Bakteriyel Vajinoz Nedir

Bakteriyel Vajinoz Nedir



Bakteriyel vaginozis, normal vajinal floranın değişmesi ile laktobasillerin kaybı ve anaerob bakterilerin artarak floraya hakim olması ile karakterizedir. Laktobasillerin azalması ile vajinada laktik asit yoğunluğunda düşme ve pH ‘ta yükselme görülür. Bu değişim ile vajinada az sayıda bulunan mikroorganizmalar çoğalmaya ve epitelyum hücrelerine tutunmaya başlarlar. Başta Gardnerella vajinalis olmak üzere artan anaerob bakteriler, proteinleri parçalayarak kadaverin, putresin gibi aminler oluştururlar. Bu aminler vajinada hoş olmayan kokunun oluşmasına yol açarlar. Anaeroblar tarafından salınan süksinik asit lökositlerin migrasyonunu engelleyerek, bu hastalarda lökositlerin artmamasını açıklar.



Bakteriyel Vajinit Belirtileri ve Tedavisi



Bakteriyel vaginozda süksinik asitin etkisi ile, lökositten fakir, epitelyum hücrelerinden zengin bir akıntı oluşur. Bakteriyel vaginozun klinik tanısı, Amsel kriterlerine göre konur. Bu kriterlerin en az üçünün varlığı tanı için yeterlidir.



1. Akıntı: Homojen, gri beyaz olan akıntı, özellikle vajina duvarlarında ve fornikslerde birikir.


2. Vajina pH’sının 4.5’ten büyük oluşu: Sağlıklı kadında vajina pH’sı 3.8-4.2 arasında, bakteriyel vaginozlularda ise pH 4.5-5.3 arasındadır.3. İpucu hücrelerinin varlığı: Vajen salgısında üzeri bekterilerle kaplı epitel hücreleri ipucu hücreleri olarak tanımlanır. Gardnerella ve anaerob bakterilerin hücreye sıkıca bağlanması ile oluşurlar.


4. Amin koku testi: Vajinal sekresyonlara 1-2 damla KOH eklenmesiyle balık kokusuna benzeyen amin kokusu oluşur (34).



Yapılan bir çok araştırma, bakteriyel vaginozun en sık cinsel temasla bulaşan hastalıklar polikliniğine başvuran hastalarda bulunduğunu göstermiştir. %33-64 arasında bakteriyel vaginoz görüldüğü bildirilmiştir. Böylece bakteriyel vaginozun cinsel tamasla bulaştığı düşünülebilir. Ancak cinsel aktivitesi olmayan kadınlarda da görülmesi, puberte öncesi kız çocuklarından da G. vajinalis’in izole edilmesi, eşli tedavilerde enfeksiyonun tekrarlaması bu düşünceye tezat oluşturmaktadır. Sendrom, cinsel aktiflerde tanımlanmış ve özellikle çok sayıda partnere sahip olanlarda sık gözlemlenmektedir.



Bakteriyel vaginoz gebelerde sık görülür ve kadınların %50’sinde asemptomatiktir. Semptomatik olgularda beyaz gri renkte, homojen akıntı ve fizik muayenede normal vajinal görüntü saptanmaktadır. Enfeksiyon gebe kadınlarda, erken membran rüptürü, preterm eylem ve doğum, koryoamnionit ve sezaryen sonrası endometrit risklerinin artmasına neden olur. Erken membran rüptürünün bakteriyel vaginozlu gebelerde 7.3 kat fazla olduğu bildirilmiştir (5). Erken doğumun gerçekleşmesinde polimorfonükleer lökositler ile lipopolissakkaritler ve peptidoglikanlar gibi ürünlerin, uterus desiduasında makrofajların toplanmasını aktive ederek IL -1beta, araşidonik asit, PGE2 düzeylerinde artışa neden olması ve uterus kasılmasını tetiklemesi şeklinde oluşmaktadır.



Bakteriyel vaginoz 19 yaşından küçük cinsel ilişkide bulunanlarda, HIV pozitiflerde, siyah ırkta ve rahim içi araç kullananlarda daha sık gözlenir (6).



Bakteriyel vaginozlu kadınlarda vajinal akıntının miktarı normalden çok fazla değildir. Vajinal duş, vajinal kanama ve yakın zamandaki cinsel ilişki vajina pH’sını değiştirirler. Vajinal duş florayı değiştirerek, pelvik inflamatuar hastalık ve bakteriyel vaginozis riskinde artışa yol açar. Kadınlar arasında yaygın olan vajinal duş uygulaması, yaş, eğitim düzeyi, sosyoekonomik statüden etkilenmektedir. Vajinal duşun, vajen enfeksiyonlarında artış, ektopik gebelik, preterm eylem, infertilite gibi sonuçları vardır.


Kaynak Site: http://zehirlenme.blogspot.com

Trichomonas Vajiniti Nedir

Trichomonas vajiniti Nedir



Trichomonas vajinalis’in etken olduğu vaginit, cinsel yolla bulaşan hastalıklar arasında en sık görülen enfeksiyonlardan birini oluşturmaktadır. Trichomonas vajinalis, anaerob, oval veya armut şekilli kamçılı bir parazittir. Sosyoekonomik durumun düşük olması ve birden fazla cinsel partnerin olması risk faktörleri olarak sayılabilir. Cinsel yol dışında enfekte havlular ve tuvaletlerden de bulaşabilir.



T. vajinalis, üretrit, sistit, servisit, endometrit, pelvik inflamatuar hastalığa yol açmaktadır. Gebelerde ise erken membran rüptürüne ve neonatal solunum yolu enfeksiyonuna, erken doğum ve düşük doğum ağırlığına neden olmaktadır. Diğer vajinal enfeksiyonlarla birlikteliği görülmekle birlikte, gebelerde %22 oranında bakteriyel vaginozla birlikte olabildiği belirtilmiştir. Enfeksiyon en sık 20-45 yaşları arasında görülür. Asemptomatik olmakla beraber kaşıntı, bol miktarda sulu yeşil, köpüklü akıntı, irritasyon, dizüri ve alt karın ağrısına neden olmaktadır. Vajinada eritem, servikste eritemli makül ve papüllerin oluşturduğu çilek görünümü olabilir. Hareketli protozoon olduğu için vajinal mukozaya mekanik sitotoksik bir etki yaratarak mukozal eritemin oluşmasına yol açmakta ve vajinanın pH’sı 5’in üzerine çıkmasına neden olmaktadır (17,45,49,67, 53).


Tanı mikroskobik olarak, kültür, PZR, ELİSA, indirekt fluoresan antikor tekniği ile konabilir. Mikroskobik incelemede, hastadan alınan akıntı örneğinin lam-lamel arası preparatlarda incelenmesi ile oval şekilli kamçılı ve dalgalanan zarın hareketi ile tanı konur. Ayrıca örneğin yayma preparatlarda Giemsa, May Grünwald, Papanicolau ve akridin oranj yöntemleri ile boyanması ile de tanı konulabilir. Tedavide metronidazol, ornidazol, furazolidon kullanılabilir. Tekrarlayan enfeksiyonları önlemek için eşlerin birlikte tedavi olması gerekmektedir.



Kaynak site: http://zehirlenme.blogspot.com

Candida Vajiniti Nedir

Candida vajiniti Nedir



Candida türleri insanlarda ağız, deri, barsak ve vajina florasında yaygın olarak bulunan ve enfeksiyona neden olan mantarlardır. Vaginitlerin büyük bölümünü candidalar oluşturur. Bunların %80-90’ından sorumlu Candida albicans’tır. C. glabrata, C. tropicalis, C. krusei ve C. parapsilosis de etken olabilir.



Erişkin kadınların %75’i yaşamlarında en az bir kez vulvovajinal kandidiyazis ile karşılaşır ve %45’i her yıl en az iki kez enfeksiyon geçirir (8). Candida vaginitine yol açan sebepler, gebelik, ilaç kullanımı (antibiyotik, steroid, oral kontraseptifler), diabet ve obezitedir. Enfeksiyon şiddetli kaşıntı, beyaz akıntı, yanma ve irritasyon ile gözlenir. Vajina girişinde eritem ve papüler lezyonlar vardır.


Candida Vajinal mantar hastalığı tedavi


Maya hücrelerinin epitele adhezyonunu pH ve östrojen artışı kolaylaştırır. Farklı insanlardaki epitelyum hücrelerine adhezyon derecesinin değişmesi ile bazı kadınlarda kolonizasyon yaparken, bazılarında ise enfeksiyona sebep olurlar. Candidalar proteaz ve fosfolipaz salınımı ile dokuya invaze olmakta ve kompleman komponentlerini bağlama yetenekleri ile immunglobulinlerin komplement bağlamasını ve fagositozu engellemektedirler. Tanı, klinik özellikler, pH nın normal sınırlarda olması, %10’luk KOH ile hazırlanmış lam-lamel arası preparatlarda psödohiflerin görülmesi ve kültür ile de konur. Candida türlerinin ayırımı 37 ºC’de üreme, yalancı miselyum, klamidospor ve çimlenme borusu oluşumu, üreaz varlığı, bazı şekerleri fermentleme, karbon kaynaklarını asimile etme gibi özelliklerin incelenmesi ile konur. Tedavide imidazoller, borik asit tuzları, polienler ve laktobasiller kullanılabilir. Hastaların çoğu uygun tedavi ile iyileşirken, %5-20’lik kısmında ise hastalık yineler. Tekrarlayan enfeksiyonların tedavisi oldukça zordur



Kaynak Site; http://zehirlenme.blogspot.com