Atorejenik Dislipidemi Nedir

Atorejenik Dislipidemi Nedir



Yüksek trigliserid düzeyi (150 mg/dl), düşük HDL kolesterol düzeyi (kadında 50 mg/dl, erkekte 40 mg/dl ) ve artmış küçük yoğun LDL partikülleri ile karakterize edilmektedir. Bu sendromda total non- HDL kolesterol düzeyi yükselmiş olup, sıklıkla gerçekte LDL kolesterol düzeyi anlamlı olarak artmamıştır.


Yağ dokusunda ortaya çıkan serbest yağ asitleri karaciğere gelişi artarsa, karaciğerde trigliseridden zengin çok düşük dansiteli lipoprotein (VLDL) yapımı da artar. Fizyolojik şartlarda insülin VLDL'nin sistemik dolaşıma geçmesini önlemektedir. Bu cevap kısmen insülinin apo B nin parçalanması üzerine olan etkisindendir. insülin aynı zamanda lipojeniktir, trigliserid yapımı ile ilgili birçok genlerin enzim aktivitesini irarttırmaktadır . Ayrıca insülin lipoprotein lipaz enzimini de inhibe etmektedir insülin direnci durumunda abdominal yağ gluteal ve femoral yağdan daha aktifdir ve lipolizi stimüle eden adrenerjik agonistlere daha hassastır. Ayrıca omental yağ insülinin antilipolitik etkisine derialtı yağ dokusundan daha az hassastır. Bu nedenle yağ doksundan salınan serbest yağ asidi miktarı artmaktadır. Her iki şekilde açığa çıkan serbest yağ asitlerinin az bir kısmı hemen yağ hücresinde tutulur ve tekrar esterifıye olarak trigliserid haline dönüştürülmektedir. Büyük bir kısmı da albümine bağlanarak sistemik dolaşıma girmektedir. Dolaşımdaki serbest yağ asitlerinin bir kısmı iskelet kasları tarafından alınarak az bir kısmı enerji kaynağı olarak kullanılmakta, büyük bir kısımda kasta yağ olarak depolanmaktadır. İskelet kasında yağ toplanması insülin direncine neden olduğundan glukoz alımı önlenir. Yine dolaşımdaki serbest yağ asitlerinin bir kısmı karaciğer tarafından alınarak, bir kısmı oksidasyona uğrayarak enerji haline dönüşerek, bir kısmı da VLDL partiküllerine dönüştürülerek dolaşıma verilmektedir.



insülin direnci durumunda, insülin lipolizi arttıran lipoprotein lipaz enzimini yeteri kadar suprese edemediğinden abdominal yağ hücrelerinden serbest yağ asidi salınımını da engelleyememektedir. Her iki şekilde açığa çıkan serbest yağ asitleri, hem karaciğerde VLDL sentezinin ve sekresyonunun artmasına, hem de karaciğerde yağ toplanmasına neden olmaktadır. Böylece plazma VLDL ve LDL kolesterol düzeyleri yükselmektedir



Atorejenik dislipidemi gelişmesindeki anahtar faktör, obezitede hepatik lipaz aktivitesinin artmasıdır. Hepatik lipaz HDL kolesterol partikülünü parçalamakta ve kanda düzeyini düşürmektedir.



Diğer bir majör lipoprotein bozukluğu HDL kolesteroldeki düşüklüktür. Bu azalma HDL yapı ve metabolizmasındaki değişikliktendir. Karaciğerde artmış serbest yağ asidi stimülasyonu ile trigliseridden zengin VLDL yapımı artar. Lipoprotein çekirdeğinde trigliserid artarken kolesteril ester azalmasından dolayı HDL içindeki kolesterol azalır. Trigliseridden zengin HDL ve LDL oluşur. HDL ve LDL partiküllerinin trigliseridden zengin muhtevaları metabolizmalarını değiştirir. Bu HDL 1er çabuk hidrolize olur ve düzeyleri düşer. Ayrıca lipoprotein yapısındaki bu değişiklik HDL nin dolaşımdan



klirensinide arttırır Trigliseridden zengin LDL partikülleri lipolize maruz kalarak küçük yoğun LDL partiküllerini oluşturur. Meydana gelen dislipidemi birhayli atorejeniktir ve insülin direnci olan bireylerde kardiyovasküler riski arttırmaktadır.



Küçük yoğun LDL, LDL den daha atorej eniktir. Çünkü;



1-Endotel için toksiktir,


2-Küçük olduğu için endotelden rahat geçer,


3-Glukozaminoglikanlara iyi yapışır,


4-Oksidasyona hassastır,


5-Monositten oluşan makrofajlar üzerindeki çöpçü reseptörlere seçici olarak


Kaynak; http://zehirlenme.blogspot.com