Artrit İlaç Tedavisi

Artrit İlac Tedavisi

Doktorunuzun muhtemelen söyleyecekleri ve yapacakları

Itıhaplı, ya da, dejenerasyon yapıcı artritin tedavisi olmadı­ğından geleneksel tıp uygulayıcıları ağrı ve tutulma gibi be­lirtilen hafifletmeye, iltihabı azaltmaya, eklemin bozulması ve sağlamlığını yitirmesini önleme girişimlerine ve kullanı­ma izin vermeyecek derecede tutulmuş, ağrılı ve deforme olmuş durumdaki eklemleri değiştirmeye yoğunlaşmışlardır. Bunları üç ana tedavi kategorisinde gerçekleştirirler.
İlaç tedavisi
Fizik tedavisi
Cerrahi müdahale

Artrit İlaç tedavisi

Uygulamada her ilaç bir dereceye kadar toksiktir ve olum­suz yan etkileri vardır. Artrit tedavisinde kullanılan ilaçlar da bunun dışında değildir. Bir ilacın yararları ve riskleri arasın­daki denge dikkatle korunmalıdır. Böylece hasta ilacın yan etkilerinden hastalığınkilerden daha çok etkilenip acı çek­memiş olur.

Ağrı kesiciler

Romatoit artrit, ya da, osteoartrit hafif şiddette veya, başlangıç aşamasındayken, ihtiyaç duyulan tek şey ağrıyı din­direcek bir ilaçtır.

Aspirin uzun yıllardan beri tercih edilen ilaçtır, çünkü ilti­habı da azaltmaktadır, fakat büyük dozlarda alındığında mide bozuklukları, kanamaları ve ülserlerine, ya da, hırıltılı soluma ve kızartılara neden olabilir. Bu nedenle bugünlerde hafif artrit için analjezik (ağrı kesici) olarak genellikle para-setamol önerilmektedir, çünkü karaciğer zehirlenmesine yol açan aşırı dozda kullanım gerçekleşmedikçe hiçbir yan etki­si yoktur.

İltihap giderici ilaçlar

Örnek vaka

Elli iki yaşındaki Bayan Evans, elleri, omuzları ve dizle-rindeki zaman zaman akut halde olan ve gece uyumasını önleyen ağrılar için doktora gitti. Sabah başlangıçta tutulma olmuyordu. Doktoru ellerine baktığında parmak boğumları­nın kızarmış, şiş ve belirgin bir şekilde ağrılı olduğunu gör­dü. Kendisini nasıl hissettiğini sorduğunda hasta yüksek ateşli ve keyifsiz olduğunu söyledi.

Doktor romatoit artrit teşhisi koyarak indometasin adlı iltihap giderici bir ilaç yazıp hastadan sonucu daha sonra kendisine bildirmesini istedi. Hasta iki hafta sonra baş ağrısı ve baş dönmesi şikayetiyle tekrar geldi. İlacın bu tür yan etkileri olabileceğini bilen doktor bu kez daha az tesirli olan olan naproksin adlı ilacı yazdı. Hasta bu ilacı çok daha ra­hat kullandı ve artriti sürekli olarak iyileşme yoluna girdi.

'Steroidsiz iltihap giderici ilaçlar' (NSAİDler) ilerlemiş osteoartritin yanı sıra romatoit artrit ve diğer iltihaplı artrit tiplerinin tedavisinde çok yaygın bir hale gelmiştir. Bu ilaçlar etkilidir, çünkü hem ağrıyı keser hem de iltihabı azaltır; artrit ve romatizma tedavisinde ideal bir bileşimdir. Bununla birlikte, yaşlılarda (genellikle ilaçlara karşı daha hassastırlar) ve astım gibi alerjik bir hastalığı olanlarda olumsuz yan et­kileri çıkabilir. Hamilelerde, mide ülseri ve böbrek veya, karaciğer bozukluğu olanlarda da dikkatli bir şekilde kulla­nılmalıdır.

Benzer özellikleri, ama değişken yan etkileri olan birçok farklı NSAİDler vardır. Hastalar bir NSAİD'e cevap verirken diğeriyle sorunları olabildiğinden doktor doğrusunu bulana kadar birçoğunu denemek zorunda kalabilir.

İkinci derece ilaçlar

Romatoit artritteki ağrı, tutulma ve iltihaplanma NSAlDIerle iyileşmediği taktirde, hastalığı iki üç ay sonra yatıştıran çe­şitli 'ikinci derece' ilaçlar denenebilir. Bununla beraber yan etkileri şiddetli olabileceği için çok dikkatli bir şekilde kulla­nılmalıdırlar.

Altın: Altın, artrit tedavisinde yıllardan beri kullanılmakta­dır, fakat rastgele kullanıldığında feci etkileri olabilir. Artık yalnızca küçük dozlarda verilmekte ve etkileri düzenli olarak kan ve idrar testleriyle izlenmektedir. Böbrekleri ve kanı etkileyebilir, fakat deri etkiye en açık bölgedir ve eğer kızar­tı, ya da, kaşıntı olursa kullanımı derhal kesilmelidir. Kesin önlemler alındığı taktirde bir hayli güvenlidir ve çok etkili olabilir.

Sıtma ilaçları: Sıtma tedavisi için geliştirilen klorokin ve hidroksiklorokin adlı iki ilaç yıllardan beri romatoit artrit ve sistemik lupus eritematozus (SLE) tedavisinde başarıyla kullanılmaktadır, fakat yan etkileri gözde retinopati gibi so­runlara yol açabilir. Dozajın küçük tutulması ve tedavi süre­sinin iki yılla sınırlandırılması kaydıyla gözün tehlikeye gir­me riski azalmasına rağmen, bu ilacı kullanan hastanın göz kontrolleri düzenli olarak yapılmalıdır.

Penisilamin: Bu ilaç penisilinin akrabasıdır, fakat antibi­yotik değildir. Benzer yan etkileri olan altın gibi dikkatli kul­lanılmalıdır ve ayrıca kemik iliğini de zayıflatır. Bu yüzden etkilerinin izlenmesi için düzenli kan ve idrar testleri yapıl­malıdır. SLE'ye neden olabileceğinden bu hastalığın tedavi­sinde asla kullanılmamalıdır. Romatoit artrit, tedavinin altı ile on ikinci haftasına kadar ilaca cevap vermez ve yalnızca hastalık ilerlediği zaman bu ilaç verilir.
Immunosüpresanlar. Bunlara azatioprin, klorambusil ve metotreksat dahildir ve hastanın şimdiye kadar sözü edilen ilaçlara cevap vermediği durumlarda yararlıdır. Mide bulan­tısı, kusma ve ishalin yanı sıra, zonaya da yol açabilir ve dikkatle izlenmesi gerekir.

Sülfasalazin: Aslında önceleri ülserli kolit için kullanılma­sına rağmen, romatoit artrit tedavisinde de yararlı bulun­muştur. Yan etkileri kızartı, mide bozukluğu ve kan dü­zensizliklerini içerdiğinden sık aralıklarla kan testleri yapıl­ması gereklidir.

Steroidler

Steroidler bir zamanlar romatizmal hastalıkların çoğu için bir "mucize ilaç' olarak kabul ediliyordu, fakat artık yan etkileri kabul edilebilir görülmediğinden büyük bir dikkatle veril­mektedirler. Diyabet, katarakt, kalp yetmezliği, periferik da­mar hastalıkları, osteoporoz, peptik ülser ve deride incel­meye neden olabilirler.

Orijinal steroid olan kortizon artık kullanılmamaktadır, fakat türevlerinden biri olan prednisolon akıllıca verildiği taktirde çarpıcı bir etki gösterebilir ve SLE ve romatizmal polimiyalji tedavisinde sıkça kullanılır. Ağır vakalarda büyük dozlarda başlayıp büyük başarıyla kademeli olarak gerekli olan en az miktara indirilir. Kortikosteroit ilaçları, iltihabı azaltmak için ağrılı eklemlere ve yumuşak dokulara doğru­dan enjekte edilir.

Örnek vaka

Yetmiş sekiz yaşındaki Bayan Gibson bir sabah korkunç bir baş ağrısı ve kolları, omuzları, boynu, sırtı ve bacaklarında ağrıyla uyandı. Omuzları öyle tutulmuştu ki, çok ihtiyacı olan bir fincan çayı bile dudaklarına götüremedi. Kendisini çok kötü hissettiğinden kocası onun yatmasını sağladı. Ko­casının çağırdığı doktor bir süre sonra geldi.

Doktor dikkatli bir muayeneden sonra kan testi için bir miktar kan aldı ve kadının 'romatizmal polimiyalji' adlı bir romatizmal hastalığı olmasından kuşkulandığını söyleyerek bir prednisolon reçetesi yazdı. Ertesi gün kan testinin sonu­cuyla birlikte geleceğini söyledi ve Bay Gibson'dan eşinin baş ağrısı arttığı taktirde kendisini aramasını istedi.

Doktor ertesi gün geldiğinde kan testinin kendisinin koy­muş olduğu romatizmal polimiyalji teşhisini doğruladığını ve baş ağrısının çoğu kez polimiyaljiye eşlik eden ve gör­meyi riske sokan bir hastalık olan temporal arteritin sonucu olduğunu söyledi.

Neyse ki, prednisolonun çarpıcı bir etkisi oldu. Bayan Gibson'un baş ağrısı ve ağrıyan organları gittikçe iyileşti. Kısa sürede ayağa kalkıp gezinebildi ve düzenli kontroller için doktorunun muayenehanesine gidebildi.