Benign Prostat Hiperplazisi

Benign Prostat Hiperplazisi

İnsidans ve Epidemiyoloji


Benign prostat hiperplazisi(BPH) erkeklerde en sık görülen selim tümör olup insidansı yaşla ilişkilidir. Otopsi çalışmalarındaki histolojik BPH prevalansı, 41-50 yaş erkeklerde yaklaşık %20’ den, 51-60 yaş erkeklerde %50’ e ve 80’den yaşlı erkeklerde %90’ların üzerine çıkmaktadır.

BPH gelişimindeki risk faktörleri tam anlaşılamamıştır. Çalışmalar genetik predispozisyonu ileri sürmekte veya ırksal farklılıkları bildirmektedir. 60 yaşın altında BPH için cerrahiye giden erkeklerin yaklaşık %50’sinde hastalığın kalıtımsal formu mevcut olabilir. Bu form olasılıkla otozomal dominant bir özellikte olup bu hastaların birinci derecede erkek akrabaları yaklaşık 4 kat fazla göreceli risk taşırlar.

Etyoloji

BPH etyolojisi tam anlaşılamamakla birlikte endokrin kontrollü görülmektedir. Prostat stromal ve epitelyal elemanlardan oluşur. Her bir bileşen tek aşına veya kombinasyon halinde, hiperplastik nodüllere ve BPH ile ilişkili semptomlara neden olabilir. Kastrasyon, yerleşmiş BPH’da gerileme ve üriner semptomlarda düzelmeyle sonuçlanır. Ek araştırmalar serbest testesteron ve östrojen seviyeleriyle BPH hacmi arasında pozitif korelasyon göstermiştir. Diğer bir durum yaşlanma ve BPH arasındaki ilişkinin yaşla artan östrojen seviyelerinin prostatı serbest testesterona sensitize eden androjen reseptörlerinin endüksiyonuna neden olmasından kaynaklanabileceğini gösterebilir.

Patoloji


BPH transizyonel zonda gelişir. Hücre syısındaki bir artışın sonucu olan hiperplazik bir süreçtir. Mikroskopik değerlendirme çeşitli oranlarda stroma ve epitelden oluşan nodüller bir büyüme kalıbını ortaya çıkarır. BPH’nın farklı yapılardan oluşan histolojik komponentleri medikal tedaviye potansiyel yanıtı kısmen açıklar. Anlamlı düz kas bileşeni olan hastalarda alfa blokör tedavisi mükemmel yanıtla sonuçlanabilirken çoğunlukla epitelden oluşan BPH’lı hastalar 5a-redüktaz inhibitörlerine daha iyi yanıt verir. Sttromada anlamlı kollajen komponenti olan hastalar her iki medikal edavi şekline de yanıt vermeyebilir.

Fizyopatoloji


BPH semptomları prostatın obstruktif komponentine veya çıkım direncine mesanenin sekonder yanıtına bağlı olabilir. Ostruktif komponent mekanik ve dinamik obstruksiyon olaraak bölümlenebilir. Prostat, üretra lümeni veya mesane boynuna büyümesi daha yüksek mesane çıkım direncine neden olan mekanik obstruksiyon gelişebilir. Düz kas ve kollajenden oluşan prostat stroması adrenerjik sinirlerden zengindir. Otonomik uyarınım düzeyiyle değişmek üzere prostatik üretra tonusu sağlanır. Alfa blokörlerin kullanımı bu tonusu azaltarak çıkım direncini düşürür. BPH’nın iritatif işeme yakınmaları artmış çıkım direncine mesanenin sekonder yanıtının sonucudur. Mesane çıkım obstruksiyonu kollajen birikimi kadar detrusör kası hipertrofisi ve hiperplazisine de neden olur. Kollajen birikimi mesane kompliyansındaki azalmadan büyük oranda sorumlu tutulmasına rağmen detrusör instabilitesi de bir faktördür.