Bebek Emzirmede Yeterlilik
Öz yeterlilik inancı, bireylerin kendilerini nasıl hissettiklerini, düşündüklerini, kendilerini nasıl motive ettiklerini ve nasıl davrandıklarını belirleyen bir faktördür. Yüksek bir yeterlilik inancı, başarıyı ve kişisel doyumu artırır. Yüksek yeterlilik inancı olan kişiler, hedeflerine ulaşmada çok kararlı olurlar. Hata ya da yenilgilerden sonra öz yeterlilik duygularını çok hızlı onarabilirler. Bunun tersi durumlarda ise öz yeterliliği düşük olan bireyler, kendilerine tehdit olarak gördükleri zor işleri yapmaktan kaçınmakta, çaba göstermeyerek hemen vazgeçme eğiliminde olmaktadırlar.
Annenin kendi kendine edindiği emzirmede yeterlilik durumu; annenin emzirmeyi seçip seçmemesine, emzirme yöntemlerini bilip bilmemesine, bunun için ne kadar süre harcayacağına ve emzirmedeki zorluklara duygusal olarak nasıl cevap vereceğine bağlıdır. Annelerin emzirme konusunda edindikleri bilgileri davranışa dönüştürmede kendilerine inanmaları ve özgüven taşımaları önemlidir.
Yapılan çalışmalar; birçok ülkede annelerin büyük çoğunluğunun erken dönemde anne sütü ile beslemeyi kestiklerini göstermiştir. Bu durumun en sık rastlanan nedenlerinin; annelerin emzirme konusunda yeterli olmadıklarına inanmaları, emzirmede güçlükler ile karşılaşmaları ve özellikle postpartum dönemde ortaya çıkan ruhsal sorunlarla başa çıkmakta zorlanmaları olduğu belirtilmiştir
Bandura’ya göre kendine yeterlilik teorisi; sosyal destek sağlayarak yeteneklerini ve karakterini geliştirmeyi, kendine güveni artırmayı ifade etmektedir. Öz yeterlik, Bandura'nın Sosyal Öğrenme Kuramı'nda (Sosyal Bilisşel Kuram) öne çıkan önemli bir kavramdır. Bandura'ya göre özyeterlilik, bireyin kendisine verilen işi organize edebilme ve başarabilme yeteneği ile ilgili yargılardır. Albert Bandura (1997) “bireylerin olası durumlar ile başa çıkabilmek için gerekli olan eylemleri ne kadar iyi yapabildiklerine ilişkin yargılarını” öz yeterlilik algısı olarak tanımlamıştır. Öz yeterlilik bireyin becerilerinde ne kadar yetkin olduğu ile değil, kendi becerilerine olan inancı ile ilgilidir.
“Emzirmede kendine yeterlilik teorisi”, ‘ben yapabilirim’ anlamını ortaya çıkarmada altı temel kaynaktan oluşmaktadır. Bunlar;
1. Performans ya da yaşanılmış deneyimler
2. İzlenen deneyimler (emziren kişiyi izleme)
3. Hayali deneyimler
4. Fiilen desteklenme (Arkadaş, aile, sağlık personeli vb.)
5. Fizyolojik cevaplar (stres, anksiyete, yorgunluk vb.)
6. Emosyonel durum’dur. Emzirme sürecini ve etkinliğini olumsuz etkileyen önemli bir neden annelerin
kendilerini emzirme konusunda yeterli görmemeleri ve özgüven duymamalarıdır . Emzirme konusunda yapılmış yeterliliğe ilişkin çalışmalara bakıldığında, yeterlilik emzirmenin erken dönemde bırakılmasında önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Yapılan çalışmalarda anne sütünün verilmesi ve sürekliliğinin sağlanmasını kişisel özellikler, annenin yaşı, sosyo-ekonomik durumu, etnik yapı, sigara içme durumu, annenin çalışma durumu, annenin kendine olan güveni, doğum öncesi bilgisi, annenin emzirmeye karşı tutumu, hastane politikaları (Bebek dostu hastaneler gibi), anne ve bebeğin hastanede ve evde aynı odada kalması, doğum sonu birkaç gün içinde ek gıda başlaması, doğum sonu hastanede kalış süresi, aile içi desteğin yetersiz olması, annenin emzirme deneyiminin olması, annenin eş, iş, arkadaş ve sağlık personeli ile ilişkisi, ebe, hemşire ve doktorun emzirme konusundaki bilgisi ve annenin profesyonel destek alması gibi faktörlerin etkilediği saptanmıştır.
Anneye emzirme yeterliliğinin kazandırılmasında, annenin kendi deneyimleri etkili bir faktördür. İzlenimlerin ve deneyimlerin paylaşılmasını içeren “Emzirmede Akran Eğitimi Programları” ile emzirmenin popülaritesi ve emzirme yeterliliğinin arttığı gösterilmiştir.
Uzun süreli ve etkili emzirme, orta ya da üst düzey eğitime sahip, evli ve daha büyük yaşlardaki annelerde daha yüksek oranlarda olmaktadır. Halla ve Hauckb’un Avustralyalı annelerde emzirme hakları konusunda yaptıkları çalışmalarında; annenin küçük yaşta olması, emzirme için desteklenmemesi, düşük gelirli olması ve çalışmaması gibi faktörlerin emzirme kararı almada gecikmeye neden olduğu saptanmıştır.