğruya entübasyon veya trakeostomi için ameliyet odasına alınır. Enfeksiyonu tedavi etmek için streoidler değil, antimikrobial tedavi kullanılır.
Peritonsiller ve Retrofarenjiyal Abseler
Epiglotite benzer belirti ve bulguları olan diğer sorun peritonsiller abselerdir. Nadirende olsa bu çocuğun solunum yollarını tehlikeye sokabilir. Epiglotitden daha yavaş başlangıcı olan retrofarenjiyal abseler, solunum yollarında büyüyerek önemli bir risk ortaya koya-bilir.Peritonsiller veya retrofarenjiyal abseli bir çocuğun dikkate ve solunum, dolaşım fonksiyonları desteğine gereksinimi vardır. Retrofarenjiyal abseler ameliyathanede öpere edilir. Fakat eğer solunum yollarını tıkama tehlikesi varsa AB'de direne edilebilir. Her iki tür abse direnajında IV antibiyotikler verilir.
Yabancı Cisim Aspirasyonu
Küçük çocuklar zemin üzerinde oynayarak çok iyi vakit geçirirler. Zeminde bulunan nesnelerin ağızlarına, boğazlarına gitmesi olasıdır. AB'e solunum güçlüğü ile getirilmiş bir çocuk diğer herhangi bir belirti yoksa, yabancı cismin solunum yollarına gitmesinden şüphe edilmelidir. Klinik bulgular, aspire edilen maddenin anatomik lokalizasyonuna ve oluşan tıkanıklığın derecesine bağlıdır. Yabancı cismin solunum sisteminde yerleştiği yere göre gözlenen belirtiler şunlardır: Larenksde ise; ses kısıklığı, öksürük, konuşma güçlüğü ,dispne,siyanoz, apne, stridor, trakea'-da ise; ses kısıklığı, öksürük dispne, stridor ve siyanoz, bronşlarda ise; öksürük, dispne, atelektazi, ateş, pnömoni belirtileri görülür. Üst solunum yolllarında nesne gözlemlenemezse, kesin loka-lizasyon radyografi ile belirlenmelidir. Bronkoskopi gerekli olabilir. Yutulan objelerin genellikle sindirim yollarından geçmesine izin verilir. Uzun ve keskin nesneler bunun dışında tutulur. Çünkü bunlar bağırsağı delebiIir. Tedavide bebek ya da çocuk için ilk yardım uygulanır. Kullanılan ilk yardım tekniği heimlich manev-rasıdır. Çocuk baş aşağı çevrilir ve skapula arasına dört beş kez vurulur. Basıncın artması ile aspire edilen cisim bulunduğu yerden gevşeyerek çıkabilir. Cisim çıkmazsa çocuğun arkasına geçerek sternumun altına iki elle 6-10 kez basınç uygulanır. Bu işlemlerden sonra ağzı açılır. Ve eğer yabancı cisim görülebiliyorsa çocuk tekrar baş aşağı çevrilir. Ve iki skapula arasına 4-5 kez vurulur. Bu şekilde de çıkanlamazsa laringoskopi ya da bronkos-kopi yapılır. Yabancı cisme bağlı sekonder enfeksiyonu önlemek için antibiyotikler verilir.
Bakımda aspirasyona ilişkin semptomlar değerlendirilir. Yabancı cisim çıkarıldıktan sonra öğürme refleksinin geri dönmesi beklenir. Yutması gözlenerek azar azar su verilir. Oksijen ve su tedavisi uygulanır.