Yanık Komplikasyonları
Yanık, tedavisi uzun süren bir hastalık durumudur. Geniş III. derece yanıklarda, 21. günden sonra birkaç kez cild grefleri gerekir. Bu durum, yanık tedavisi esnasında (erken) ve tedaviden sonra uzun yıllar içinde (geç) birçok komplikasyon gelişmesine yolaçar.
Septik komplikasyonlar: Yanık tedavisi esnasında, erken dönemde, yanık bölgesi dışında bazı organlarda enfeksiyon gelişir. Bunlar içinde en sık görüleni akciğer enfeksiyonları (bronkopnömoni, pnömoni, atelektazi, vd.) olup yanığa bağlı ölümlerin başlıca nedenidir.
Sistit, üretrit ve periüretral abse yanıkta sık görülür. Hastanın yatakta devamlı yarıyor olması, maseneye sonda konması, vd. gibi nedenler üriner enfeksiyonlara yol açar. Yanıklı hastalarda nedeni bulunmayan ateş yükselmeleri çoğu kez üriner sistem enfeksiyonlarına bağlı olmaktadır.
Septik tromboflebit yanıklı hastalarda sık görülür. IV kateterlerin 2 günden daha fazla yerinde tutulması veya periferik damarlardan hipertonik solüsyon verilmesi sonucu meydana çıkar.
Mantar enfeksiyonları geniş yanıklı hastalarda sık görülür. Geniş spektrumlu antibiyotiklerin en-dikasyon olmaksızın kullanılması olayı başlatır veya şiddetlendirir. Bronşit, bronkopnömoni, üriner enfeksiyon, flebit, sepsis, vd. enfeksiyonlarda bakterilerle beraber veya tek başına izlenir.
Akut gastroduodenal ülserasyon: Geniş yanıklı hastalarda, travma ve stresin şiddetli seyretmesi, defans mekanizmasının bozulması, mide mukozasında ilk günler geçici iskemi oluşması gibi nedenlerle mide ve duodenumda akut ülserler oluşur; abondan kanama ile meydana çıkar. Bu patoloji, tarif eden kişiye atfen Curling ülseri olarak anılır. Hastaların erken dönemde oral beslenmeye alınması, nazogastrik tüb konmuş olanlara tüb yolundan belli aralıklarla antiasit ve sukralfat verilmesi gibi tedbirler ile ensidansı giderek azalmaktadır.
Marjolin ülseri: Yanık nedbesi üzerinde sku-amöz hücreli kanser gelişmesidir. Yanık tedavisinden ortalama 25 sene sonra meydana çıkar; çoğu kez ekstremitelerde görülür. Kendi kendine bırakılmış yanık nedbelerinde, kontraktürlerde veya greftlenmiş nedbelerde oluşur. Devamlı travmaya maruz kalan yerlerdeki eski nedbelerin eksize edilip yerine kalın deri greftleri konması nedeniyle günümüzde giderek az görülmektedir.