Karaciğer Nakli Sonrası Yaşam ve Hasta Bakımı
Karaciğer
naklinden sonra erken dönemde gözlenen cerrahi komplikasyonlar (vasküler ve
biliyer) ve infeksiyonlar en önemli morbidite ve mortalite nedenidir. Son
yıllarda artmış cerrahi deneyim ve yeni cerrahi teknikler ile cerrahi
komplikasyonlar önemli ölçüde azalmıştır. Diğer yandan hem kullanılan
immunsüpresif tedavi hem de operasyon alanının geniş olması nedeni ile bu
hastalardaki infeksiyonlar nakil sonrası erken dönemde halen en önemli
mortalite nedenidir. İlk haftalar bakteriyel infeksiyonlar sık gözlenirken daha
sonraki dönemlerde fırsatçı infeksiyonlar öncelik kazanır.
Takrolimus
kullanımının yaygınlaşmasından sonra nakil sonrası akut ve kronik rejeksiyon
oranı belirgin şekilde azalmıştır. Genel olarak akut rejeksiyonda yüksek doz
steroid kullanılmaktadır. Tedaviye sirolimus veya mikofenolat mofetil gibi
ikinci bir immunsüpresif ajan eklenebilir. Yanıt vermeyen olgularda anti-lenfosit
preperatları kullanılabilir.
Nakil
sonrası geç dönem komplikasyonlar ise nefrotoksisite, de novo hepatit,
hematolojik komplikasyonlar ve lenfoproliferatik hastalık şeklinde
sınıflandırılabilir. Tüm komplikasyonlar hastaların yakın ve ayrıntılı takibi, immunsüpresif
tedavinin doğru seçimi ve yakın izlemi ile azalmıştır. Tüm bunların sonucu
olarak da; artık karaciğer nakli sonucu sağkalım oranları merkezlere göre
değişmekle birlikte 1. yılda %80-90’lara 5 yılda ise %70-80’lere çıkmıştır.
Son
yıllardaki sağkalım oranlarındaki yüksek başarı, karaciğer nakli ile ilgili
çalışmaların hastaların yaşam kalitesini arttırmaya yönelmesini sağlamıştır.
Nakil hastalarında infeksiyonların önlenmesi ve zamanında tanınıp tedavi
edilmesi sağkalımı şüphesiz ki olumlu yönde etkileyecektir.