Norojenik Sok Genel Bilgileri

Nörojenik Şok Genel Bilgiler

Nörojenik şok, arteriyol ve venüller üzerindeki vazodilatatör ve vazokons-trüktör mekanizmaların dengesinin bo­zulması sonucu ortaya çıkar. İstenme­yen bir olaya aniden maruz kalma (örn; kan görme, kötü bir haber duyma, ani­den şiddetli bir ağrı başlaması), otonom bloker ajanların kullanılması, spinal kord yaralanması veya rejyonel anestezi başlıca nedenleridir. Periferik vazomo-tor tonusun kaybıyla kan periferde göl-lenir, kalbe venöz dönüş azalır ve kalp debisi düşer. Kan venöz sistemde peri­ferde göllendiği için kan basıncı düşük­tür. Eğer kardiyak sempatik lifler de et­kilenirse bradikardi gelişir.

Klinik

Nörojenik şokun klinik tablosu hipo-volemik şok kliniğinden tamamen fark­lıdır. Arteriyel kan basıncı aşırı derecede düşük olabilirken, kalp atım hızı da yavaşlamıştır. Kuru, ılık ve pembe cilt bulgusu tipiktir. Nörojenik şok sırasında yapılan ölçümlerle, kalp debisinin ve periferik damar direncinin düştüğü sap­tanır.

Nörojenik şok nedeni spinal trav-maysa ve eşlik eden bir kafa travması da yoksa, hastanın şuuru açık ve koope-redir. Yaralanmanın üst seviyesindeki ekstremiteler ılık, altındakiler soğuktur.

Nörojenik şokta tanıya yardımcı spesifik bir laboratuvar bulgusu yoktur. Ancak servikal, torakal ve lumbosakral omurga grafıleri ile stabiF olmayan ke­mik kırıkları tanımlanabilir. Bu grafıier tanının ve yaralanma bölgesinin tam olarak gösterilmesinde önemlidir. Bilgi­sayarlı tomografi ve Manyetik rezo­nans, spinal korda bası yapabilen spinal kanal içindeki oluşumların tanımlan­masında yardımcıdır. Eğer spinal kanala bası varsa cerrahi dekompresyon ya­pılması gerekli olabilir.

Tedavi

Hastalarda travmaya bağlı spinal şok gelişmişse öncelikle solunum yolu ve damar yolu açıklığı sağlanmalı, gere­kirse servikal omurga stabil edilerek, endotrakeal entübasyon yapılmalıdır.

Endotrakeal entübasyon için fıberoptik bronkoskop kullanılması veya nazotra-keal entübasyon yapılması gerekli ola­bilir. Aynı zamanda hastada sadece omurga travması varmış gibi kabul edil­memeli, başka yaralanma olup olmadığı dikkatle araştırılmalıdır.

Eğer spinal şok, spinal anestezi uy­gulanması sonrası gelişti ise bu, blok seviyesinin çok yükseldiğini gösterir. Bu durumda da solunumu sağlamak amacıyla endotrakeal entübasyon ge­rekli olabilir.
Dolaşımdaki kan volümü, venöz göllenme nedeniyle azaldığından genellikle sıvı resüsitasyonu gereklidir. Kla­sik olarak dengeli elektrolit solüsyonla­rı ile sıvı resüsitasyonuna başlanır. Has­taların çoğunda kan basıncını artırmak için sıvı verilmesi mutlaka gereklidir. Volüm infüzyonu ile kan basıncı nor­male dönmezse, direkt vazokonstrüksi-yonu sağlamak için alfa adrenerjik etki­li bir ajanın infüzyonu gereklidir. Bu amaçla ya fenilefrin ya da norepinefrin kullanılabilir. Bu ilaçlar düşük dozda başlanır ve ortalama kan basıncını 60-80 mmHg'ya yükseltene kadar doz ya­vaş yavaş artırılır.

Yaralanma seviyesine bağlı olarak hastalarda mesane fonksiyonu kaybola­bilir. Bu durumda mesanenin boşalma­sını sağlamak ve idrar çıkışını izlemek için idrar sondası yerleştirilmelidir.

Nörojenik şokta, sinir uyarılarının kesilmesi ile akut mide dilatasyonu ge­lişebilir. Bu durumda nazogastrik sonda yerleştirilerek hızla mide içeriği boşal­tılmalıdır.