Fobi Türleri
Fobiler nasıl gruplandırılır?
Durumsal fobiler, nesne fobileri, fonksiyon fobileri olarak gruplandırılır
1)Durumsal Fobiler:
Yükseklik fobisi en sık görülen durumsal fobilerdendir. Bu kişiler, yüksek katlı binalarda oturamaz, birkaç katlı bir binada bile pencereden bakamaz, tırmanan ve yamaçlı yollarda yürümekten bile rahatsızlık duyarlar. Bu durumla karşılaştıklarında yalnız korkmakla kalmazlar, bedenleri de tepki verir. Baş dönmesi, mide bulantısı ve halsizlik, bayılma eğilimi gibi durumlar ortaya çıkar.
Gök gürültüsü ve fırtına fobisi olan kişilerin hava durumu raporlarına karşı aşırı bir hassasiyetleri vardır. Bu kişiler hava durumu raporlarını korkuyla dinleyip havanın ne zaman bozacağını kestirmeye çalışırlar. Gök gürültüsü ve fırtınalarla karakterize olan kış mevsimini sevmezler ve kışın gelmesini hiç istemezler. Sert ve gök gürültülü kış gecelerinde ışıklarını bile kapatarak tüm bunlar geçinceye ya da sabah oluncaya kadar hiç yatağından kalkmayarak kalın bir yorganın altında saklanırlar.
Kapalı alan fobisi (klostrofobi) olan kişiler ise asansör ya da tünel gibi kapalı alanlarda büyük panik yaşarlar. Bu tür yerlerden korku halinde kaçınırlar. Yolculuklarının güzergahında tünel olduklarını öğrenirlerse o yolculuğu iptal edebilirler. Hatta asansör fobisi olan bir kişi çok acil bir işi olsa bile asansörü kullanmaksızın yorulsa ve geç kalsa da yüksek katlı bir yerin merdivenlerinden inip çıkmayı tercih edebilir. Kan görme fobisi, soluksuz kalma fobisi, dişçi ya da doktor fobisi, uçak fobisi, yeme fobisi, boşluk fobisi gibi fobiler de görülmektedir.
2)Nesne fobileri: Burada bir cisimden, ya da örneğin bir hayvandan korkulur.
Hayvan fobileri en çok görülen fobilerdendir. Böcek, yılan, fare fobisi, kanatlılar (küçük hayvanlar) şeklinde olabileceği gibi köpek ve kedi gibi evcil hayvanlara da yönelebilir. Sokakta köpek gezdirenler ne çok insanın köpekten korktuğunu kolaylıkla tespit edebilirler. İlginçtir ki, hayvanlar da kendilerinden korkan kişilerden pek hoşlanmazlar, onlar da korkan kişinin saldıracağından korkar, bir refleks olarak huzursuzlaşır ve peşinen saldırgan davranırlar. Bu da zaten hayvan fobisi olan kişi için durumu daha da vahimleştiren bir paradokstur. Öte yandan, hayvan fobileri sosyal hayatta kişiyi en az rahatsız eden fobi türüdür. Hayvanlardan uzak kalma karşılığında kişi bu rahatsızlığın belirtilerinden kendini uzak tutabilir. Okul öncesi dönemde çocukların hayvanlardan korkması yaygın ve normaldir. Oysa pek çok yetişkin bireyde de hafif düzeyde hayvan korkusu bulunur ve bu korkular çoğu zaman fobi düzeyine ulaşmaz. Çocuklardakı hayvan korkusu ve fobisinin yerleşmesi de ebeveynlerin hayvanlara karşı olan tutumlarıyla ilişkilidir. Hayvanlara karşı korkuları olan bir ailede yetişen çocuk büyük oranda yetişkinliğinde bile hayvanlara karşı mesafeli durabilir. Çocuklar aileleri tarafından bazı hayvan türleri ile korkutulduğunda da o hayvan türüne karşı ileriki yıllarda fobi geliştirebilmektedir.
Hayvan fobisi ne zaman başlar?
Hayvan fobileri daha çok erken çocukluk ve okul öncesi dönemde başlamaktadır. Hayvan fobileri daha çok kız çocuklarında yaygındır. Bu fobiler eğer çocukluk yıllarında tedavi edilmezse kişide daha da yerleşir ve ilerideki yıllarda artarak devam eder. Çocukluk döneminde özellikle kız çocuklarında hayvan fobilerinin yoğun görülmesi, kız çocuklarının aileleri tarafından korunmak amacı ile erkeklere göre hayvanlardan daha fazla uzak tutulma çabaları ile ilişkilidir. Ve ülkemizde özellikle kızların hayvanlardan korkması normal karşılanır ve yardım aranmaz. Hayvan fobisi olan kişilerin çocukluklarında ortalama çocuklardan daha fazla korkak, utangaç ve içine kapanık olduğu görülür. Yetişkinlikte ortaya çıkan hayvan fobileri daha çok travmatik bir tecrübe ile başlar. Örneğin köpek ısırması, kuş ya da kümes hayvanı gagalaması ya da kedi tırmalaması vb. Oysa çoğu fobik birey belirli bir hayvana karşı niçin fobi geliştirdiğini kendisi açıklayamaz. Bazen bir başkasının kötü bir deneyimine tanık olduklarını bildirirler. Çocuklara anlatılan korkutucu hayvanlarla ilgili masallar da onların hayvanlara mesafeli durmalarına neden olur. Özellikle ülkemizde hâlâ köpekler yılanlar ve baykuş gibi hayvanlarla ilişkili önyargılar (özellikle Anadolu'da baykuşun evin yakınına yuva yapmasının uğursuzluk getireceğine inanılır, kedilerin nankör olduğu inancı, öldüğünde sahibini yiyen kediler vs) vardır. Ve bu hayvanlar çocuklara yönelik yazılan çoğu masalların kötü karakterleridirler.
Hayvan fobileri daha çok kedi, köpek, örümcek, arı, yılan gibi hayvanlarla ilgili izole korkular şeklinde kendisini gösterir. Kişiler bu hayvanları gördüklerinde tahammül edemeyecekleri bir panik yaşarlar. Bazen bu hayvanların anılması bile onlardaki korkuyu tetikler ve kaçınma tepkilerine yol açar. Kişi, fobisi olduğu hayvanı gördüğünde ise yoğun ve şiddetli korku yaşar. Kendisini büyük bir stres altında hisseder ve panik yaşayıp terlemeye ya da titremeye başlayabilir. Kişi korktuğu hayvanla karşılaştığında o hayvanın kontrol edemediği anlık ve hızlı hareketleri karşısında kendisini daha da çaresiz hisseder. Kişi için uyaran, yani fobik olduğu hayvan ortadan kalktıkça paniği geçer ve kısa bir zaman içerisinde normale döner.
3) Fonksiyon fobileri: Bazı bedensel fonksiyonlarla ilgili korkular bu gruba girer.
Örneğin uygunsuz bir yerde tuvalete gitme ihtiyacı ile karşı karşıya gelmek korkusu (örneğin bir otobüs ya da teknede) buna örnek sayılabilir. Kişi bu nedenle tuvalet bulunmayan mekanlarda olmamaya çalışır. Örneğin tuvalet olmayan bir tekne ve benzeri küçük bir ulaşım aracına binmek istemeyebilir.