Uykunun Epilepsiye Etkisi

Uykunun Epilepsiye Etkisi

Uyku bozuklukları epilepsi hastalarında sık görülen bir durumdur. Bu durum hastanın günlük işlevlerini azaltan, gün içindeki nöbet aktivitesini arttıran bir durumdur. Hızlı göz hareketlerinin olmadığı derin uykunun interiktal epileptik aktiviteyi artırdığı belirlenmiştir
Uykunun, epilepsi üzerine olan etkileri çeşitli çalışmalarda gösterilmiştir. Adachi ve ark. (71) temporal lob epilepsili hastalarda uyanıklık ve uykuda EEG kaydı yapmışlar; olguların %51,8'inde uyanıklıkta, %78,3'unde uykuda lateralize edici bulgu gözlemişlerdir.
Uykunun epilepsi üzerine etkisi epilepsi tiplerine göre farklılık göstermektedir (62,72). Uyku sırasında görülen nöbetlerin çoğu non-REM Evre II' de gözlenirken REM evresinde nöbet gözlenmemektedir (73-76). Herman ve ark. (77) 133 epilepsili hastada yaptıkları bir çalışmada; nöbetlerin %43,1'inin uyku sırasında meydana geldiği ve tüm uyku nöbetlerinin non-REM uykusunda başladığı, REM uykusunda nöbet görülmediğini belirtmişlerdir.
Uyku ile jeneralize tonik-klonik nöbet gelişimi arasındaki ilişki çeşitli çalışmalarda gösterilmiştir. Primer jeneralize tonik-klonik nöbeti olan hastalarda nöbetler genellikle uykuya daldıktan kısa bir süre sonra ya da sabaha karşı görülür. Absans ya da miyoklonik nöbetlerin eşlik ettiği jeneralize tonik-klonik nöbetler çoğunlukla uyanırken ortaya çıkarlar. Nöbetler sıklıkla non-REM uykusunda gelişirler
Semptomatik ve idiyopatik parsiyel epilepsilerde interiktal EEG deşarjlarının non-REM uykusu ile harekete geçtiği belirtilmiştir (68). Uykuda görülen parsiyel nöbetler epileptik fokus yerine ve epilepsi sendromunun tipine bağımlıdır. Frontal lob nöbetler, temporal lob nöbetlere göre non-REM evrede daha sık görülürken, temporal lob nöbetlerde sekonder jeneralize tipe daha çok non-REM uykuda geçer
Uyku yoksunluğunun mekanizması tam olarak açıklanamasa da nöbet veya interiktal deşarjları ortaya çıkardığı bir gerçektir. İnteriktal deşarjlar postdeprivasyon uykusunda %30-50, postdeprivasyon uyanıklılığında %15-30 sıklığında artabilmektedir (79). Rutin EEG'leri normal olan kompleks parsiyel, sekonder jeneralize olan basit veya kompleks parsiyel ve primer jeneralize tonik-klonik nöbetli olarak sınıflandırılan hastaları içeren bir çalışmada, 24 saatlik uyku deprivasyonunu takiben uyanıklık ve hemen arkasından yapılan poligrafık uyku EEG'si kayıtları sonucunda; primer jeneralize tonik-klonik nöbetli hastalarda 24 saatlik uyku deprivasyonundan sonraki uyanıklık EEG'lerinde, kompleks parsiyel, sekonder jeneralize olan basit veya kompleks parsiyel nöbetli hastaların 24 saatlik uyku deprivasyonundan sonraki uyku EEG'lerinde daha fazla patoloji olduğunu belirtmişlerdir
Sirkadian ritmin de nöbetlere katkısı olabilir. Örneğin primer jeneralize epilepsilerden Juvenil Myoklonik Epilepsi, absans nöbetleri, uyanma ile ilişkili epileptik nöbetler, lokalize ilişkili epileptik sendromlardan santrotemporal dikenli selim çocukluk çağı epilepsisi, benin çocukluk çağı oksipital nöbetleri, temporal lop epilepsisi, frontal lop epilepsisi uyku uyanıklık döngüsü ile yakından ilişkiliyken, yaygın semptomatik epilepsiler (West sendromu, Lennox-Gastaut sendromu, Progresif Myoklonik Epilepsiler vs) ilişkili değildir
Görüldüğü gibi nöbetlerin önemli bir kısmı uykululuk halinde ve non–REM evrede ortaya çıkmaktadır. Ancak epilepsi ve uyku arasındaki iliŞki tam olarak açıklanabilmiŞ değildir. Non–REM evrede talamokortikal bağlantılar interiktal epileptiform deŞarjları oluŞmasını tetiklediği, desenkronizasyonun ortaya çıktığı ve gama-aminobütürikasit inhibitör mekanizmaların yetersizliği sonucunda nöbetler oluŞtuğu düŞünülmektedir. REM uykusu ise talamokortikal senkronizasyon mekanizmalarının inhibisyonu ile karakterizedir. EEG paterninde desenkronizasyon ve epileptiform deŞarjların inhibisyonu görülür. Bu yüzden nöbetlerin çoğu bu evrede gözlenmez.