Başağrılarının Diğer Nedenleri

Başağrısının Diğer Nedenleri, Baş Ağrısı Nedenleri

Migrenin belirtileriyle ilgili daha ayrıntılı bilgiler üzerinde durarak, zaman zaman başağrısı çeken ba­zı okurların çeşitli endişelere kapılmalarını ve kendi kendilerine çeşitli teşhisler koymalarını engellemek sanırız yararlı olacaktır. Bazı ağrı türleri, migrenden çok daha ciddi hastalıkların habercisi ya da sonucu olabilir. Ayrıca, klasik migrenin uyarıcı belirtilerinden biri olarak kabul edilen bazı unsurlar, örneğin yüzün bir yanında görülen uyuşukluk ve konuşma yetersiz­liği, beyne giden damarlardan birinin tıkanması so­nucu ortaya çıkan işlev bozuklukları da olabilir. İleri­de de görüleceği gibi, bir migren atağı sırasında, bey­ne giden damarlar, kas duvarlarının büzülmesi sonu­cu daralırlar. Bölgesel uyuşuklukların, görme ve ko­nuşma kaybının nedeni de budur. Bu, beyin damarlarının tıkanması sonucu ortaya çıkan bozukluklar ka­dar tehlikeli olmayıp kısa bir süre sonra beynin iş­levlerine normal olarak yeniden dönmesiyle sonuç­lanan geçici bir rahatsızlıktır. Birçok migren hasta­sı, çeşitli fonksiyon kayıplarıyla ilk karşılaştıkların­da büyük bir paniğe kapılırlar. Ama bu bozuklukların kısa süre içinde geçtiğini ve normal yaşamlarına ko­layca dönebildiklerini ayrım sayınca hemen rahat­larlar.


Hiç kuşkusuz, başağrılarına yol açan daha birçok neden vardır. Onların tümünü sıralamak ve hepsiyle ilgili gerekli bilgiler vermek, bu kitabın sınırları için­de olanaksızdır. Bu nedenle, migren hastalığıyla do­laylı da olsa ilgilerinden ötürü sadece tansiyon ve bu­nalım kökenli başağrılarını ele almak sanırız yeterli olacaktır.

Tansiyondan kaynaklanan başağrıları, genellikle gözlerin üzerinde, başın arka kısmında bir ya da iki yanda ya da başka bölgede, bir bant biçiminde his­sedilir. Mide bu­lantısı ve kusma, bu tür başağrıların yaygın özellik­leri değildir. Ağrılar, uyku sırasında ortadan kaybol­makla birlikte, uyanmayla birlikte yeniden görülebi­lir. Migrenle kesin bir ilişkisi saptanamamakla birlik­te, üzüntü ve endişe sonucu tansiyonun yükselmesi üzerine ortaya çıkan başağrılarının migren ataklarını da çağırdığı bilinmektedir.

Bu tür ağrılara, kadınlarda aybaşı dönemlerinden önce ve aybaşı dönemi sırasında oldukça sık rastla­nır. Fakat başta fiziksel ve duygusal gerginlikler ol­mak üzere daha birçok nedenden dolayı hem kadın­larda, hem de erkeklerde görülebilir.

Bunalım kökenli başağrıları (depresif başağrısı) başın üst kısmında bir ağırlık, başı aşağıya doğru bas­tıran bir oüç şeklinde kendini gösterir. Bazen günler­ce ya da haftalarca sürebilir. Kişi, başağrısıyla birlikte bir isteksizlik ve bunalma duygusu hisseder. Bu tür bir başağrısı, aynı kişide migren ağrısıyla birlikte de ortaya çıkabilir ve her ikisinin tedavi yöntemleri çok farklıdır.

Sık sık tekrarlanan çok şiddetli başağrıları, insa­nın çok haklı olarak beyinde bir ur ya da bir damar tıkanması gibi ciddi endişelere kapılmasına neden olur. Ancak, du ağrılar bir görünüp bir kaybolarak yıl­larca sürmüşse, böylesine tehlikeli olasılıklar da bü­yük ölçüde azalmış demektir. Ancak şu da unutulma­malıdır: Kişinin kendi kendisine teşhis koyması son derece güç ve tavsiye edilemeyecek kadar risklidir. Bu nedenle en doğru yol, çok şiddetli başağrılarının görülmesinden sonra vakit kaybetmeden bir uzman doktora muayene olmak ve onun önerilerine göre ge­rekeni yapmaktır. Başarılı ve tüm gerekleri yerine ge­tirilerek yapılmış bir muayene sonucu, hastada mig­ren olup olmadığı kesinlikle ortaya çıkacak ve böy­lece öteki başağrısı olasılıkları unutularak en uygun tedavi yöntemi başlatılmış olacaktır. Günümüzde bazı büyük kentlerde kurulan migren klinikleri, gerek müz­min migren hastalarına, gerekse başağrılarından en­dişe eden kişilere ışık tutmakta ve onlara yol göstermektedir