Akciğer
Kanserinde Tanı Yöntemleri
Direkt
Radyoloji
Radyolojik görüntülemenin ana amacı; tümörün
görüntülenmesi ve operabilite olasılığının değerlendirilmesidir. İlk seçilecek
radyolojik yöntem iki yönlü akciğer grafisidir. Postero-anterior akciğer
grafisinde (PAAG); belirgin lezyonlar net bir şekilde seçilebileceği gibi bazı
olgularda lezyonlar gözden kaçabilmektedir. Küçük nodüllerin saptanmasında
duyarlılığı oldukça düşüktür. Öyleki 2 cm den küçük lezyonların yarıdan fazlası
gözden kaçabilmektedir. Standart PAAG ile boyutu ortalama 3 cm olan lezyonlar
rahatlıkla görülebilir. Ayrıca lezyona eşlik eden atelektazi,
postobstrüktif pnömoni, kot erozyonu, plevra sıvısı ve mediastinal
lenfadenopati (LAP) gibi indirekt bulgular hakkında bilgi edinilebilir.
Bilgisayarlı
Tomografi
Özellikle Akciğer kanserinin evrelendirilmesinde en
sık seçilen görüntüleme yöntemi bilgisayarlı tomografidir (BT). Soliter
pulmoner nodüllerin tespitinde ise PAAG’ne göre daha duyarlı bir yöntemdir.
Standart akciğer radyografisi ile saptanan nodül büyüklüğü 3 cm iken düşük doz
spiral bilgisayarlı tomografi (BT) ile saptanan akciğer kanserli olgularda
ortalama nodül büyüklüğü 1,5 cm’dir. BT ile ayrıca nodülün çapı, şekli, kenar
yapısı, kalsifikasyon içerip içermemesi, dansitesi, büyüme hızı gibi
benign-malign ayırımında kullanılabilecek özelliklere ulaşılabilir
Lenfadenopati değerlendirmesinde, BT’de genelde lenf
bezi çapının 1 cm’nin üzerinde olması patolojik olarak kabul edilmektedir.
Ancak küçük çaplı lenf bezleri metastatik olabileceği gibi, oldukça büyük
çaplarda lenf bezleri benign olabilmektedir. Özellikle obstrüktif pnömoni ile birlikte olan primer tümörlerde patolojik boyuttaki mediastinal lenf bezlerinin reaktif olabileceği gözardı
edilmemelidir. Lenf bezi için BT ile kalsifik olan lenf bezleri dışında,
benign-malign ayrımı yapılamamaktadır. Kalsifik lenf bezleri ise genellikle
(osteosarkom gibi metastazlar dışında) benign natürdedir.
Mediastinal invazyon; BT ile mediasten invazyon % 60 ile 90
arasında değişen oranlarda doğru sonuçla gösterilebilmektedir. Tümör ile
mediasten arasında temasın 3 cm’den fazla olması veya tümörün 180 dereceden
daha fazla mediastene dayanması, kitle ile mediasten arasında yağ planlarının
izlenememesi, kitlenin mediastene doğru belirgin kitle etkisi oluşturması,
kitle komşuluğundaki perikard ve plevrada kalınlaşmanın mevcudiyeti, kitlenin
aortayı 90 dereceden fazla çevrelemesi bilgisayarlı toraks tomografisinde mediastinal invazyonu gösteren bulgulardır.
Göğüs duvarı invazyonu kriterleri ise BT’de; kitle
ile plevra arası temasın 3 cm’den daha fazla olması, tümör ile göğüs duvarı
arasında geniş açı olması, eşlik eden plevra kalınlaşması ve plevra çekintisi
olması olarak tarif edilmektedir.
BT ile plevra tutulumu ve uzak metastazlar hakkında
da bilgi sahibi olunabilir. Plevra kalınlaşması ve plevra sıvısı; plevra
tutulumunun önemli göstergeleridir. Beyin, karaciğer, sürrenal bezler,
kemikler, karşı akciğer (hematojen ve/veya lenfanjitik yolla) ve böbrekler;
akciğer kanserinin en sık metastaz yaptığı organlar olup BT ile bu bölgeleri
değerlendirmek mümkündür.