Prostat Spesifik Antijen (PSA)
PSA, kallikrein gen ailesinden olup erkeklerde prostatik epitel ve peri-uretral glandlardan sentezlenen serin bir proteazdır (154). PSA’yı kodlayan gen 19.kromozomda (19q13) bulunmaktadır (155). PSA seminal sıvı içerisinde sekrete edilmekte olup burada yüksek konsantrasyolarda (mg/ml) bulunmaktadır ve seminal koagulumun likefaksiyonundan sorumludur. PSA, normalde serumda düşük konsantrasyonlarda ( ng/ml ) hem bağlı hem de serbest şekilde bulunmaktadır (156). PSA’nın büyük bir kısmı serumdaki antiproteazlarla kompleks oluşturmakta olup bunlar primer olarak a-1 antikimotripsin (ACT) ve a-2 makroglobulindir (MG). PSA’nın bağlandığı diğer inhibitörler protein C inhibitörü (PCI) (seminal sıvıda bulunur ve PSA’nın yaklaşık %5’i ile kompleks oluşturur), a-1 antitripsin ( PSA-AT) ve inter-alfa-tripsin inhibitörü ( PSA-ITI )’dır (157). Serumdaki PSA’nın büyük bir kısmını kompleks-PSA oluşturmaktadır. Serbest PSA’nın ACT ile kompleks oluşturması sonucunda proteaz inaktive olmasına rağmen PSA-ACT kompleksi günümüz yöntemleri ile ölçülebilmektedir. PSA ile MG arasındaki kompleks sonucunda MG hala bazı proteolitik aktivitesi olsun yada olmasın muhtemelen prostatik epitelde serum içine salgılanmadan önce inaktif olarak bulunmaktadır. Bu serbest ve inaktif PSA antiproteazlar ile komleks oluşturmaz, serumda serbest olarak dolaşır ve ölçülebilmektedir.
Kompleks PSA’nın serumdan klirensinin büyük moleküler ağırlığı nedeniyle glomerüler filtrasyona uğramayacağı için hepatik yolla olabileceği düşünülmektedir. Ayrıca diğer proteaz sistemlerinin klirensi de hepatik mekanizma ile olmaktadır. PSA’nın serum yarılanma süresi tüm prostatik doku ortadan kalktıktan sonra 2-3 gündür. Serbest PSA’nın serumdan klirensi çok daha kısa olup 2-3 saattir ve klirens muhtemelen glomerüler filtrasyon ile olmatadır
PSA salgılanması androjenden direkt olarak etkilenmektedir. Prostat dokusundaki PSA’nın immünohistokimyasal olarak tesbiti 0-6 ay ve 10 yaşından sonra olmak üzere 2 pik gösterdiğini ve bunun testosteron seviyeleri ile uyumlu olduğu gösterilmiştir. Serumda PSA, LH ve testosteron seviyelerinin artması ile pubertede tesbit edilebilmektedir. Serumda PSA seviyesinin yükselmesi normal prostatik yapının bozulması sonucunda fazla miktardaki PSA’nın dolaşıma geçmesi ile olmaktadır. Bu çeşitli prostatik hastalıklar dışında prostat masajı, biopsisi gibi çeşitli prostat manüplasyonu sırasında da meydana gelebilir. Prostatik travma (prostat biopsisi gibi ) sonrası dolaşıma geçen PSA’nın serum normal değerlerine dönmesi yaklaşık 4 haftalık bir süre gerektirmektedir. PM sonrasında serum PSA seviyesi yükselmekle birlikte bu klinik olarak anlamlı olmamasına rağmen yalancı pozitif sonuçlara yol açabilmektedir. Yaşları 20-35 arasında değişen 100 erkekte yapılan çalışmada ejakülasyondan 1 gün sonra yapılan PSA ölçümlerinde serum PSA değerinin önemli derecede azaldığı görülmüştür
Serum PSA seviyesindeki yükselme prostatik bir patolojiyi göstermekle birlikte, bu yükselme prostat kanserine özgü değildir. Ayrıca gerek PM gereksede TRUS subjektif bir değerlendirme olmasına rağmen PSA ölçümü objektif bir değerlendirmedir. Prostat kanseri riski direkt olarak serum PSA değeri ile ilişkilidir. Çalışmalar arasında farklılıklar olmasına karşı tarama yapılan populasyonda biopside tümör tesbit edilebilme olasılığı PSA’sı 4 ng /ml’den az olan grupta 1 /50, PSA’sı 4 ng/ml’den fazla olan grupta 1/3, PSA değeri 4-10 ng/ml olan grupta ¼ ve PSA değeri 10 ng/ml üzerinde olan grupta ise ½-2/3 arasında değişmektedir (151). Prostat kanserini taramada PSA ve PM’nin kombinasyonu en efektif metoddur. Taramada yalnız olarak PSA kullanıldığında protat kanserinin %18’ine tanı konulmazken bu değer yalnız başına DRM kullanıldığında %45’dir. Ayrıca yüksek PSA değeri ile tanısı konulan prostat kanseri yalnız başına PM ile tanı konulan tümöre göre daha sıklıkla organa sınırlıdır.
Genel populasyonda prostat kanserini tesbit etmede tarama testi olarak serum PSA’nın ( > 4 ng/ml ) sensitivitesi %75-87, spesifitesi %37-63, pozitif prediktif değeri ise %32-34’dür . Erken evre prostat kanserinin tanısında serum PSA değeri yeterince spesifik ve sensitif değildir. Prostat kanseri tanısında PSA’nın sensitivitesini ve spesifitesini arttırmak, BPH’ya bağlı PSA artışını prostat kanserine bağlı olandan ayırmak için değişik PSA kavramları ortaya konulmuştur.