Fekalom (Diski Tikaci) Nedir

Fekalom (Dışkı Tıkacı) Nedir

Fekalom sindirim borusunun son kısmını tıkayan çok büyük bir dışkı kütlesidir. Fekalom yavaş yavaş artarak teşekkül eder. Dışkı, kötü boşaltılması nedeniyle sigmoid bağırsak ve rektumda giderek çoğalır ve buna koşut olarak giderek kurur, sertleşir. Dışkılık kanalından dışarı atılabilmesi için çok katı ve çok büyük bir kütle teşkili ile sonlanın

Hasta, dışkılık kanalı ve dışkılıkta ağrılı bir gerginlikle birlikte devamlı dışkılamak ister. Fakat her defasında başarısız olur. Hiçbir şekilde kendiliğinden dışkı boşaltılamaz.

Bazen, bereket versin ki, fekalom teşekkülü nisbeten seyrektir ve kabızlık çeken şahıslardan başka diğer hastalıklarda da görülür. Ruhsal çöküntü genel durum bo­zukluğu, uzun süre yatakta yatma, bağırsak geçişi yavaşlamasını arttıran veya dış­kının olağan boşalmasını sağlayan mekanizmaları bozan bazı ilaçların alınması sonucu oluşur.

Kalınbağırsak Kanseri (Yemecesi)

Kalınbağırsak kanseri Batı ülkelerinde en sık rastlanan kanserlerden biridir. Asya ve Afrika'da daha düşük kaldığı halde, son 30 yıl içinde Batı toplumunda bu kan­ser sıklığı 2 defa daha fazla görülmektedir. Kalınbağırsak kanseri güncel olarak Türkiye'deki yıllık ölümlerin (134.627) il ve ilçelerde, (kırsal yöreler hariç) 83 Tinden sorumludur [60]. Sağlık Bakanlığının ölüm istatistikleri kitabından alı­nan bu rakamın gerçekte daha yüksek olduğu sanılmaktadır. Bu tür kanser sıklığı­nın artması nasıl açıklanabilir?

Çok sayıda çalışma göstermektedir ki, kalınbağırsak kanserleri esas olarak çevre etkenleriyle ve daha özel olarak da beslenme etkenleriyle oluşmaktadır. Böylece beslenme alışkanlıklarının değişimi, farklı beslenme düzensizliklerine neden ol­maktadır ki, bunlardan en az ikisinin, bu kanserin çoğalmasında büyük payı vardır:
Yağ ile birlikte tahıl ve nişastalı maddelerin fazla tüketimi ve liften yoksun beslenme.

Böylece kalınbağırsak kanseri ile süreğen işlevsel kabızlık arasında önemli bir bağ vardır. Aynı beslenme düzensizliği nedeniyle kanser sıklığında da büyük ölçüde artma olasıdır. Bu liften yoksun beslenmedir.


Bundan başka kabızlığın bizzat kendisi de bir tehlike etkenidir. Gerçekten bağırsak geçişi çok yavaş olduğunda, dışkı ve kalınbağırsak iç cidarı arasın­daki temas süresi artmakta ve böylece bu cidarın hücreleri üzerinde örsentilerin tekrarı, kanserleşme için ilave bir tehlike etkinliği taşımaktadır.

Migren (Tek Yanlı Başağrısı)

Migren nöbetleri ve kabızlık görünürde hiçbir ortak yanı olmayan iki hastalıktır. Mamafih gerçekten birinin diğerini kışkırttığı bu hastalıklar arasında, çok yakın bir ilişki vardır. Bu suretle daima çok ağrılı bir migren nöbeti, kalınbağırsak hareketle­rinde gerçek bir engelleme oluşturabilir. Kalınbağırsak kasları işlevini durdurur ve dışkı artık ilerlemez. Bunun aksine, bir sindirim sorunu için muayene olan migreni i hastaların %30'unda kabızlık vardır ve kabızlığın tedavisi başağrılarını azaltır. Böylece kabızlığın migren krizlerinden kısmen sorumlu olabileceği ortaya çık­maktadır. Her ne kadar klinik gözlemler, migren nöbetleriyle kabızlık arasında böyle bir ilişkinin varlığını bulmuşsa da bu ilişkinin tabiatı kesin olarak bilinme­mektedir.

Had Divertikulit Nedir

Had Divertikülit Nedir

Had divertikülit, divertikül ile şekillenmiş küçük keseciğin etrafında veya içinde bir iltihabın gelişmesidir. Bu iltihap genel olarak divertikülün iyi boşalamamasına bağlıdır:


Dışkı divertikül kesesinin dibinde kalır ve yerel iltihabı (yangıyı) oluşturur. Divertikülit çok değişik belirtilerle ortaya çıkar. Karnın alt kısımlarında dışkılama veya basınçla artan belirsiz ağrılarla meydana gelebilir. Giderek yangı geriler ve örsenti kendiliğinden çalıklasın Buna karşın, divertikülit gerçek bir abseye de dö­nüşebilir (sol taraf had apandisiti) veya peritonit tehlikesinin bulunduğu kalınbağır­sak cidarının delinmesine ve fistül (akarca) oluşumuna kadar gidebilir. Fakat bu karmaşma oldukça nadirdir.

Kalınbağırsak Kanaması

Divertiküllerin esas olarak kahnbarsağın damardan zengin bölgelerine uyan zayıf ci­darlarında oluştuğunu görmüştük. Böylece divertikül geliştikçe damarlara yaklaşır. Oy­sa yaşlılıkta damarlar bükülebi1irliğini kaybedip sertleşirler. Bu suretle divertiküller içinden sert dışkının geçişi esnasında bu damarlar yaralanabilir; yırtılarak cerrahi giri­şim gerektiren ağır bağırsak kanamalarına neden olabilir.

Hemoroidler (Gövergeler)

Hemoroidler, rektum veya dışkılık toplardamarlarının genişlemesiyle oluşmuş küçük şişliklerdir. Dışkılık büzgeni üstündeki toplardamarlar genişlediğinde iç hemoroid­ler, bu büzgenin altında ve dışkılık etrafındaki toplardamarlar genişlediğinde de dış hemoroidler söz konusudur. Dış hemoroidler çıplak gözle kolaylıkla görülebildiği halde, iç hemoroidlerin tesbiti için daha derin tetkike ihtiyaç vardır. Genellikle iç hemoroidler, yangılanıp veya kan pıhtısıyla tıkanmadıkça ağrılı değildirler.

Kan Görülmesi

En sık görülen alarm belirtisi, dışkıda veya tuvalet kağıdında kırmızı renkli kan görülmesidir. Bu kan görüldüğü zaman, hemen hekime muayene olma zorunluluğu vardır. İç hemoroidlere karşın, dış hemoroidler oldukça ağrılı olup büyük sıkıntı verirler. Dış hemoroidlerin hacmi arttığı zaman özellikle çok ağrılı olurlar. Ka­nama ve ağrı olduğunda hekime müracaat etmelidir. O zaman özellikle kalınbağır­sakta diğer örsentilerinin yok olduğunu ve iç-dış hemoroidlerin varlığını ortaya koyan tamamlayıcı tetkiklerle birlikte tam klinik bir muayene yapılır.

Hemoroidlerle kabızlık arasında ne gibi bir ilişki vardır? Hemoroidlerin kabızlık oluşturabileceğini daha önce görmüştük. Gerçekten dışkının geçişi ağrı uyandıra­bilir ve hemoroidden şikayeti olanlar mümkün olduğu kadar az dışkılama eğilimin­dedirler. Dışkı kalınbağırsakta birikir, kurur, sertleşir ve boşaltım sırasında daha çok ağrıya neden olur ve dışkılama korkusu giderek artar!

Fakat hemoroidler bir kabızlığın sonucu olarak da oluşabilir; fakat tek nedeni ka­bızlık olmaz. Gerçekten kaynağı ne olursa olsun süreğen kabızlıklarda, ıkınmalarla karın içi basıncı önemli ölçüde artar. Bu fazla basıncın kalınbağırsakta divertiküllerin husulüne yol açtığını biliyoruz; fakat aynı zamanda bunun toplar damar sistemi üzerinde de etkisi vardır. Hemoroid toplardamarlarında istirahat ha­linde, ıkınmadan evvel 20 mm Hg. olan basınç, ıkınma esnasında 200 mm Hg.ye kadar yükselebilmektedir. Gerçekten karın içi ve kalınbağırsaktaki basınç kanı dışarı doğru, yani dışkılık kanalı ve dışkılığa doğru iter. O zaman toplardamarlar şişer ve giderek gerçek hemoroid haline dönüşürler.

Yalancı İshaller

Kalınbağırsak cidarını oluşturan hücrelerle dışkının uzun süreli teması giderek tahrişe neden olur. Dolayısıyla, kabızlıkta dışkı aynı bölgede uzun süre kalıyorsa, hücreye olan saldırgan etki özellikle önem kazanır. O zaman hücreler, dışkı ile kendi zarları arasına bir koruyucu engel koyabilmek için önemli miktarda sıvı salgılarlar; bu sıvı kaypaklaştırıcı bir rol oynar. Bu sayede geçişi engellenmiş ve kurumuş dışkı, ka­lınbağırsak cidarları arasında yeniden kolaylıkla kayarak ilerler. Fakat bazen hücre salgısının bu mekanizması harekete geçirilince, sıvı oluşması daha fazla önem ka­zanır. Çok yapışkan, cıvık bir sıvı ve sert küçük dışkı parçalarıyla ayrışık bir karı­şım gösteren çok özel bir ishal şekli gelişir. Bu yalancı ishali, gerçek bir ishal gibi tedavi etmemeli, fakat bilakis kabızlık tedavisi uygulamalıdır. Bu yalancı ishal özellikle kasıntılı kabızlıklarda görülür. Zira sert dışkıya kalınbağırsak kaslarının kuvvetli kasılmaları, kalınbağırsak hücre örtüsündeki tahrişi arttırır.