Genetik Kod Nedir, DNA Genetik Şifre
m-RNA (elçi-RNA) hücre çekirdeği ve ribozomlar arasında taşıyıcı molekül görevini üstlenir. Ayrıca, m-RNA genetik bilginin gerçekleştiği ve depolandığı yerlerde aracılık yapar. Transkripsiyonda DNA bilgisinin okunması, baz dizini okunmasından oluştuğundan, m-RNA baz dizininde bir proteinin nasıl yapıldığının belirtilmesi gerekir. Yani GENETİK KOD dört bazın belirtildiği işaretlerle çalışır.
Aminoasit için şifre kelimesi sadece bir bazdan oluşsaydı, RNA'da sadece dört aminoasit şifrelenmiş olurdu. Aynı şekilde iki bazdan oluşan şifre kelimeleri de, 16 (42) adet olası komsbinasyonu ile yeterli değildir. Bu nedenle gerçek aminoasit, m-RNA'nın bir baz üçlüsünün oluşturduğu grupla şifrelenir. Böyle bir DNA şifre kelimesine "KODON" adı verilir.
Genetik kodun çözülmesi, yapay olarak sentezlenen ve hücre ekstresine eklenen m-RNA ile mümkündür. Örneğin RNA, kendisi ile birlikte sürekli tekrarlanan UCG baz dizini vasıtası ile yapılır. Protein biyosentezinde bu m-RNA yalnız SERİN adlı aminoasitten yapılan bir protein sevkeder. Sonraki deneylerde 64 muhtemel üçlü kombinasyonun 61'i bir aminoasidine bağlanabilir. 20 aminoasidin çoğu, birçok baz üçlüsü ile kodlanır. Yani bu aminoasitlerin birinin belli bir üçlüye bağlı olduğu söylenemez. Mesela PROLİN CCU, CCC, CCA veya CCG kodonları ile şifrelenmiş olabilir. Baz üçlüsü ve aminoasit ilişkisinin bu şekildeki belirgin olmayan durumu, genetik kodun dejenerasyonu olarak da ifade edilir. Biyolojik evrimin başlarında yalnız ikili kodların bulunduğu tahmin edilmektedir. Gerçekten de bir aminoasidin kodonlarının genellikle ilk iki pozisyonu uyumludur.Yapay m-RNA ile yapılan deneylerde, hiçbir aminoaside dahil edilemeyen üç baz üçlüsü bulunmuştur. Bunların önce "NONSENS-ÜÇLÜSÜ" diye adlandırılan dizinlerin "DUR SİNYALLERİ" olduğu saptanmıştır. Bunlar bir proteinin sentezinin sona erdiğine ait bilgiyi kodlarlar. AUG üçlüsü ise protein sentezinin "BAŞLA"masını ifade eder. Bu aynı zamanda "METHİONİN" adlı aminoasidini kodlar.