El
Yaralanmalari ve Mekanizması
Üst
ekstremite laserasyonları nedeniyle yılda ortalama olarak 627000 hasta acil
servise başvurmaktadır. Acil serviste tedavi edilen el yaralanmalarının %50’si
basit laserasyonlardır. Bu kategoride ontüzyon/abrazyon/hematom %14, kırık %8,
sprain/strain %4, yanık %3, diğer tipler %20 oranındadır (26). Bir çalışmada el
yaralanmalarının %56’sında düşme, %12’sinde ateşli silah, %11,8’inde darp,
%8,6’sında spor aktiviteleri, %3,9’unda trafik kazalarının neden olduğu
belirtilmektedir. Yine başka bir çalışmaya göre travmatik yaralanmaların
dağılımı, gerilme tipi yaralanma %40, kontüzyon tipi yaralanma %27, ezilme tipi
yaralanma %16, laserasyon %14, avülsiyon %3 olarak belirlenmiştir.
Bir
el veya parmağı hasarlayan travmatik güçler aksiyal kompresyon, torsiyon,
ezilme ve bükülme kuvvetleri veya bunların kombinasyonlarıdır. Bir diğer neden
de direkt kesilerdir. Parmağın aksiyal kompresyonu sonucunda PİF eklem ligaman
burkulması, hafif dereceli avülsiyon kırığı veya tam dislokasyon oluşabilir.
Lateral eğilme kuvvetleri, eklem üzerine uygulanan lateral bükülme kuvvetleri
sonucunda kısmi veya tam ligaman yaralanması olabilir. Parmakta dönme
kuvvetiyle oluşan yaralanmalarda spiral kırıklar oluşabilir. Ezilme
yaralanmaları ise çoğunlukla tırnak yatağı yaralanmaları ve distal falanks
yaralanmalarına neden olur.
Kesici,
delici aletlerle ve makinelerle olan yaralanmalarda ise kesinin derinliğine
bağlı cilt, cilt altı dokudan başlayıp tendon, sinir, artere kadar uzanan
yaralanmalar olabilir. Yapılan epidemiyolojik çalışmalarda yaralanan dokuların
sıklığı çalışmanın popülasyonuna göre değişmekle beraber açık ekstansör tendon
kesilerinin araştırıldığı bir çalışmada yaralanmanın en sık baş parmakta olduğu
(%27,5), bunu orta parmağın izlediği (%24,8) izlediği belirtilmektedir. Parmak
yaralanmalarında zon V (%27), başparmak yaralanmalarında ise zon VI (%69) daha
fazla etkilenmektedir.
Ülkemizde
yapılan bir çalışmada ekstansör tendon yaralanmasının %24 ile yine zon V’de en
fazla olduğu belirtilmiştir. Aynı çalışmada fleksör tendonların en sık zon
Il’de (%44), bunu takiben zon V’de (%32) yaralandığı belirtilmiştir. Tendon
yaralanmalarına en sık eşlik eden doku yaralanması ise %11,3 ile sinir
yaralanması olup bunu %4,5 ile arter yaralanması, %3,2 ile metakarp kırığı
izlemektedir (30).
Üst
ekstremitede en sık ulnar (%27-50), sonra median (%22-25), en sonra da radial
(%21) sinir yaralanması görülür. kombine yaralanmalar ise (median+ulnar sinir)
%25-37 olguda saptanmaktadır. Üst ekstremitenin iyatrojenik
yaralanmaları ise en çok humerus osteosentezinde radial (%17) ve ulnar (%17)
sinirleri etkileyerek meydana gelmektedir. Önkol ve el yaralanmalarının
irdelendiği bir seride, %70 bilek seviyesinde yaralanma olduğu saptanmış olup
bu seviyede en çok median ve ulnar sinirlerin, parmak seviyesinde ise 2.
parmağın radial veya 5. parmağın ulnar taraf dijital sinirlerinin etkilendiği
saptanmıştır. Bu oranlar bildirimde bulunan merkezlerin faaliyet
alanlarına göre (elektrofizyoloji laboratuvarı, askeri hastane vb) değişiklik
göstermekte olup örneğin bir el cerrahisi ünitesi verisine göre en çok dijital
sinirler etkilenmektedir ve en sık görülen neden keskin objelerdir.
Risk
Faktörleri
Erkek
cinsiyet başlı başına bir risk faktörü olmakla beraber özellikle çalışan çağ
olan 20-40 yaşlarda el yaralanmalarının sıklığı artmaktadır. Yüksek devirli
cihaz, kesici- delici alet, sıcak cisimlerle çalışma işyeri için önemli risk
faktörleridir. Özellikle iş, ev ve hobi kazalarında yapılan işe yabancı olmak,
dikkatsizlik ve beceriksizlik, kayıtsızlık, bilgisizlik de kazalarda rol alan
insan kaynaklı faktörlerdir.
Değiştirilebilir
risk faktörleri olarak eldiven kullanımı % 40, acele etmek %33, fazla çalışma
süresi %26,7, acemilik %20, yeni yöntemle çalışmak %16,7, dalgınlık %6
belirlenmiştir (27). Hastaya ait faktörlerden bir diğer önemli husus da
hastanın yetişkin dikkat eksikliği sendromu ve borderline kişilik bozukluğuna
sahip olması olarak sayılabilir.