Bebekte Beslenme Problemleri

Bebeğin beslenmede soran yaşaması, anne ile bebek arasındaki ilişkide bir soran olduğunu mu gösterir?

Bebekte Beslenme

Beslenmenin her anlamda doyurucu olabilmesi için yalnız fiziksel değil, duygusal ve ruhsal gelişmeye olanak veren bir ilişki içinde olması gerekir. Beslenmede problem yaşanmasının nedeni prema­türe doğum ya da doğumdan sonra bebeğin sağlık problemleri ne­deniyle hastanede kalmasının yol açabileceği travmatik deneyim­ler olabileceği gibi annenin içinde bulunduğu duygu durumu da olabilir. İşte bu nedenlerden birinin yaşanması beslenme deneyiminin bebek için keyifli bir deneyim ve uyarana dönüşen bir ilişki olarak gelişmesine engel olur. Beslenmede problem yaşandığında beslenmenin sağlayacağı tüm kazanımlar tehlikeye girer. Sözgelimi, bebekler bu eksikliği gidermek, duygularını geliştirmek için daha az uyuyup daha çok uyanık kalabilir ya da uygunsuz zamanlarda oynamak isteyebilir­ler. Bebek, beslenmeyi reddederek aslında beslenme ilişkisini red­dediyor da olabilir.

Beslenmede ya da başka konularda sorun yaşayan bebekleri gözlemlediğimizde genellikle temelde anne bebek ilişkisinde bir sorun yaşandığı gerçeği ile karşılaşırız.

Aylık bebekte beslenme


Toplumda bebeklerin hiçbir şey hissetmedikleri yolunda yalnış bir inanış vardır. Oysa bebeklik dönemi uyaranlara en açık olunan dönemdir. Annenin doğum sonrası depresyon yaşadığı ya da çeşitli nedenlerle kendisini iyi hissetmediği durumlarda bebeği ile doyumlu bir ilişki kurması zorlaşır.

Başlangıçta bebekler dünyayı anneleri aracılığı ile dolayımlı olarak algıladıklarından özellikle annelerinin duygu durumlarına karşı son derece duyarlıdırlar. Annenin bebeğini mekanik bir şe­kilde emzirmesi ya da beslemesi, dünyaya tutunma ihtiyacı ile ge­len bebeğin kapanmasına, tedirgin olmasına yol açar. Annenin ya da bebeği besleyen yetişkinin bebeğin elini tutması, onunla göz te­ması kurması, bebeği rahatlatır.

Bebeklerde beslenme problemleri

Bebekleri beslenme problemi yaşayan anneler konuyla ilgili olarak öncelikle çocuk doktoruna gitmeyi tercih ederler. Her türlü tıbbi muayeneden sonra aslında çocuğunun fiziksel anlamda sağ­lıklı olduğu kendisine söylenen anne yine 'tatmin' olmayarak na­diren de olsa psikologa gelir. Özellikle dikkatinizi çekmek istedi­ğim konu, genellikle bu tür şikâyetlerde bulunanların babalar de­ğil de anneler olmasıdır. Annelerin kaygısının babalara oranla da­ha fazla olması, beslenme probleminin aslında bir ilişki problemi olduğunun açık bir göstergesidir.

Beslenme, sadece bebekler için değil, bizler için de karın doyur­maktan daha fazla anlam ifade eder. Dostlarımızla yediğimiz ye­mekler bizim için fiziksel doyumdan çok duygusal olarak beslen­diğimiz zamanlardır. Dostlarla yenen yemekte ilişkiler daha bir pe­kişir. Yemek yeme eylemi adeta bir seromoniye dönüşür. İşte aynı nedenle anne babaların bebeklerinin beslenme deneyimleri üzeri­ne düşünürken daha çok karınlarının ne kadar doyduğu üzerinde durmak yerine, hem beslenme sırasındaki hem de genel anlamda aralarındaki ilişki üzerinde durmaları gerekir. Dünyaya tamamen yabancı olan bebek için doyumun yalnız fiziksel değil duygusal ol­ması, her anlamda beslenmesi gerekir.