Kabızlık, çocukluk döneminde sık rastlanmasına rağmen tanı ve tedavisinde sorunlar yaşanan bir yakınma olup, haftada 3 defadan az dışkılama ve/veya dışkı kıvamının sert olması veya isteğe bağlı dışkı tutma olarak tanımlanmaktadır. Her gün dışkılamaya rağmen sert ve ağrılı dışkı yapan çocuklar da kabız olarak değerlendirilmelidir (5). Kabızlığın tanımı yapılırken dışkılama sayısından çok, dışkı kıvamı ve dışkının su içerik yüzdesi önemlidir. Kabızlık ya kısa süreli ve geçici, ya da kronik olmakta, yakınmanın 2 ay süre ile devam etmesi kronik kabızlık olarak adlandırılmaktadır (6). Kronik kabızlık çocukluk döneminde sık rastlanan bir sorun olup, prevalansı %0.7-29.6 arasında değişmektedir (7). Genel pediatri polikliniklerine başvuran çocukların yaklaşık %3’ünde, pediatrik gastroenteroloji polikliniklerine başvuranların ise %10-25’inde kabızlık yakınması mevcuttur (8). Kronik kabızlık sorununun en sık 2-4 yaşları arasında görüldüğü bildirilmektedir (3). Bununla birlikte, 5 yaşın altında her iki cinsiyette eşit sıklıkta görülmeye, 13 yaşın üzerindeki kızlarda daha yaygın olmaya ve 2-3 yaş arası tuvalet eğitimi zamanında insidansta pik yapmaya eğilimlidir (9).
Kronik kabızlık, özellikle yenidoğan döneminde ciddi organik bozuklukların habercisi olabilirken, daha büyük çocuklarda, olguların %95’inde organik bir neden yoktur. Bu olgular fonksiyonel kabızlık olarak adlandırılmaktadır.
Kronik kabızlık için ne yapılmalı
Dışkılama kontrolü hayatın ilk 2 yılına kadar refleks olarak yönetilirken, 28. aydan itibaren kortikal kontrol tarafından yönetilir. Dışkılama eylemi, anorektal bölgedeki kas kompleksinin, motor ve sensorial sinirlerin bir arada uyumlu bir şekilde çalışması ile gerçekleşir. Dışkı kontrolü ve dışkılamadan sorumlu major yapılar; eksternal anal sfinkter (çizgili kastan oluşur; pudental sinirlerle inervedir), puborektal kas (muskulus levator ani’den oluşur), internal anal sfinkter (kontrolden %80 sorumlu olup sirküler düz kastan oluşur) ve rektumdur . Bu yapıların sinirsel donanımından sakral pleksus sempatik lifleri ve torakolomber pleksus parasempatik lifleri sorumludur. Sigmoid kolonda depolanan dışkıyı rektuma iten hareketler, mideye gıda alımı sonrası oluşan gastrokolik refleks ile başlar. Rektum normalde boş olup duvarları gerilmeye duyarlıdır. Rektumda toplanan dışkı ve gazın sebep olduğu gerilme sonucu rektum içi basınç artar. Artan bu basınçla rektoanal inhibitör refleks etkisiyle anal sfinkter gevşer. Dışkılama için uygun pozisyon alan kişi ıkınarak karın içi ve rektum içi basıncı arttırır. Pelvik taban kasları huni şeklini alır, puborektalis kası, internal ve eksternal anal sfinkterler gevşer, anorektal açı düzleşir, gevşemeye bağlı perinede aşağı inme olur ve dışkılama olayı gerçekleştirilir.