Esansiyel Tremor Nedir Alzheimer

Kendine Özgü Titreme: Esansiyel Tremor Nedir

Karışan Hastalıklar Nedir?


Ayırıcı tanıda en çok karışan hastalıklardan bir tanesi, esansiyel tremor dediğimiz bir durum. Buna "ailevi tre­mor", "ailevi titreme" de diyoruz. Oldukça yaygın görü­lüyor. Esansiyel tremor, kendine özgü bir titreme şekli gösterir. Parkinson hastalığının titremesi, istirahat halinde, esansiyel tremofun titremesi tam tersi hareket halinde or­taya çıkar. Esansiyel tremor'lu hastalarda istirahat halin­deyken titreme yoktur. Eğer hasta gevşemiş halde, kolunu kucağına ya da masanın üstüne koymuş duruyorsa, titreme olmaz. Ama elini kaldırıp da kullanmaya başladığı za­man, mesela kahvesini-çayını içerken, yemeğini yerken tit­remeye başlar. Bu, Parkinson'dan farklı bir titreme şekli. Titreme tipi olarak baktığınızda esansiyel trenıor'da. daha ince salınımlı ve hızlı bir titreme varken, Parkinson'daki yavaş ve kaba bir titremedir. Teknik terimlerle söyleyecek olursak Parkinson titremesinin frekansı 5-6 hertz iken, di­ğerinin frekansı 11-12 hertz civarındadır. Toplum içinde her titreyen hastada Parkinson hastalığı düşünülür. Esan­siyel tremor daha yaygın olmasma karşın daha az tanınır. Titreme, bazen hafiftir ama bazen çok şiddetli olabilir, hasta hiç yazamaz, yemek yiyemez. Esansiyel tremor has­talarının yaklaşık yüzde 5'i durdukları yerde de titrerler. İşte onların teşhisinde bazen zorluk çekeriz, acaba bu, esansiyel tremor mu, yoksa Parkinson mu diye? Esansiyel tremor hastalan da aynen Parkinsonlular gibi heyecanla­nınca, kızınca, hatta sevinince titremelerinin arttığını söy­lerler; "Sakinken hiç titremem yok. Tek başıma evdeysem titremiyorum. Ama birisinin karşısına geçip konuşmak zorundaysam, arkadaşlarıma tepsiyle çay getirmek durumundaysam, herkesin gözü benim üzerimde ise, o zaman titremeye başlıyorum" derler.

Esansiyel tremor'u, Parkinson hastalığından ayıran ve ikisinin benzeştiği başka özellikler var mı? Esansiyel Tremor çok ciddi oranda ailevidir. Hastaların en az üçte ikisi anne ya da baba tarafında titremenin oldu­ğunu söylerler. Esansiyel tremor da Parkinson gibi genelde ileri yaşta başlar, ancak bazen çok genç yaşlarda, çocuk yaşta bile başlayabilir, özellikle de belirgin ailevi özellik gösterenlerde. Bu bütün hayat boyunca devam edebilir. Esansiyel tremor da Parkinson gibi bir tarafı daha fazla tutar, yani genelde asimetriktir. Diğer taraftan esansiyel tremor'u olan olan bir insanda, Parkinson hastalığının or­taya çıkma riski 2-3 kat daha yüksektir. Bazen kendini iyi gözlemleyen hastalar derler ki, "Doktor Bey, eskiden ben elimi kullanırken titrerdim, ince ince bir titremem vardı. Şimdi, durduğum yerde ortaya çıkan daha kaba bir titre­me şekli eklendi." Bu vakalar esansiyel tremor'un üzerine eklenmiş Parkinson hastalığı vakalarıdır. Yani bazen iki hastalık bir arada bulunabilir ve genellikle de Parkinson, esansiyel tremor'u takip eder...

Parkinson ile karışan başka hastalıklar var mı peki?

Parkinson hastalığının ikinci grup belirtileri bağlamın­da karışan başka hastalıklar var. Özellikle yürümenin ya­vaşlaması, kolun, bacağın, tutuk olması, yüzün maskeleş-mesi gibi belirtilerle. Bunları yapan hastalıklara, Parkin­son ile karıştıkları için "Parkinson artı sendromları (Par­kinson plus) diyoruz. Bunların arasında göreceli olarak sık rastladığımız bir tanesi multi-sistem atrofisi (MSA) veya "çoklu sistem atrofisi" dediğimiz hastalık. Hastalığın adı zaten hastalığın niteliğini de tanımlıyor. Parkinson hastalı­ğında ön planda, substansiya nigra'da bozukluk varken, multi-sistem atrofisi'nde daha yaygın bir tutulum var. Şöy­le bir örnekle izah edeyim. Parkinson hastalığında, elek­trik sağlayan santralde bir sorun var ama lambalar sağ­lam. Onun için elektriği dışardan sağlarsak lambalar yanı­yorlar. Multi-sistem atrofisinde ise, hem elektrik gitmiyor hem de lambalarda sorun var. Onun için elektrik verilse dahi lambalar yanmayabiliyor. Bu da Parkinson hastalığı­na benziyor, ancak ondan ayıran özelliği; hastaların bir kısmında bir dengesizliğin, bir kısmında da idrar tutamama, ciddi tansiyon düşmeleri gibi belirtilerin ya da bunla­rın tümünün birden olması. Bir de hastaların bir kısmı Parkinson tedavisine ya hiç cevap vermiyor ya da kısmi ve geçici bir düzelme gösteriyor. Bu, Parkinson sendromunun dejeneratif sebepleri arasında klasik Parkinson hastalığın­dan sonra en sık gördüğümüz çeşit. Buna Parkinson has­talığının kuzeni ya da yakın akrabası diyebiliriz. İkinci bir hastalık, PSP (ilerleyici göz hareketleri felci). Burada da önemli özellik yine Parkinson tablosunun olması. Özellik­le hareketlerde yavaşlama, katılık var, ama bu hastalarda ilk yıllardan itibaren sebepsiz düşmeler de söz konusu. Ay­rıca, göz hareketlerinde bir yavaşlama başlıyor, başlangıç­ta özellikle yukarı aşağı bakışta, giderek gözün her türlü hareketi kısıtlanıyor. Bir başka nadir görülen "dejeneratif Parkinson" çeşidi de CBD (kortikobazal ganglionik deje­nerasyon) dediğimiz hastalık. Burada çok asimetrik ve çok tutuk bir tablo söz konusu. Parkinson hastalığında olduğu gibi bu hastalık da asimetrik başlar, hatta asimetri çok da­ha belirgindir. Bir taraf çok belirgin, tutuk ve yavaşlamış­ken, öbür tarafta hiç bulgu bulmayabilirsiniz. Bu hastalık­ta titreme çok daha nadir görülür ve birkaç yıl içinde bir bunama şekli de eklenir tabloya.