Epidural Bolgeye Steroid Verilmesi

Epidural bölgeye steroid verilmesi

Öncelikle düzeltilmesi gereken bir önyargı steroidlerin, kortizonun tıpta kul­lanımı ile ilgilidir. Halk arasında genel kanı kortizonun son derece önemli yan etkilere sahip olduğu şeklindedir. Bu bir dereceye kadar doğrudur. Ancak korti­zon da aynı antibiyotikler gibi bir çok değişik biçimde ve özelliktedir. Tek bir ilaç tipi değildir. Bu nedenle doğru kullanıldığı taktirde hiç bir önemli yan etkiye neden olmaz.

Steroidlerin omurilik çevresindeki sinirlere verilmesi 50 yılı aşkın bir süredir uygulanmaktadır. Sinirler omurilikten çıktıktan sonra epidural adı verilen silindire benzer bir kılıfa ulaşırlar. Bu kılıf içerisinde disk hernisi ya da başka bir nedenle enflamasyon- yangı meydana gelmişse steroidlerin sistemik yani ağızdan ya da damarla verilmesi yerine doğrudan o bölgeye verilmesi çok daha etkili olmaktadır.

Disk fıtığı, omurga kanalı darlığı, faset eklemlerde meydana gelen artritlerde steroidler doğrudan o bölgelere verilebilir.
Bu işlem her zaman görüntüleme altında ve elektrot adını verdiğimiz ucu dokunun özellikleri ölçen iğnelerle ve güvenli bir biçimde ameliyathane koşullarında gerçekleştirilir.

Uygulamadan sonra hasta bir kaç saat dinlendirilir ve evine gönderilir. Evde bir haftaya kadar yatak istirahatı önerilir. Daha sonra bel kaslarını kuvvetlendirecek egzersizler verilir.

Şekerli hastalarda da uygulanabilir. Ancak uygulamadan sonra bir kaç gün süre ile kan şeker tayini daha sık yapılmalıdır.

Epidural Steroid Enjeksiyonu


Epidural steroid enjeksiyonu, güçlü yangı giderici etkileri olan kortizon türü ilaçların omurga kanalı içine uygulan­masıdır. Dünyada 40 yıldan fazla zamandan beri omurga kaynaklı çeşitli ağrıların tedavisinde kullanılan, iyi sonuçlar alınmasını sağlamasının yanı sıra yan etkileri minimal olan bir işlemdir.

Epidural enjeksiyonun genel amacı fıtık başlangıcı ya da fıtık olan disk bölgesindeki ödemi ortadan kaldırmak, disk çevresindeki yangıyı ve olası bir sinir kökü basısını azaltmaktır. Düşük riski ve önemli bir yan etki potansiyeli olmaması nedeniyle yaygın bir yöntemdir. Özellikle ilaç tedavisi, egzersiz ve fizik tedavi gibi konservatif yöntemlerle düzelme sağlanamayan disk kaynaklı bel, bacak, boyun ve kol ağrılarında tercih edilir.
işlemin uygulandığı hastaların büyük bölümünde ağrı tamamen yok olur. Ağrı ile birlikte görülen hissizlik, uyuşukluk, kas güçsüzlüğü gibi belirtil­erde de önemli iyileşme görülür. Düzelme sağlanamayan az sayıdaki hastada ise işlem tekrarlanabilir. Genel kabul, işlemin bir kaç ay içinde 3 kez uygulanabile­ceğidir.
işlem lokal anestezi altında ve ayrıca hastaya sedasyon sağlayıcı ilaçlar verilerek yapılır. Hasta işlem sırasında ağrı duymaz.

Yan etkileri çok seyrektir. Sınırlı bir alana verilmesi ve sistemik yayılımının çok az olması nedeniyle steroide bağlı yan etkiler hemen hemen hiç görülmez, işlem sonrasında bazı hastalarda, yatak istirahatı ve ağrı kesicilerle kontrol altına alınabilen, geçici baş ağrısı görülebilmektedir. Bu durumun görülme sıklığı yaklaşık binde birdir. Görüldüğü gibi epidural enjeksiyonun en sık görülen komplikasyonu bile oldukça seyrek olarak karşımıza çıkmaktadır. Enfeksiyon ise oldukça ender görülen ciddi bir yan etkidir. Önlemek için işlem tamamen steril koşullarda yapılmalıdır, iğnenin giriş yeri ve epidural boşluk radyolojik görüntüleme altında belirlendiğinden kanama, sinir hasarı gibi ciddi yan etkilere neredeyse hiç rastlan­mamaktadır.

Uygulama sonrası bel ağrısı şikayetinde düzelme, işlem sonrası bir kaç günle iki hafta arası bir zamanda gerçekleşir. Düzelmenin işlem yapılır yapılmaz hemen gerçekleşmesi beklenmemelidir. İşlemin yapıldığı günün ertesi günü yatak istirahatı önerilir. Genellikle hastalar daha önce yapamadıkları bir çok zorlayıcı aktiviteyi yapabilir hale gelebilecek kadar düzelme gösterirler. Ancak kendilerini zorlamamaları konusunda uyarılmalıdırlar, işlemden sonra doktor kontrolü altında ve fizyoterapist gözetiminde kontrollü olarak artan aktivitelerde bulunulmalıdır.

Epidural Lizis

Girişimsel ağrı tedavisi, akut ve kronik ağrıyı dindirmeyi amaçlayan birçok değişik tekniği içerir. Bu dal son yıllarda tıbbın en hızlı gelişen branşı olmuştur. Epidural aralık omurga kanalının iç yüzeyi ile omuriliği çevreleyen koruyucu tabaka arasındaki ince bir alandır. Bel ve bacak bölgesindeki kronik ağrının önemli bir sebebi epidural aralık dediğimiz, omuriliği çevreleyen zarın üzerindeki bu boşlukta oluşan yaygın yapışıklıklardır.

Bu yapışıklıklar genellikle bel bölgesine uygulanan cerrahi operasyonlar sonrası iyileşme döneminde oluşurlar. Yapışıklık dokusu sinirlerin doğal hareketlerini sınırlayarak ciddi ağrıya neden olur.

Epidural lizis, sözü edilen yapışıklıkların ortadan kaldırılması yoluyla sinirlerin rahatlatılması ve böylece ağrının dindirilmesi işlemidir. Bu girişim hem bel hem de boyun bölgesinde uygulanmaktadır. Bunun için, bir gitar teli inceliğin­deki içi boş bir kateter işlemi gerçekleştiren hekim tarafından uygun bölgeye yerleştirilir.

Bel bölgesi için anatominin uygunluğu nedeniyle en çok tercih edilen giriş yeri kuyruk sokumunun üzeridir. Bu bölgede omurga kanalının doğal bir açıklığı bulunur. Bu açıklıktan kateter omurga kanalı içine ilerletilerek epidural boşluğa yerleştirilir. Bazı durumlarda ise giriş yeri olarak bel omurlarının arası da tercih edilebilir. Boyun bölgesi için kateter boyun omurlarının arasından epidural boşluğa yerleştirilir.

Lokal anestezi uygulandıktan sonra kateterin içinden geçirileceği iğne yerleştir­ilir. Daha sonra da kateter bu iğnenin içinden ilerletilerek amaçlanan bölgeye ulaşılır. Gerek iğnenin gerekse kateterin yerleştirilmesi aşamalarında bilgisayar destekli görüntüleme yöntemlerinden faydalanılır. Bu şekilde iğnenin ve kate­terin yanlış bölgelere ilerletilmesi riski ortadan kaldırılmış olur. Ayrıca görün­tüleme sayesinde epidural yapışıklıkların yeri de saptanarak kateterin tam olarak doğru bölgeye yerleştirilmesi sağlanır.

Kateter yerleştirildikten sonra hasta operasyon salonundan dinlenme odasına alınır. Bu arada kateterden ilk ilaç uygulanır, ilk ilaç uygulandıktan 30 dakika sonra ikinci ilaç bir pompa yardımıyla 30-60 dakika süre içinde yavaş yavaş verilir. Bu sırada işlemin bel ya da boyun bölgelerinde gerçekleştirilmesine bağlı olarak hastanın bacaklarında ya da kollarında uyuşukluk meydana gelebilir. Bu durum ilaçların etkisi olup tamamen geçicidir, ikinci ilaç da tamamlandıktan sonra 2 ya da 3 saatlik istirahatın ardından hasta evine gönderilir, işlem 1 ya da 2 gün daha tekrarlanacağından kateter çıkarılmaz. Kateterin varlığı hastaya önemli bir rahatsızlık vermez. Hastanın durumuna göre toplam 2 veya 3 gün kateterden ilaç verilme işlemi tekrarlanır. Bu 3 gün süresince hasta istirahat etmelidir.

Üçüncü tedavi gününün sonunda kateter çıkarılır. Bu aşamadan sonra hasta birkaç gün daha istirahata devam eder. işlemin etkisinin tam olarak değer­lendirilmesi için 7-14 günlük bir süreye ihtiyaç vardır. Unutulmaması gereken en önemli noktalardan biri bu işlemin tedavinin sadece bir bölümü olduğudur. Kateterden verilen ilaçlar sinir köklerini çevreleyen yapışıklıkları eritir ve ödemi azaltır. Bu şekilde ağrısız bir dönem kazanılmış olur. Bu ağrısız dönem iyi değerlendirilerek egzersiz tedavisi ve gerektiğinde fizik tedaviyle sinirlerin tama­men serbestleşmesi sağlanmalıdır.