Kafadaki Travmatik Lezyonlar
Bir travma kafadaki dokularda, yani dışarıdan içeriye doğru sıra ile saçlı deride, kranium kemiklerinde ve beyin dokusunda lezyonlar yapabilir. Bunlar ayrı ayrı olabilecekleri gibi beraberce de görülebilirler.
Saçlı Derinin Lezyonları
Az şiddetli ve kunt travmalarla oluşan kafadaki şişlikler, galea ve periost arasındaki subgaleal hematomlarla, periost ve kemik arasındaki kafalhematomlardır. Kranium dışında toplanan bu hematomlar çeşitli boyutlarda olabilir. Periost sütür hatlarına yapıştığı için kefalhematomlar genellikle şişliğin sütürleri aşmaması ile ayırdedilebilirler ve sıklıkla kafatası kırıkları ile birliktedirler. Yeni doğanların doğum travmasına bağlı kefalhematomlar ise dokuların gevşekliğinden dolayı genellikle yaygın ve gergindir. Zaman gelince hematomun çevresinde fibrin birikmesi ile beraber ortasının yumuşak kalması palpasyonda çökme kırığı izlenimini vererek yanıltıcı olabilir.
Saçlı deri kesici travmalarla olduğu gibi künt travmalarla da yaralanabilir (baş yarılması). Saçlı derinin damar zenginliği ve arteriollerin kendiliğinden büzüşerek hemostaz yapmasına engel olan trabeküler yapısından dolayı büyük miktarlara varan, durdurulması zor kanamalarla karşılaşılabilir. Ancak yine kanlanma zenginliği nedeni ile saçlı deri yaraları infeksiyonlara dayanıklıdır.
Saçlı derinin diğer bir özgün travmatik lezyonu da "skalp" denilen deri ve galeanın yırtılarak kranyumun üzerinden geniş bir alanda ayrılmasıdır. Genellikle saçların dönen bir makinaya takılması ile olan bu lezyonlarda bütün kafa derisi sıyrılabilir, hatta kopabilir.
Kafatası Kırıkları, Kafatası Karığı
Kafaya isabet eden bir darbenin o anda kraniumda meydana getirdiği şekil bozukluğu (deformasyon), kemiklerin normal elastikiyet sınırını aşınca kırıklar oluşur. Kafatası kırıkları genellikle kalvarium ve basis kranii kırıkları olarak ikiye ayrılarak incelenir. Bunların arasında en sık görülen kalvarium kırıkları da şekillerine göre -çizgisel (lineer)-, yıldızvari (komünitif), -çökme (depresyon) ve -delici (penetran) kırıklar diye sınıflandırılabilir. Travmanın kuvveti (kitle ve hız) ile etkilediği alanın büyüklüğü, sayılan kırık çeşitlerinden birisinin meydana gelmesini saptayacaktır: Geniş bir alanı etkileyen az şiddetli bir travma çizgisel bir kırık, daha şiddetli bir travma ise yıldızvari bir kırık yapar. Alan küçülüp travma şiddeti arttıkça çözme kırıkları, kurşun gibi çok hızlı cisimlerin yaptığı travmalarda ise delici kırıklar ortaya çıkar .
Basis kranii kırıkları sıklıkla, kubbedeki çizgisel kırık hatlarının aşağıya doğru uzaması ile meydana gelirler ve genellikle yukarıda anlatılan kaide kemerlerinin arasında onlara paralel olarak yer alırlar. Ayrıca yüksekten topuklar veya gluteuslar üzerine düşmekle foramen magnum çevresinde kırıklar oluşabilir.
Klinik: Her ne kadar kafa travmalarında kranium kırıklarının varlığı travmanın belirli bir şiddette olduğunun işareti ise de, beyin lezyonlarınm önemini, yani kafa travmasının ağırlığını bu kırıklara göre tayin etmek doğru değildir. Yaygın kırıklarla beraber hafif bir kafa travması veya hiç kırık olmayan ağır kafa travmaları da sık olarak görülür. Belki de yukarıda sözü edilen mekanik ilkelere göre kafatası kırılırken travmanın kinetik enerjisinin bir kısmını absorbe edeceğinden teorik olarak içindeki beyin dokusunu da bir dereceye kadar korur. Yine de kafa travmasında prognozu, kafatası içinde nöral dokularda oluşan lezyonlar belirler.
Çizgisel kırıklara çok defa basit kafa travmalarında dahi bir radyolojik bulgu olarak rastlanabilir, ancak kafatasında bir arter sulkusunu kesen kırık hattı, travma belirtileri hafif bile olsa dikkatle izlenmelidir. Kopan bir meningeal arterin meydana getireceği ekstradural hematom hızla gelişerek hayatı tehdit edebilir.
Komünitif, yıldızvari kırıkların oluşumu için genellikle daha kuvvetli travmalar gerektiği için, klinik tabloya çok defa çeşitli derecelerde kafaiçi, beyin lezyonları hakimdir.
Dar bir alanı etkileyen darbelerin meydana getirdiği çökme kırıklarının önemi kafadaki lokalizasyonuna, çökmenin derinliğine, altındaki korteks, dura sinusları gibi yapılardaki basıya veya yaralanmaya göre değerlendirilir. Delici kırıklarda ise ön planda kafatasını delen cismin ve beraberinde sürüklediği kemik parçalarının içeride, beyinde yaptığı yaralanma gelir. Bu yaralanma modern silahların yüksek hızlı mermileri ile gayet geniş bir patlama tarzında olabilir.
Kranium kırıklarını açık ve kapalı olarak da ayırmak gereklidir. Ancak bu alandaki açık kırık anlamı, diğer kemiklerin açık kırıklarından farklıdır: Bir ekstremite kırığında o hizada cildin yaralanmış olması kırığın açık olarak nitelendirilmesi için yeterlidir, kranium kırıklarında ise açık deyimi kırık hizasında hem saçlı derinin hem de dura materin yırtılmış olduğu anlamını taşır. Bütün delici kırıklarda ve bazı çökme kırıklarında durum böyledir, çok defa saçlı derinin yarasının içinden beyin dokusunun geldiği görülür. Açık kranium kırıklarında direkt beyin lezyonlarının yanında çeşitli şekillerde merkezi sinir sistemi infeksiyonları tehlikesi de mevcuttur.
Bazis kranii kırıklarında dura yırtılması ile beraber kırık hattı paranazal sinusları veya mastoid hücreleri de ilgilendiriyor ise açık kırık olarak kabul edilir. Bu durum genellikle BOS akıntısı ile belli olur: "Rhinorrhea ve Otorrhea". Bu septik kavitelerde, özellikle rinoreden sonra paranazal sinuslardan kaynaklanan menenjitler oldukça sıktır. Kafa kaidesi kırıklarında ağızdan, burundan, kulaktan kanamalar da görülür. "Epistaxis, Otorrhagia". Ön çukur tabanı kırıklarında periorbi-tal gözlük şeklinde hematom, petroz kemik kırıklarında kulak arkasında mastoid bölgesinde ekimoz ve hematom: "Battle" belirtisi tanıtıcı bulgulardır. Kaide kırıklarında, kırık hattı kranial sinirlerin geçtikleri delik veya kanalları ilgilendirirse bu sinirlere ait bazen geçici, çok defa kalıcı fonksiyon bozuklukları ortaya çıkar. Böylece ön çukur tabanında lamina kribriformis kırıklarında koku alma sinirinin lezyonuna bağlı olarak tek veya çift taraflı koku alamama (anosmia), optik sinir lezyonlarmda körlük, okülomotor sinir lezyonlarında göz küresi hareketlerinin kısıtlanması ve pupilla değişiklikleri, petroz piramid kırıklarında VII ve VIII. sinir felçleri, yani fasial paralizi ve sağırlık sık görülen kafa travması sekelledir
Kranium kırıklarının tanısı radyolojiktir. Bazı açık kırıklarda yara eksplorasyonu sırasında kırıkları görmek ve palpe etmek de mümkün olabilir.