Astım Gelişiminde Rol Oynayan Risk Faktörleri
Genetik: En önemli risk faktörü genetik yatkınlıktır.
Ancak tek gen hastalığı olmadığından kalıtım şekli kesin olarak
belirlenememiştir. Çocuğun ebeveynlerinden birinde astım olması durumunda astım
riski %20-30’lara, ebeveynlerden her ikisinde astım olması bu riski %60-70’lere
çıkartmaktadır. Atopi: Atopi kişinin herhangi bir allerjene karşı IgE
sentezlemesi durumudur. Atopi astım gelişimi için risk faktörü olarak bilinse
de, hastalığın gelişimindeki rolü tam olarak aydınlatılamamıştır. Atopi astım
için yaşa bağımlı bir risk faktörüdür. Özellikle 3 yaşın altındaki çocuklarda
atopi, ileri yaşta astım için en önemli risk faktörü olarak kabul edilmektedir.
Bronşiyal hiperreaktivite (BHR): Sağlıklı kişileri
etkilemeyecek düzeydeki küçük uyarılara karşı abartılı bir bronkospazm
yanıtının ortaya çıkması bronşiyal hiperreaktivite olarak tanımlanır. Ancak,
her BHR’si olan kişide klinik bir hastalık olması gerekmez. Asemptomatik BHR
olarak tanımlanan ve genetik geçişli olduğu düşünülen bu durum da ilerde astım
gelişimi için risk faktörü olarak kabul edilmektedir. Solunum
semptomlarının astıma bağlı olabileceği düşünülen hastalarda bu testlerin
negatif bulunması, hekimi astım tanısından uzaklaştırır. Çünkü, hangi yaşta
olursa olsun semptomatik astımlı hastalarda BHR bulunması gerekir.
Cinsiyet: Erkek cinsiyet çocukluk dönemi astımı için
önemli bir risk faktörüdür. On dört yaşından önceki dönemde astım prevalansı erkek
çocuklarda 2 kat fazladır. Ergenlik dönemiyle birlikte kızlarda astım görülme
sıklığı artmaktadır.
Obezite: Obezite de astım için risk faktörüdür.
Burada, leptin gibi belli mediatörlerin hava yolu fonksiyonunu etkilemesi ve
astıma eğilimi artırması söz konusu olabilir.
Çevresel
faktörler
Allerjenler: İç ve dış ortamdaki allerjenlerin astım
alevlenmelerine yol açtıkları iyi bilinmesine rağmen, astım gelişimindeki rolleri
tam aydınlatılamamıştır.
Infeksiyonlar: Solunum yolu viral infeksiyonları hem
hastalık gelişiminde hem de atakların tetiklenmesinde risk faktörüdür. Tüm
solunum yolu virusları her yaşta en önemli atak tetikleyicisidir. Halen tartışılmakta
olan “hijyen hipotezi”nde; erken çocukluk döneminde geçirilen kızamık,
kabakulak gibi viral infeksiyonlar ile sık geçirilen barsak infeksiyonlarının
immün sistemdeki dengeyi “T Helper-1” hücreleri lehine bozarak, alerji gelişimi
için koruyucu rol oynayacağı ileri sürülmektedir.
Sigara: Gebelikte annenin sigara içmesi, bebeğin
akciğer gelişimini bozmaktadır. Gebelikte içilen sigaranın bebeklik
döneminde bronşiolit riskini artırdığı, bronşial hiperreaktiviteye neden olduğu
bilinmektedir. Sigara dumanından kaçınmak, astım ve diğer solunum yolu
hastalıklarını önlemede en önemli faktörlerden biridir.
Hava kirliliği: Dış ortam hava kirliliği ile astım
arasındaki nedensel ilişki halen tartışmalıdır. Hava kirliliğinin olduğu
ortamda büyüyen çocuklarda akciğer gelişimi kısıtlı olmakla beraber, bunun
astıma yol açıp açmadığı bilinmemektedir.
Diyet: Yapılan çalışmalar, beslenme ve astım
arasında ilişki olabileceğine işaret etmektedir İnek sütünden veya
soya proteininden elde edilen hazır mamalar ile beslenen çocukların, anne sütü
ile beslenen çocuklara göre daha fazla hışıltı atakları geçirdikleri
gösterilmiştir. Batı tipi beslenme tarzı, işlenmemiş gıda ve omega-6 çoklu
doymamış yağlardan zengin diyetle (margarin, bitkisel yağ) beslenme, ya da
omega-3 gibi çoklu doymamış yağ asidi, vitamin E ve C, çinko, antioksidan
(meyve, sebze) besin alımının azalması astım gelişiminde risk faktörü olarak
düşünülmektedir