İzolasyon Olayı
İzole flora ve fauna elemanları, özel farklılaşma eğilimi gösterir. Bunların bu durumları, izolasyon süresinin fazlalığı ile dikkati çeker. Yani, komşu fauna ve floranın etkisi ne kadar uzun bir süre görülmezse ve engeller ne kadar fazla etkinse, izolasyona uğrayan canlılar, birbirinden daha fazla ayrılır. Bu görüş açısından hareket edilirse, Madagaskar veya Yeni Zellanda, hatta Güney Amerika ve Avustralya gibi büyük kıtaların fauna ve florasındaki farkılılığın nedeni daha iyi anlaşılır.
Madagaskar Adası
Madagaskar, Afrika'dan ayrıldığından bu yana, çok farklı bir flora ve kendine özgü bir hayvan dünyası geliştirmiştir. Madagaskar Adası'ndaki canlıların, yaklaşık %85'i endemiktir. Örneğin kaktüs benzeri Didieraceae familyası elemanları Madagaskar'dan başka hiç bir alanda görülmez. Dikenli kirpiler (Tenrecidae), yarı maymunların üç familyası (Lemuridae, Indridae ve Daubentoniidae), diskli yarasalar (Myzopodidae), Cryptoprotinae alt familyası örnekleri hayvan grupları olarak, sadece Madagaskar Adasına özgüdür. Dikenli kirpi ve yarı maymunlar, çok değişik formlara sahip olmalarına rağmen, Afrika'da bulunan, örneğin kedigiller (Felidae), çift toynaklılar (Artiodactyla), tek toynaklılar (Perissodactyla) ve filler (Proboscidae) gibi canlı grupları, burada bulunmaz. Yine soyu tükenen Madagaskar deve kuşları (Aepyornithes) ile uzunbacak yelveler (Mesoenatidae), loplu pittalar (Philepittidae) ve mavi çekirge kuşları (Varngidae) Madagaskar'daki endemik kuş gruplarına örnek olarak verilebilir. Burada yaşıyan canlıların, Afrika'dan etkilenmeden kendine özgü bir yapı oluşturmalarının, adanın izolasyonu ile yakın ilişkisi vardır.
Yeni Zelanda
Yeni Zellanda, Avustralya'dan oldukça uzun bir süre önce uzaklaşarak ayrılmıştır. Bitki
türleri açısından eğreltiler ve orkideler de dahil olmak üzere, hiç bir ilişkileri yoktur. Avustralya okaliptüsleri ve akasyalarına burada rastlanmaz. Canlı türlerinin %80'i endemiktir. Bir yandan kaplumbağa, yılan, uzun gagalı yumurtlayan memeli (Kloaklılar) ve keseli hayvanlar gibi Avustralya, faunası elemanlarına burada rastlanmazken, diğer yandan buranın birçok endemik hayvan türü, örneğin ilkin kurbağalar (Leiopelma), Sphenodon ve Kivviler (Apteryges) ile soyu tükenmiş olan Yeni Zellanda deve kuşu (Dinornithidae), baykuş papağanı
Kara Bağlantılarının Önemi
Günümüz bitki ve hayvan türlerinin yayılışı ile ilgili olarak kara bağlantıları,izolasyon engelleri gibi önemli rol oynar. Örneğin Amerika, Afrika, Hindistan ve Doğu Asya'da yaşayan timsahlar (Crocodylia)ın yayılış alanları, onların ilk dönemin başında birbirine bağlı olduğunu kanıtlar.
GÜNEY VE KUZEY AMERİKA KITASI
İki milyon yıldan beri Güney Amerika'nın izolasyonuna neden olan Panama Kanalı, yeni ortaya çıkan kara bağlantılarının, otokton bitki ve hayvan familyaları için, nasıl önemli olduğunun güzel bir kanıtıdır. Bu Orta Amerika Köprüsü kanalı ile çok yoğun bir bitki ve hayvan türü değişimi olmuştur. Neotropik Güney Amerika flora elemanları, Meksika'yı geçerek daha kuzeye ulaştığı halde, Kuzey Amerika'nın çok az Holarktik elemanının ancak Güney Amerika'ya ulaşabildiği görülmektedir. Bu değiştokuş memeli hayvanlarda daha da iyice izlenir. Modern plasentalı memeli hayvanlar, Güney Amerika'ya göçerek yerli faunanın önemli bir bölümünü yoketmiştir. Neotropik formların az bir kısmı da karşıt olarak kuzeye göçmüştür; Oppossum (Didelphis marsupialis), dokuzçizgili kemerli hayvan (Dasypus novemcinctus) ve Ağaçdelen (Erethizon dorsatum) bunlardan bazılarıdır. Bu kara bağlantısı tüm türlerin geçebildiği bir köprü olmadığından, buna "FİLTRE KÖPRÜ'" adı verilir. Panama Köprüsü deniz canlıları için bir engeldir. Günümüzde Atlantik ve Büyük Okyanusun kıyı zonundaki Mangrovlar, gerçi birbirinden tamamen ayrılmıştır; ama hala birbirine benzerdir. Litoral fauna birbiri ile yakın akrabadır. En azından iki milyon yıllık ayrılma sonucunda ikiz türler ve kısmen çeşitli cinsler (özellikle balıklar) gelişmiştir.
KUZEY AMERİKA VE DOĞU ASYA
Kuzey Amerika ve Doğu Asya'yı birbirine bağlayan Bering Boğazının, bitkiler için önemi fazla değildir. En fazla arktik elemanların değiştokuşunda bir rolü olmuş olabilir. Bu gün Kuzey Amerika ve Doğu Asya florasının, Avrupa'ya göre daha fazla ortak özelliklere sahip olmasında, buzul çağında Avrupa florasının yok olmasının rolü vardır. Oysa Bering Boğazı hayvanların değiştokuşu için çok önemlidir. Boğazın her iki yanındaki fosil bulguları, son 60 milyon yılda dört zamanın oluştuğunu gösterir. Bu dönemlerde her iki kıtanın memeli faunasının birbirine çok benzediği ortaya çıkmıştır. Bunun da karasal bir bağlantının varlığından kaynaklandığı anlaşılmıştır.
AFRİKA VE HİNDİSTAN
Üçüncü önemli kara köprüsü, geniş olup, orta miyosenden beri var olan; Hindistan ve Afrika arasındaki, Önasya'ya kadar uzanan bir kara bağlantısıdır. Burada Afrika'ya doğru günümüzün uçsuz bucaksız savanlarına yayılmış zürefa, manda, çeşitli antilop cinsleri, zebralar, büyük yırtıcılar ve deve kuşlarının geliştiği doğu kökenli birçok hayvan türü akışı olmuştur. Bu hayvanlar Hindistan'da Kuzey Hindistan'ın pliosen sivvalik faunasının bize gösterdiği gibi, önceleri var olup, sonradan ortadan kalkmışlardır. Bitkiler açısından böyle bir bağıntı yoktur. Bu kara köprülerinin kullanıldığına özgü at benzeri, tapir ve fillerin akrabalığı ile ilgili tersiyer dönemindeki fosil bulguları elimizde vardır
PLEİSTOSENİN BİYOCOĞRAFYASI
Pleistosen sırasında buzul çağları (Glasiyal)ndan, sıcak dönem (İnter-
glasiyal)lere geçiş ve buna bağlı iklim sapmaları, geniş alan kaymalarına neden olmuştur. Zaman olarak çok gerilerde olmayan bu olaylar kanıtlanabilir ve çok iyi bir şekilde izlenebilir.