Ovaryum Kanserinde Prognostik Faktörler
Histolojik evre: FIGO kanser komitesi 1988 yılında bazı kriterleri göz önüne alarak bir ovaryum kanseri evreleme sistemi geliştirmiştir. Evreleme klinik, cerrahi, histolojik ve sitolojik bulgular göz önüne alınarak yapılmaktadır.
Grade: Evreden bağımsız olarak kanser hücresinin farklılaşma derecesi prognozu etkiler. Grade III tümörlerde (indiferansiye) prognoz daha kötüdür.
Yaş: 50 yaşın üzerinde prognoz daha kötü seyretmektedir.
Histolojik tip: Örneğin, berrak hücreli karsinom daha agresif seyrederken endometrioid karsinomun daha iyi seyrettiği yönünde çalışmalar bulunmaktadır.
DNA içeriği: Tümör hücre nukleuslarındaki DNA’nın anöploid sayıda olmasının prognozu kötü yönde etkilediği ileri sürülmektedir. Epitelyal ovaryum kanserlerinin en az %50’ sinin anöploid sayıda DNA içerdiği gösterilmiştir. Yüksek S (sentez) fazına sahip tümörler daha agresif seyretmektedir.
Onkogenler: Bugüne kadar 60 civarında onkogen tanımlanmıştır. Bunların içinde bazılarının, özellikle c-erbB-2’nin aşırı ekspresyonu gözlenen olgularda prognozunun daha kötü olduğu bilinmektedir.
Ailesel yatkınlık: Epitelyal ovaryum kanserinin %10’u kalıtsal yatkınlık ile ilişkilidir. Ailesel yatkınlıkta birinci derece akrabalarından iki tanesinde bu hastalık teşhis edilen kadınlarda 70 yaşa kadar bu hastalığı geliştirme riski %50’dir. Kalıtsal ovaryum kanserleri sporadik olanlara göre 10 yıl daha erken gözlenmektedir. Çoğunlukla seröz adenokarsinomlar ile ilişkili bazende müsinöz kanserler ve sınır-çizgi tümörlerinde gözlenebilmektedir
Kalıtsal ovaryum kanseri iki farklı şekilde gözlenir. (1) En yaygın olanı “meme ve ovaryum kanseri sendromu”dur ve BRCA1 ile BRCA2’nin germline mutasyonu ile gelişir. Meme ve ovaryum kanseri sendromu kalıtsal ovaryum kanserlerinin %75’ini oluşturur. BRCA1 ile ilişkili ovaryum kanserinde prognoz sporadik mutasyonlar sonucu gelişen ovaryum kanserlerine nazaran daha iyidir. BRCA1 17q21 de yerleşmiştir ve hücre döngüsü kontrolünde ve DNA tamirinde görev almaktadır. Bu gendeki delesyonlar, anlamsız mutasyonlar, çerçeve kayması mutasyonları ve heterozigozite kaybı ile bağlantılı ovaryum kanseri gözlenmektedir. BRCA2; 13q12-13’te yerleşmiş tümör baskılayıcı bir gendir. BRCA2 germline mutasyonları, BRCA1 mutasyonlarına göre daha düşük penetrans göstermektedir. BRCA2’nin fizyolojik rolleri henüz tam açık değildir. Küçük delesyonlar ve çerçeve kayması mutasyonları sıklıkla gözlenmektedir. (2) Daha nadir sıklıkta görülen; HNPCC ile ilişkili olan veya “LynchII” kanser sendromudur. Otozomal dominant geçiş göstermektedir. Bu ailesel sendromda DNA yanlış eşleşme tamir mekanizması ile ilişkili enzimlerle ilgili germline mutasyonlar söz konusudur ( %90 hMSH2 veya hMLH1, daha nadir hPMS1 veya hPMS2). Bağlantı analizlerine göre HNPCC sendromunda dört farklı gen hasarı gözlenmektedir. Kalıtsal ovaryum kanserinin %10-15’i bu sendrom ile ilişkilendirilmektedir