Uyku Apnesi Nedir Uyku Apnesi Sendromu

Tıkayıcı Uyku Apnesi Nedir, Uyku Apne Sendromu Tedavisi

Normal kişilerde uykuda apne dönemleri olur, bunlar genellikle zararsızdır. Ancak ba­zı hastalarda sağ kalp yetersizliği ve pulmo-ner hipertansiyon apneyle birlikte üst solu­num yolu tıkanıklığına bağlı olabilir. Apne burundan ve ağızdan hava akımının en az 10 saniye süreyle kesilmesidir. Uyku apnesi sendromu ise yedi saatlik uyku boyunca 30'un üzerinde apne ya da bir saatlik uyku­da beşin üzerinde apne döneminin görül-mesidir. Hastalar genellikle durumlarının farkında değildir ve yakınları tarafından ge­tirilirler. Başlıca yakınmaları horlama (%100), gün içinde uyuklama (%78), dikkat­sizlik (%70), kişilik değişiklikleri (%48), em-potans (%42), geceleri idrar kaçırma (%30), sabah baş ağrıları (%36) ve hipertansiyon­dur (%52). Aile öyküsünün yanında, fizik muayenede hipertrofik tonsil ve adenoid dokularına, gevşek ve sarkmış yumuşak da­makla uvulaya dikkat etmek gerekir. Ender rastlanan Pierre Robin sendromu, Crouson hastalığı, retrognati, masseter kasının man-dibulaya anormal yapışması gibi anatomik bozukluklar da unutulmamalıdır. Uyku apnesine solunum yolunun herhangi bir yerin­deki daralma (septum deviasyonu, nazal polip, farinks, suproglottik larinks, dil kökü tümörleri, akromegali ve hipotroidi gibi dili büyüten nedenler) ya da ilaçlar (alkol, anti-epileptikler, antihistaminikler, sedatif trankilizanlar) yol açabilir.

Uyku apnesinin tanısında en önemli yön­tem polisomnografidir. Gece boyunca, uyu­yan hastada ENG, EOG (REM ya da non-REM), EEG (uyku), EKG (aritmiler), burun/ağız hava yolu akımı, göğüs/karın hare­ketleri (apnelerin sayısı ve uzunluğu) çene EMG'si (milohiyoid kas tonusu) ve oksijen satürasyonu ölçümleri yapılır. Hipertansi­yon, aritmi, sağ ventrikül hipertrofisi, polisi-temi ve solunum işlevlerinin bozuk olması uyku apnesine bağlı ileri evre bir hastalığı gösterir. Merkezi apne, tıkayıcı (periferik) ve karma apne olarak apneler üçe ayrılır. Merkezi apnede solunum eforu (çabası) ol­madığı gibi hava akımı da yoktur. Buna kar­şın tıkayıcı apnede solunum çabasını üst so­lunum yolu tıkanıklığı izler.

Üst solunum yolu tıkanıklığının düzeneği tam olarak bilinmemektedir, ancak uykuda dil yumuşak damak ve farinks kasları etkin­liğinin azaldığı ve bu azalmış etkinliğin mer­kezi bir yönünün de olduğu sanılmaktadır. Sözkonusu kaslardaki tonus kaybı hava yo­lunda emilim etkisine (suction effect) bağlı daralmaya neden olur. Solunum çabası art­tıkça emilim etkisi artar ve tıkanıklık artar. Hasta hipoksiye girince artan kas tonusuyla uyanır, hava yolu açılır.

Tıkanıklığın yerini belirlemek amacıyla fibe-roptik endoskopi yapılır. Müller manevra­sıyla endoskopi sırasında sorun yaratan böl­ge saptanır. Ayrıca baş ve boynun lateral, sefalometrik görüntülerinde, seslenim (fo-nasyon) sırasında velofarinks sfinkterinin etkisi gösterilebilir. Bilgisayarlı tomografi in­celemelerinde dil köküyle posterior farinks duvarı arasındaki uzaklığın 10 mm'yi geç­mesi durumunda hipofarinks düzeyinde tı­kanma olduğu kanısına varılır.

Tıkayıcı uyku apnesinin tedavisinde ilk ba­samak hastanın zayıflamasıdır. Alkol ve si­gara yasaklanır ve hastanın gece yatma po­zisyonuna dikkat etmesi istenir. Tıbbi teda­vide en sık kullanılan maddeler trisiklik antidepresanlardır. Ancak söz konusu ilaçların taşikardi, idrar retansiyonu ve ağız kuruluğu gibi yan etkileri bulunmaktadır. Hipoventi-lasyonlu kişilerde bir solunum uyarıcısı olan medroksiprogesteron asetat kullanılır. Ase-tazolamid ve nalokson da kullanılmış ancak yararı görülmemiştir.

Sürekli pozitif basınçlı hava (CPAP) son de­rece yararlıdır ancak hastanın gece boyunca bir aygıt taşıması bu yöntemin kötü yanıdır. Cerrahi tedavide önce burundaki ve boğaz­daki sorunların ortadan kaldırılmasına çalı­şılır. Septum deviasyonu, konka hipertrofisi ve poliplerde hipertrofik tonsil ve adenoid dokusuna yönelik girişimler uygulanır. Kalp ve akciğer işlevleri ileri derecede bozulmuş kişilerde (ör. Pickvvick sendromu= obezite, uyuklama, sağ kalp yetersizliği) acil traketo-mi gerekebilir. Bu grupta ölüm oranı yük­sektir. Uvulopalatofaringoplasti (UPPP)'yle tonsillektomiyle birlikte yumuşak damak ve uvula rezeksiyonu uygulanarak daralmış olan alanın genişletilmesi amaçlanır. Bu iş­lemle tıkayıcı uyku apnesinde başarı oranı %50 iken horlamada %95'tir. Ameliyat endi-kasyonları oksijen satürasyonunun %80'in altında ve apne indeksinin kötü olması, be­lirgin derecede gündüz uyuklaması ve yan odadan duyulacak kadar horlama (heroik horlama) bulunması ve uyku sırasında ileri derecede kalp aritmisi saptanmasıdır.

Uygulanabilecek öteki cerrahi girişimler, maloklüzyon ve retrognatine mandibulanın ilerletilmesi, dilin öne çekilmesi, hiyoid ke­miğin asılması, dil kökü rezeksiyonudur.