Romatizmal Hastalıklarda Kaplıca Tedavisi
Kaplıca tedavisi, doğal mineralli suların ve gazların; çıktıkları yörede belirlenmiş doz ve sürelerle belli bir zaman diliminde, kür şeklinde uygulanmasıyla yapılan bir tedavi biçimidir. Hastanın gereksinmelerine göre hasta eğitimi, ilaç, egzersiz, psikoterapi, diyet ve diğer tedavi yöntemlerini kullanır. Balneoterapi ise doğal tedavi edici unsurların, termal ve termomineral suların, çamurların, gazların tedavi amacıyla kullanımını ifade etmektedir.
Genel olarak hastalıkların tedavisinde temel yaklaşım hastalık nedeninin ortadan kaldırılmasıdır. Ancak romatizmal hastalıklarda çoğu kez etyoloji bilinmemektedir. Bu nedenle bu hastalık grubunda tedavinin amacı; ağrı, eklem ve ekstremite fonksiyonlarında kısıtlanma gibi bulgu ve belirtilerin, kısmen de hastalık sürecinin kontrolüdür. Bunların yanında modern kaplıca merkezlerinde sağlanan hasta eğitimi ve benzeri desteklerin de katkısıyla günlük yaşam aktivitelerinin ve yaşam kalitesinin sürdürülmesi amaçlanır.
Kaplıcalarda çeşitli tedavi yöntemlerinin uygulanabilmesine karşın tedavinin temelini öncelikle balneoterapi oluşturur. Termomineral sular mekanik, termik ve kimyasal özellikleriyle etkili olurlarken kür şeklinde uygulanmaları sonucu uzun süreli etkiler (genel etki) sağlarlar.
Kaplıca Tedavisinin Eklem ve Ekstremite Fonksiyonlarına Etkileri
1. Kaslar üzerinde uzun süre orta derecede sıcak uygulamanın sedatif etkisi vardır.
2. Termomineral su banyoları ve peloid uygulamalarında vücuttaki sıcaklık artışı ile g fibrillerinin aktivitesinde azalma ve aynı zamanda taktil uyaranlarla kaslarda refleks relaksasyon ortaya çıkmaktadır.
3. Kollajen dokunun esnekliği artmaktadır.
4. Sinovial sıvı viskozitesinde artış sağlanmaktadır.
5. Kaldırma kuvveti ile su içinde hareket kolaylaşmakta, kaslarda relaksasyon olmaktadır.
6. Sıcak ve soğuk uygulamaların uzun sürede anti inflamatuar etkileri vardır.