Çocuklarda Primer ve Sekonder Hipertansiyon
Primer
hipertansiyon
Primer
hipertansiyon terimi (esansiyel, idiopatik, birincil), etyolojisi net
belirlenememiş hipertansiyon için kullanılır. Ergenler ve genç erişkinlerde kan
basıncı yüksekliğinin en sık sebebidir. Vücudun sodyum içeriği ve kan basıncı
arasında uygun dengeyi sürdüren böbrek mekanizmalarındaki anormallikler, glomerüler
süzmede klinik olarak saptanamayan azalmalar, sempatik hiperaktivite, renin
anjiyotensin sisteminde birincil işlev bozukluğu, insülin direnci ve mental
stres gibi faktörlerin hepsi göreceli olarak sabit yüksek kan basıncının nedeni
olabilir. Primer hipertansiyon sıklıkla aile öyküsü ile birliktedir. Günümüzde
obezite çocuklarda primer hipertansiyona eşlik eden önemli bir faktördür ve
metabolik sendrom olarak bilinen hipertansiyon, obezite, hiperlipidemi ve
diabetes mellitus birlikteliği uzun dönemdeki kardiyovasküler morbidite sıklığındaki
ana etkendir.
Erişkin
yaş grubunda en sık görülen hipertansiyon tipi primer hipertansiyon iken, çocukluk
yaş grubunda ise 6-10 yaşından itibaren primer hipertansiyon tanımı başlamaktadır.
Adölesan yaş grubunda ise erişkinde olduğu gibi primer hipertansiyon ilk sırayı
almaktadır. Bu oran süt çocukluğu döneminde <%1 iken, okul çağı döneminde
%15-30, adölesan yaş grubunda bu oran %85-95 oranında karşımıza çıkmakta,
sekonder hipertansiyon ise süt çocukluğu döneminde %99 iken, okul çağında
%70-85 olup, adölesanda ise bu oran %5-15 olarak bildirilmektedir.
Genetik temeli poligenik olup pek çok patofizyolojik mekanizma ile ilişkilidir,
aynı zamanda tek gen defektleri ile HT ilişkisi çocukluk döneminde tanımlanmıştır.
Sekonder
hipertansiyon
Sekonder
hipertansiyon altta yatan başka bir hastalığa ikincil olarak gelişen
hipertansiyon olarak tanımlanır. Etyolojide yer alan hastalıklar yaş gruplarına
göre değişir.(Tablo 2 de sıklık sırasına göre belirtilmiştir.) Renal parankim
hastalıkları(polikistik böbrek, multikistik displastik böbrek hastalığı,
hidronefroz, kronik piyelonefrit, kronik böbrek yetmezliği) sekonder HT nin %75
ini oluşturur. Bunlar renovasküler anormallikler (renal arter stenozu veya
trombozu ve renal ven trombozu) izler.