Asit Yağmuru ve Orman Ölümü Nedir
Yetmişli yılların başında Orta Avrupa ülkeleri ve özellikle Almanya'da gök-narlarda bazı hastalık belirtileri izlendi. Bu belirtiler, diğerlerinden farklıydı. Daha sonra aynı belirtiler ladinde görüldü. Seksenli yılların başında bu hastalığa yapraklı bitkilerde de rastlandı.
Hastalanan göknarlar önce, ilk 12 yıllık sürgünlerini kaybeder. Dökülen ibrel.r nedeni ile taç kısmı açılmaya başlar. Artım kaybı görülerek, üstte leylek yuvasını andıran taca dönüşüm olur. Bunun akabinde taç ölür ve ağaç da kurur.
Asit yağmurları etkileri
Ladinde ise hastalık önce 6-10 yaşlı sürgünlerde, kuvvetli ibre kaybı ile başlar. İbre kaybı tepenin açılmasına ve daha fazla ışığın girmesine neden olur. Sonuçta da ağaçlar ölmeye başlar. Çamda da ilk 4 yıllık sürgünler atılmaya başlar ve taç her geçen gün biraz daha fazla ölüme yaklaşır.
Bu hastalık, çok sayıda faktörün birlikte etki yapması ile ortaya çıkar. Özellikle S02, N oksitleri, ağır metaller ve Ozon gibi hava kirleticileri de yardımcı etmen olarak kabul edilir. Bunlar yaprakta kuru veya ıslak birikinti olarak toprağa geçer. (asit yağmurları zararları)
Havadaki bu zararlı maddeler, ibrelilerde stomaları koruyan mumsu örtü ve ku-tikulayı kaplar. Daha sonra rahatça bitkiye girerek hücre çeperi ve organellere zarar verir. Fotosentezin bloke edilmesi hücre ile dokuyu öldürür. Stoma dengesinin bozulması ile sadece buharlaşma artmaz, aynı zamanda yaprağın içerik maddeleri de yıkanır. Özellikle magnezyum, kalsiyum ve iz elementleri bundan daha çok etkilenir ve bitkinin besin bütçesinin dengesi bozulur. (asit yağmuru oluşumu)
Bitkiler sadece yapraklardan değil, zemin vasıtası ile de zarara uğrar. Bazı hava kirletici maddeler, yağmurla aside bağlanır, bunun sonunda ASİT YAĞMURU oluşur. Asidin toprağa geçişi ile toprağın asit miktarı artar. Asitlenmenin artışı ile topraktaki zehirli metal iyonları serbestleşir. Örneğin alüminyum iyonları bu yolla bitkilerin ince kök sistemine zarar vererek, su ve besin alımını engeller ve bitki kurumaya başlar.