Formalin Nedir ve Organizmaya Etkileri
ve Ne İşe Yarar
Patoloji laboratuvarlarımızın çoğunda, uygun
havalandırma sistemi ve işlemi biten dokuların depolanacağı çalışma ortamından
ayrı odalar mevcut değildir. Çalışanlar, dokuların içerisinde saklandığı mevcut
formalinin buharlaşmasına bağlı belli seviyede formaldehite sürekli olarak
maruz kalmaktadır. Ayrıca makroskopik inceleme, paraformaldehitten solüsyon hazırlama,
formalin hazırlanması, örneklerin formaline transferi, kullanılmış formalinin
atık bidonlarına aktarımı gibi durumlarda, kısa süreli ancak daha yüksek
seviyeli formaldehit maruziyeti söz konusudur.
Formalin buharının havadaki konsantrasyonu ppm
(part per million) ile ifade edilmektedir. 1 ppm, 1m3 havadaki 1.248
mg formalin buharına eşittir (6, 7). Hissedilebilir formaldehit düzeyi 0.1-0.5
ppm (parts per million, yaklaşık 0.12-0.6 mg/m3) iken, 0.5-1.0 ppm
(0.6-1.2 mg/m3) formaldehit göz irritasyonuna, 1.0 ppm’nin üzerinde
formaldehit ise burun ve boğaz irritasyonuna neden olmaktadır.
OSHA (The Occupational Safety and Health
Administration) tarafından belirlenmiş ve kabul edilen formalin buharı güvenlik
düzeyleri TWA*: 1 ppm, STEL*: 2 ppm, TLV*: 0.50-0.75 ppm’dir. Patoloji
laboratuvarlarındaki formaldehit maruziyetinin yüksek olduğu ve 0.5 mg/m3
limitini sıklıkla aştığı bildirilmektedir. IARC kaynaklarında patologlarda STEL
düzeyleri 3 ppm ve üzerinde ölçülmüştür (6, 8). Ayrıca formalin IARC Grup 1
kategorisinde yer alan bir karsinojendir.
Carnoy fiksatifi: Glasiyel
asetik asit, absolü etanol ve kloroformdan meydana gelen bir karışım
fiksatiftir. Her türlü dokunun tespitinde kullanılabilir. Hızlı penetrasyon
gösterir ve bu nedenle bazı laboratuvarların acil işlem gerektiren biyopsileri
için yeğlenmektedir. Glikojen ve plazma hücreleri için iyi bir fiksatiftir.
Ayrıca, nükleik asitlerin incelenmesini gerektiren durumlarda da
önerilmektedir. Büzülme ve sertleşmeyi önlemek için dört saatten fazla tespit
yapılmamalıdır. Kloroform tehlike yaratabilir. Ayrıca kollajen iyi korunmaz ve
asit fast basiller boyanmaz. Eritrositler lizise uğrar.
Bouin solüsyonu: Pikrik
asit, formaldehit ve asetik asitten meydana gelen bir karışım fiksatiftir.
Özellikle küçük biyopsiler için yeğlenir. Klasik olarak testis biyopsilerinin
tespitinde önerilmektedir. Eritrositler lizise uğrar ve demir ile küçük
kalsiyum depolanmaları çözünürler. Pikrik asit DNA degradasyonuna yol
açabildiğinden, dokuların intakt DNA gerektiren çalışmalarda kullanılmasıyla
çelişir.
Hollande solüsyonu: Pikrik
asit, formalin, asetik asit, bakır asetattan meydana gelen bir karışım
fiksatiftir. Bouin solüsyonunun modifikasyonudur. Özellikle lenfoid sistem ve
gastrointestinal traktüse ait olanlar olmak üzere, küçük biyopsilerin
tespitinde kullanılır. Bouin’e benzer dezavantajları vardır.